• bir tuzsever olarak adını muhabbetle, zevkle andığım kutsal madde.

    ben tuzu severim kardeşim. mesela yemeklerin tuzu hep az gelir bana, basarım tuzu tadına bile bakmadan. fazla tuzlu olacağından falan korkmam çorbanın, köftenin, barbunyanın, pilavın. çünkü elimin ayarını bilirim, tek seferde kararını tuttururum, böyle de inceci bir kişiyim.

    bir restoranda sesleri duyup arkanızı döndüğünüzde tuzluğun dibini masaya vururken gördüğünüz adamım ben. pastaneden kuru pasta tarttırırken satıcının eli tatlılara her gittiğinde yüreği yanan, "abi sen tuzluyu daha bol koy" diyen müşteriyim, yanında tuz paketi bulundurmayan seyyar erik satıcısıyla kavgaya tutuşan mahalle sakiniyim. çerez alırken "fıstık" diyip geçen insana şüpheyle yaklaşırım, güvenmem, emanet etmem kendisine hiçbirşeyimi! onun adı "tuzlu" fıstıktır! -ki tuzlu olmasa fıstığın yüzüne kim bakardı heyhat!?-

    tuz gölünü gözüm kapalı bulurum haritada, bana "tuzlayayım da kokma" diyene "ellerin dert görmesin" derim, çıkıp da "tabii senin tuzun kuru" derlerse bununla gurur duyarım! söyleyin bana, tuzu kupkuru olan insandan daha mutlu biri var mıdır şu dünyada?

    çocukluğuma ait "acidci misin metalci mi" ikilemini ve mahalledeki kavgalarımızı gülümseyerek ve hatta hayal meyal hatırlarım ama yine aynı dönemde yaşadığım çizi-haylayf tartışmaları benim için çok önemli, unutulmaz olaylardır. her hatırladığımda zangır zangır titrerim. kanaatimce çizi için yumruk atan da yiyen de şereflidir!

    incil-markos kitabı'ndan bir alıntı ile bitirmek istiyorum bu entrymi. markos 9. ayet şöyle der:*

    "tuz yararlıdır. ama tuz tuzluluğunu yitirirse, ona tekrar nasıl tat verebilirsiniz? içinizde tuz olsun ve birbirinizle barış içinde yaşayın!".

    amin!
  • dünyanın en güvenilir varlığı.
    kimse önce tuzun tadına bakıp sonra yemeğe atmaz.

    ölçüyü kaçırmayın, afiyet olsun.
  • son kullanma tarihi ibaresine, "süresiz" sözcüğü ile karşılık verilmiş olan tek besin maddesidir. öyle evhamlı, candan bezdiren, işi yokuşa koşan, kendini naza çeken şartı şurtu da yoktur. güneş ışığına doğrudan maruz bırakılsa da, nemli ortamlarda saklansa da, suda eritilse-yağda kavrulsa da vasfını yitirmez. tüketici * hataları nedeniyle sebep olduğu sağlık sorunlarından sorumlu değildir. süresiz işte... gayrı süslü söze ne hacet.

    "ne zaman bir tutam tuz görsem, çarpık bir tebessüm iner yüzüme, sadakati hatırlarım ekşi,, acı. ne zaman bir tutam tuz görsem göğsüm daralır, aklım dağılır, üşürüm mevsime bakmadan. üstünü örtmeye kıyamadığım bir ateşten alevler bulaşır yüzüme üşürüm,, utanmam. ne zaman bir tutam tuz görsem, kalem kağıt düşer elimden uzanmam,, dokunurum. ben ne zaman bir tutam tuza değsem, sol yanım uyuşur ağlayamam,, severim. "
  • tanım: vücut için gerekli olan sodyum ve klorür mineralleri içerir.

    mutfakta yaygın kullanılan tuzlar 4 çeşittir.

    sofra tuzu: arzu edilmeyen mineraller içlerinden alınıp yüksek oranda rafine edilmiş tuzlardır. işlemden geçerken oluşan kayıpları telafi etmek için iyot vb eklenerek güçlendirilebilir. ağızda metalik tat bırakan tuzlarda kalsiyum silikat vardır, bu iyi birşey değildir ama topaklanmayı önler. topaklanma hamur işlerinde tam ölçü yapmayı engeller.

    koşer tuzu: ortadoks yahudi inancı uyarınca (umarım doğru biliyorumdur) tuzlu su buharlaştırılarak elde ediliyor, katkı maddesi içermez.

    deniz tuzu: deniz suyu buharlaştırılarak elde edilen en keskin tada sahip tuzdur. sofra ve koşerden daha pahalıdır. incesi de vardır iri tanelisi de. çoğu gri renklidir ama pembe ve siyahları da vardır.

    kaya tuzu: rafine edilmemiş iri kristal biçimindedir. yemek için kullanılmasını tavsiye etmiyoruz. turşularda vb iyidir.

    gelelim tuz kullanımına.

    et pişirmeden 1-4 saat önce tuz uygulanmalıdır. tuzladıktan yarım saat sonra tuz etin suyunu saldırır. ardından protein lifleri gevşer ve tuzlu suyu geri alır. böylece et piştiği zaman daha yumuşak, lezzetli ve sulu olur. önce suyunu salacak sonra çekecek dedikleri budur. aynı işlem kor ateşte yapıldıgında su uçar. sulu tuzlama bile benzer sonuç verir.

    etten farklı olarak et sularına tuz konmaz. çünkü çektirirken su uçar ve geriye yoğun kıvamlı tuzlu karışım kalır.

    sebzelerde ise kaynayan suya eklemek iyidir. sebzenin rengini ve yapısını kuvvetlendirir. birden fazla sebzenin tadının birbirine geçmesine yardımcı olur.
  • bedri rahmi eyüboğlu şiiri:

    bir yanım şeker
    bir yanım tuz
    tuzdan yanayım

    bir yanım toprak
    bir yanım deniz
    denizden yanayım

    bir yanım ben
    bir yanım sen
    senden yanayım
  • insanin yiyip sindirebildigi yegane kaya cesiti.
  • bir sevgi olcutu. hikayeye gore kral, ogluna kendisini ne kadar sevdigini sorar. ogul kisa ve net bir cevap verir: "tuz kadar kralim". kral sinirlenir, huzurundan cekilmesini emreder sinirle. ertesi gunu ogul asciya gider ve babasinin yemegine tuz konmamasini soyler. kral onune gelen yemegi begenmez, farkeder ki yemegin tuzu eksiktir. o zaman anlar tuzun ne kadar onemli oldugunu.
    (bkz: iyi geceler sozluk)
  • sodyum gibi suyla karışınca patlayan bir madde ve klor gibi zehirli bir gazın bileşiminden oluştuğunu düşünerekten çorbamıza serperken çok bir keyif aldığımız, insana ne yapıyorum ben dedirten tek başına alınınca ağız kurutan parça-pinçikler topluluğu...
  • tuz başka anlamlarda da kullanılsa bile yine de en çok sofra tuzunu belirtmek için kullanılır. buna yemek tuzu da denir. yemeklerin içine tat vermesi için katılır. kimyasal bileşilim sodyum klorür'dür. nacl diye de belirtilir. burada na sodyum, cl de klorür'dür. rengi beyazdır. çok küçük parçalar halindedir. türkiye'de çoğunlukla tuz gölünden elde edilir. küçük canlılar üzerinde öldürücü etkisi vardır. bunun için de gıda maddelerini korumak için ilkönce tuzlarlar ve ondan sonra beklemeye alırlar. bunun nedeni tuzun su tutma, suyu çekme özelliğidir. bu özelliği nedeniyle örneğin bir mikrop, bir bakteri veya bir küçük böcek gıda maddesinin yanında belirdiğinde tuz bu canlının bedeniyle temas ederek içindeki suyu çeker ve büyük oranda su kaybeden canlı hemen ölür. galiba mısırlılar da ölüleri mumyalamadan önce içindeki suyu almak için onları tuza gömüyorlardı. suyunu kaybetmiş olan ceset artık kolay kolay çürümüyordu. bi de tuzun azıcık da olsa yarı kutsal bir durumu vardır. saygı görür. örneğin ramazanlarda iftarda oruç açmak için önerilen üç şeyden biri tuzdur, ötekiler su ve tabi ki hurma'dır.
  • radyasyon zehirlenmesini önlediğine dair yanlış inanışlar olan madde. aslında radyasyonu engelleyen potasyum iyodür'dür ancak normal sofra tuzunda radyasyon zehirlenmesini önleyecek yeterli miktarda iyot yoktur. basit bir hesapla, bir yetişkinin radyasyondan korunmak için tek seferde 3 kilogram tuz alması gereklidir.
hesabın var mı? giriş yap