• turkce yazildigi gibi okunan bir dil degildir lakin turkce herkesin kendi kafasina gore okuyup yazdigi bir dildir*..
  • konusma ve yazi dili arasindaki fark temel alinarak yapilmis kanimca yanlis bir onermedir. konusma dili, bir takim harflerin yenmesi yutulmasi atilmasi kakilmasi sonucu yazi dilinden farklilik gosterir fakat bu turkcenin yazildigi gibi okunmadigi anlamina gelmez.
  • "gelmeyeceğim", gitmeyeceğim kelimeleri*, bu şekilde yazılır fakat "gelmiycem", "gitmiycem" diye okunur. bunun tek istisnası; gerçek kesit, gizli dünyalar, sırlar hedehödösü gibi uhrevi yapımlarda oynayan acemi oyunculardır.
  • osuruktan teyyare selam söyle o yare tartışma konusu. aslında ne olduğu zaten belli de, kör gözüne parmağım misali uygulamayla gösterelim:

    1. türkçe abece aşağıda, çekinmeyin ve harfleri teker teker seslendirin:

    a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, ı, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z.

    2. şimdi de -bildiğim yabancı dil ingilizce olması nedeniyle- ingiliz abecesini seslendirin:

    a, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, p, q, r, s, t, u, v, w, x, y, z.

    3. bu aşamada, türkçe kelimeler yazalım diyeceğim de, zaten yazmış bulundum ve siz de okuyorsunuz. buna göre, soru şu: 1. maddedeki işaretlere karşılık gelen sesler ile bu cümleyi okuyabildiniz mi?

    4. bu aşamada ise, 3. maddedeki deneyi ingilizce bir cümle ile deneyeceğiz.

    the quick brown fox jumps over the lazy dog.

    oldu mu?

    olmadı tabi.

    şimdi yok öyle okunur, yok böyle okunur, türkçe konuşma dili yazı dili ile aynı değil (örneğin; -yor ekinin -yo diye okunması, şapka meselesi vb.) muhabbetine girmeyelim. zira onun da deney seti var elimde, uğraştırmayın. türkçe yazıldığı gibi okunur ve bu da iyi bir özelliktir.

    neden mi? özellikle fonetik derdi yok diyen ilgililere -hiç olmazsa- wikiden phonetic alphabet başlığına bakmaları tavsiye edilir.
  • okunuş ile telaffuz arasındaki farkı göz ardı edenlerin savunduğu önerme.
    değil, değil olarak okunur, ister değil diye telaffuz edin, ister diil diye. telaffuz bambaşka bir şeydir.

    misal ben diil demedim hiç. hep değil derim. doğrusu da budur.
    haber sunarken, tiyatroda oynarken doğal olmak için oturucaz denebilir ama doğrusu oturacağızdır (yıllarca tiyatro oynamış biri olarak söylüyorum bunu).

    üstelik okuma ille de yüksek sesle olacak diye bir kaide var mı? içimizden okurken oturucaz diye mi okuyoruz?

    bir önceki cümlemin son kelimesini okuyoz diye okuyan var mı?
  • sonrayı soora diye okuruz diyen sözde diksiyon dersi veren birinin videosuyla savunulan safsata daha da uzatmanın manası yok...
  • her dil o dili konusanlara gore fonetiktir demek tamamen yanlistir. en basit ornegi ingilizce
    i read the book. (genis zaman, riid gibi bir sey)
    i read the book. (gecmis zaman, red gibi bir sey).

    yani ayni yazilan sozcugu farkli okuyorsan fonetik degildir dil. turkce gonul rahatligiyla yazildigi gibi okunabilir, yanlis anlasilmaya yol acmaz.
  • turkce fonetik bir dildir. istisnalar her zaman olsa da kaba olarak "yazildigi gibi okundugu" soylenebilir. (bkz: fonetik diller) (bkz: okundugu gibi yazilan diller)
  • diksiyon kurslarında göz göre göre adam siktiklerini öğrendim sayesinde. teorik altyapısı olmayan bir pratiği usta-çırak mantığında sorgusuz sualsiz ezberletince ortaya çıkan manzara bu işte.

    oğlum o "yumuşak g önceki sesli harfi uzatır" kuralı sonradan farklı bir sesli harf gelmediği durumda geçerlidir. yemee gidiyorum dersin. ama öğlen yemeene gidiyorum demezsin. ağrı dağı dersin ağrı daa değil. ha dersin tabi demesine de doğrusu budur diye diretmek komik gerçekten.
  • sanılanın aksine, türkçenin de uyulması gereken kendine has fonetik kuralları vardır. bunlara uygun şekilde telaffuz edilmesi gerekir.
hesabın var mı? giriş yap