• bu uncle sam denilen hayali kişiliğin ortaya çıkış öyküsünü hatırladığım kadarıyla aktarayım: askeri kışlalara gelen malzemelerin kasalarının üzerinde büyük harflerle "u.s." yazıyormuş (united states). askerler bu kasalara uncle sam ismini takmışlar. sonradan amerikalı propaganda üstadları tarafından bu hayali karakter savaş propagandası yapılan afişlerde resmedilmiş.
  • dinci kanal gezgin muhabirlerinin ''bu kadar uzun yaşamanı neye borçlusun emicee?'' sorusuyla bütün numarası yerle bir edilebilecek bir ikon. buradan yetkililere sesleniyorum: yapın bunu!

    ayrıca ''i want you'' diyen uncle sam'e de bir çift sözüm var: bir kere o eli indir!
  • o kadar gıcığım var ki bu ikona, ama öyle amerikan düşmanlığı falan da değil. direkt tipine kılım. böyle o fersiz suratına ifrit oluyorum. bir de malmoth'a öyle gıcık olurum bak.
  • united states'in baş harflerinden can bulan fiktif karakter. eski savaşlarda askerlere giden malzemenin üzerinde yazan u.s. yazısından esinlenilerek yaratılmıştır. amerikan gençlerini işaret parmağıyla imleyip i want you buyurduğu afişleri meşhurdur. işin ilginci şimdi afganistan'da muharip güç olacak türk askeri için de aynı küstah tavrı görüyoruz.

    (bkz: bayram değil seyran değil sam amcam beni niye öptü)
  • turkcesi, sami amca'dir.
  • amerikan hukumetinin sahislandirilmasinda kullanilan soz obegi. dergi, gazete ve benzeri yerlerde "sam amca vergileri nasil harciyor?" gibi basliklar yer almaktadir. kullanim argo degil ve oldukca yaygindir
  • bir iddiaya göre de 1766 doğumlu, 1854'te ölmüş samuel wilson isimli kişi. aslında sakalsız olmasına rağmen dönemin karikatüristi thomas nast tarafından bu şekilde çizilmiş. meşhur "i want you" ordu reklamının çizeri ise ressam james montgomery flagg.
  • bizim küçük same ilham kaynağı olmuştur.
  • 1998 yapımı bir kötü film. (kötü bir film demedim dikkat edilirse)
    sam harper adlı ölü asker ve kendisine hayran, militarist yeğenini konu alır. sam harper son gittiği görevde ölür. fakat gizli bir operasyonda ölmüştür, suratı yeşildir, kabuk kabuk elleri vardır, o yüzden hökümat tabutu iyice kitler, cesedi aileye o şekilde teslim eder.
    artık sam nasıl öldüyse, 4 temmuz gecesi aniden dirilir. o esnada üç tane çılgın genç mezarlıkta bayrak yakmakta, bira içmekte, mezartaşlarına sprey boyayla terbiyesiz şeyler yazmakta bu yetmezmiş gibi sam'in boş mezarına işemektedir. ayrıca ayağına kocaman sopalar taktığı için boy avantajına sahip bir sam amca kılıklı kişi pencerelerden içeri "acaba çıplak birileri var mı" diye bakmaktadır- nitekim bulur da. tabi sam için bunlar dayanılmaz şeylerdir. önce bahçe makasıyla sam amca'yı sonra mezarlıktaki çocuklardan ikisini öldürür. birini diri diri gömer, öbürünü de bayrak direğine çeker.
    adamımız sam hızını alamaz ve ertesi gün sam amca kılığında dolaşarak 4 temmuz ruhuna uymayan bir sürü lavuğu öldürür. bunların arasında az milliyetçi bir öğretmen, milli marş okunurken bizlere kötünü gösteren bir lavuk ve bir de politikacı vardır. sam gün boyu öldürme faaliyetlerine devam eder, artık zıvanadan çıkmıştır. bu arada yeğeni nihayet bir şeyler çakozlamış ve vatanını gerçekten seven üstelik de bacağını vietnam'da bırakmış zenci bir hademeyle ittifak kurmuştur. filmin sonunda sam yeğenini de öldürmeye kalkınca iç savaştan kalma bir topla ebesini zütmek farz olur. nitekim öyle de yaparlar. ertesi gün çocuk bütün g.i joe'larını felan yakar; oyuncak silahsızlanma ilan eder, yazılar akar falan... suat gönülay'ın birdenbire eline silah alıp ülkeyi kurtarmaya karar veren bir kuvay-ı milliyeciyi anlatan öyküsü vardı, zamanında çok tutmuştu. yer yer onu hatırlatır...
  • (bkz: serious sam)
hesabın var mı? giriş yap