• sadece "duş baskını" sahnesi için bile tekrar tekrar izlenebilecek harika film. istediği kadar klişe, hata falan barındırsın. o sahnedeki duygu hollywood'dan beklenmeyecek kadar yoğundu. kendisi iyi ama çevresi kötü generalin çaresizliği ve her hareketi ayrı bir tecrübe kokan sean connary.

    --- spoiler ---
    filmde uyuz olduğum tek olay o mason ile kanalda kalan seal elemanı, nasıl andaval gibi çatışmaya dalıyor! ulan zaten 20 kişi yukarıda, zınk diye mıhlıyolar çocuğu oh oldu ona. sonra mason gelsin de bombaları tek başına imha etsin falan. nicolas cage zaten silah tutamıyor onu saymıyoruz bile.

    --- spoiler ---
    ayrıca filmi tamamlayan en büyük etken o müthiş soundtrack'i bence. resmen hababam sınıfı gibi, hızlı çalsan ayrı güzel yavaş çalsan ayrı. yine de açıp açıp izlenebilecek güzellikte.
  • çocukluğumda izlemiş olduğumdan mıdır bilmiyorum her karşılaştığımda beni çok heyecanlandıran, hep zevkle, hiç sıkılmadan izlediğim kült aksiyon filmidir.

    sean connery'yi bu filmde tam olarak izleyip hayran kalmıştım. özellikle yanarlı dönerli geçitten geçip kapıyı açtıktan sonra "welcome to the rock" deyişi aşırı karizmatikti.

    mason'ın hayatını hep 007'nin kafeslendiği bir paralel evren olarak hayal ettim, biraz da o yüzden çok hoşuma gitti film.
  • james bond tokyo'ya gönderileceğine dost ve müttefik ülke abd'nin devlet sırlarını çalmaya yollanır. orada da yakalanınca majestelerinin hizmeti için aldığı eğitim gereği konuşmaz. haliyle otuz sene hapiste kalıp sırf kitap okuyunca balataları yakmak ve deha olmak arasında gidip gelir. aslında generalle konuşmasından da anlaşılabileceği gibi hala kendini beğenmiş bir ingiliz beyefendisidir. kızının dünyaya gelme hikayesi de gayet her bulduğu güzel hatunla flört eden bond'a uymaktadır zaten.

    neden tokyo diyenler için;

    you only live twice 1967'de gösterime girdi. fakat paralel evrende bond bu maceraya değil de abd'ye atlamış. zira otuz sene hapiste yatma olayı ve filmin gösterime giriş tarihi hesaplandığında kendisinin 1966'dan beri tutuklu olduğu ortaya çıkıyor. daha bir iki sene önce operasyon thunderball'da gösterdiği üstün başarılara rağmen abd'nin kendisine acımaması da ironiktir. eee tabii büyük ülkelerin dostları değil çıkarları vardır.

    delirme sebebimsin sean connery...
  • soundtrackini haber bulteni yapimcilarinin eline gectigi taktirde sik sik dinlenebilecek bir film, ba$yapit.
  • general hummel: put the phone down.
    major tom baxter: i'm calling them frank, i'm asking for more time.
    general hummel: you're being asked by a friend.
    [baxter continues.]
    general hummel: you're being ordered by a superior officer!
    [baxter carries on, hummell draws.]
    general hummel: now you're being given your last chance by a man with a gun.

    şeklinde enfes bir diyaloğu barındıran enfes film.
    (bkz: imdb)
  • aynı zamanda nicolas cage'in ilk action filmi olması özelliği taşımaktadır... sean connery'nin uzun saçları daha sonra çevrilecek blade, instinct gibi filmlerde yaşlı kurtların da "bak biz de beyaz uzun saç uzatıyoruz" der gibi rollerde yer almalarına da sebebiyet vermiştir. filmin sonunda nikılıs'ın işaret dumanlarıyla kollarını iki yana açıp beklemesi sahnesi şiir gibidir, daha sonra suya düşüşü de aynı güzellikte.

    "alcatraz'dan kaçış" filmine de göndermelerde bulunması bir yana, alcatraz'ı tema alması da bir diğer güzelliğidir... yakın zamanda coşacak, "hayran kitlesi" denilen jöleye sahip olacak yönetmen michael bay'ın ilk yönetmenlik denemelerindendir.
  • son kısımlarında farkettiğim üzere, adaya saldırı yapmak için havalanan uçaklardan birinin pilotu jim caviezel olan film...
  • artık böyle kaliteli filmler göremiyorum. o kadar sürükleyici ve kaliteli bir film. müziği bile halen birçok yerde kullanılıyor. ana karakterlerin hepsi, nicolas cage dahil role tam oturmuş. imdb puanı düşük geldi bana. 8'i geçmeliydi.

    9/10
  • soundtrack, mermi sesleri, patlamalar, güneşten gelen helikopterler ve canhıraş telsiz konuşmaları ve atletli ed harris sahnesiyle, en vurucu başlangıca sahip olan filmler sıralamasında gladiator'le beraber kanımca zirvede.

    insan film hiç ilerlemesin hep böyle başında kalsın başa sarsın istiyor. gerçi devamı da iyidir o ayrı
  • hayvani ignelerin kalplere sokuldugu bir film ama oyle boyle diil at siringasi gibi
hesabın var mı? giriş yap