• mario puzo'nun eseri. sonradan okudum ki kitaptaki kahramanlar gerçekmiş ve daha çok etkilendim.
  • mario puzo'nun sicilyalı olarak bilinen ünlü romanında uyarlanan 1987 yapımı michael cimino filmi. salvatore giuliano rolünde christopher lambert hiç olmadığı kadar yakışıklı ve karizmatik. ayrıca terence stamp, john turturro, richard bauer ve joss ackland'li iyi bir oyuncu kadrosu lambert'e eşlik ediyor. vasat bir film olmasına karşın giuliano'nun devrimci kişiliği ve renkli hayatının da etkisiyle ilgiyle izlenen bir film.
  • dadından yinmeyen bir bonobo parçası
  • one offs remixes and b-sides albümünün 4 numaralı leziz bonobo şarkısı.
  • birkaç gün önce yaşar kemal'in ilk ve mükemmel romanı ince memed'i okurken daha önce üç kez okuduğum mario puzo romanı sicilyalı'yla tematik benzerliklerin ne kadar çok olduğunu fark ettim. yaşar kemal'in pastoral bir destan sofrasına dizdiği ziyafet son derece lezizdi ama puzo'nun romanındaki o içeriden bakışın ince memed'de eksik olduğunu hissettim. puzo'nun, sicilyalı'da, 15 sene evvel baba'da new york mafya düzenini anlatırken boca etmediği, edemediği yerelliği kendi toprakları olan italya'nın mafyaya ev sahipliği eden sicilya'sında geçen bir hikayede olabildiğince dolu dolu kullandığını gözlemlemek mümkün. baba'da new york öykünün yalnızca mekanı iken sicilyalı'da sicilya romanın asıl baş kahramanı. mario puzo'nun o güne kadar yazdığı amerikan mafya öykülerinde diplomatça bir his var. her ne kadar baba'da sicilyalı ailelerin yaşam alışkanlıklarını öyküye zekice yerleştirmiş olsa da sicilyalı romanında hikaye doğduğu toprakların göbeğinde daha kolay yerelleşiyor.

    sicilyalı, gerçek olayların da etkilediği bir eşkıyalık destanı. dağlarda 7 yıl sicilya'nın robin hood'luğunu yapan ve büyük bir üne kavuşan salvatore guiliano'nun trajedisi. ama puzo romanı yalnızca bir modern zaman efsanesi biçiminde yazmakla yetinmiyor. capo di tutti capi don croce malo karakteriyle sicilya mafyasının eşkıyalıkla olan paralel rekabetini, roma'daki hükümet yetkililerini, ulusal jandarma güçlerini ve eski dostlarımız corleone ailesini de guiliano'nun epik öyküsüne yerli yerince ekliyor ve ortaya bir kurgu monografi çıkarken bir yandan da tarihi zorbalıklarla dolu bir adanın, sicilya'nın anatomisini çiziyor. bu anatomi, biz türk okurlara gladio'yu, derin devleti ve kaçınılmaz biçimde susurluk'u dahi hatırlatıyor. ince memed ise devleti dağdan keskin çizgilerle ayıran ve iki karşıt gücü sarmallamayı denemeyen bir öykü.

    sicilyalı, baba'nın gölgesinde kalan bir roman olsa da en az onun kadar güçlü bir öykü. farklı coğrafyaların ama benzer kaderin hikayesi olmasıyla çukurova'yla sicilya'yı paralelleyen epik bir çalışma ve her türlü övgüyü hak eden onlarca detayla taçlandırılmış. mario puzo'nun iki dev romanından küçük kardeş olanı.

    daimi not: altın kitaplar baskısı eksik. 1001 kitap baskısı türkçe hatalarıyla dolu olsa da hiç olmazsa tam baskı.

    ayrıca (bkz: #122940099)
  • godfather'dan cok cok öteye sürükleyici bir kitaptır. daha destansıdır ve michael corleone'den daha karizmatik bir ana karakteri vardır. ayrıca michael corleone de kısmen kitapta yer almaktadır.

    (bkz: salvatore giuliano)
    (bkz: aspanu pisciotta)
    (bkz: lupara)
  • b1 kursunu bitirince hoca herkese bir kitap verdi, bana da bunu uygun görmüştü. aa mario puzo, tabi biliyorum godfather filminin senaryosu da onun kitabından. filmi zaman zaman izledik haliyle, biliyorum her sahnesini. ama simdi bu kitabı okuyamam dedim almancam yetersiz. kitap iki sene kenarda durdu. arada birkaç kitap okudum, b2 ve c1 kurslarını tamamladım, günlük haberleri okuyorum. ınternetten sıkıldım facebook twitter haber kanalları. eh hadi okuyayım dedim şunu. hayretler içinde kaldım. sicilyali bir eşkıya romanını amerikali bir yazardan almanca okuyorum, üzerimde ince memed duygusu var. bazi sahnelerde heyecanlanıyorum ahaha karakol basıp mahpus kurtariyorlar, evine tünel kazdığı dul kadina ziyaretleri, mafyanın ileri gelenlerin duvar dibinde kukla gibi sıçratması, soylu kadının parmağından zümrüt yüzüğü saygıyla egilip alması, kitapta anlaticinin nötr ve bazen iğneleyici dili. karakterler kendi şahsına münhasır ve bir ekolün ileri-radikal temsilcileri. herkes uyanık herkes tetikte. don croce örneğin, kurt siyasetçi. kitaptaki ikinci favorimdi. kuşku-bağlılık-ihanet-korku-cesaret-ölüm üzerine efsane tasvirler.
    hikayede en büyük hain aspanu olmasına rağmen kitap boyu sevdim ve takdir ettim kendisini. mecbur olmadığı halde arkadaşıyla dağa çıktı. onlarin sonunu hazırlayan 1.mayis öncesi uyardı, hükumete calismayalim, komünistlerle uğraşmayalım, tetikçilik yapmayalım, kendi yolumuza bakalım dedi, ask meşk yalan dedi ama turi ne yapıyor, çocuğu koydu kadini amerikaya gönderdi, bunca olandan sonra kendine yeni hayat kuracak.
    kitaba bayıldım bir daha okudum, anlamayıp atladığım detayları çözerek gittim bu defa, yazarak not alarak. almanca çalışmak için de harika bir kaynak oldu. bu heyecanla gittim der pate kitabını aldım, yolda okumaya başladım büyük bir hevesle. 15 yil arayla yazılmış kitaplar ve ayni yil almanca yayımlanmış, ayni çevirmen, gisela stege.
    600 sayfalık kitabı bir hafta gibi uzun bir sürede bitirdim, hala zor bir dil benim icin, yer yer anlamadan geçtiğimi fark ediyorum, birkaç sayfa geri dönüyorum. ıkinci okumaya da başladım, amaç elbette dili pekiştirme. mafya sempatisi değil canım. niye bilim sanat vs okumuyorsun insanlarına söylemem lazım ki bu kitaplar da sanat, tarih, toplumbilim. hatta insanların nasıl yalancı, vahşi, yeri gelince nasıl hain, kahramanlarin nasıl bencil olduklarını çok dolaysız ve kendini ispatlamış bir edebiyatla anlatıyor. maymun deneyleri gibi.
    bir daha hayran kaldım. yine de sicilyali kitabı daha bir efsane. bende daha derin duygular uyandırdı, sahne tasvirleri gerçekçiydi, her bir maceraya sanki taniktim. belki mario puzo (ve cevirmen) geçen yıllarda dilini gelistirdi, anlatım ustalaşmış. the godfather için acemilik eseri desem yeridir. türkçe olsa okumak istemeyeceğim bir yavanlık duyardım doğrusu. çeviriye de güven duymazdim açıkçası.
    ama dil ogrenme sürecinde müthiş zevkli, o basitlik okuma kolaylığı sağlıyor ve tahmin ederek eksikler tamamlanıyor. ikinci okuma sırasında benim icin tam bir grammatik çalışma kitabı olacak, hikayenin artik bir esprisi de yok.

    bir de kitabın sonlarında baba vito'nun michael'a verdiği iki üç sayfalık ders var ki, ilginçtir asil eser the godfather kitabinda baba oğul karşılıklı böyle açık bir konuşmaları yoktur, tüm kitap babadan oğula geçen bu mirası konu almasına rağmen.

    kitaplari harikaydı mario amcanın, hiç bir hayal kirikligi yaşamadım. yukarda söylendiği gibi kalbimdeki yeri yaşar kemal'in yanı, sevgi ve huzur içinde yatsınlar.
  • mario puzo'nun baba'nın devamı niteliğinde yazdığı kitabı.
    olmamış sanki gitmiyor, baba'nın havası yok.
  • ayağı yere en sağlam basan puzo romanı olabilir sicilyalı.
    bunda gerçek bir hayat hikayesini anlatıyor oluşu da etkilidir muhakkak.
    aptallar erken ölür gibi detaylarda okuyucuyu boğan ağdalı ve abartılı betimlemeler bu kitapta yok veya 4.k hikayesindeki dağınıklık ve kopuşlar da yok.
    derli toplu bir hikaye ve sistem eleştirisi okuyucuya tek parça olarak sunuluyor.

    eşkıyaların hikayesi kadar, puzo'nun sistem eleştirisi ve döneme bakış açısı da etkileyici.
    sanki o dönemleri bizzat yaşamış, mafya ve devlet çarklarının içerisinden bizzat geçmiş gibi birbirine bağlıyor parçaları.

    mafya'nın kökeni, basit halk tabir edilen köylü insanların nasıl ezildiği ve kendi çaplarında "devletsizliğe" nasıl baş kaldırdıkları anlatılıyor eşkıyaların hikayesinin satır aralarında ve en az asıl hikaye kadar etkileyici bir hikaye bu da.
hesabın var mı? giriş yap