• fenerbahçe belhanda'yı transfer etmeye çalışır, tottenham'ın da talip olduğu ortaya çıkar, galatasaray sneijder'i almaya çalışır, tottenham devreye girer.. yarın öbür gün kız istemeye gittiğinizde, kapıda tottenham menajeri ile karşılaşırsanız şaşırmayın...
  • geleneksel tottenham hotspur transfer yapmama şenlikleri bu yaz da devam ediyor. iki ay evvel pochettino ne demişti, hatırayalım: “if we want to be real contenders for big trophies, we need to review a little bit the thing. we need to create dreams that will be possible to achieve. maybe we are a bit disappointed and frustrated because now we are close [to trophies]. i think daniel is going to listen to me, of course. you need to be brave. being brave is the most important thing and take risks. i think it’s a moment that the club needs to take risks and tries to work, if possible, harder than the previous season to be competitive again, because every season will be more difficult. it’s not only the big clubs. the clubs in behind us like everton, west ham or leicester – they are working so hard to be close to the top six.” türkçesini isteyenler için bu sözleri hemen çevirelim: "topçu alın amına koyim." evet, tam olarak bunu diyor pochettino. hatta demek istediklerini ondan daha iyi aktardığımı düşünüyorum. pochettino "hoca da sözlüme 100 verse" gibi "altyapıdan gelen gençleri şöyle parlatsak, şöyle ucuza wonderkid kapatsak" benzeri başıboş hülyalara dalan bir adam değil. evet gençleri çok iyi geliştirebiliyor, kurduğu yapı içerisinde onları olduğundan çok daha iyi gösterebiliyor ama adamın öncelikli amacı bu değil. pochettino rekabetin içerisinde olmak, kazanmak ve bunun için gerekenlerin yapılmasını istiyor. peki bugün durum ne? transfer sezonunun bitmesine, ligin başlamasına 1 hafta kaldı ve henüz bir oyuncu bile transfer edilmedi. geçen yaz da böyleydi; transfer sezonunun bitimine 1 hafta kala davinson sanchez'i, son gün içerisinde de llorente ve aurier'i almıştı ve transferleri bitirmişti spurs. poch bu sezon içerisinde geçtiğimiz transfer dönemi hakkında "transferler için bir planımız vardı, ama bu plan çok da başarılı olmadı. kimi istesek her zaman bizden daha fazla para veren kulüpler çıkıyordu. biz de bekleyip transfer sezonunun sonunda bu kulüplerin yönelmediği oyuncuları istedik" minvalinde konuşmuştu. poch geçtiğimiz sezonki transfer politikasından memnun olmadığını, daha fazla para harcamaları gerektiğini defaatle dile getirmesine rağmen bu sezon yine aynı politikayı yürütüyorlar. yeni stad yapılıyordu ve maliyeti de epey büyüktü; şüphesiz bunun kulübün bu kadar durgun olmasında da payı büyük. yine de bu durumun kulübün bu kadar pasif kalmasını mecburi kılmadığını; bilhassa dembele, toby, rose gibi sorunlar yaşıyorken risk alınması gerektiğini düşünüyorum.

    hazır konuya girmişken biraz personel sorunlarından bahsedeyim. spurs zaman ilerledikçe beklentinin aksine kadroyu iyileştiremiyor, hatta daha kötü hale geliyor. şöyle ki: iki sezon önce spurs'ün bek ikilisi rose-walker'ken walker'ın satılması ve rose'un kronik sakatlıklarıyla bu sezon davies-trippier ikilisi oynadı. aurier hala hiç güven vermiyor, trippier karşısında topla 1v1'de biraz iyi olan bir oyuncu çıkınca yok hükmünde sayılabiliyor. walker-peters'a şu aşamada ne kadar güvenebilirsin? davies'ın katabildikleri de rose'a kıyasla çok kısıtlı. beklerin kalitesi 2 sezon öncesine göre 2-3 gömlek aşağı düştü. ideal merkez ikilisi wanyama-dembele'yken bu sezonun ilk yarısında dier-x (bazen winks, bazen de eriksen geriye gelip merkezde oynadı), ikinci yarısında dier-dembele oynadı. dier birçok yerde oynayabilen ama hiçbir yerde iyi oynayamayan bir oyuncu. 3'lünün sağ stoperinde oynarken karşılamada, pozisyon almada, zamanlamada ve oyun kurulumunda yaptığı hatalar burdan londra'ya yol olur. sürekli hataya meyilli oluşu, pochettino'nun istediği oyun yapısıyla örtüşmüyor. mesela merkezde oynarken 1.-2. bölge geçişlerinde baskı geldiğinde dier'ın dahil olduğu kombinasyonlar yerine dembele'nin solo atması, dribblingle topu taşıması daha çok güven veriyor. dier'ın topla kötü olan ilişkisi zaman zaman rakiplerin planının bir parçası da olabiliyor. topu dier'a kanalize et, o dağıtsın ve yaptığı hatayı değerlendir. poch dier'ın bu zaafını zaman zaman eriksen'i geriye yollayarak ordan topu sirkülasyona sokmasını sağlayarak çözüyor ama bu şekilde baskıyı çözüp hızla rakip kaleye gidildiğinde ileride 1 kişi eksik oluyor ve o 1 kişi de topu kullanması gereken asıl adam eriksen oluyor. eriksen dışındakiler onun gibi her zaman doğru zamanlama, doğru tempo ve doğru bölgeye pası atabilen oyuncular değil. alli topu geride almayı çok seven bir oyuncu değil, çok iyi bir pasör de değil, asli görevi 2. golcülük olduğu için topu kaleye daha yakın almayı seviyor ama yine de transition veya kontrada eriksen ve kane'den sonra ayağına topun değmesini isteyeceğiniz adam alli oluyor. yaptığı 10 tercihten 8'i hatalı olan, topu ayağından çıkarmak için uzun süre bekleyen ve takımın ritmini bozmaktan çekinmeyen son; doğru yeri görse de o pası atmakta güçlük çeken davies; 'bazen yapabilen' trippier; et mi balık mı olduğunu kendi bile çözemeyen lamela... esasen spurs'ün oyunu detaylı taktiksel uygulamalara sahip ama bu uygulamaları uygulamakta sıkıntı çekiyor. emsal olsun diye anfield'daki liverpool maçından örnek vereyim. l'pool 3. bölgede baskı yapıyor, top lloris'in ayağında ve oynu başlatacak, stoperler ceza sahasının kenarlara açılmış, bekler çizgide, dembele merkezden top çıkarmaya gelmiş... hatta dur böyle yazmak yerine görsele dökeyim (http://i.hizliresim.com/r15oj3.jpg). lloris orta mesafeli bi diagonal pas ile topu davies'e ulaştıracak, davies'e baskıya rakip bek gelirse sol kenardan arkaya son'u sarkıtacaklar. eğer davies'e baskıya rakip merkez ve sağ forvet gelirse geriye vertonghen'e verecek ve orada vertonghen-davies-dembele üçgenini kurmaya çalışacaklar, sirkülasyonu sağlayabilirseler topu ileriye taşıyacaklar. yine davies'e sağ forvet- sağ merkez sıkıştırması geldiğinde pas açı bulup alli'ye atabilirde alli topla boş alana ilerleyecek ve bu şekilde çıkacaklar hücuma. lloris'in davies'e oynaması halinde planlar bu. ama sorunlar şunlar; lloris o orta mesafe pası çoğunlukla atamıyor, lloris pası atmayı başardığında davies kontrolü sağlam yapamıyor. kontrol edene kadar baskıya gelen adam pozisyonunu bozabiliyor, topu kazanabiliyor. mesela benzer yapıyı kullanan manchester city'de bu aksiyon denendiğinde çok sorun olmuyor çünkü ederson o pası atabiliyor ve delph o topu kontrol edebiliyor. taktik detaya girmek için değil, personel bazlı sorunları anlatmak için yazıyorum bunları. tabii spurs'ün tek planı bu değil, lloris stoperlere oynadığında farklı aksiyonlar gerçekleşiyor ve hepsinde farklı oyuncu problemleri ortaya çıkıyor. fizik gücü yüksek, doğru pres şablonuyla çıkan takımlar spurs'ün planlarını sekteye uğratabiliyor, bu yüzden liverpool maçından örnek gösterdim. dembele çok iyi bir top taşıyıcı, topu çok iyi saklar ve iyi adam eksiltir. spurs'ün planlarından biridir bu: oyunu genişlet, dembele topu taşısın. bu çoğu zaman işe yaradı ama l'pool karşısında dembele muhtemelen kariyerinin en çok top kaybı yaptığı maçlarından birini oynadı. keza ikinci juventus maçında da dembele'ye özel önlem alınınca ortaya çıkan tablo "oyun kurulumunda dier'ın topla olan kötü ilişkisini, yanına dembele gibi bir top taşıyıcı koyarak kompanse ederim" fikrinin üst seviyede aynı oynu oynamak için yeterli olmadığını gösterdi kanaatimce. dier kötü bir oyuncu demiyorum, zaten bu kadar dar rotasyonda oynayan ve nicelik sorunları olan bir takımda 3 mevkide oynayabilen bir oyuncu olması poch'un elini rahatlatıyor ama yine de spurs'ün bu oyununu bir ileriye seviyeye taşımak için dier'dan daha iyisine ihtiyacı var. sırf dier'ın yerine gelecek çevre kontrolü daha yüksek, topu saklamayı bilen, daha iyi bi pasör spurs'ü ileriye taşıyabilir. wanyama hem toplu hem de topsuz oyunda dier'a kıyasla daha iyi ama o da sakatlıklar yüzünden sezonun büyük bölümünde oynayamadı. spurs'ün oynadığı oyun için stoperleri ideal; vertonghen, toby ve sanchez şahsen çok beğendiğim bir üçlü. stoperleri bu oyunu oynamak için uygun ama ön tarafındaki davies-dembele-dier-trippier arasından sadece dembele bu yapının maksimize edilmiş haline uygun. bu isimler arasında toby ve dembele'nin ayrılması bekleniyor. toby'nin sözleşmesi önümüzdeki yaz bitiyor ve bu yaz ayrılmasını bekliyordu herkes. hala transfer edilmemesine şahsen şaşırdım. dembele'nin durumu da aynı, hala ayrılmaması şaşırtıcı. spurs savunmasının nitelik sorunu olmadığını yukarıda belirttim. ancak nicelik problemleri hala var. poch sezona 3-4-2-1'le başladı ve alderweireld'in sakatlığına kadar bu formasyonla oynadılar. poch oraya dier'ı çekmek veya vickers'ı koymak yerine 4'lü savunmaya döndü. oyuncunun sakatlığı sonrası aynı şekilde devam ettiği takdirde kalitenin düşeceği için sakatlanan oyuncunun yerine başka bir oyuncu koymak yerine son'u ilk 11'e dahil edip formasyonu değiştirdi. bundan olumlu sonuç aldı ama burda önemli olan sonucu almasından ziyade sakatlıkta formasyonu ve taktik yapıyı değiştirmek zorunda kalması kanaatimce. geçtiğimiz yaz sözlükte spurs'ü yazarken şunları demiştim: "... kalite düşüşü (sakatlanan oyuncu sonrası yerine gelen), planı değiştirmek zorunda bırakacak seviyede olduğu sürece spurs sezon içinde vites değiştirmek zorunda kalacak. geçtiğimiz sezon, alenen gösterdi bunları. hala bir takviye yapılmaması hakikaten tuhaf." (bkz: #69345147) beklediğim oldu, nicelik sorunu yüzünden spurs bu sezonda da plan değiştirmek zorunda kaldı ama beklediğimin aksine buna rağmen vites düşürmemeyi başardılar.

    spurs'ün ön tarafında da ciddi sorunları var. garip bir istatistik vereyim, spurs bu sezon ligde 3. bölgede en çok başarılı pas yapan takımdı. bunu manchester city'nin bulunduğu bir ligde yapabiliyor olmaları takdire şayan. topu oraya getirebiliyorlar ve topu orada sağlıklı dolaştırabiliyorlar. ancak bu istatistik kanaatimce bir soruna da işaret ediyor. zira poch'un derdi 3. bölgede çok fazla topu dolaştırmak değil. amacı zaten topu değil, rakibi hareket ettirmek ve açtığı boşluğu kullanmak. oyununun her aşamasının temelinde bu prensip var. bunun yanında poch, top 3. bölgeye geçtiğinde olabildiğince çabuk kaleye gitmek istiyor. alan bulamadıklarında, kreatif bir hareket yapanadıklarında pas sirkülasyonuna devam ediyorlar. istatistiğin işaret ettiği sorun da bu, eriksen dışında çok kreatif diyebileceğimiz bir oyuncu yok, yaratamıyorlar ve top çevirmeye, setlerini denemeye devam ediyorlar. moura'nın yetenekleri bu sorununu çözecek mi, merkez orta sahaya daha kreatif oyuncu alınacak mı vs. şu an bunları bilmek mümkün değil.

    transferler bitip sezon başladığında tafsilatlı bir spurs tahlili yazacağım için çok uzatmak istemiyorum. son gün yine 2-3 transfer patlatır levy, belki o zaman kayda değer bir gelişme olursa yine uğrar bir şeyler karalarım.
  • 24. haftası geçilen premier league'de 45 puanla 3. sırada yer alan takım.

    2014-15 sezonu başında (geçen sezon) mauricio pochettino southampton'dan tottenham'a geçtiğinde, tottenham'ın berbat bir kadro mühendisliğine sahip olduğunu, gidecek oyunculara rağmen oturttuğu oyun sayesinde zaten tottenham'ı birkaç sezon içinde sollayabileceğini söylemiştim.

    aralık ayının sonundan beri tottenham'da gözle görülür bir yükseliş ve toparlanma var. dolayısıyla pochettino'nun katkılarıyla kendilerine kısaca değinmek isterim:

    kendimi bildim bileli, tottenham'ın bir veya birkaç mevkinde noksanlık, bazı bölgelerde yığılma, alıp pek de şans verilmeden kulüpten ayrılan oyuncular vs. olur. pochettino koltuğa geçtiğinde, merkezde ve stoperde niteliksiz bir yığılma, santrforda birbirinden epey farklı tipte denenen oyuncular mevcuttu.

    pochettino koltuğa oturduğu geçen sezon (transfermarkt verilerine göre) 48.47 milyon euro'luk bonservis harcaması yaparken, sattığı oyunculardan 49.25 milyon euro kazanarak ufak bir kar etti. oynamak isteyen yedekleri ve yeterli bulmadıklarını ayıklayan mauricio, başarıya aç oyuncuları kadroya katmaya özen gösterdi.

    sıkışık premier league temposunda merkez ve stoperde herkese şans vermeye çalışan mauricio'nun takımı kısa periyotlarda çıkış (aralık başı-sonu) ve düşüş gösterdi ancak bir türlü raya oturamadı.

    bu sezon başında ise pochettino daha radikal davranarak takımda büyük bir tıraşlama yaptı. bir büyük takım yöneticisi güdüsüyle; "faydalı olur mu acaba?!", "aslında x, şöyle oynasak faydalı olabilir" şeklinde şüpheye mahal bırakan bütün oyuncularını yolladı. southampton'daki çıkışını sağlayan temellerle, aç, heyecanlı, genç, "kolej takımı havasında" bir takım kurdu...

    açıkçası, sezon başında kadroya bakarken, mauricio'nun futbolcularında gördüğü ışığı ben görememiştim. hele kendisinden önceki dönemdeki sansasyonel transfer girişimleri düşünülünce...

    altyapıdan gelip hiç kullanılmayanlar, halihazırda başka kulüplerde kirada olan olgun oyuncular dışında, ana kadrodan 7 kişi ayrıldı sezon başında. kadroya 5 oyuncu katıldı. ilginçtir; bonservise 71 milyon euro harcandı, satılan oyunculardan 71.5 milyon euro kazanıldı... yine ufak bir kar söz konusu...

    23 kişilik bir kadroyla sezona başlanması, hiçbir bölgede şişme-birikme olmaması, altyapıdan gelen tom carroll, ryan mason, josh onomah, harry kane, andros townsend gibi isimlerin varlığı, yine genç yaşta kadroya katılmış delle alli, kyle walker, danny rose, eric dier gibi; tamamı alt-yaş kategorileriyle dahi olsa ingiltere milli takımı havuzuna dahil olmuş oyuncular pochettino'nun yol haritasını da gösteriyordu.

    nitekim sezona dalgalanarak başlayan takım, özellikle aralık ayının ortasından beri derli-toplu, zor kaybeden ve günündeyken kolay kazanan bir görüntü veriyor.

    harry kane'in halen üzerine koyarak devam etmesi, sahiplendiği büyük santrfor soğukkanlılığı, delle alli'nin müthiş çıkışı, eric dier'ın milli takıma yükselişi, kyle walker'ın yeniden çıkışıyla üzerindeki umutsuzluk bulutlarını def etmesi, her daim hazır bekleyen savunma rotasyonu... tamamı pochettino'nun takdir edilmesi gereken konular. şüphesiz oyunculara eli değiyor...

    şu anda tottenham, karşısında çok konsantre, derli-toplu bir takım görmediğinde kolaylıkla kazanabiliyor. hatta ligin 7. haftasından beri, tottenham'ın kazanırken 1 gol atıp bıraktığı maç yok... burada biraz oyun planlarına da değinmek isterim:

    tepelerde uzun süredir görmediğimiz bir şekilde, tottenham'ın 11'inde 5-6 ingiliz oyuncu bulunuyor. mauricio 4-2-3-1 kullanıyor. her oyuncuyu dinlendirdiği oluyor. yine de iskelet lloris-walker-alderweireld-verthongen-rose-dier-x-delle alli-eriksen-x-kane şeklinde. delle alli'nin orta alandaki pozisyonu ve 2 değişken x, rakibe göre, oyuncuların form durumuna göre vs. değişiyor...

    yaptığı çıkışla çok dikkat çeken, orta alanın her bölgesinde oynayabilen alli dışında, pochettino'nun planında dier'ın da mühim bir yeri var... zira, 2 stoper + kane'le birlikte duran topların 4. uzunu. özellikle iç saha maçlarında tottenham'ın köşe vuruşlarına çalıştığını sezinlemek mümkün.

    bunun dışında dier atılan uzun topları karşılamada, savunmayı sertleştirirken de iyi bir defansif orta saha katkısı vermekte. zaten stopere sıkışılması durumunda, takımdaki 2. stoper yedeği de dier... ayakları çok kötü değil, frekansı yakalarsa uzaktan düz-sert şut çıkarabiliyor... ancak oyun içinde daha önemli bir görevi var; top tottenham'dayken 1.-2. bölge geçişini yapmak... dier çok kez 2 stoperin arasına girip / yanına gelip savunmadan topu çıkaran oyuncu oluyor.

    pochettino'nun takımı kurulumda orta menzilli pasları seviyor. genellikle dier, mümkünse merkezde / öndeki garanti bir opsiyona oynuyor. lakin müsait bir merkez aramakta çok ısrarcı olduğu söylenemez: bulamazsa oyunu tempolu beklerin de yardımıyla, 20-50 metre arası değişen menzilde bir kenar oyuncusuna oynuyor.

    bu pasla tottenham 2 stoperi orta alana sıkıştırmaya doğru gidiyor, yine topla buluşan kenara her yerden destek var... arkadaki bek bindiriyor, "10" eriksen geliyor, kane deplase oluyor, merkez yaklaşıyor... bu orta menzilli pasın bir amacı öne gitmekse de, asıl amacı stoperlerin çıkışıyla tüm takımın aynı bloğa girmesi...

    fakat, topla buluşan kenar da oyunu gereğinden fazla zorlamıyor. burası çabuk oynanıyor: merkeze dönüş, gerekirse stopere dönüş, tekrar gelen dier, dier'ın ters kanada topu. ters kanadın ters kanada topu vs vs...

    kısa sürede birçok aksiyon barındırmasıyla, hızlı ve sık kanat değişimi, çok iyi çalışılmış 1.-2. bölge çıkışı varyasyonları, dikkatli stoperlerin öne çabuk kayması, tempolu bekler, çabuk kanatlar, büyük gezgin harry kane vb. nedenlerle tottenham'la oynamak zor ve bunaltıcı. takımın kondisyonu, genel olarak topla arasının iyi olması, atletik kapasitesi de yine baygınlaştırıcı unsurlardan... özellikle rakip merkez için tottenham'ı karşılamak çok sıkıcı olmalı: sağ çizgiye dön, öne dön, sol çizgiye koş, yardıma geleni kapat, öne git, bu sefer sağa koş...

    tottenham gittikçe azalan sürelerde de olsa zehirli premier league temposuna kapılarak ne oynadığını unutabiliyor. bu azaldığı için üzerinde durmaya gerek yok. aslında daha büyük bir problem var: 3. bölgeye geçiş. rakip iyi bir savunma stratejisine sahipse / kazara bir gol atıp öne geçtiyse vs., tottenham'ın 3. bölgeye geçişte, topu oraya getirdiği kadar sağlam bir planı yok. zira, muhammad ali stili dövüşüyor tottenham: yumrukla, yer değiştir-yer değiştir-yer değiştir, yumrukla...

    burada topu alan kenara sıkışmak, takımın kendi bloku içine sıkışması söz konusu oluyor. kane'in hem hedef santrfor hem gezgin santrfor rolünü rahatlıkla uygulaması, beklerin temposu, eriksen'in formunun iyice yükseltilmesi ile pochettino bu sorunun üstesinden gelebilir. öyle bir yetenek-hamlık-beraberlik-açlık-bilinç içinde ki takım; mauricio aykırı denemeler dahi yapabilir... örneğin top sağ kanatta oynayan lamela'da ise, sol merkezde oynayan dembele'nin de oraya bindirmesi, dembele'nin boşluğunu sol bek rose'un kapaması vs gibi... tottenham'ın kazanırken çok atması, kaybederken yaşadığı tutukluk da bu dövüş stilinden ileri gelmekte.

    velhasıl, townsend'in gitmesiyle tottenham bu sezon oyuncu satışları açısından 16.5 milyon euro karda ve 2 sezondur zarar etmiyor. kadro en dar, en sade halinde ve pochettino bu malzemeyle istediği eşyayı yapabilir. takıma kazandırdığı kimlik, izlemesi pek keyifli taktiksel uygulamalar, oyuncu gelişimleri, gereksiz harcamalardan kaçınması ile pochettino da, takdir edilmesi gerekenlerden. dev harcamalar yapabilen rakipleri düşünüldüğünde orta vadede şampiyonlar ligi potasına tutunması dahi büyük iş olabilir. belki de kazandıklarını sabırla kumbarasına atan pochettino'nun başka bir hedefi var...
  • (bkz: tottenham hotspur/@ceyar i kim vurdu)

    yazılış tarihi: 06-10-2018

    -----------------------------------
    ---- tottenham hotspur ----
    ----------- bölüm 1 -----------
    -----------------------------------

    1882 yılında kurulan, yakında iç saha maçlarını 62.000 kişilik tottenham hotspur stadium'da oynayacak olan köklü ingiliz futbol kulübü.

    2017'de 120 yıllık yuvaları white hart lane'i yıktılar ve şimdilik geçici olarak wembley'de oynuyorlar.

    forbes dergisinin 2018 en değerli futbol takımları listesi'ne göre 1.23 milyar $'la ingiltere'nin 6., dünyanın 10. en değerli takımı konumundalar.
    dünya: 1) m utd 4.12 $ 2) r madrid 4.08m $ 3) barcelona 4.06m $ 4) b münih 3.06m $ 5) m city 2.47 milyar $
    ingiltere: 1) m utd 4.12m $ 2) m city 2.47m $ 3) arsenal 2.23m $ 4) chelsea 2.06m $ 5) liverpool 1.94m $ 6) tottenham 1.23 milyar $

    2 lig (1950–51, 1960–61), 8 fa kupası ve 4 lig kupası ve 7 fa community shield müzelerine götürerek, kazanılan tüm kupalar (26) baz alındığında da ingiltere'de 5. sıradalar. * *

    1963 yılında kupa galipleri kupası kazanarak internasyonel ortamlarda şampiyonluk kazanan ilk ingiliz takımı olmuşlar. bunun yanında 2 uefa kupası şampiyonlukları da (1972, 1984) mevcut.

    --- rekabet ---

    chelsea ve west ham united'la da çekişmekteler ancak onca londra takımı arasında taraftarlarının en çok bileylendikleri takım arsenal'dir. takımların aralarında oynadıkları ateşli maçlar 'kuzey londra derbisi'* adıyla anılır.

    bu rekabet 1913'te arsenal'in (tottenham semtinin de içinde bulundugu) kuzey londra'ya, highbury stadyumu'na taşınmasıyla başlamış. 1. dünya savaşı sonrasında arsenal yöneticilerinin kulüp tarihine kara bir leke olarak geçen bir harekete imza atmasıyla iyice alevlenmiş.

    1. dünya savaşı öncesi son sezonda (1914/15) 2.ligde 6. olmalarına rağmen, arsenal'i savaştan sonraki ilk sezonda (1919/20) şaibe ve katakulliyle 1. lige aldırmışlar. hem de nşa'da 1.lig'e çıkma hakkı tottenham hotspur'un olmasına rağmen!

    gördüğünüz gibi kanlı bıçaklı olmak için gayet geçerli bir sebep. bir yandan da ingilizlerin hafızasına da hayranım. her kulüp taraftarının aklında tuttuğu o kadar çok tarihi anektod var ki insan imrenmeden edemiyor. çünkü böyle böyle detaylar sayesinde bir takım, köklü bir kulüp kültürüne sahip oluyor.

    chelsea'yle de çekismekteler. ancak chelsea taraftarı tottenham'ı 1. ezeli rakip olarak görürken, tottenham taraftarı chelsea'yi arsenal'in ardından 2. rakipleri olarak görmekte. bir nevi gs - fb - bjk üçgeni gibi yani*.

    ------- tottenham hotspur tarihi -------

    ----- eski günler -----

    çoğu futbol takımı iş adamları veya işçiler tarafından kurulurken tottenham hotspur'ün çoluk çocuk tarafından kurulması ilginçtir.

    kulüp 1882'de lise öğrencileri tarafından 'hotspur football club' adıyla kurulmuş. kurucu üyelerden de olan takımın ilk kaptanı bobby buckle, bu görevi aldığında 14 yaşındaymış. anlayacağınız bir nevi resmi olarak mahalle takımı kurmuş çocuklar.

    o zamanki isimleri olan hotspur fc, 'london hotspur' isimli başka bir takımla karıştırılmaya başlanılınca 2 yıl sonra (1884) takımın bugün kullandığı tottenham hotspur ismine geçmişler.

    kulübün ilk 70 yılında (bir kez 1950/51'de lig şampiyonu olmaları dışında) pek bir olayı yokmuş. ancak 60 ve 70'lerde palazlanıp, yerel ligde olmasa da eleme usulu olan kupa turnuvalarında (kupa galipleri, uefa, fa kupası, lig kupası) bir hayli başarılı olmuşlar. sonrasında ise tekrar düşüş evresi.

    ----- 2000 --> 2005 -----

    premier ligin ilk zamanlarında ise* sakin bir kulüptüler. hatta (bugünlerin aksine) 90'lardan 2000'lerin 2. yarısına kadar ligi genelde orta sıralama veya altında bitiren iddiasız bir takımdılar.

    90'lar boyu genç paul gascoigne, teddy sheringham, gheorghe popescu ve futbolunun son demindeki veteran gary lineker, les ferdinand, jürgen klinsmann ve david ginola gibi yıldızlar kısa sürelerle de olsa tottenham hotspur forması giymiştir.

    ----- 2005 --> 2010 -----

    enic group(english national investment company) adlı bir yatırım şirketi 2000'lerin başı itibariyle tottenham hotspur'ün hisselerini toplamaya başladı. 2001 itibariyle %50'nin üstünde pay sahibi olup, kulübü yönetmeye başladılar.

    %70.6'sı yatırımcı joseph lewis, %29.4'ü işadamı deny levy (ve ailesinin) sahip olduğu şirket, 2007 yılında kulüp hisselerinin %85.55'ini toplamayı başardı. deny lewis 2001 şubatından günümüze (2001 --> 2018/19) hala kulübün başkanı konumunda bulunmakta, enic group ise günümüz itibariyle hala kulübün %85.55 hissesine sahip konumdadır.

    takım 2006 ve sonrası zamanının fırtına forvetleri robbie keane ve genç jermain defoe önderliğinde şık bir çıkış yakaladı ve premier lig üst sıralama takımına dönüşmeyi başardı. dc michael dawson, mc michael carrick, amlr jermaine jenas ve amlr aaron lennon gibi gençleri içeren dinamik bir ekiptiler. bu zaman diliminde büyük reis dmc edgar davids* gibi bir efsane ve st dimitar berbatov'un da bir ara tottenham spurs formasını giydiklerini hatırlatayım.

    bu arada jermain defoe'ye de ayrı parantez açmak lazım. bu güzel insan (2004'ten 2014'e) 11 sezon tottenham hotspur formasını giyip, takımın ikon oyuncularından birine dönüşmüştür. keşke kulübün şampiyon adayı oldugu (2015 sonrası) bugünlerde de genç bir oyuncu olsaydı da takımın formasını tekrardan giyebilseydi.

    ----- 2010 --> 2015 -----

    2010'ların ilk yarısı kaliteli bir kadro kurup, yükselişe geçtiler.

    2007/08 - *dl gareth bale (southampton) 14.7m € *****
    2008/09 - mc luka modric (d. zagreb) 22.5m € ****
    2009/10 - st peter crouch (portsmouth) 10.5m € *
    2009/10 - dr kyle walker (sheff utd) 5.9m € ***
    2011/12 - dmc scott parker (west ham) 5.75m € *
    2012/13 - gk hugo lloris (lyon) 12.6m € **
    2012/13 - dc jan vertonghen (ajax) 12.5m € ***

    bu dönemde bu kadro takımı 4.lük 5.lik arasına sabitleyip, tottenham hotspur'ün ingiltere'nin en büyük 6 takımından biri yaptıklarını* cümle aleme duyurdular. - bu zaman diliminde altı büyükler arasına man city'de girmiştir; ama tottenham'ın aksine parası neyse mislini basarak. -

    2009/10 - 4.'lük - 70 puan
    2010/11 - 5.'lik - 62 puan
    2011/12 - 4.'lük - 69 puan
    2012/13 - 5.'lik - 72 puan

    ----- 2013/14 sezonu -----

    premier lig sıralaması: 6.'lık - 69 puan
    uefa ilk 16 (benfica)
    transfer harcaması: 15.9m € kasaya koydular.

    kayda değer yeni transferler:
    amc christian eriksen* 14.15m € ****
    amr erik lamela* 30m € *
    dmc paulinho* 19.7m €

    takımdan ayrılan kayda değer isimler:
    aml (bkz: gareth bale/@ceyar i kim vurdu) r madrid 101m € dünya transfer rekoru *****
    st (bkz: jermain defoe/@ceyar i kim vurdu) toronto fc 9.1m €
    dmc (bkz: scott parker/@ceyar i kim vurdu) fulham 4.3m €

    ----- 2014/15 sezonu -----

    premier lig sıralaması: 5.'lik - 64 puan
    uefa ilk 16 (fiorentina)
    transfer harcaması: 4.3m €

    kayda değer yeni transferler:
    st harry kane -altyapı- *****
    amc dele alli* 6.6m € ***
    dc/dmc eric dier* 5m € **
    dl ben davies* 12.6m €

    forvette emmanuel sheyi adebayor ve roberto soldado'nun skandal performansları sonucu, 7. haftada altyapıdan genç harry kane takım ilk onbirine yerleştirilmek zorunda kalındı. 21'lik toy genco da sezonun geri kalanı premier ligde kasırga gibi esti. as oyuncu olarak çıktığı 28 maçta 21 gol atarak tottenham'da hurrikane efsanesini başlattı.

    dele alli (6.6m € - milton keynes dons) ve eric dier (5m € - sporting lisbon) gibi süper genç yetenekler keşfedildi ve ucuz fiyatlara gün yüzüne çıkarıldı. kadronun yıllarca parçası olacak bir başka genç ben davies de (12.6m € - swansea) takıma katıldı.

    ----- 2015/16 --> günümüz (2018/19 sezon başı) -----

    tarihinin gelmiş geçmiş en iddialı kadrosunun oluşup, takımın bir seviye daha atladığı, tottenham hotspur'ün şampiyonluk adayı olduğu günler.

    mauricio pochettino'nun yönettiği, st harry kane *****, amcl christian eriksen ****, a/mc dele alli ***, amrl heung-min son ***, dr kyle walker* ***, dmc eric dier **, dc toby alderweireld ***, dc jan vertonghen *** ve gk hugo lloris'in *** başını çektiği efsane kadroyu içerir.

    nacizane yorumuma göre futbol yorumcularının ayılıp bayıldığı mauricio pochettino bu kadronun hakkını verememiştir. tottenham hotspur'ün man city, man united, chelsea, liverpool fc ve hatta arsenal gibi şampiyonluk baskısıyla sezona başlamayan, yeni büyük sayılan bir camia olmasının kaymağını yiyor bu adam.

    manchester city'nin ardından yeni yeni tekrardan palazlanan liverpool fc'yle beraber ligin en iyi kadrosuna sahipler. - hatta kadro derinlikleri liverpool'dan daha iyi durumda. - chelsea'den iki tık, manchester united ve arsenal'den fersah fersah yüksekte kadro kalitesine sahipler.

    pep guardiola ve (bkz: jürgen klopp/@ceyar i kim vurdu) her sene takımlarının taktiklerini ve kadrosunu gözle görülür şekilde geliştirirken, mauricio pochettino ne yazık ki yerinde sayıyor.

    taktiksel olarak bir tutarlılığı veya yaratıcılığa da sahip bir teknik adam değil.

    2017'de antonio conte chelsea'yi şampiyon yapınca 2018'de 5 defanslı taktiğini tottenham'a kopyaladı. bu yaz ise gareth southgate'in ingiltere milli takımı 2018 dünya kupasında yarı final görünce, onun garip taktiğini (3-1-4-2) takımında deniyor. - bakın böylesine ofansif yeteneklerle dolu kadroyu antonio conte veya gareth southgate gibi 5 defans, 2 defansif ortasahayla sahaya sürmek, başlı başına istiklal mahkemesinde yargılanma sebebidir. - bunların yanında bazen pep guardiola'yı rekor puanla şampiyon yapan 4-3-3'üne göz kırpıyor. klasik 4-2-3-1 zaten hep cebinde. şaka gibi ama yıllardır takımın başında olmasına rağmen, bu sene ligin 8. hafta itibariyle (2018/19) takımın taktiğini hala bulamamış durumda.

    adamın dillere destan bir moussa dembele sevdası var ki akıllara zarar. dallama teknik adam bu kadar top class adamlarla dolu kadroda bu adamı ölesiye seviyor ve yersizce ilk 11'de kullanıyor. zamanında aynı şeyi andros townsend ve nacer chadli kazmaları için, heung-min son ve eric lamela'yı yedek bırakarak yapardı. sonunda geç olsa da akıllandı ve bu kanserleri takımdan kesti. umarım aynı şey dembele için de yaşanır ve takım nefes alır.

    bir yandan da poşet'in liderlik vasfının da hakkını vermek lazım. papaz oldugu kyle walker dışında kimse takımını terk etmek istemiyor. arsenal'de yıllar yılı yıldizlar başka takıma transfer olmak için arsene wenger'e kazan kaldırdı ve takımdan ayrıldı. mauricio pochettino'da öyle bir durum yok. tüm oyuncularını die hard tottenham'lı hale getirip, takıma bağlılıklarını arttırmış bir teknik adam. o bakımdan saygı duyuyorum. ancak başarı gelmesse bunu da ne zamana kadar koruyabilir bilemiyorum a dostlar!

    onun dışında premier ligin uzak ara en pinti yönetimi* altında çalışıyor. kulüp enic group zamanında kalkınsa da, takımı sadece kar amaçlı bir işletme gözüyle görmeleri günümüzde (2018/19) iyice can sıkmaya başladı. 'yeni stadyum yaptık, paralar oraya gidiyor' ayağına transfer bütçesine yıllardır zırnık koklatmamaları daha nereye kadar gidecek bilemiyorum. - sanki premier ligde tek yeni stadyuma geçen takım kendileri. -

    paragöz yönetimin poşet'te özel birseyler olduğu düşünmesinin en büyük nedeni, bu koşullar altında takımı şampiyonluk yarışında tutabilmesidir. o bakımdan arjantinli hoca hakkaten özel bir deyyus. her patron işletmeyi bu kadar kâra sokmayı başaran müdürünü sever tabii. bunun detaylarini aşağıda (transfer bölümünde) inceledim. rakamları görünce gözlerinize inanamayacaksınız! assss sonraaaa..

    ----- 2015/16 sezonu -----

    premier lig sıralaması: 3.'lük - 70 puan
    uefa ilk 16 (dortmund)
    transfer harcaması: 16.2m € kasaya koydular.

    kayda değer yeni transferler:
    amlr heung-min son* 30m € ***
    dc toby alderweireld* 16m € ***
    dr kieran trippier* 4.9m €

    takımdan ayrılan kayda değer isimler:
    amr (bkz: andros townsend/@ceyar i kim vurdu) newcastle 15.7m €
    dmc (bkz: jose paulo bezerra maciel junior/@ceyar i kim vurdu)* guangzhou evergrande (çin) 14m €

    heung-min son (30m € - leverkusen) ve toby alderweireld (16m € - a madrid) gibi önemli isimler, fındık fıstık olarak ise kieran trippier (4.9m € - burnley) takıma katıldı.

    şampiyonşip için leicester city'yi uzunca bir süre kovaladılar. son 4 maçtan sadece 2 puan çıkarabilince yarıştan havlu attılar ve sonuç olarak o sezon leicester city premier lig tarihinin en sürpriz şampiyonluğuna imza attı.

    leicester city -- 81 (ranieri)
    arsenal -------- 71 (wenger)
    tottenham ---- 70 (poşet)

    22'lik harry kane ise (24 gollü jamie vardy'nin önünde) kariyerinde ilk kez gol kralı oldu. - as oyuncu olduğu 2. sezon; 38 maç 25 gol 1 asist -

    ----- 2016/17 sezonu -----

    premier lig sıralaması: 2.'lik - 86 puan (premier ligde topladıkları rekor puan)
    şampiyonlar ligi grup aşaması
    transfer harcaması: 30.2m €

    kayda değer yeni transferler:
    dmc victor wanyama* 14.4m € **
    dmc moussa sissoko* 35m €
    st vincent janssen* 22.1m € -patlak transfer-
    dmc georges-kevin n'koudou* 11m € -patlak transfer-

    takımdan ayrılan kayda değer isimler:
    aml (bkz: nacer chadli/@ceyar i kim vurdu) wba 15.2m €

    şahane dmc victor wanyama takıma (14m €) katıldı. moussa sissoko (35m € - newcastle), vincent janssen (22.1m € - ajax) ve georges-kevin n'koudou (11m € - marseillie) transferleriyle 68.1m € çarçur edildi.

    oyuncular iyice birbirine kaynadı. artı victor wanyama'nın varlığı takıma çok iyi geldi. takım antonio conte chelsea'si ardında premier ligde topladıkları rekor puanla (86) ligi 2. bitirdi.

    chelsea ------ 93 (conte)
    tottenham -- 86 (poşet)
    man city ----- 78 (guardiola)
    liverpool ---- 77 (klopp)
    arsenal ------ 76 (wenger)

    harry kane (yaş 23) 30 maçta 29 golle üst üste 2. kez gol kralı oldu. - 2. ise 25 golle everton'lu romelu lukaku oldu. -

    ----- 2017/18 sezonu -----

    premier lig sıralaması: 3.'lük - 77 puan
    şampiyonlar ligi ilk 16 (juve)
    transfer harcaması: 19.7m €

    kayda değer yeni transferler:
    dc davinson sanchez* 42m € **
    amr lucas moura* 28.4m €
    dr serge aurier* 25m €
    yedek st fernando llorente* 15.1m € -patlak transfer-

    takımdan ayrılan kayda değer isimler:
    dr (bkz: kyle walker/@ceyar i kim vurdu)man city 52.7m € **
    st (bkz: vincent janssen/@ceyar i kim vurdu) -fb 2.5m € kira-

    dünyadaki aktif en iyi sağ beklerden kyle walker, poşettino'yla papaz oldu ve takımdan yollanmak zorunda kaldı. çakal guardiola 52.7m €'ya işi bitirdi.

    takımın kilit oyuncularından victor wanyama sezon başında diz kıkırdağından ciddi bir sakatlık geçirdi ve 5 ay sahalardan uzak kaldı. ilk yarıyı komple kaçıran oyuncu bir daha asla eski haline dönemedi ve üst düzey oyuncu olduğu günler 26'sında sona erdi.

    defansa potansiyelli genç davinson sanchez (40m € - ajax) transfer edildi. devre arası ise sağ kanat lucas moura (28.4m € - psg) takıma katıldı. ancak brezilyalının her hangi bir sakatlığı olmamasına rağmen poşettino moura'yı olduğu gibi yedek kulübesinde unuttu. koca yarım sezon boyunca oyuncuya ilk 11'de anca 2 kez şans verdi.

    pep guardiola pezevengi takımın başındaki ilk iki sezonunda (gelen giden oyuncu dengesi sonucu) bonservislere 405.8m € (!!!) harcatınca man city ligin içinden geçti. 100 puan toplayan takım, en yakın rakibine 19 puan taktı.

    man city ---- 100
    man utd ------ 81
    tottenham --- 77
    liverpool ----- 75

    harry kane 30 golle kendi kariyer rekorunu kırsa da gol krallığını yeni liverpool transferi, pfa yılın oyuncusu (bkz: mohamed salah ghaly/@ceyar i kim vurdu)'ye (32) kaptırdı. - harry kane 36 maç 32 gol 2 asist -

    ---------------------------------
    --------- tottenham ---------
    --- sezon başı 2018/19 ---
    ---------------------------------

    yaz sezonu transfer harcaması: 0 €

    kayda değer yeni transferler:
    -

    takımdan ayrılan kayda değer isimler:
    -

    tottenham hotspur yönetimi iyice saçmaladı ve pintilikte çığır açtılar. takım anlamsız bir şekilde 0 transferle (!) sezonu açtı. 'ne gelen var ne giden' şarkısı* tottenham marşı haline getirilen şebnem ferah, sezon açılışında tribünleri salladı.

    ''ne gelen var ne giden.
    ne soran var ne bilen.
    sebebim yok bana kıyan.
    tottenham'im sen gül
    vazgeçtim rüyalardan.''

    iyi bek transferleriyle çok ciddi bir şampiyon adayı olabilirlerdi; poşetin artık isyan edip, sazı eline alması lazım. yönetim ve teknik adam sanki el birliğiyle takımı yerinde saydırmaya and içmiş gibi yönetiyorlar.

    istikrar iyidir hoştur ama yıllardır bu kadro yanyana oynuyor zaten. poşetin taktik seçememe şuursuzluğu, rakipler bu kadar güçlenirken takviye yapmama ısrarıyla birleşince, takım şampiyonluk yarışında (önceki yıllara göre) kan kaybetti diyebilirim.

    nacizane yorumuma göre futbol yorumcularının ayılıp bayıldığı mauricio pochettino bu kadronun hakkını verememiştir. tottenham hotspur'ün man city, man united, chelsea, liverpool fc ve hatta arsenal gibi şampiyonluk baskısıyla sezona başlamayan, yeni büyük sayılan bir camia olmasının kaymağını yiyor bu adam.

    manchester city'nin ardından yeni yeni tekrardan palazlanan liverpool fc'yle beraber ligin en iyi kadrosuna sahipler. - hatta kadro derinlikleri liverpool'dan daha iyi durumda. - chelsea'den iki tık, manchester united ve arsenal'den fersah fersah yüksekte kadro kalitesine sahipler.

    pep guardiola ve (bkz: jürgen klopp/@ceyar i kim vurdu) her sene takımlarının taktiklerini ve kadrosunu gözle görülür şekilde geliştirirken, mauricio pochettino ne yazık ki yerinde sayıyor. taktiksel olarak bir tutarlılığı veya yaratıcılığa da sahip bir teknik adam değil.

    2017'de antonio conte chelsea'yi şampiyon yapınca 2018'de 5 defanslı taktiğini tottenham'a kopyaladı. bu yaz ise gareth southgate'in ingiltere milli takımı 2018 dünya kupasında yarı final görünce, onun garip taktiğini (3-1-4-2) takımında deniyor. - bakın böylesine ofansif yeteneklerle dolu kadroyu antonio conte veya gareth southgate gibi 5 defans, 2 defansif ortasahayla sahaya sürmek, başlı başına istiklal mahkemesinde yargılanma sebebidir. - bunların yanında bazen pep guardiola'yı rekor puanla şampiyon yapan 4-3-3'üne göz kırpıyor. klasik 4-2-3-1 zaten hep cebinde. şaka gibi ama yıllardır takımın başında olmasına rağmen, bu sene ligin 8. hafta itibariyle (2018/19) takımın taktiğini hala bulamamış durumda.

    ----- 2018/19 sezonu tottenham hotspur kadrosu -----

    td mauricio pochettino

    gk (bkz: hugo lloris/@ceyar i kim vurdu) (kaptan) **
    gk (bkz: michel vorm/@ceyar i kim vurdu)

    dc (bkz: jan vertonghen/@ceyar i kim vurdu) ***
    dc (bkz: toby alderweireld/@ceyar i kim vurdu) *** rotasyon
    dc (bkz: davinson sanchez/@ceyar i kim vurdu) ** rotasyon
    dl (bkz: ben davies/@ceyar i kim vurdu) rotasyon
    dl (bkz: danny rose/@ceyar i kim vurdu) rotasyon
    dr (bkz: kieran trippier/@ceyar i kim vurdu)
    dr (bkz: serge aurier/@ceyar i kim vurdu) yedek
    dr (bkz: kyle walker-peters/@ceyar i kim vurdu) yedek

    dmc (bkz: moussa dembele/@ceyar i kim vurdu)
    dmc (bkz: eric dier/@ceyar i kim vurdu) **
    mc (bkz: dele alli/@ceyar i kim vurdu) *** rotasyon
    dmc (bkz: moussa sissoko/@ceyar i kim vurdu) yedek
    mc (bkz: harry winks/@ceyar i kim vurdu) yedek
    mc (bkz: victor wanyama/@ceyar i kim vurdu)(++)

    amc (bkz: christian eriksen/@ceyar i kim vurdu) *****

    amlr (bkz: heung-min son/@ceyar i kim vurdu) *** rotasyon
    amr/st (bkz: lucas moura/@ceyar i kim vurdu)
    amlr (bkz: erik lamela/@ceyar i kim vurdu) yedek

    st (bkz: harry kane/@ceyar i kim vurdu) *****
    st (bkz: fernando llorente/@ceyar i kim vurdu) yedek

    ---------------

    gelen giden oyuncular dengesinde son 5 yılda (2014/15 --> 2018/19) transfere inanılmaz derecede az para harcıyorlar. değil premier ligde şampiyonluğa oynayan takımlar arasında, premier ligdeki tüm takımlar arasında transfere en az para harcayan kulüp tottenham hotspur !!! delilik vallahi.

    2018/19 - (-)0m €
    2017/18 - (-)17.7m €
    2016/17 - (-)31.3m €
    2015/16 - (+)16.6m €
    2014/15 - (-)4.3m €
    -----------
    5 yil total (-)36.6m €

    senelik ortalama harcalama (-)7.3m € (!)

    koskoca tottenham senede ortalama 7.3m € harcıyor transfere, bu ne biçim iş! bu koşullarda çalışan poşet'e bu bakımdan helal olsun.

    -----------------------------------

    transfer rekorları (gelen)

    1) davinson sanchez -----(17/18)--(ajax)----- 40m €
    2) moussa sissoko -------(16/17)--(newcast)- 35m €
    3) roberto soldado -------(13/14)--(valen)----- 30m €
    4) erik lamela --------------(13/14)--(as roma)- 30m €
    5) heung-min son --------(15/16)--(leverk)---- 30m €

    transfer rekorları (giden)

    1) gareth bale --------(13/14)--(rm)----- 101m €
    2) kyle walker ---------(17/18)-(m city)- 52.7m €
    3) dimitar berbatov --(08/09)-(m utd)- 38m €
    4) luka modric --------(12/13)---(rm)---- 30m €
    5) michael carrick ----(06/07)-(m utd)- 27.2m €

    ---------- bonus ----------
    premier lig'deki tüm kulüplerin kapsamlı ve el emeği göz nuru takım incelemeleri için bakınız;

    (bkz: arsenal/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: chelsea/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: liverpool fc/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: manchester city/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: manchester united/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: tottenham hotspur/@ceyar i kim vurdu)

    (bkz: everton/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: leicester city/@ceyar i kim vurdu)

    (bkz: afc bournemouth/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: aston villa/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: brighton and hove albion/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: burnley/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: crystal palace/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: fulham/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: newcastle united/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: norwich city/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: southampton fc/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: watford fc/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: west ham united/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: wolverhampton wanderers/@ceyar i kim vurdu)

    (bkz: cardiff city/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: huddersfield town/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: stoke city/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: swansea city/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: sunderland afc/@ceyar i kim vurdu)
    (bkz: west bromwich albion/@ceyar i kim vurdu)
  • gerisi neyse de, yüz yıl sonra "almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık" fantazisini gerçekleştirmek bunlara nasip oldu.

    türk tarihçileri bayram eder şimdi: "dedik dedik inanmadınız! işte, var böyle bir şey!"
  • bu sene hp firmasına sponsor olan takım.
  • kulup forumunda arsenalli troll'ler "bize karsi bjk'yi desteklediniz simdi naapacaksiniz bayraklari gotunuze mi sokacaksiniz" diye cemkiriyormus.

    not: gercek kisilerle alakasi yok tamamen hayal urunu.
  • 19 mayıs 2012 bayern münih chelsea maçı sonucunda kaybettiği tam olarak henüz söylenemez. bu gibi durumlarla daha önce karşılaşıldı ve aynı ligden 5 takımın şampiyonlar liginde oynadığı görüldü.

    2005-2006 sezonunda, önceki sezonun şampiyonlar ligi kazananı liverpool ile lig 4.sü everton şampiyonlar ligine katılmıştı.

    http://en.wikipedia.org/…pions_league_qualification

    edit: o derenin altından çok sular geçmiş ve kural değişmiş. katılamayacaklarmış.
  • yaptıkları atılım ve başardıkları iş tek kelimeyle muhteşem. buna laf eden çarpılır ancak ben bu takımın modern futbolun saçmalıklarını meşru göstermek için silah olarak kullanılmasından büyük rahatsızlık ve üzüntü duyuyorum. "eski rekabet yok" dediğin anda yapıştırıyorlar atletico, tottenham veya ajax örneğini... neymiş, düzgün yönetilen kulüpler hâlâ çok başarılı olabilirmiş. hayır kardeşim, öyle bir dünya yok. saydığım takımların hepsi 8-10 yıldır çok fazla maddi destek alan, büyük ölçüde paranın konuştuğu, birkaç mucizevi adamın önderliğinde yürümüş ve geçici olarak "elit" olmuş takımlar.

    bu kıta, lks lodz gibi takımın liverpool'u ağırlayıp 40 binden fazla taraftarın önünde çatır çatır tokatladığını gördü. kızılyıldız'ın, steaua bükreş'in avrupa şampiyonluğuna tanık oldu. sen bana böyle örnekler çıkarabilir misin? saydığınız takımlar hep ingiltere'den, italya'dan, ispanya'dan... e o finansal destek ve kapasiteyle bir zahmet ara sıra elit takım çıkarsın bu ülkeler. ajax'ın yaptığına peri masalı dediler. koskoca dünya futbol devi ajax, şampiyonlar ligi'nde yarı final gördü diye "peri masalı" yazmış oldu... neden ki? mesela de jong ve de ligt'i beklenebileceği üzere kaybettiler hemen. ellerinde çok para var. neye yarayacak? o para, ajax'a o seviyede iki futbolcu alabilecek mi? herhangi bir yıldızın, "ben ajax'a gideyim" demesine sebep olabilecek mi?

    tottenham müthiş bir atılım gerçekleştirmiştir, vasat bir takımken dünyanın en iyi kulüplerinden birine dönüşmüştür, doğru; fakat unutulmasın ki tottenham sadece yayın geliriyle dünyanın geri kalanını tokatlayabilecek bir ligin parçasıdır, londra'nın takımıdır. o yüzden çok rica ediyorum, "futbolda eski rekabet yok" diyene kalkıp da tottenham örneği vermeyin.

    eskiden olsa yusuf yazıcı kalkıp da lille'e gitmezdi mesela. çünkü lille gibi bir takım öyle transfer yapamazdı. uçurum bu kadar geniş olmadığı için, birkaç dünya devi dışında transfer yapmak bile çok da lüzumlu görülmeyebilirdi. açın bakın, "büyükler" dışında şampiyonluk yaşamış takımların neredeyse tamamı altın jenerasyon yakalayıp da başarmıştır bunu. oyuncularını elinde tutabildiği, böyle bir gücü olduğu için kaliteli kadrolar kurabilmiştir.

    bugünün futbolunda öyle bir ihtimal yok. uçurum çok büyük. kimse futbolda devrim yapılsın, real madrid kamulaştırılsın, her sezon şampiyon doğu avrupa'dan çıksın, warta poznan juventus'u ta götünden siksin demiyor. güçlü takımlar, büyük kulüpler her zaman vardı. olsun, sorun yok. sorun, bu takımlara karşı "sürpriz" yapabilecek ekiplerin ortadan kalkmış olması. o yüzden allah aşkına koca bir kıtanın can çekişen futboluyla 500 senedir premier lig'de top oynayan takımın çıkışını kıyaslamayın.

    açıp bakın 20 sene öncesinin maçlarına. bugün şampiyonlar ligi yarı finalinde milan-spartak moskova maçı görebilir misin? hayır. "sürpriz" dediğin takım bile ajax oluyor işte. avrupa futbolunun zirvesindeki 8-10 takım hiçbir şekilde değişmiyor. tahttan indirilemiyor. niye? aradaki para farkı inanılmaz çünkü. dinamo kiev'de parlayan çocuk, real'de senelik 9 milyon maaş ve kupalar alabilecekken, "dur lan altın jenerasyon yakalayalım da şampiyonlar ligi'nde çeyrek final görelim, torunlara anlatırız" deyip dinamo'da 750 bin euro'ya oynamaz ki. orta ve düşük seviyeli ligleri, ülkeleri bitirdiniz komple.

    tottenham'ı övmekte sorun yok ama çok rica ediyorum bu takımı "futbolda sürprizler de olabiliyor" gibi saçmasapan bir argümanla desteklemeyin ya. tottenham lan bu. ingiliz takımı, londra takımı... bu takımın 10 küsür yıllık planlama, kane gibi bir forvet ve poşet hocamla şampiyonlar ligi finali görmesi mi futbolun güzelliği? affedersiniz ama öyle güzelliği sikeyim.

    avrupa'da görünce sevindiğimiz, garipsediğimiz takımlar porto, roma falan oldu artık... yazıklar olsun be. koskoca kıtada 4 ülke dışında top oynanmıyor resmen. o 4 ülkede de dönüp dolaşıp aynı takımlar var zaten, yani italya'dan kalkıp da lecce şampiyonlar ligi çeyrek finali görmüyor. bıktım yahu. yıldım. zamanında avrupa devlerine karşı terör estirebilen takımlar şimdi üçüncü ön elemede falan tokat manyağı olup evine dönüyor. biz de döne döne psg-juve-bayern-real izliyoruz. şampiyon olsunlar demiyorum ama nerede ulan ukrayna şampiyonu? rusya? polonya? romanya? yunanistan?

    neyse yav yeter, sıkıldım. tottenham'ı sabaha kadar övün, itiraz etmem. ama kalkıp da futbolun adil olduğunu, her takımın doğru planlamayla başarılı olabileceğini iddia etmeyin.
  • 0 £ harcamadan finale cikti ama onemli bir sey daha var. herkes ajax icin altyapi vs ucuz paralarla ne takim kuruyor diyorlar ama ajax, kendi liginde rekabet olmadigi icin bunu yapabilir, planla tercubeyle herkes yapabilir. ama tottenham in yaptigi sey daha farkli. premier ligde para harcamadan gelismeden ayakta kalmak zor, onlar hem bunu yapiyor, hem her sene ilk 4e giriyor hemde yeni 1 milyar £ e yeni stadyum yapiyor. buradaki basari ajaxtan veya herhangi bir takimdan daha buyuk. cogu kaliteli oyunculari ise satildi. kyle walker, gareth bale, modric gibi.
hesabın var mı? giriş yap