• yetmişlerin sonu itibari ile heavy metal grupları son enerjilerini harcamış, sahneyi punk ve glam gruplarına bırakmak üzere bir kenara çekilmeye hazırlanırlarken, bu türün bir kalp masajıyla hayata döneceğini iddia etmek zordu. ama bu gerçekleşti, new wave of british heavy metal üst başlığı ile anılan gruplar bu hayata dönüş operasyonunu gerçekleştirdiler, ve bir çoğu da görevini yapmış olmanın huzuruyla eleklerini astılar. tabi bu kadar güçlü bir kalp masajını yiyen bünye biraz afalladı kolu başka oynadı, bacağı başka hareket etti.

    bu hareketlerden en güçlüsü de amerikada vuku buldu, önce o yurdun sonra tüm dünyanın illerini hafiften bir salladı. "bu müzik o kadar güçlü ki, buna ancak thrash diyebiliriz.." kabilinden bir cümleyle kutladı şu anda adını hatırlayamadığım bir müzik yorumcusu; hakkında yorum yaptığı albüm kill em all du. yepyeni bir dünyanın ilk şafağına tanıklık etti bu insanlar. tanıklık etmek haksız bir ifade oldu; o güneşi çekip çıkardılar ufuktan, sonra da sağolsunlar kendi elleriyle balçığa buladılar(bkz: until it sleeps in klibi)

    rock n roll, sen ne cömert ne vefakar bir anaymışsın ki bu gençlerin de ellerinden tuttun, onlara da nimetlerini sundun. metallicadan kovulan mustaine e megadethi kurdurdun, yanına kerry king i verdin. dave mustaine bu alemlerin en önemli adamlarındandır, orospu çocuğudur o ayrı. 87 de testament ilk albümünü yaptığında kendilerine bir parça kin kusarak "metallica nın vokallerini, bizimse davul ataklarımızı çalmışlar." buyurmuş ve dönemin metal sahnesi için yorumlarına devam etmiştir: "slayer black metal yapıyor, onlardan hangar 18 gibi bir parça çıkmaz. anthrax onları ilk gördüğümde bok gibiydi. onlara vokalistleriyle davulcularını değiştirmelerini söyledim. dediğimi yaptılar da bişeye benzediler. tabi bi de exodus var, onlar babadır. işte metalin 4 büyüğü:megadeth, metallica, slayer ve exodus."

    exodus a lafımız yok ama konunun uzmanları mustaine in küstah açıklamalarında verip veriştirdiği anthrax ı thrash in original big four undan biri olarak görüyor, öyle bellemişler. belki testament bu unvanı ilk albümlerini geç çıkararak kaçırdı ama onlar da children of thrash lakabıyla bu türün en iyi örneklerinden bazılarını dinletti dünyaya, mustaine in burun kıvırdıklarını dinleyici bağrına bastı.

    aslında bu ateş bayağı evvelden yanmıştı, kill em all dan bile önce. kirk hammett exodus un bonded by blood ının hikayesini şöyle anlatıyor: "ben, paul* ve gary* davulcumuzun* karavanında oturmuş içki içiyorduk. artık bizim de bir grubumuz vardı ve istediğimizi çalıyorduk. derken bunu ölümsüzleştirmeye karar verdik. avuçlarımızı keserek kan kardeşi olduk ve ardından bonded by blood şarkısı geldi." kim bilir aynı gece belki de mustaine ve hetfield da bir arabada oturmuş bir yandan biralarını yudumlarken diğer yandan da venom ile coşuyorlardı. ama kardeşlik yalanmış, kanla bağlanmak zayıfmış ki kirk hammett kişisi exodustan zamanında bir, günümüzdeyse bin adım önde olan metallica nın ilk teklifini düşünmeden kabul etmiş, avucundaki acıyı unutmuştu.

    benzer bir teklifi armored saint in vokalisti john bush kill em all çıktıktan sonra almış, "gel metallica nın beşinci elemanı ol" denmişti. kabul etmemişti o zaman ama yıllar geçip de armored saint bir arpanın beşte biri kadar yol alınca kendileri anthraxta aldı soluğu.(bkz: zararın neresinden dönersen kardır)?

    thrash, ya da bazılarının ısrarla ifade ettiği gibi thrash metal, 91 yılında metallica nın malum albümüyle öldü, allah rahmet eylesin. evet biliyorum bir çok grup devam ediyor thrashe, yılmadılar. ve de biliyorum farklı ülkelerde de var onca güzide thrash grubu, almanyada kanadada. bahsettiğim zaten müziğin kendisi değil, bir dönem. gümbür gümbür gelen ve bıçak gibi kesilen. siz sabahtan akşama kadar senfoni besteleseniz de müzikte klasik dönemi geri getiremezsiniz, bu da öyle. üzülmemek lazım. ben mi? yok ben ağlamıyorum, gözüme byte kaçtı sadece...
  • heavy metal'in ilk ortaya çıkan alttürlerinden biridir. metal'in sert duruşuna ve punk tavrına vurgu yapmış olmasıyla, 90'ların ekstrem metal piyasasına öncülük teşkil eden başlıca akım olmuştur.

    gitarlara hatrı sayılır derecede distortion dayandığı, ritm gitarlarda hızlı ve kesik riffler üzerine shredding ayarında hızlı sololar, kirli grungy* vokal (bazen melodili -megadeth-, bazen scream -kreator- ve nadiren brutal -sepultura-) ve gaz baterilerle (twin pedal kullanımının bol görüldüğü, çoğunlukla d-beat veya benzeri agresif/oynak gidişatlarla) icra edilen bir tarzdır. şarkı sözleri çoğunlukla politika, sosyal mevzular, adaletsizlik, savaş, çarpık dünya düzeni, başkaldırı, alkol, uyuşturucu ve kişisel sorunlar üzerine açık, agresif, suçlayıcı ya da dalga geçer bir tavırla yazılmaktadır.

    80'ler başında oluşmaya başlayan tarzın, ilk ortaya çıkışı konusu biraz tartışmalıdır. 70'ler sonu heavy metal rüzgarının büyük britanya'daki tezahürü olan nwobhm akımı ve müzikal açıdan pek birbirleriyle alakası olmasa da bu akım içinde yer aldığı kabul edilen motörhead, venom, iron maiden ve judas priest gibi britanyalı heavy metal devleri thrash metal'e öncülük eden başlıca ilham kaynakları olmuşlardır. zira bu gruplara ait kimi şarkıları emekleme dönemi thrash eserleri (proto-thrash) olarak tanımlayabiliriz (örneğin: motörhead - overkill & ace of spades, venom - black metal, judas priest - rapid fire, iron maiden - purgatory). muğlak bir tanımlama olmasına rağmen o dönem kimi gruplara yakıştırılan speed metal etiketi, heavy ile thrash arasında köprü bir tanım olarak dillendirilmiş; ve thrash metal, yine speed metal'den türeyen popüler glam metal akımına bir tepki niteliğinde daha ekstrem ve underground bir akım olarak ortaya çıkmıştır. thrash'in heavy'den farklı bir tür olarak belirginleşmesi, hardcore punk'ın ortaya çıkışıyla aynı döneme rastlar. nitekim bu iki agresif akım, birbiriyle uzun süre paslaşmış ve birbirini beslemiş müzik akımlarıdır. "pataklamak" olarak çevirebileceğimiz "thrashing" fiilinin gayriresmi şekilde ilk olarak 70'ler sonu skate punk/hardcore punk piyasası argosunda kullanıldığı söylenir, ama resmen bir thrash şarkısında ilk geçtiği yer "...you're thrashing all around..." mısrasını içeren metallica'nın whiplash şarkısıdır. yine ilklerden gidersek -tartışmalı olarak- ilk saf thrash şarkısının james hetfield'ın kısa süren ilk grup deneyimi leather charm'dayken 1981 yılında yazdığı hit the lights şarkısı olduğu söylenebilir. bu şarkıyı da içeren ilk thrash demosu metallica'nın no life 'til leather (1982), ilk thrash albümü ise kill 'em all (1983) olarak kabul edilmektedir (bazı kaynaklar venom'un 81 çıkışlı welcome to hell'ini ilk olarak gösterir. ancak dönemin çoğu eleştirmeni bu albümün tarzını "black-speed metal" olarak nitelemektedir). kuruluş tarihi olarak ilk saf thrash grubunun 1980 yılında kurulan exodus olduğunu söylersek yanlış olmaz.

    pek çok rock akımı gibi britanya ve avrupa'da kıvılcımlanıp amerika'da patlayan thrash, iki kıtada birbirinden değişik formlarda olgunlaşır. alman thrash'i olarak da adlandırabileceğimiz teutonic thrash metal akımı, amerika'daki bay area thrash metal akımıyla aynı dönemde patlar. alman thrash'inin ünlü isimleri kreator, sodom, ve destruction'ın tarzı, amerikan türdeşlerine göre daha agresif ve çiğ bir formda ortaya çıkmıştır. bu farkın en bariz örneği, alman thrash'inde sıklıkla scream vocal kullanılmasıdır. buna karşın bay area thrash'inde metallica, testament, death angel ve exodus gibi gruplar, nispeten daha kompleks ve melodik işler ortaya koyarlar. bir başka amerikan piyasası olan doğu yakası thrash'i (east coast thrash metal) ise hardcore punk piyasasına daha yakın bir tutum sergiler ve sonuçta ortaya daha oynak ve eğlenceli bir tarz ortaya çıkar. anthrax, nuclear assault, overkill ve whiplash bu piyasanın bilindik gruplarındandır. metallica, megadeth ve anthrax ile beraber thrash metal'in büyük dörtlüsü'nden (the big four) biri olarak anılan slayer, diğerlerinden farklı olarak hız öğesinin sınırlarını zorlamış ve bu yönüyle death metal'e büyük ölçüde ilham teşkil etmiştir. aynı şekilde ilk death metal gruplarından olarak kabul edilen death grubunun da ilk işleri saf death metal'den ziyade "progresif death/thrash" olarak tanımlayabileceğimiz çalışmalardır. diğer ülke piyasalarından çıkmış erken thrash metal gruplarına; müziğinde death metal benzeri kalın vokaller ve etnik/groovy melodiler kullanan brezilyalı sepultura, progresif ve teknik ağırlıklı bir thrash icra eden kanadalı voivod ile annihilator, blast beat kullanımıyla death metal'le geçişli daha ekstrem bir tarz ortaya koyan polonyalı vader ve black-thrash füzyonunun ilk örneklerini veren brezilyalı sarcófago ile isviçreli hellhammer örnek olarak gösterilebilirler. hardcore punk ile thrash metal arasında bir melez tür olarak yine 80'lerde ortaya çıkan crossover thrash ise, suicidal tendencies, corrosion of conformity, dirty rotten imbeciles, method of destruction, the accüsed ve stormtroopers of death gibi gruplarca yaratılmış ve thrash metal'in 90'lı hatta 2000'li yıllarda ününü sürdürmesine bu melez tarzın büyük katkısı olmuştur.

    90'lı yıllara gelindiğinde kıdemli konuma gelen erken thrash grupları, yeni işler çıkarmayı sürdürürler. bu dönemde metallica ve megadeth, 90'ların modern hard rock sound'unu belirleyen daha kulak dostu işlere imza atarlar ve bu sayede thrash grupları mainstream piyasada yer bulmuş olur, öyle ki bu iki grubun o dönemdeki şöhretleri pop yıldızlarını aratmayacak derecede parlak hale gelmiştir. buna rağmen çizgisini fazlaca bozmayan ve sert kalmayı tercih eden slayer, anthrax, sodom ve kreator gibi gruplar, yeraltı metal piyasasının kült grupları haline gelirler. tam da bu esnada punk ve hard rock'ın yanısıra metalden de etkilenmiş olan grunge akımı seattle'dan türeyip tüm rock dünyasını avcunun içine alır. kimilerine göre bu akım, thrash de dahil olmak üzere, 80'lerde altın çağını yaşayan pek çok tarzın ölümünü de beraberinde getirmiştir. ancak 90'lı yıllar, rock müziğin olduğu kadar metal'in de dallanıp budaklanmasına şahit olur. black metal ile death metal gibi thrash'in agresyonunu baz alarak gelişen daha sert tarzlar öne çıkar. gerçi bu durum thrash'in popülaritesini pek de etkilemez, ancak 90'ların sonuna gelindiğinde kıdemli gruplar dahil, çoğu thrash grubu diğer türlerle sentez işler çıkarmaya ve saf thrash'ten uzaklaşmaya başlamışlardır. power metal/thrash sentezi iced earth; death/thrash sentezi dew-scented, impious, carnal forge; teknik thrash metal icra eden artillery, coroner, sadus; progresif metal/thrash sentezi nevermore; bunların dışında venom, possessed ve celtic frost gibi erken dönem black metal gruplarıyla satanik alman thrash'inin etkisinde kalarak black-thrash metal sentezini yapan deströyer 666, aura noir ve gibi gruplar thrash metal'in bu dönemde ortaya çıkan yan türlerine örnek teşkil etmektedirler.

    bu arada crossover kökünden gelen, ve daha modern soundlu popüler metalcore piyasasıyla bağlantılı bir thrashcore (fastcore olarak da geçer) piyasası ortaya çıkar. grindcore ile bağlantılı olan powerviolence tarzına da ilham teşkil eden thrashcore gruplarına örnek olarak japon s.o.b., hollandalı vitamin x, amerikan bones brigade, scholastic deth ve common enemy gösterilebilir. bir yandan 90'ların başında ortaya çıkmasına rağmen kadri ancak 2000'li yıllarda anlaşılacak post-thrash akımı, karmaşık teknik yapısı ve temiz newschool sound'uyla kendi kült takipçi kitlesini yaratır. bu tarzın öncüleri, forbidden ile meshuggah (ki bu grubun mainstream başarısı özellikle kayda değerdir) olup, 90'ların son yarısında ise grip inc.ile the haunted gibi gruplar ortaya çıkarak 2000'lerdeki modern thrash camiasının temellerini atarlar. yine bu dönemde kendine has sound'uyla kısa sürede gelmiş geçmiş en meşhur metal gruplarından biri haline gelen pantera ve yine hatrı sayılır bir kitleye sahip machine head ortaya çıkmış, seyirciyi coşturan ritme dayalı groove öğesini newschool thrash'in vazgeçilmez bir elementi haline getirmişlerdir. aynı groove öğesini cılkını çıkartırcasına kullanan, öyle ki nu-metal ve metalcore gibi pop/metal türlerine sarkan, ünlü sepultura vokalisti max cavalera'nın kurduğu soulfly ve onunla aynı yoldan giden ektomorf da seyirciye oynayan müzikleriyle büyük fan kitlelerini arkalarından sürüklemeyi başarmışlardır.

    2000'lerin başına gelindiğinde 80'lerdeki rüzgarla ortaya çıkan yüzlerce thrash grubunun bir kısmı dağılmış, çoğu askıya alınmış ve thrash piyasası daha ekstrem metal türevlerinin dominantlığında oldukça durgunlaşmıştır. bu dönemde, henüz 90'larda çatallanmaya başlayan modern mainstream thrash piyasası ile underground oldschool thrash piyasası arasındaki çizgi iyice belirginleşir. 2000'lerde 80'lerin oldschool thrash'ini canlı tutan gruplar arasında municipal waste, toxic holocaust ve violator sayılabilir. bu sırada mainstream piyasa ise kendi yeni kahramanlarını yaratır. örneğin tertemiz güçlü sound'uyla oldukça iddialı bir şekilde ortaya çıkan groove metal grubu lamb of god, son yılların en büyük fan kitlesine sahip gruplarından biri haline gelmiştir.

    2010 yılına yaklaşıldığında ise pek çok müzik türünün başına geldiği gibi thrash metal'de de bir revival (yeniden doğuş) dalgası başlar. 80'lerin bay area thrash'i sound'unu yeni ekipmanlarla daha güçlü şekilde alevlendirmeye çalışan neo-thrash kimliği altında evile ve gama bomb gibi gruplar ortaya çıkar. kült gruplar metallica, megadeth, slayer, destruction, sodom, death angel, kreator, exodus, tankard ve overkill "köklere dönüş" mottosuyla kâh başarılı kâh başarısız yeni albümler çıkartmış, ta 80'lerde tek demo çıkarıp tarihe karışmış ücra gruplar da internetin verdiği gaz ile reunionlar yapmaya, eski tarzlarında yeni albümler kaydetmeye başlamışlardır.

    pek geniş olmasa da türkiye'nin de bir thrash metal piyasası vardır. 1985'te kurulan kronik, ilk türk thrash metal grubudur. metalium'um 89 çıkışlı servants of death demosu ilk türk thrash çalışması, yine metalium'un 90 yılının haziranında çıkan behind the power albümü ilk türk thrash albümüdür. şu an heavy/power tarzında işler çıkartan pentagram grubunun ilk iki albümü (pentagram ve trail blazer) thrash metal adına türkiye'den çıkmış en iyi işlerdendir. şu an ska pop yapmakta olan ünlü grup athena'nın 91 (horror dimensions) ve 93 (one last breath) çıkışlı ilk iki demosu yine thrash metal tarzındadır. nekropsi adlı kendine has psychedelic rock grubumuzun speed lessons part 1 adlı ilk demosu thrash'tir (hatta o dönem adları necropsy şeklinde yazılıyordu), şu anki müziklerinde de ilk günlerinin etkileri açıkça duyulmaktadır. crossover thrash/death tarzını hakkını vererek icra etmiş olan antisilence bir başka önemli türk grubudur. 90'larda cultus, ascreaus; 2000'lerde ise crossfire, affliction, electrocute ve anaflaxia dikkate değer thrash gruplarındandırlar. black-thrash adına ise devastation 666, bayonet ve son dönem ehrimen sağlam işler çıkarmış ve çıkarmaktadırlar.

    thrash metal, özellikle ilk çıktığı yıllarda medyanın ilgisini çekmiş ve aileleri korkutmuş bir tarz olagelmiştir. tavır itibariyle, yakın akrabaları heavy, death, black, vs. kadar nihilist değildir, aksine ciddiyetli ve sosyal olaylara duyarlı bir tutumu vardır. sözlerinde dinî, ailevî ve siyasî otoriteye karşı sürekli bir suçlama sözkonusudur. bu tavrın, thrash metal'in punk kültürüne olan yakınlığıyla büyük ölçüde alakası olduğu söyleyebiliriz. yine bu sayede kendi karşıtkültür imajını yaratabilmiş tarzlardandır thrash metal. klasik "thrasher" stereotipi kabarık uzun saçlı, siyah grup tişörtü üstüne siyah deri ceketi (ya da her tarafı grup patch'leriyle kaplı kot bir yelek), altında buz mavisi kot pantalonu ve 80'ler tarzı beyaz spor ayakkabısıyla gezinen bir tiplemedir.

    tür için mihenk taşı niteliğindeki albümler:

    metallica - kill 'em all (1983): ilk katıksız thrash metal çalışması.
    slayer - show no mercy (1983): zamanının en hızlı ve çiğ işlerinden. ekstrem metal tarzlarının başlıca ilham kaynaklarından.
    metallica - ride the lightning (1984): metallica'nın ilk dönem agresifliğine binaen daha olgun ama halen saf ve enerjik 2. albümü.
    exodus - bonded by blood (1985): exodus'un (bence) kayda değer tek çalışması, ki bunda rahmetli paul baloff'un vokallerinin etkisi oldukça büyüktür.
    kreator - endless pain (1985): agresif alman thrash'inin ilk ve en sağlam örneklerinden.
    stormtroopers of death - speak english or die (1985): kültleşmiş bir crossover thrash çalışması.
    celtic frost - to mega therion (1985): kendine has mistik sound'uyla değişik tarzlara da ilham veren grubun en thrashy albümü.
    destruction - eternal devastation (1986): alman thrash'inin agresifliğiyle amerikan thrash'inin heyecanlı atmosferini biraraya getiren klasik bir albüm.
    metallica - master of puppets (1986): yılların klişeleştirdiği ancak eskitemediği bir başka metallica klasiği.
    slayer - reign in blood (1986): slayer'ın en vurucu, en karanlık işlerinden.
    metallica - ...and justice for all (1988): şahsi fikrimce metallica'nın zirve yaptığı her bir riff'i ders niyetine okutulası şaheser albüm.
    annihilator - alice in hell (1989): progresif yapısıyla zengin bir speed/thrash çalışması.
    sodom - agent orange (1989): alman thrash'inin cevher niteliğindeki mid tempo örneklerinden.
    overkill - the years of decay (1989): eğlenceli bir thrash klasiği. overkill'in en sağlam çalışması.
    megadeth - rust in peace (1990): ciddi ve politik içerikli melodik amerikan thrash'inin klas eserlerinden.
    death angel - act iii (1990): thrash'in altın çağı öncülerinden olmasına rağmen haksız şekilde geri planda kalan grubun en bilindik çalışması.
    pantera - cowboys from hell (1990): pantera'nın kimliğini bulduğu, thrash'e kardeş tür groove metal'i yaratan hit makinesi bir albüm.
    testament - souls of black (1990): the big four'a 5. olmaya aday bay area devlerinin en bilindik, ancak şöhretini de hakeden çalışması.
    slayer - seasons in the abyss (1990): hit makinesi bir slayer klasiği, grubun zirve noktası.
    sepultura - arise (1991): sepultura'nın başkalaşıma uğramadan önceki thrash döneminin en son ve en sağlam albümü.
    megadeth - countdown to extinction (1992): megadeth'in modern rock'a evrilmeye başladığı dönemde çıkan ve bünyesinde pek çok klasik hit'i barındıran, kulak dostu bir albüm.
    sodom - code red (1999): bütün eski thrashçi tayfanın saçmaladığı yıllarda piyasaya tokat gibi inen cayır cayır thrash şaheseri.
    municipal waste - hazardous mutation (2005): eski okul hız delisi crossover thrash sound'unu hortlatan önemli bir çalışma.
    gama bomb - tales from the grave in space (2009): 80 model gırtlağa sahip vokaliyle bay area'yı geri getiren grubun bugüne kadarki en olgun işi.

    yan türleri:

    (bkz: crossover thrash)
    (bkz: groove metal)
    (bkz: speed metal)
    (bkz: progressive thrash metal)
    (bkz: power-thrash metal)
    (bkz: heavy-thrash metal)
    (bkz: death-thrash metal)
    (bkz: black-thrash metal)

    dünyaca ünlü yerel piyasaları:

    (bkz: bay area thrash metal)
    (bkz: east coast thrash metal)
    (bkz: teutonic thrash metal)
  • birkaç ay önce, önleri açık genç yunan thrash grubu (bkz: amken) ile röportaj yapmıştım. öyle ki bu gençler 1-2 sene önce japonya'da bir festten davet alıp orada çalmışlardı. genç bir metal grubu için japonya'da çalmak büyük başarıdır.

    her neyse onlara şöyle bir soru sormuştum;

    "şu aralar yunan thrash metal grupları pek bir revaçta. bunun nasıl olduğunu bize açıklayabilir misiniz?"

    cevap şu şekildeydi;

    "bunu, geleceğinin çalındığını hisseden gençliğin bir tepkisi olarak düşünebiliriz. thrash metalin müziği oldukça agresif ve politik, sözleri ise, bizim de geçmişimizi düşününce, gençler için çok fazla şey ifade ediyor; bu yola girerek üst mercilerde bulunan insanlara bir şeylerin gidişatından memnun olmadığınızı anlatabiliyorsunuz."

    bu cevap tam olarak thrash metalin tanımı niteliğindedir.
  • thrash tarihinin bana göre en iyi 30 albümü böyledir derim ve uzarım hızlıca buralardan!

    not:sırasız ve her topluluktan bir albüm şeklindedir.

    metallica-master of puppets
    slayer-reign in blood
    megadeth-rust in peace
    anthrax-among the living
    exodus-bonded by blood
    overkill-the years of decay
    testament-the legacy
    kreator-extreme aggression
    destruction-release from agony
    sodom-agent orange
    sepultura-arise
    voivod-nothingface
    annihilator-alice in hell
    death angel-act iii
    dark angel-darkness descends
    heathen-victims of deception
    violence-oppressing the masses
    sacred reich-the american way
    xentrix-for whose advantage
    artillery-by inheritance
    suicidal tendencies-lights camera revolution
    nuclear assault-handle with care
    flotsam and jetsam-doomsday for the deceiver
    whiplash-insult to injury
    forbidden-forbidden evil
    exhorder-slaughter in the vatican
    atrophy-violent by nature
    onslaught-the force
    sabbat-dreamweaver
    exumer-possessed by fire

    edit:30'luk bir güzel liste yaptık ama bir thrasher olarak yine içim rahat olmadı! bazı albümleri ıskalamış gibi hissettim ve bu sebeple listemi genişletip 10 albüm daha ekleyerek 40'lık yapıyorum beyfendiler ve tabi çok güzel hanımefendiler.

    metal church-metal church
    agent steel-skeptics apocalypse
    sadus-swallowed in black
    demolition hammer-tortured existence
    sacrifice-soldiers of misfortune
    tankard-zombie attack
    holy moses-world chaos
    mekong delta-dances of death
    coroner-mental vortex
    pentagram-trail blazer

    son edit:40'lık bile kesmedi beni ama biraz bekleyelim dinleyelim bakalım daha sonra bakarız artık.
  • en amansız müzik türüdür.söyleceği çok şey vardır 'thrash'in.içi doludur.dünya doldukça o da dolar.işte o yüzden ne zamanki dünya tekrar pisliğe iyice bulanmıştır;2000'li yıllarda thrash tekrar patlamıştır.
    söylemeden önce durup düşünmez,tartıp biçmez.tüm yalınlığıyla söyler.öyle bir söyler ki dinleyeni sarsar,tabiri caizse;(ki konu thrash ise süzgeç takılmaz cümlelere) adamın şaftını kaydırır.insanlar doldukça thrash de dolar.o yüzden thrash'in söyleyeceği çok şey vardır.hep birşey vardır.sansür kurumuna kükrer,ırkçılığa lanet eder,basına söver,savaşları alır ayağının altına,zaman olur insanların iki yüzlü ahlak anlayışını yüzlerine vurur.

    kliplerinde güzel kızlara,yakışıklı oğlanlara rastlanmaz,mutlu aşk sahneleri de,mutsuz aşk sahneleri de yoktur.savaş görüntüleri vardır,darbe görüntüleri vardır,insanların pislettiği denizlerin görüntüleri vardır.eh kimileri tarafından da vahşet ve savaş yanlılığıyla suçlanır,yılmaz.ironiden anlamayan nesle aşina değildir.

    sahip olduğu ruhu hissetmek içinse sözleri anlamaya gerek bile kalmaz neredeyse.öylesine kusursuz anlatır derdini notalarla.

    ve ölümsüzdür.belki bundan 10 sene sonra icra edilmeyecektir ama ölmeyecektir.ölümden ne anladığınıza bağlı..
    ..unutmadan (bkz: heavy metal)
  • e----------------------------------------------
    b----------------------------------------------
    g----------------------------------------------
    d----------------------------------------------
    a----------------------------------------------
    e-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0

    diyorum
  • -metallica'nın yayımlanan ilk kaydı 81 yılında kaydedilen hit the lightstır, yerel grupların şarkılarının yer aldığı sonradan meşhur olan metal massacre toplamasında yer alır, şarkıda bir yerlerden "gel şuna el at" diye buldukları lloyd grant atmaktadır soloları zira grupta o dönemde lead gitarist yoktur bırak mustaine'i falan. mustaine'li ilk demo kaydı 82'dedir. ayağımız yere bassın.

    -dave mustaine metallica'ya girdiğinde halihazırda en az 3 lead gitarist değiştirmişlerdi, james'in gruba yeni girmesi gibi bir durum söz konusu bile değildir.

    -konuyla alakası yok ama, 25 sene önceki mevzular hakkında demeç veren ne lars ne jamestir, haftada bir bu konuda açıklama yapan insanın dave mustaine olduğunu cümle alem biliyor. neyse uzun mevzu o ve alakasız.

    -entry'mde mevzubahis şarkının the mechanix/the four horsemen şeklinde belirtildiğini görürüz, kirk tarafından o solonun neden eklendiğini ve sözlerin neden değiştirildiğini biz de biliyoruz, hey allam.

    -dave mustaine'in megadeth'e götürdüğü şarkı sayısına bakalım, 1 (yazıyla bir). madem kill'em all'u dave yazdı komple, alıp götürseymiş şarkılarını. dave mustaine grupta kaldığı 1.5 sene boyunca bazı şarkıların yazım sürecine "katkı" yapmıştır, bu onu albümün tek yaratıcısı kılar mı yahu, adamın şarkılardaki katkısından doğan hakkı verilmese gene anlarım da ne yani adı da yazıyor orada. mevzu şu, kill'em all'un önemi üzerine dave mustaine'e atıf yapmak başka, bütün albümü ve thrash hareketini mustaine'e mal etmek başka.

    -tartışılan konu resmi albüm olduğundan bonded by blood'un lafı geçmektedir yoksa exodus'un demoları taaa 80'e kirk hammett'ın kurucu olduğu zamanlara kadar gidiyor, o zamanlardan metallica'ya getirilen riffler bile var, biz de biliyoruz neyin ne olduğunu.

    dave mustaine thrash metal'e çok katkı yapmış bir isimdir, çok önemlidir, bunu inkar eden taş olur zaten. ama tutup da metallica'nın erken dönem başarısını, yarattıklarını sadece mustaine'e mal ederseniz "hop birader" denir, derler. bin yıllık "mustaine vs metallica" mevzusuna giresim yok, metallica'nın hakkını teslim etmeyip krediyi başkasına vermek esas derdim, yoksa dave mustaine'e ayrı metallica'ya ayrı hayranım. illa o kill-ride-mop döneminde birisi öne çıkarılacaksa o da cliff burton olmalı, zira grubun şarkı düzenlemeleri açısından benzerlerinden ötede durmasının esas sebebi odur. etkinliğinin çok az olduğu kill'em all ile ipleri eline aldığı ride the lightning arasındaki farkı incelerseniz görürsünüz. ne mustainemiş arkadaş, bitmedi yıllardır herifin geyiği, höh be.
  • motorhead, black sabbath'la ba$lami$ "abartili sertle$me" modelinin , 80'lerin ba$larinda amerika bay area'dan ba$layan devami. thrash, hizli ve guclu darbelerle bir$eyi tahrip etmek anlamina gelir,muzik de buna uyar. ritm gitarlar oldukca ondedir.genelde lead gitarlar kendine ancak sololarda yer bulabilir.vokal sert ve etkilidir ancak death gibi abartili degildir. uzaktan punkve direkt speed metal kokenli olsa da, speed'den cok farklidir. en onemli gruplari megadeth, slayer, anthrax, exodus,testament, overkill, ve ilk donem metallica..
  • metallica'nın thrash metal yapmaya mustaine katılmadan çok öne başlamasına imkan yoktur; çünkü metallica kurulduktan yaklaşık 5 ay sonra mustane gruba katılmıştır. bu 5 aylık sürenin uzunca bir bölümünde hetfield dahi grupta yoktur. mustaine grupta 2 sene kalmış dahi olsa, bugün hala o günler hakkında konuşulmasının sebebi vardır. 25 sene önceki mevzular hakkında lars olsun, james olsun hala demeçler veriyorsa; bir sebebi vardır. ne ki yani, 2 sene kalmış diyip geçmeyin, 'uçmayın'.

    mustaine metallica'nın müziğine yön vermiştir. bunla yetinmemiş; 'yeterin mınagoyüm, biraz da kafa patlatın şu müziğe, emeğiniz bir şeye benzesin' diyerek türe virtüöziteyi sokan adam olmuştur. okuduğunuz kitaplarda, izlediğiniz belgesellerde bu işin piri olan adamlar dahil olmak üzere; mustaine konusunda; 'çoğu şeyi o başlattı' diyerek, hakkını verirler. eğer okuyup, izlerseniz şayet.
    mustaine metallica'nın ilk albümünde 1'den fazla şarkıyı 'tek başına' yazmıştır da; mustaine'in ismini tek başına yazmamak için yapılan rötüşlar; 25 sene sonra dahi 'mustaine o albümde tek şarkı yazdı ya' yorumlarını görmemize neden olur. hem ki, the four horsemen'i mustaine tek başına yazmamıştır, çünkü four horsemen versiyonunda kirk'in eklediği bir solo daha vardır. uçmamaya devam etmek lazım. ilk albümü de siktiret, ride the lightning'de bile iki tane mustaine imzasını barındıran şarkı var.

    exodus'un ilk thrash grubu kabul edilmesi için bonded by blood'ı önceden kaydetmesine hacet yok, exodus zaten bonded'tan ve killem all'dan önce bir demo yayınlamıştır.
  • tamir atölyeleri ve tornacılarda sıklıkla dinlenen müzik türüdür.
hesabın var mı? giriş yap