the voice

• son anı mı bekliyor bilmiyorum..
  
  o sesin varlığına inanarak geçen bir ömrün sonunda, o sesi bekleyip durarak, ufukta kaybolan son görünür çizgide ondan bir iz arayarak tüketilen nefeslerin sonunda, dünya kulağıyla duymadığım ama başka şekillerde hissettirdikleri sayesinde haberdar olduğum o sesin hep etrafımda dolaştığından şüphesiz emin, ama artık suyumu çektiğimin farkında olarak dip tutmaya yaklaştığımı hissediyorum.. bu lafı yazarken bile rahatsız oldum.. haşa ve estağfirullah, "pişmek" değil söz ettiğim.. zaman kaybetmek gibi daha çok.. kaybedecek çok zamanım kalmadığını hissediyorum.. biraz daha kalsa yanık kokuları gelecek dibimden.. bir terslik var.. nedir bilmiyorum.. o sesin şu satırları yazarken dahi yanımda, yakınımda olduğunu derinden hissediyor olsam da bir terslik var.. nedir bilmiyorum..
  
  tüm bu tuhaf tersliğin yanında, bir de o "ses" in "korkma" demesine bu kadar muhtaç olmak zaafiyet gibi gelmiyor.. çünkü korkuyorum.. ve bundan utanma safhasından çok uzun yıllar önce aşırdılar bizi.. korkumdan utanmıyorum.. şefkat denen duygunun kaypaklığıyla da yüzleştikten sonra kendisi gibi pozitif görünen; merhamet, güvenilirlik, sadakat gibi duyguların en üst seviyedeki makamlarında bile çok kolay manipüle edilebileceğine bizzat yaşayarak tanık olduktan sonra resim iyice karmaşıklaşıyor.. hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı dünyada, bazı şeylerin göründüğü gibi olabileceğine inanmak zorlaşıyor..
  
  o ses, "güven bana" derse -ki bunu diyeceğini de hiç sanmıyorum, kendisiyle birlikte geçen ve varlığımın hatırlamama izin verdikleri tek kesiti olan 33 seneden sonra- bunu teyit edebileceğim hiçbir merci, mihenk taşı yok.. aslında var.. ama görünenlerden sonra o mihenk taşının da her zaman doğruyu göstermeyebileceğini farketmek o sesin güvenilirliğini zedeliyor.. ve nihayetinde o sese güvenemeyeceksem geriye pek bir şey kalmıyor gibi..
  
  bazı yaprakların yumuşak çimenlerin üstüne düşüp orada son anlarını yaşamaları, bazılarınınsa kaldırıma düşerek ayaklar altında ezilmeleri gibi.. belki de bizim kendimizi yok etmemiz istenmiştir kim bilir..? bazıları ibret alır, alamayanlar da ibret olur demişler.. ibret mi olacağız acaba..?
  
  boşluk ve karanlık git gide büyüyor.. tüm bu karanlık tufandan geriye kalan son kale olan umut dağındaki son ocak hala yanarken ben o sesin gerçek olduğuna inanıyorum..
  
  içimdeki karanlık tamamen büyüyüp, o son ocak sönse bile o var olacak.. ama sonra ne olacak hiç bilmiyorum.. her şeyin manası kuruyup birer birer yok olurken, ne kadar her biri için kendimi helak etsem bile, etrafımdaki titrek alevli mumlar bir bir sönerken, o sesten başka bir şey kalmıyor geriye.. o ses ki duymadım hiç.. o yüzden de korkuyorum..
  
  o sesi taklit edeni ayırt etmek için mihenk taşım yetersiz.. altın, gümüş, tenekeyi ayırır amenna.. ama bizim bilmediğimiz metaller var.. nasıl ayırt edebileceğiz..? bilmediklerimizin yanında bildiklerimiz hiçten bile az..
  
  her neyse.. susayım ben.. başka bir şey yapabildiğim yok zaten.. susayım..
  
  ...
  lisa kelly isimli bülbül şakısın hiç olmazsa..
  bu "ses" in bu kadar basit olduğuna inanmaya çalışalım.. allah tevfikini refik eylesin..
  
  http://www.youtube.com/watch?v=_hwy6l_99oy
• ingiltere ve amerika versiyonlarında harika seslerin yarıştığı program. jüri üyeleri de bizimkiler gibi değil tabi.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=vpy6ql2q5c4
  
  http://www.youtube.com/…v=_4ci6hux7qc&feature=share
  
  http://www.youtube.com/watch?v=xj6tfii6b-q
  
  özellikle melanie martinez denen küçücük kıza dikkat. ilerde çok meşhur olacak.
• frank sinatra'nin lakabidir.
• uk versiyonunun bir türlü popüler olamadığı yarışma. tamam belki bi dia frampton çıkmadı ama jürisiyle falan gerçekten de izlemesi zevkli bir birinci sezonu geride bıraktı. özellikle de christina'nın ikamesinin jessie j olması ve will.i.am faktörü kesinlikle izlemeye değer kılıyor yarışmayı.
  
  --- spoiler ---
  
  birinci sezonu kazanan ise leanne mitchell oldu. jürinin en zayıf halkası, iyice yaşlanan ve sürekli abuk abuk gülümsemesiyle beni sinir eden tom jones'un ekibinden birinin kazanmasının yanı sıra bo bruce gibi bir yeteneğin kazanamamasına da içerledim.
  
  --- spoiler ---
• bu zamana kadar sözlerinin yazılmamasına şaşırdığım eimear quinn'e eurovision birinciliği getirmiş süper parça.
  
  i hear your voice on the wind
  and i hear you call out my name
  
  listen my child you say to me
  i am the voice of your history
  be not afraid - come follow me
  answer my call and i´ll set you free
  i am the voice in the wind and the pouring rain
  i am the voice of your hunger and pain
  i am the voice that always is calling you
  i am the voice and i will remain
  
  i am the voice in the fields when the summer´s gone
  the dance of the leaves when the autumn winds blow
  n'er do i sleep throughout all the cold winter long
  i am the force that in springtime will grow
  
  i am the voice of the past that will always be
  filled with my sorrow and blood in my fields
  i am the voice of the future
  bring me your peace, bring me your peace
  and my wounds they will heal
  i am the voice in the wind and the pouring rain
  i am the voice of your hunger and pain
  i am the voice that always is calling you
  i am the voice
  
  i am the voice of the past that will always be
  i am the voice of your hunger and pain
  i am the voice of the future
  i am the voice
  i am the voice
  i am the voice
  i am the voice
• blake shelton'ın koç olarak cher'i getirmesi ile kendilerini aşmış olduklarını düşündüğüm program. battle bölümünde bazı şarkılar orijinallerinden çok daha başarılı yorumlanıyor. justin bieber'ın "as long as you love me" sinden nasıl mükemmel bir düet çıkardılar hayretler içinde dinledim. burdan dinlenebilir:
  
  http://www.youtube.com/watch?v=wfmsuzh85_e
  
  hem eğlenceli hem de müzikal açıdan oldukça tatmin edici bir program. orjinal kadroyla tabi ki...
• arada bir sarıp sabahtan akşama kadar izlediğim program. dediklerinden hiçbir şey anlamamama rağmen, jürilerin tepkileri ve sıcakkanlılıkları dolayısıyla italya ve fransa şubeleri, gönlümde boğaz manzaralı yer kaplıyor. baştan sona katiyen takip etmem, kim birinci olmuştur bilmem, ilgilenmem de. amacım, mükemmel cover'lar dinleyip "abboo, sese bak, vauuahhh" diyebilmek. bir de batak gibi şerefsiz, içine girdin mi çıkamıyorsun. benzerini, saturday night live izlerken yaşıyorum. hadi bu son, bu son diye diye bi bakmışım, sekiz saattir ekran başındayım. şimdi izninizle kasa toplayacağım.
  
  fafori yarışmacılarım: ash morgan, fernando daniel ve hayali sevgilim stefano corona.
  
  kalanlar:
  
  karise eden - it's a man's world
  charly luske - denden
  celia pavey - scarborough fair
  will barber - another brick in the wall
  gianna chillà - kozmic blues (kadının içine janis joplin kaçmış, mamma mia!)
  anna mcluckie - get lucky
  pierre edel - whole lotta love
  
  daha sürüyle link paylaşabilirdim; ama dönüp dönüp dinlediğim ilk 10'a ihanet etmek gibi olurdu. düşük seviye stendhal sendromu yaşıyorum şu an. ^*
  
  edit: jennie lena - who's loving you
• amerikan versiyonunu izledikten sonra evdeki televizyonu camdan atma isteği uyandıran yarışma formatı.^*
  
  jürisinde adam levine, gwen stefani, pharell williams, shakira, usher, christina aguilera gibi sanatçılar bulunmuş/bulunuyor; şaka gibi resmen.
  
  katılanlar da cidden muhteşem performans sergiliyorlar; bizdeki gibi ortalama bir performans sergileyenlerin ayakta alkışlandığı bir program değil kısaca.
  
  örnek performans.
  başka bir örnek.
  
  koçlardan bir performans.
• ingiltere versiyonu gayet eğlenceli bir yarışma. jüride sıfır kompleks, bir versiyonundaki gibi avrupa taşrasında beyonce olmaya çalışıp olamayınca sinire kesmiş ya da şarkı söyleyemeyen ya da hiçbir konuda bir şey yapamayan insanlar yok. gayet dünya starları adamlar. gerektiğinde çatır çatır canlı performans sergiliyorlar hem birbirleriyle hem takımlarıyla. atışmaları da tatlı tatlı. yarışmacılar da maşallah çatır çatır şarkı söylüyorlar, hatta şarkıları kendilerine özgü şekillerde söylüyorlar ki koçların en büyük takdir sebeplerinden biri. yine bir versiyonundaki gibi taklit yarışması formatında değil. ha bu yarışmalardan çıkan ne oluyor neticesinde onu bilmiyorum ama nihayetinde izleniyor bu meret. yapılmışken düzgün yapılması iyi bir şey.
• 9. sezonunun devam ettiği bugünlerde geride kalan 8 sezonun kazananları ve ilk performansları için buyrun; ilgilisine duyrulur:
  edit: 13. sezon da dahil tüm sezonları ekledim.
  
  the voice 2017 blind audition - chloe kohanski: "the chain" / season 13 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=5xv6icyrj0g
  
  the voice 2017 blind audition - chris blue: "the tracks of my tears" / season 12 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=_3fpm_6go_g&
  
  the voice 2016 blind audition - sundance head: "ı've been loving you too long" / season 11 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=28i9qhewuac
  
  the voice 2016 blind audition - alisan porter: "blue bayou" / season 10 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=kqjssazgeqi
  
  the voice 2015 blind audition - jordan smith: “chandelier" / season 9 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=vhr4ooicvzo
  
  sawyer fredericks: "i am a man of constant sorrow" , the voice 2015 / season 8 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=efh9lqlgnbk
  
  craig wayne boyd: "the whiskey ain't workin" , the voice 2014 / season 7 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=63vlhndzyeq
  
  josh kaufman audition: "one more try" , the voice 2014 / season 6 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=ozesrrgaa4s
  
  tessanne chin - try , the voice 2013 / season 5 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=vlddfxnrl60
  
  danielle bradbery - mean , the voice 2013 / season 4 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=kw7g4rojgry
  
  cassadee pope's blind audition - "torn" , the voice 2012 / season 3 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=ks4l7d8cx90
  
  jermaine paul blind audition - complicated , the voice 2012 / season 2 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=y9yxcroh4so
  
  javier colon - time after time , the voice 2011 / season 1 winner
  https://www.youtube.com/watch?v=nzkourzemdu
  
  1, 5, 9 her daim favorilerim, 2 ve 4 ise en vasat "winner"lar.