upload
-
"iyi mi kötü mü olduğuna karar veremediğim dizi" bu dizi icin yapilabilecek en iyi tanim.
--- spoiler ---
hala ai'in cenazenin giris kapisinda sorusu "which one is cat?" olan captcha'yi cevaplayamadigi icin iceri girememesine guluyorum.
--- spoiler --- -
ilk iki bölümü biraz ağır aksak başlayan, fakat sonra açılan, her bölümde bir sürü cin fikirli ince esprinin bulunduğu büyük anlamlar yüklenmemesi gereken, eser miktarda bilim kurgu soslu romantik komedi dizisi.
--- spoiler ---
captcha olayı gerçekten çok komik.
--- spoiler --- -
-
netflix sen bizi nasıl bir bokun içine sokmuşsun netflix. o kadar alışmışız ki netflix kalıplarına, netflixde dizi izlemeye, böyle güzel yapımlar görünce dibim düşüyor. gerçekten keyifli başarılı bir iş olmuş.
-
black mirror'daki kasveti çıkarıp yerine bolca komedi unsuru ve romantizm ekleyince ortaya çıkan amazon prime dizisi. netflix yapımı değil diye midir nedir pek ilgi çekmemiş sözlükte. müzikleri güzel, konusu ilginç, bölüm süreleri kısa, efektler yerinde, kendini izletiyor eee daha ne olsun. ben çok sevdim diziyi.
--- spoiler ---
7.bölümdeki aleesha'nın dansında kahkaha attım ya o sahne çok iyiydi.*
danışmadaki yapay zeka karakterinin de her bölümde jest ve mimikleri ayrı komik. *
--- spoiler ---
8.bölümün sonunda çalan parça
puan: 9.2/10 -
dijital pazarlama uzmanlarının ele geçirdiği bir dönemde yaşıyoruz ve 2033'te geçen bu dizi de o nedenle çok çok güncel. "dijitalde cennet oluşturmak" gibi kulağa çok acayip gelen bir teknolojinin çilesini "çağrı merkezi" ortamında çalışan kişisel yardımcıların çekmesi, puanlama sistemi gibi ayrıntılar, yemeksepeti ve türevlerinde gördüğümüz bir sistemin ana hatlarını çok iyi çiziyor. saçma sapan ürün reklamlarının premium olmayan cennet kullanıcılarına çıkma fikri de harika. evet, dijital bir cennet olsaydı tam olarak böyle olurdu.
onun yanında romantik komedi unsurları ile bilimkurgu anlatı yöntemleri güzel karıştırılmış. önerdiğim hiçbir arkadaşım tarafından olumsuz yorum almadım. herkese önerilir... -
ilk bölümü türk dizisi tadında olmuş. geçen sezonun sonundaki cinayet gizemi yerini aptal aşk ucgenlerine bırakmış. klasik yanlış anlamalar,birbiriyle konuşmayan çiftlere falan dönmüşler.
--- spoiler ---
nora tatlım yanlış anlamalarını bahane edip tanıştığın her erkekle yatamazsın. bu seni acılı bir aşık değil sürtük yapar. ilk bölümlerdeki akilli nora'yi özlüyorum. tinder avcısının yarım yıldıza düşmesine üzüldüm.
--- spoiler --- -
2023 edit: çok sayıda olumsuz yorumlar okuduğumdan dizinin 2 ve 3. sezonlarını izlemedim. bu yüzden hep o güzel 1. sezonu ile hatırlayacağım.
2020 amazon prime yapımı, zihin açan bilim kurgu-komedi dizisi. 9/10.
corona günlerinde bir sürü dizi bitirdim ama bu dizi en keyiflisiydi. eğlenceli, su gibi akıp giden (bölümler kısa sürüyor zaten) ve bir o kadar da düşündürücü/sorgulayıcı bir dizi. konu olarak da müthiş bir potansiyele sahip.
çok da uzak olmayan bir gelecekte insanlar sanal bir dünya yaratmışlardır. yakın zamanda ölecek olan insanlar belli bir ücret karşılığında bu simülasyonda sonsuza kadar mutlu mesut yaşayabilmektedirler. insanoğlu bu program sayesinde ölümsüzlüğü elde etmiş gibi gözükmektedir. göl kenarında ve 5 yıldızlı otel konforunda.
evet, black mirror'ın meşhur san junipero adlı efsane bölümüne ya da komple the matrix'e oldukça benziyor. bunun yanında teknolojiyi, kapitalizmi ve sistemi de mizahi olarak eleştirmekten geri kalmıyor.
dediğim gibi, inanılmaz bir potansiyeli var dizinin. umarım 2. sezonda çok daha başarılı işleyebilirler.
--- spoiler ---
- simülasyonda yaşamaya devam etmeniz için gerçek dünyadan sürekli ödeme yapılması gerekiyor. ödeme yapılmadığı zaman 2 gb lık olan fukara versiyonunu kullanıyorsunuz. müthiş bir fikir gerçekten. 2 gb lık sürümün hapishane gibi odalarına giderken bile bavullarınızı kendiniz taşıyorsunuz. aynı turkcell ya da ttnet'in borcunuzu ödemediğinizde anında hızınızı düşürmesi gibi.
- dindar insanlar "sağol canım, benim kendi cennetim var" modunda olduğu için simülasyona zaten sıcak bakmıyor.
- kahrolası kapitalizm, simülasyonda bile sizi rahat bırakmayıp para tırtıklama peşinde.. zırt pırt karşınıza reklam çıkıyor. kelime oyunlarıyla ürün kakalamaya çalışıyorlar. oraya buraya ürün yerleştirme yapılıyor. sürekli yeni hizmetler satılmaya çalışılıyor. öldüğünüzde bile rahat değilsiniz yani.
- izlediğimiz o göl kenarı simülasyon ortamında aslında yaşayan milyonlarca insan var. ancak herkes sadece 1000 küsur kişiyi görüyor.
- elbette siberpunk olaylarının olmazsa olmazı hackerlar burada da var. dilerim 2. sezonda daha çok görürürüz. bence dizinin asıl potansiyeli burada. şimdi bu hackerlar simülasyona sızıp, yazdıkları programlarla simülasyonda istediğiniz değişiklikleri illegal olarak yapmanızı sağlıyor. ufak çocuğun bedenini büyütmek, hatta belki uçabilmek gibi. tam matrix durumları yani.
- gerçek dünyadaki insanlar istedikleri zaman simülasyondaki ölmüş yakınlarını ziyarete gidebiliyor veya onlarla telefondan konuşabiliyor. o zaman benim de aklıma şöyle bir soru geliyor: programda yaşayan ölmüş insanlar bilinçleriyle hala gerçek dünyada söz sahibi olabilirler.. misal, bir politikacı ölse bile hala simülasyondan ülkesini yönetebilir. bir sanatçı ölse bile hala eserler verebilir. vesaire vesaire.
- biraz da mantıksızlıkları konuşalım. mesela siyah beyaz gezinen insanlar. o kadar gelişmiş teknolojiye sahipken hala o insanların siyah beyaz dolaşmaları saçma geldi. ilk bölümde nora insanların fiziksel özelliklerini (kaşını, saçını) değiştirebiliyordu halbuki.. ha, bunun için müşterilerden ekstra ücret isteniyorsa bilemem.
- simülasyona çocuk olarak girenler yıllar geçtikten sonra ruhen olgunlaşıyorlar mı? bedeni 12 ama ruhu 25 yaşında mı olunuyor ? mantıken öyle olması gerek. ancak dizideki ufaklık gerçek dünyadaki kardeşiyle hala oyun oynamak istiyordu.
- simülasyondaki matrak elemanın dış dünyadan sevgili olmaya çalıştığı asyalı hatunun aslında erkek çıkması (surrogates filmi), suikaste kurban giden adamların programa girmesinler diye kafalarının kesilmesi, konuşan psikolog köpek (ba-yıl-dım), zenci elemanın süpermarketteki kondom alma sahnesi vs
daha da yazacak biiir sürü eğlenceli detay var. turşu kuran polonyalı teyze, seni de yazacam dur.
edit: yazamadı.
--- spoiler --- -
mini dizi sanıp izlemeye başladığım dizi. son bölümlere doğru ikinci sezon onayı aldığını öğrendim. keşke biriktirip öyle izleseydim.
1500 kişinin de dediği gibi the good place havası var dizide. ölüm, ahiret, yapay zeka, simülasyon ne ararsan var.
--- spoiler ---
dizi 2033 yılında geçiyor, teknoloji epey ilerlemiş ve buna bağlı olarak ölen insanların hayatlarını kaybetmeden önce iki seçeneği var bu sanal işine hiç bulaşmayıp paşa paşa ölmek ya da geride kalan yakınların finanse ettiği ve insanların bir harddiskin içine yüklendiği sanal cennet hayatı. öyle bir sanal dünya ki odandaki mini bardan aldığın içeceğin parasını ödüyorsun, her yerden reklamlar çıkıyor. sürekli sana ürün satmaya çalışıyorlar. böyle bir durumun varken dünyada kaza yapmayan otonom arabanın bilinmeyen bir sebeple kaza yapmasıyla yeniden yüklenen nathan’ ın hayatını izliyoruz dizi boyunca. kazadan ağır yaralı kurtarılan nathan, sevgilisinin ısrarı üzerine ölmeyi değil yüklenmeyi seçiyor. sanal ahireti, sevgilisi sayesinde yaşamaya başlıyor. ahirette ona yardımcı olan meleği nora ve nathan arasında başlayan aşkı izlerken bir yandan da nathan’ın nasıl öldüğüne cevap bulmaya çalışıyoruz. dizinin konusu genel hatlarıyla bu şekilde.
--- spoiler ---
açıkçası ben baya beğendim diziyi. hem süresi hem de konusunun ilginçliği sebebiyle hızlıca bitirdim ilk sezonu. öyle de kritik bir yerde kaldı ki son bölüm, yeni sezon ne zaman çıkacak diye düşünmeden edemiyorum.
bu tarz ölümden sonra hayat temalı şeyleri izlemeyi seviyorsanız bence hiç beklemeden başlayın. -
harika bir dizi mi? hayır. ama ilginç bir şekilde kendini izletiyor namussuz. 6'ncı bölümdeyim.
ara ara güzel espriler var, bir kaç kez kahkaha attığımı hatırlıyorum.
bu tebessümler içinde çok büyük bir yalnızlık hissini anlatıyor dizi sanki.
gerçek hayatta, kahramanımızın sanal gerçeklik içinde yaşadığı yalnızlığa yakın şeyler hisseden eminim çok kişi vardır.
--- spoiler ---
6. bölümdeki market sahnesinde, siyahi abimiz prezervatiflere bakarken dijital ölçüm sonrası tüm markette yankılanan otomatik "size uygun boy, orta boy" anonsuna koptum en son. "ben yine de büyüğünü alıcam" diyip gitti abi bozulup.
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap