• genellikle erkek milleti vazektomiye ikna edilemediği zaman uygulanan yöntem. madem ortak karar verdiniz niye eşlerden erkek olanı bağlatmaz ki? vazektomi hem daha ucuz, hem daha kolay, hem daha güvenli dedirten yöntem. yoksa herif kısmısı bu karı ölür mölürse benden önce, bi karı daha alırım ondan da çocuk yaparım diye mi düşünmektedir? yoksa bu satırların yazarı mı fesattır? ya da tipik olarak hemen her erkekte görülen doktor/ dişçi vb. bilumum tıbbi müdahaleden çocuktan beter korkma durumu mudur bilinmez...
  • (bkz: #127899408)

    neredeyse iki sene önce niyet etmişim ve şimdi kendime bünyemi gözlemlemek için verdiğim üç aylık sürenin sonuna doğru, tüpsüz ve mutlu bir birey olarak yazıyorum.

    yetersizliği ve beceriksizliği ile ünlü bir sağlık sisteminde (bkz: hollanda sağlık sistemi), ocak ayında bu isteğimi kesin olarak dile getirip mart ayında bıçak altına yatmayı başardım. nasıl bu kadar hızlı ve rahat oldu ben de anlamadım, umarım bütün medikal karmamı bu şekilde harcamamışımdır ahfjksh.

    asla çocuk istememiş ve hamile kalmaktan ölesiye korkan, son on senedir de tek eşli olan biriyim. senelerce denediğim çeşitli doğum kontrol yöntemlerinden sonra bu işin kadınlara verdiği rahatlığın yanında bir araba dolusu da işkence getirdiğine tecrübeyle karar verdikten sonra ((bkz: #46036649), (bkz: #133199473)) aile hekimine gidip, iki senedir son bir umut denediğim yöntem olan bakır spirali çıkarttırdım (evet bu ülkede spirali takıp çıkaran kişi aile hekimi) ve hiç sorgulanmadan (zira kadın beni iyi tanıyor ve neler çektiğimi biliyor) sterilizasyon isteği ile jinekoloğa sevk edildim.

    jinekolog randevusunda doktorun ağzından çıkan ilk şey "bu yöntem kalıcı yalnız" oluyor. siz de diyorsunuz ki "vay be doktor mağarada yaşıyordum internetim olmadı hiç bilmiyordum iyi ki söyledin" :) bir yandan gerizekalı muamelesi gördüğünüz için hafiften kıl oluyorsunuz ama bir yandan da prosedür gereği söylemeleri gereken bir şey olduğuna kendinizi ikna ederek coolluğunuzu korumaya çalışıyorsunuz. bu sırada doktor bey gözlerini kocaman açarak ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyonları sıralıyor (merak ediyorum aynı doktora hamile kalmak istiyorum diye gitsem aynı tavırla "vajinan fermuar gibi yirtilacak yalnız emin misin?" falan der miydi*). internet erişimi olan ve birkaç dilde birden okuyabilen bir insan olarak hepsini bildiğimi sakince dile getirdikten sonra sıra pişmanlık istatistiklerine geliyor: bilmem kaç yaş altı kadının yüzde bilmem kaçı bu operasyondan sonra pişman oldu vesaire. yaşım neredeyse 38 olduğu için neyse ki düşük pişmanlık oranlı kategoriye giriyorum.

    orada burada okuduğum korkunç hikayelere nazaran kolay ve ikna etme enerjisi harcamadığım bir görüşme oluyor ve doktor yine de ekibiyle tartışıp beni arayacağını ama operasyon için önümde hiçbir engel olmadığını söyleyerek beni yolluyor.

    daha doktor telefon bile etmeden, hemen birkaç gün sonra hastaneden ameliyat randevusu için arayarak beni şoka sokuyorlar (şokumun sebebi için tekrarlıyorum: (bkz: hollanda sağlık sistemi)). istesem bir hafta sonra ameliyat olabiliyorum (wtf) fakat vaktim olmadığı için bir ay sonraya alıyorum randevuyu.

    ameliyat laparoskopi yöntemi ile yapılıyor ki daha önce bu yöntemle ameliyat olduğum için iyileşmesinin ne kadar sorunsuz ve hızlı olduğunu biliyorum ve bu nedenle resmen güle oynaya ameliyata giriyorum. narkozu yiyorsunuz ve kısır bir şekilde uyanıyorsunuz*. hastanede çişinizi yapıp hemşire eşliğinde bir tur yürüdükten sonra sizi eve yolluyorlar. birkaç hafta spor yapmanız yasak ama gücünüz olduğu müddetçe kısa yürüyüşlere çıkmak öneriliyor. ben üçüncü gün yaldır yaldır yürümeye başladım :)

    gelelim diğer detaylara:

    - kısırlaştırma amacı ile tüplere yapılan her müdahaleye tüp ligasyonu deniyor mu bilmiyorum fakat bu başlığa daha önce yazdığım için buradan devam etmek istedim. bu işin birkaç yöntemi var, ya tüplere titanyumdan birer kelepçe takıyorlar ve tıkıyorlar, ya bir noktadan yakarak tıkıyorlar, ya da tüpleri tamamen alıyorlar. ben spiralden çektiklerimden sonra vücudumda yabancı madde istemediğim ve doktor da yakma yöntemini tavsiye etmediği için hepsini alın gitsin dedim. alınan tüpler patolojiye gidiyor, benimkilerde önemsiz bir kist dışında ciddi hiçbir şey çıkmadı.

    - anlattığım herkesin merak ettiği konu: regl faslı bitiyor mu ya da menopoza giriyor muyuz? hepsine hayır, zira yumurtalıklarınız ve rahminize bir mudahale yapılmıyor, hormonlarınız etkilenmiyor. regl olmaya ve yumurtlamaya devam ediyorsunuz, sadece ayda bir atılan yumurtanızın rahme doğru yürüyecek yolu olmadığı için kendileri vücut tarafından emikleniyor :) sırf şunu gönül rahatlığı ile yazabilmek için ameliyattan sonraki birkaç regl dönemi geçirmeyi bekledim ahfsjk.

    - tüp ligasyonu yumurtalık kanseri riskini %25 ila %65 oranında azaltıyor. hamilelik riski için ise her yöntemde olduğu gibi ufak da olsa bir yüzde veriyorlar (hani kalıcıydı lan? sahdjka), bunda da bana doktorun söylediği 1/1000 gibi bir rakam.*

    - ameliyat sonrası her şeyin iyileştiğini düşündüğüm bir süreden sonra ara ara kasıklarımda sinir bozucu ve bakır spiral varken çektiğime benzer bir ağrı çektim. tam "al işte kendin kaşındın şimdi çek bakalım allahın malı" diye düşünürken bir gün kontrol için doktor aradı ve dışardan görünmese de içerde iyileşen bir yara olduğunu ve bunun tamamen normal olduğunu söyleyerek beni rahatlattı. cidden bir ay sonunda hiçbir şey hissetmiyordum, göbeğim ve kasıklarımdaki minik laparoskopi kesikleri olmasa ameliyat olduğumun farkında bile olmayabilirim.

    - partnerinin çok daha basit ve ucuz bir işlem olan vasektomi yaptırması yerine neden mal gibi bıçak altına yattın? valla bunu uzun süre konuştuk. açıkcası daha hardcore şekilde çocuk istemeyen taraf benim ve bunu ondan rica edeceğime (ki bir ara kestirmeye çok yaklaştı kendisi ashd) kendi vücudum üzerinde kontrolüm olsun istedim. sonuçta her çiftin bir gün ayrılma ihtimali var ve bir sonraki potansiyel partneri ile olan çocuk isteklerini baltalamak istemedim.

    38 değil de 28 yaşında olsam bu süreç bu kadar kolay ilerler miydi bilmiyorum. belki araya bir psikolojik evaluasyon görüşmesi girerdi ama görüştüğüm ekiple olan tecrübeme bakarak eninde sonunda ikna olurlardı diye düşünüyorum. çocuk istemeyen ve ameliyattan korkmayanlara gözüm kapalı tavsiye edeceğim bir yöntem, umarım yaptırmaya niyet eden herkesin tecrübesi benimki gibi sorunsuz olur.

    hayırlı sevişmeler, çocuksuz ve mutlu hayatlar dilerim :)
  • bir kadin olarak ulkemizdeki uygulanis sekli itibariyle benim icin travmatiktir. tup ligasyonu icin imzalanmasi gereken onam formunda evliyse kadinin esinin imzasi da gereklidir. bu da ulkemizdeki kadinin kendi bedeni uzerinde yalnizca kendisinin karar veremedigi durumlardan biri. bizzat kendi apandistimden bizzat ben sorumluysam eger neden tuplerim uzerindeki sorumluluk da yalnizca bana ait degil? kaldi ki dogum kontrol yontemlerinden neredeyse bihaber toplumumuzda; day afterlarin, kuretajlarin hatta geri cekmenin dogum kontrol yontemi olarak kullanildigi sevgili toplumumuzda tup ligasyonu dogurmaktan, arka arkaya kisa araliklarla gebelik yasayan bir kadinin gayet dogal olarak isteyebilecegi bir seydir, ne esinin ne de bir baskasinin rizasi gerekmeden kendi basina isteyebilecegi bir seydir.
  • doğurganlık özelliğini zaten %80 yitirmiş ve bünyesi kalan %20'lik ihtimal için denenen neredeyse tüm yöntemlere öyle ya da böyle tepki veren bir kadının uygulayabileceği en etkili doğum kontrol şeklidir. hastanede yatmayı gerektirmez, 4-5 saat içinde taburcu edilir hasta. psikolojik etkilerini saymazsak fiziksel hiçbir yan etkisi de yoktur. tüplerin, istenildiğinde geri açılabileceğine dair yöntemlerle bağlanabileceğini iddia eden rivayetler olsa da, yoktur böyle bir şey. geri dönüşü olmayan bir işlemdir. en iyi ihtimalle tüp bebek ihtimali zorlanabilir o kadar.
  • diğer doğum kontrol yöntemlerini uygulamayan, uygulayamayan, uygulamak istemeyen ve bu nedenle de sürekli gebe kalan, kürtaj yaptırmayı kabul etmediği için doğurmak zorunda kalan kadınlar için en etkili ve tercih edilen doğum kontrol yöntemidir. malum, toplumumuzun çoğu kesiminde doğum kontrol yöntemleri denince nedense akla kadınların korunma yöntemleri geliyor.
  • bunun için eş'in onayının alınması kadar ahmakça bir şey olamaz.
    benim bedenim benim kararım. eş'im bile olsa buna karışamaz. eş'in ile ölene kadar evli olacağının garantisi nedir?
    ben de yaptırdım bunu. lakin eşimden bir imza falan alınmadı. ikiz çocuk sonrası zaten başka çocuk istemek için aklımı yitirmiş olmam gerekiyordu.
  • kadınlarda yumurtalıklara giden yolun cerrahi yöntemle bağlanması ile uygulanan geri dönüşüm şansı çok düşük bir doğum kontrol yöntemi, abstinens hariç tüm doğum kontrol yöntemleri gibi başarı oranı yüzde yüz olamayan doğum kontrol yöntemi.
  • kendi bedenimiz hakkında kendimiz hariç herkesin söz hakkı olduğunu kanıtlayan operasyon. eşşek kadar olmuş, çocuk istemediğine yüzde yüz emin olan bir kadın neden bu operasyonu yapabilecek kadar açık kafalı bir doktor bulabilmek adına hastane hastane gezmek zorunda kalır ki?
  • enteresan bi şekilde jinekologların büyük kısmının yapmak istemediği operasyon.

    ben 5 çocuk yapmayı istesem pişman olup olmayacağımla, bu işi becerip beceremeyeceğimle zerre kadar ilgilenmeyen, üreyemiyorsam buna çözüm bulmak için kırk takla atan jinekologlar ne hikmetse iş tüp ligasyonuna gelince çok başka telden çalıyorlar.

    ancak nadir de olsa duyguları yerine mantığıyla hareket eden jinekologlar da var. onlardan birisi sayesinde yazın bu ameliyatı oldum. artık kafam rahat. saçma sapan doğum kontrol yöntemleriyle hormon düzenim alt üst olmuyor. kanama bozukluklarım ortadan kalktı.

    yaşasın fikri hür jinekologlar!

    şimdi artık çocuk yapmak isteyenler düşünsün...

    gelen sorular üzerine: operasyonu 32 yaşımda geçirdim. 3 yıl geçti. pişman değilim, aksine çok mutluyum. insanların çoğu kıyafet değiştirir gibi fikir değiştirdiğinden benim gibi kararlı insanları ne doktorlar ne de başka birileri kolay kolay anlayamıyor. siz de haklısınız yavrum, inanın ben sizden daha çok bıktım jet hızıyla değişen kararlardan.
  • hollanda'da 1500 euro gibi bir ücret karşılığında yapılan operasyon.

    duyduğum olumsuz hikayelerden sonra (bkz: #118780803) çekine çekine sorduğum aile hekimi (çocuk istemiyor olmam karşısında girdiği minik şoku atlattıktan sonra), "eğer asla çocuk istemiyorsan senin için en iyi seçenek" diyerek gayet ılımlı ve işbirlikçi şekilde yaklaştı bu isteğime; fakat sanırım asıl sıkıntılı olay jinekoloğu ikna etmek olacak.

    edit: update gelmiştir (bkz: #153596074)
hesabın var mı? giriş yap