the sound of muzak
-
müzik aleminin delikanlılığının bozulmasını, şarkıların artık insanları uyuşturuyor olmasını veya kısaca petek dinçöz ve devirle beraber değişen çelik'i eleştiren porcupine tree şarkısı.
-
olağaüstü bir duygu yoğunluğu barındıran bir porcupine tree eseri. gerçek bir başyapıt olan in absentia'nın en iyilerinden. pek çok anıma fon müziği olmuş, duyduğum anda içimi titreten bir parça.
-
(bkz: gavin harrison)'u unutmayalim bu şarkida guzel ve tam yerinde partisyonlar şarkiya getirilen guzel bir yorum, son yillarda benim gorduğum en yerinde çalan adam kendisi zaten abarti yok ama karaktere de sahip, steven wilson'nun muzik piyasina getirdiği çok da guzel bir eleştiri.
-
burada geçen muzak, prozac'la alakalı değil. böyle bir şey gerçekten var: (bkz: #11827121)
-
porcupine tree adli progressive rock grubunun in absentia albumunden guzel bir calisma.
muzak kelimesi music ile prozac entegrasyonu ile olusmus gibi gozukmektedir.
hear the sound of music
drifting in the aisles
elevator prozac
stretching on for miles
the music of the future
will not entertain
it's only meant to repress
and neutralise your brain
soul gets squeezed out
edges get blunt
demographic
gives what you want
now the sound of music
comes in silver pills
engineered to suit you
building cheaper thrills
the music of rebellion
makes you wanna rage
but it's made by millionaires
who are nearly twice your age
one of the wonders of the world is going down
it's going down i know
it's one of the blunders of the world that no-one cares
no-one cares enough -
porcupine tree nin 2002 çıkışlı in absentia albümünün 4. şarkısı ve kanımca grubun en güzel şarkılarından biri. özellikle nakarat bölümü ve bu bölümdeki back vocal harika. grup bu şarkısında "muzak" müzik türünü eleştirir.
-
kesinlikle in absentia albümünün en iyi şarkısı. bunun yanında benim gibi bu şarkı ile grubu tanımış olanlar varsa, diğer albümlerdede aynısını bekleyebilirler, güzel bir önyargı olur grup adına.
-
bass diye bas bas bağıran nakaratı ve solosu olan, beni porcupine tree ile, steve wilson -canına yandığım- ile ve gavin harrison -kurban olduğum- ile tanıştıran şarkı. yıllar süren bir geçmişimiz var, en az 4 sene kadar. uzun süredir dinlemediğim için kendimi suçlu hissettim açtım bugün. ki bütün in absentia albümü bir şaheser, grubun şüphesiz en iyisi.
-
müziğin artık insanları uyutan ve onları boş adamlar hâline getren bir nesne hâline gelmesini anlatan porcupine tree şarksıdır. adeta bu değişime bir tepki olarak, bu şarkı müzikal anlamda doludur. bir de dinlerken insanı farklı diyarlara götürür, elden gidenleri ve bu olaylar örgüsündeki çaresizliğini düşündürür.
mükemmel bir şarkıdır kısaca. -
nakaratındaki bas gitarlar ve geri vokalleriyle kendini her geçen gün daha çok sevdiren şarkı. 2:28'de giren aksak melodi ise beni kimden alıyor artık onu da ben söylemeyeyim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap