• başlık yanlış açılmış doğrusu şöyle olmalı (bkz: thomas fockin shelby)

    (bkz: peaky blinders)
  • ahahahahaha kendine benzetiyomus, kendini buluyomus ahshdbbddj
    tommy shelbye benzeyen biri sunu yazar mi en basta bi dusunun. kimse arthura benziyorum demez zaten herkes alfa, herkes saglam irade :d:d
  • öyle bir sigara içişi vardır ki sigaradan nefret eden biri bile sigaraya başlar
  • cillian murphy eğer gerçekte sigara kullanmıyorsa muhtemelen thomas shelby karakterini canlandırdıktan sonra kansere bir adım yaklaşmıştır, sigarayı adeta yiyor. bu arada abimizin saç tıraşı on numara yakışıyor belirtmek lazım.

    o değil de kendini thomas shelby'e benzeten sözlükçüler varmış shsjshs lan oğlum yemin ederim alemsiniz ha.
  • noel baba gelirse diye şöminenin yanına viski bırakan düşünceli insan.
  • anlatılan her hikayenin bir zemini vardır ve akış bu zemin üzerinden yapılır. bazı diziler çarpıcı olaylar üzerinden ilerler, bazı diziler ise ilişki dinamikleri ile. game of thrones gibi diziler bu mekanikleri harmanlayarak karakterlerin gelişimini (içine edilen son iki sezon hariç) olay akışı ile birlikte yürütür. anlatılan hikayenin içinde farklı özelliklere sahip pek çok karakter olduğu için de dizi geniş kitlelere ulaşır. breaking bad gibi dizilerde ise muazzam yan karakterlere rağmen şovun bir tane yıldızı vardır.

    peaky blinders'ın işleyişi de böyledir. dizinin atmosferi, konusu, yarattığı dünya, yan karakterlerin derinliği çok iyi olsa da thomas shelby'nin dizideki ağırlığı o kadar yoğundur ki en küçük detay bile onun yörüngesinde hareket eder. çünkü thomas shelby dizide saf gücün temsilidir. ve bu konumundan bir an bile ayrılmaz. başı belaya da girse ahlaken uygunsuz işler de yapsa izleyicinin desteği bir an olsun eksilmez.

    peki dizinin yaratıcıları bunu nasıl yapıyor? thomas shelby neden bu kadar çok sevildi? bulunduğu (yada bulunmadığı) her sahnede varlığını nasıl hissettiriyor? bu soruları soruyorum çünkü thomas'ın karizması yada derinliği tesadüf değil, tüm detayları ince ince işlenmiş bir yaratım süreci söz konusu. çünkü hadi bakalım nasıl bir şey çıkacak ortaya diyerek güçlü bir karakter yazamazsınız. şimdi bu entry'mizde hikaye anlatıcılığı ile thomas'ın gücü izleyiciye nasıl yansıtılıyor birlikte bakalım.

    --- spoiler ---

    1) ben zaten ölmüşüm: thomas shelby ile izleyicinin ayrıldığı ilk nokta hayata bakış açısıdır. normal bir insan için hayat sıkıntılar ve riskler ile dolu. işten çıkarılma korkusu, gelecek kaygısı gibi dert edilen pek çok şey var ve etrafımızdan gördüğümüz kadarıyla genelde insanlar bu stres ile pek başa çıkamıyor. bu nedenle çoğu insan, bir şeyleri kaybetme korkusu ile yaşıyor.

    thomas shelby'nin ise gerçek anlamda dünya umurunda değil. seni öldürürüz diyorlar, tamam diyor. kurduğun işi yakar yıkarız diyorlar, olsun diyor. yakalayıp dövüyorlar. bara gidip viski içiyor. bu gözü pek duruş da insanlara etkileyici geliyor çünkü normal bir insanın bu kadar büyük riskler alması yada yaşadığı tehlikelere gülüp geçmesi mümkün değil.

    bu durumun nedeni de thomas'ın dizi başlamadan önce "ölmüş" hatta "gömülmüş" olması. evet karakterimiz hala ptsd ile mücadele ediyor ama savaştayken kendisini her gün ölüme hazırladığı ve yaptığı görev sırasında gerçek manada gömüldüğü için sabini yada campbell gibi insanların tehditleri ona hava cıva geliyor. çünkü günler hatta haftalar boyu ölüm ile burun buruna yaşamış bir insanı ölüm ile tehdit etmek çok mantıklı değil. tommy'nin bu umursamazlığı da izleyiciye etkileyici geliyor çünkü normal insanlar onun yanında digbeth kid gibi görünüyor.

    2) sessizliğim asaletimden: diyalog insanların ve hikayelerin ana iletişim yoludur. dizilerde yaşanan olayların açıklamasını yapmak, karakterlerin duygu durumlarını yansıtmak ve olayların akışını sağlamak için diyaloglar kullanılır.

    gerçek hayatta ise diyalog insanlar için bir refleks gibi bir şey. mesela bir insana mesleği hakkında en ufak bir şey sorun size gerekli yada gereksiz pek çok şey anlatır. yada bir insanın ortaya koyduğu bir işi eleştirin. sizi tanısın yada tanımasın o insan kendisini diyalog yoluyla savunmaya geçer.

    ancak tommy böyle değildir. diyalog insanlar arası uzlaşma aracı olduğu için bunu gerekmedikçe kullanmaz. mesela karşısındaki karakter " şöyle kötüsün, böyle kötüsün." diye anlatırken tommy bu söylenenlere tepki vermez, diyaloga girmez ve ne düşündüğünü sürekli olarak saklar. bu da onun etrafında bir sır perdesi oluşturur. bu sır perdesi de tommy'nin gizemli ve güçlü bir karakter olarak görünmesini sağlar.

    3) yalnız kurt: tommy'nin etrafında güvenebileceği insanlar var. ancak o en önemli işlerini tek başına halletmeyi seçiyor. bu da normal insan davranışından farklı. normal insanlar dertlerini paylaşma gereği duyar çünkü yaşadıkları şeyler ağır gelir. bir nevi destek ararlar.

    bu nedenle tommy'nin yaşadığı kötü olaylara verdiği tepkileri güç gösterisi olarak değerlendirebiliriz. çünkü tommy sadece kas gücüne ihtiyacı olduğu zaman diğer insanları çağırıyor. onun dışında en tehlikeli zamanlarda bile işini tek başına hallediyor. ayrıca olanları yada başına gelenleri kimseye anlatmıyor.

    bu ketumluk da izleyiciye şu mesajı iletiyor; normal insan olsa desteğe ihtiyaç duyardı ama thomas shelby duymaz çünkü o normal bir insandan çok daha güçlü. derdini paylaşma gereği de hissetmez çünkü size ağır gelen şeyler ona gelmez. o sizden mental olarak daha üstün. bunu direkt olarak söylemiyorlar tabi ama karakterin yalnızlığının ima ettiği şey temelde budur.

    4) ben demedim sen kendin söyledin: yalnız kurt olması, tommy'nin iletişim yeteneğinin kötü olduğu anlamına gelmiyor tabi ki. hatta tommy insanları anlamakta ve onlara istediğini yaptırmakta çok iyi. girdiği diyalogların farklı yönleri var hepsine de değineceğiz ama tommy'nin en önemli özelliği insanları çok hızlı bir şekilde ikna edebilmesi.

    bu ikna mekanizması da soğukkanlı bir taktik savaşı üstüne kurulu. mesela tommy birinden bir şey istiyor olsun. hatta buna çok ihtiyacı olsun. karakterin burada yaptığı şey önce kendisini geri çekip karşısındaki insanı, bu şeyi aslında istemediğini düşündürmek. bu sırada insanlar ellerindeki şeyin değerinden şüphe ediyorlar ve korku baş gösteriyor. daha sonra tommy tekrar ortaya çıkıyor ve karşısındaki insan tommy'nin istediği şeyi ona hediye ediyor.

    buna en iyi örnek sanırım polly. çünkü ilk başta michael'ın, tommy için çalışmasını istemiyoru. tommy burada geri çekilip michael'ı yanında istemiyormuş gibi yapıyor. bu süreçte polly, michael'ı kaybetmekten korktuğu için tommy'nin yanında kalmasına izi veriyor. tommy'nin insanları bu kadar eforsuz bir şekilde ikna etmesi de izleyiciye etkileyici geliyor.

    5) pazarlıklar: tommy bu konuda cidden çok yetenekli. her ne kadar burada basit bir taktiği olsa da pazarlık anları sanırım dizinin en güzel kısmı. tommy'nin pazarlık mantığı şöyle; elinde bir koz olana kadar asla pazarlığa oturma. eğer dezavantajlı konumdaysan da mutlaka pazarlıktan bir şey kazanmaya bak.

    mesela ilk sezonda elinde silahlar vardı. normalde bu silahların onda olması direkt asılma sebebi. ancak bu pazarlık sürecinde campbell'a o kadar fazla değer sundu ki silahları kaptırsa bile hayatta kalmayı başardı.

    aynı şey billy kimber durumu için de geçerli. eğer dümdüz karşısına çıksaydı billy'nin onu ciddiye almayacağını biliyordu. bu yüzden önce lee brothers ile dalaşıp kendisine ortak bir düşman yarattı daha sonra taraf değiştirerek billy'nin sonunu getirdi.

    6) now you see me: tommy'nin belki de en etkileyici yanı yaptığı bu planlar sanırım. planları zekice ancak etkileyici yanı bu değil. planın bizlere nasıl gösterildiği daha önemli. çünkü dizide izleyiciye planın başı yada sonu gösterilmiyor. olay detaylandırılmıyor. sadece planın en etkileyici safhası olan gerçekleşme anı izlettiriliyor.

    böylece hem heyecan yükseliyor hem bir merak unsuru oluşuyor. mesela ikinci sezonun sonundaki epsom'u hatırlayın. burada ne yapacağını önceden biliyoruz. ama nasıl yapacağı konusunda pek bir fikrimiz yok. olayları an be an izleyerek öğreniyoruz. bir şekilde vurduğu adamı tenhaya çekeceği ve çıkan kargaşa sırasına sabini'nin bahisçilerini saf dışı edeceği belli ama mesela polly tamamen sürpriz.

    yada daha basit bir örnek; ikinci sezonda alfie, peaky blinders'a ihanet ediyordu. daha sonra tommy onunla bir pazarlığa oturuyor. burada bir bomba düzeneği yalanı var. ancak tommy harekete geçene kadar bu plandan bahsetmiyorlar. bu nedenle bu sahneyi ada gibi şaşkınlık içinde izliyoruz biz de.

    7) ben ne dersem o: önceki iki maddeye bakınca sanki tommy sürekli insanları ikna etmeye çalışıyormuş gibi görünüyor ancak durum böyle değil. çünkü daha önceki maddelerde otoritesinin geçersiz kaldığı anlarda ne yaptığını gördük. (ki tommy pazarlığa oturduğu insanlardan çok daha güçsüz aslında) ancak otoritesi altındaki insanları bu şekilde yönetmiyor tabi.

    bunun bir sınırı var. eğer karşısındaki kişiyi tanımıyorsa beşinci maddedeki taktikleri uygulayarak kendisine yaklaştırıyor. bundan sonra inceleme süreci başlıyor. eğer bir tehdit unsuru olmadığını düşünürse ilişkinin kontrolünü tümden ele geçiriyor.

    kontrolü altında olan insanlara da nasıl davrandığı malum. şu dünyada kendisine en yakın olan insan arthur'dur belki. ona bile ne bir acıma, ne bir anlayış gösteriyor. sadece bir amaç var ve bu amaca ulaşmak için arthur'un yada diğer insanların belli yeteneklerinden faydalanıyor o kadar. eğer bu kişiler sorun çıkarmaya başlarlarsa da aldırma falan diye tavsiye veriyor. kendisi için bu kolay ancak hisleri ölmemiş diğer insanlar için bunu başarmak çok kolay değil.

    8) captain, my captain: tommy bu otoriter yapıya doğuştan sahip olmadı muhtemelen. bu özelliği de savaşta kazandı. bu durum da yine işine yarıyor çünkü dikkatli bakarsanız tommy'nin savaştaki düzeni devam ettirdiğini görürsünüz.

    mesela bir örnek; evet tommy geri geldiğinde madalyalarını nehre atmış, ancak kendisine rütbesiyle hitap edildiğinde bu hoşuna gidiyor. ayrıca insanlara davranış biçimi de asker gibi. ailesiyle yaşadığı problemin en büyük nedeni de bu. polly olsun, arthur olsun hallerinden memnunlar çünkü güzel para kazandıklarını düşünüyorlar. tommy için ise para değil asıl önemli olan savaşa devam edebilmek. çünkü durmak ona göre siperi bırakmakla eşdeğer.

    9) giyim tarzı: bu işin biraz teknik bir yönü aslında ama diziyi izlerken hepimiz o takım elbiseleri giymek istiyoruz. ha yüksek paça pantolonları giyip, köstekli saat taşısak üzerine bir de saçımızı o şekilde kestirsek muhtemelen ibişe döneriz ama etraftaki herkes aynı şekilde olduğu için tommy iyice bir parlıyor. ayrıca o kasketin kullanımı da çok iyi. çünkü gün ışığında da olsa oyuncunun duruşu ile gözleri sürekli gölgeli kalıyor.

    10) oyunculuk: bir de bu durum var tabi ki. tommy'i canlandıran cillian murphy ile 2002 yapımı 28 days later filmi ile tanışmıştık. bundan sonra karşımıza batman begins filmi ile çıktı ve christopher nolan'ın filmlerinde rol almaya başladı. orada da iyi bir oyuncuydu ama baş rolü alıp bu kadar sırtlayabileceğini açıkçası ben düşünmüyordum.

    kendisi de irlanda kökenliymiş. bu rolde ise inanılmaz parlamış. muhtemelen senarist bu özellikleri karaktere ve olay örgüsüne yedirdi ama sonucun bu kadar iyi olacağını kimse tahmin edememiştir.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak thomas shelby sadece sert görünüşlü bir gangster değil. gördüğünüz gibi kendisinin derin bir karakter olmasını sağlayan pek çok detay var. bu detayların kimisi senaryo sayesinde oluşuyor, kimisi tommy'nin karşısına çıkan karakterler sayesinde. ancak bununla da bitmiyor, bu durum karakterin teknik yönü ve onu hayata getiren oyuncunun da başarısı aynı zamanda.

    şimdi dizinin beşinci sezonuna bir hafta kaldı. tommy yine kendisini bir takım belalara atacak sonra şahane diyaloglar ve ayak oyunlarıyla bunlardan sıyrılacak muhtemelen. biz de izleyiciler olarak her detayıyla muhteşem bu karakteri hayranlıkla izlemeye devam edeceğiz.
  • "benim adım thomas, bunlar bana komaz" felsefesiyle yaşayan delikanlı abimiz
  • freddie thorne:nasıl bir listede bir komünist ile bir bahisçinin adları yan yana olur ki?

    thomas shelby:fakirlere boş umutlar veren adamların listesidir belki de. seninle benim aramdaki tek fark freddie,benim atlarımın arada sırada kazanma şansının olması.
  • diziyi izlerken bile üstünüzün başınızın sigara kokmasına sebep olan adam.

    (bkz: peaky blinders)
  • feminen yüz hatlarına rağmen nasıl bu kadar seksi gözüktüğünü anlayamadığım seksi ve çekici adam.

    ayrıca giyim tarzına bayılıyorum. o saç şekli de başka hiçbir adama böyle yakışmazdı.

    çok seksi adam ya!
hesabın var mı? giriş yap