• vefatını öğrendiğimde istanbul'da değildim, gelmek de mümkün olmadı cenazesine. hakkını helal etmiştir umarım.
    simdi olduğum yer için, bilime böyle güzel bakabildiğim icin, bilgiye beni inandırdığı icin çok sey borçluyum ona.
    ölüm herkesin basında derler ya, tuncay hoca hic ölmeyecek gibiydi. hastalığı döneminde tahmin ediyorum pek kimseyle görüşmedi. hepimiz onu hep o enerjik, bilgi dolu, esprili haliyle hatırlıyoruz.
    fen bilimleri dersanesindeyken hocam oldu. tip fakültesine geldigimde yine pek çok bilimsel konuda yardımı oldu bana. ilk çalısmamı yapmış olmamda da emegi vardır.
    bir insan düşün, yüzlerce bilim insanı yetiştirsin.
    kendisini tanımış olmak en büyük mutluluklardan biri benim icin.
    canım hocam, yol göstericim, ışıklar icinde yatsın.
    tanım: bilim insanı.
  • vefatını bugün öğrendiğim hocamdı. işini böyle aşkla yapan az bulunur. ilkokul öğretmeni havasıyla her noktayı virgülü anlatarak işlerdi dersini. ekstra çalışmaya da gerek kalmazdı. öyle bir hali vardı. çok garip geldi vefatı. inanmam bile birkaç saat sürdü
  • maalesef vefatından yeni haberimin olduğu insan. sert ve disiplinli görünüşünün altında yardımsever bir kişilik ve iyi bir bilimadamının olduğu aşikardı. meşhur 90-100 kişilik etütlerinden faydalanmış biri olarak saygıyla anıyorum kendisini.
  • kendisi bir dönem de dörtler dershanesi'nde biyoloji hocalığı yapmıştır. her dersinde farklı fantastik olaylar anlatacağını düşünürdük, ki bir ortaokul çocuğu için gayet ilginç gelebilecek olaylar anlatır, hatta bazılarımızın büyüme çağı sorunlarına biyolojik yorumlar getirir, boy uzaması, kıllanma, ses kalınlığı konularını, dersin yeri geldiği zamanlarında araya sıkıştırıverirdi.. hayatımın hiç bir döneminde katlanamadığım biyoloji dersini 1 sene boyunca deli gibi beklememi sağlamıştır.. dişçilik fakültesinde de çalıştığını anımsıyorum ama emin değilim.. ansiklopedi okuyup da bir bilgi edindiğimizde* bizden fazla sevinir, o bilgiyi ansiklopedinin yazarıymışcasına detaylandırırdı..

    tahtanın temiz tutulması gibi bir takıntısı vardı.. o gelmeden bütün tahtanın silinmiş olmasını isterdi.. temizlenmemişse, konunun arasına sıkıştırdığı enteresan bilgilerle, tahtada yazan şeyi (genelde takım** veya kişi ismi** olurdu) ya morartırdı ya gerizekalı cüceler kümesine sokardı.. beşiktaşlı olduğu için bjk ile ilgili herhangi bir şey yazdıysak onu yüceltecek varyasyonlar yapardı.. her ders birini kurban seçer onun ismini yazardık tahtaya, bakalım bu sefer ne yapıcak tuncay hoca diye beklerdik.. bir gün bütün tahtayı silip de sadece "th" harflerini tahtanın ortasında bıraktık.. çocuklar bunun anlamı ne? dediğinde "trabzon hamsileri" demiştik.. hesapta bilmemne yaprağının üstüne şu dökülünce morarır diyip o yaprağın içine aldığı th harflerini morartıcaktı, bizde muhahah "tuncay hoca" yazıo orda aslında diyip eğlenicektik.. tek hamlede silmişti de o harfleri hevesimiz kursağımızda kalmıştı, sonradan da söylemiştik böyle böyle diye, zeki çocukları severim demişti..
    askeri liseyi kazanıp da elini öpmeye gittiğim iki hocadan biriydi..** fakat okulu kazanmasaydım keşke dedirtmişti bana.. insan bi sevinir bi sarılır aslan kaplan der demiştim ama o nedense yaşayan bir cenazeymişim gibi bakmıştı yüzüme.. seneler sonra anladım hocam.. sağolun..
  • şu sıralar istanbul bilim üniversitesi tıp fakültesinde tıbbi biyoloji ve genetik dersini veren güzel insan.26.10.2008 itibariyle top sakallı gördüğüm kişiliktir de kendisi.
  • daha öğretecek çok şeyi varken lanet olası illet onu da bulmuştur. daha yazacak kitapları vardı.. ilk duyduğum an beynimi karıncalandırdı, "daha söyleyecek türkülerimiz vardı, yapma be hoca" dedirtti.canımı acıttın hoca, çok acıttın. herkes olabilirdi de sanki o hiç kanser olamazdı ve hatta hiç olmamıştı.daha neler öğrenecektim sizden, neler yapacaktık. kırmızı kazaklı, elinden çayını düşürmeyen, düşünceleri gelincik tarlası kadar güzel hoca, güzel insan hadi gel, yapma be..yapma. hadi gel.
  • aramızdan erken ayrılan hoca. onu ancak bir sene boyunca fen bilimleri dershanesi beşiktaş şubesinde verdiği biyoloji dersleri sayesinde tanıyabildim. ders içinde yaptığımız din-evrim eksenli minik (tamam şimdi arada sakız gibi uzattığım bile oluyordu, ergenlik işte naparsın) ve latif atışmaların haricinde; her zaman bilgisini aktarmak isteyen, yardımsever, iyi niyetli, yılmaz bir evrim savunucusu ve çok düzgün bir insan olmasıyla da (başka insanları bilemem ama) benim nazarımda çok iyi bir yerdeydi sevgili tuncay altuğ. facebook sayfasında bir beyefendinin yazdığı gibi (cümlenin esası devrik) "biliyorsun; böyle yolculuğa çıkmak, yani bu kadar büyük bir kitle tarafından sevgiyle uğurlanmak, meslektaşından öğrencisine kadar binlerce kişide emeği olmak herkese nasip olmaz.". nur içinde yat hocam.

    cenaze notu: http://www2.istanbul.edu.tr/?p=9968
  • bir yıl da olsa birlikte çalışma fırsatı bulduğum değerli insan. öyle bir insan ki her şeye, herkese sorgusuz sualsiz yardım eder, hayatlarımıza dokunurdu. o kadar çok bilgi birikimi vardı ki tüm insanlığı cehaletten kurtarabilirdi. fen bilimleri dershanesi'nin en kalabalık derslerini, etütlerini yapar, gece yarılarına kadar öğrencilerini bilgiyle donatırdı. biyoloji, bilim çok şey kaybedecek yokluğunda!

    bu kadar erken aramızdan ayrılmak olmadı hocam. huzurla uyursun umarım.
  • havaalanının karşısındaki sınıfımızda ders yaparken geç kalan öğrencilere "evlatlarım bakın takip ediyorum jamaica uçağı bile her cuma vaktinde iniyor, siz sınıfa hala vaktinde gelemiyorsunuz"
    veya sabahları geceden kalma öğrencileri görünce karşısında "eee bende dün çırağan sarayında bayan arkadaşlarla şarabımı yudumladım ama bakın nasıl duruyorum burada"
    oğluna bmw z4 aldıktan sonra her geçen güzel sesli arabanın arkasından " bakmanıza gerek yok, geçen gün oğluma aldım z4 o"
    prof.dr. tuncay altuğ gördüğüm en yüce biyoloji öğretmeni olup, sayesinde biyolojiden full çekmişimdir
  • bilimin kelime anlamını bana öğreten insandır. üzerimde emeği çoktur... mesleğimi bana sevdiren insandır...
hesabın var mı? giriş yap