• askerde, "hangi yazarları okuyorsun?" diyen komutanıma cin bir şekilde thomas pynchon dediğimde; -hhmm evet bilirim tarzı- bir baş sallama karşılığı aldığımdan, tsk'da da sevilen bir yazar olduğu kanısındayım.
  • yanlışlıkla nobel'i kazanırsa, ödül töreni yüzyılın trollüğüne sahne olacaktır.
  • büyüyünce en son ben çeviricem sanırım kitaplarını. 10 yıl kadar sonra işte.

    hayır burdan göt yayıp çevirsenize yeaaa demek de hoşuma gitmiyor da, niye çevrilmediğini anlamamak daha çok yoruyor. neyse du bakalım, bi güne kısmettir herhalde. [hayır nobel de vermezler ki bu adama, bakma aday listesinde gösterildiğine... te allam]
  • geçenlerde berberde fenerbahçe’nin bank asya birinci lig’deki maçlarını, özellikle göztepe maçlarının ne kadar kanlı geçeceğini, yabancı topçularının bu kadar kana dayanıp dayanamayacağını konuşuyoruz. yabancı deyince birden çağrışım yaptı, dedim ki “yahu bu pychon ne aşırı derecede mükemmel bir yazar, değil mi?”
    “evet,” dedi. “hele ki saint bernard köpeği barry (bkz: barry der menschenretter) kitabı yok mu o en güzeli. o köpek insanları boynundaki küçük konyak variliyle donmaktan kurtarıyordu, süper duygusaldı.” “güzel sahneymiş ben onu okumadım ama edebiyatın günlük hayata girmesi işi yalanmış, çünkü saçın amına koydun koç” dedim.
  • the simpsons'da iki bölümde gözükmektedir, ve iki bölümde de kendi kendisini seslendirmektedir. tabii böyle bir şey için pynchon amcaya ne kadar yalvarıldı, ne kadar rüşvet (veya benzeri) verildi bilinmez. ama gerçekleşmiştir işte. anlayacağınız tamamen kayıp değildir pynchon. iyi bir çocuk olursanız siz de bir gün new york'ta yürürken thomas pynchon ile karşılaşabilirsiniz.

    ayrıca yayımcısı ile evli olduğu bilinmektedir; cornell'deyken nabokov'dan dersler almış, ancak nabokov'un koyu rus aksanı yüzünden derslerde hiç bir şey anlamadığını söylemiştir. kitaplarında tasvir ettiği karakterler kadar paranoyak olduğunu tahmin etmekteyim; zira gravity's rainbow dışında the secret integration adlı hikayesinde de geçen slothrop ailesinin hikayesi, kendi ailesinin hikayesine oldukça paralel(miş).
  • hala kimse çıkıp türkçeye çevirmedi ya, ona üzülelim bi.
  • crying of lot 49'ın yazarı amerikalı postmodern romancı. romanları bir cok soru içerir. tam cevabı buldugunuzu dusundugunuzde aslında cevabın cok da onemli olmadıgını anlarsınız. kendinizi bir labirentte sanıp yazının merkezini bulmaya çalışırsınız. ama bir merkez yoktur. duyduguma gore amerika'da pynchon okumaları yapılıyormus. pynchon cok cok az insanla ilişki içinde oldugu için, belki kendi de katılıyordur bu okumalara, bakalım ne demisim diye.
  • ithaki'nin sonunda ülke karasularına kazandırdığı yazar. yılın flaşlarından. the crying of lot 49(49 numaralı parçanın nidası) feride evren sezer çevirisiyle yayında. yalnız kapak tasarımı hoşuma gitmedi, çok göze sokarcasına olmuş font.
  • henüz hiç kimseyi, hiç bir yerden kurtardığı görülmemiştir.
  • seniha akar, armağan ekici ya da hakan toker çevirse de artık okusak dediğim yazar.

    ek: zeynep heyzen ateş de olur
hesabın var mı? giriş yap