• kuyruklu yalandır.
  • tarihini tam hatirlamiyorum ama muhtemelen gecen yazin sonu gibi, piyanosu olan bir arkadasin evinde toplanmis tadini kacirmadan ve sakince demleniyorduk. hani bilirsiniz, zamana yayarak fakat cok icince insanin ustune sevisme sonrasi yorgunlugu gibi tatli bir rehavet coker. tam o anlarda olmali saat da henuz cok gec degilken, grubun icerisindeki ayrilmalarina cok az kaldigi belli olan ciftin kiz tarafi teypten dinledigimiz miles davis'in sesini kisip "seni aldattim" dedi onemsiz bir sey soylermis gibi. benimle oldugunu soylememesi icin istifimi bozmadan icimden dua etmeye basladim. neyse, erkek arkadasi cok bir tepki vermedi. hatta hic tepki vermedi, sadece yarin konusuruz dedi. sadede geliyorum; ev sahibesi durumdan cok endiselenmis olacak ki ortami dagitmak icin piyanosunda bir seyler calmayi teklif etti ve icmeye basladiktan kisa bir sure sonra kapattigi piyanonun kapagini yeniden acti. fakat neden inanin hic bilmiyorum, 3-4 saat once tertemiz bir tini ile caldigi piyanonun akordu sanki icine kedi kacmis gibi bozuldugu icin piyanodan sadece rahatsiz edici uyumsuz sesler cikti. ben o an bunu ilahi bir tesaduf oldugunu dusundum. hepimizin bildigi ama kimsenin bildigini itiraf etmedigi bir sirrin aniden serbest birakilmasiyla tum dengemizi ustune kurdugumuz, kendi yerimize alistigimiz bir zemin kirilip yok olunca piyanonun sesi de onlarin birbirini sevdigi zamanda unutulu kalmis gibi.

    sonra kiz kalkip hepimize iyi geceler diledikten sonra gitti. yeni bir sise daha actik yerlerimizden kalkmadan. sadece ben teybe bu sarkiyi yerlestirmek icin odada dolandim bir sure. yerime oturdugumda bana "seni suclamiyorum, senin yerine piyanoyla da aldatabilirdi beni" diyen cocukla rahatsizca gulustuk. artik baska saatler basliyordu. hayatimizi sarhos bir piyanonun ustune insa etmemizi gerektirecek saatler. uyumsuz, bir seylerle ortusemeyen sadece kendisiyle uzlasabilen bir sarkinin ustune insa edecegimiz. bir tom waits sarkisina, bir yaz biterken; the piano has been drinking.
  • mealen:

    piyano kafayı çekiyordu

    piyano kafayı çekiyordu
    boyunbağım ise uyuşmuş
    combo geri döndü new york’a
    müzik dolabı ise kaçmak istedi
    halının traş olması lazım
    spot ışıkları hapishane kaçkını gibi
    çünkü telefon sigarasız kalmış
    balkon köşeyi dönmeyi istiyordu
    ve piyano kafayı çekiyordu
    piyano kafayı çıkıyordu

    ve menüler donuyordu
    ve fenercinin bir gözü kör
    ve diğeriyle de göremiyor
    ve piyano akordcusunun bir işitme cihazı var
    ve annesiyle çıkageldi
    ve piyano kafayı çekiyordu

    çünkü koruyucu sumo güreşçisi
    sütlü tostun üstünde kremşanti
    mal sahibi akıl fukarası
    posta kutusu kadar beyni ile
    çünkü piyano kafayı çekiyordu

    ve garsonu bulamazsın
    gayzer sayacıyla bile
    ve senden ve arkadaşlarından nefret ediyor kız
    ve o olmasa
    servis de olmaz

    ve bilet ofisini su basmış
    ve bar tabureleri yanıyor
    ve gazeteler aptal yerine koyuyor
    ve küllükler emekliye ayrıldı
    ve piyano kafayı çekiyordu
    ve piyano kafayı çekiyordu
    ben değil, ben değil, ben değil, ben değil, ben değil
  • tom waits'in bir piano olduğunu ve damarına basıldıkça ses verdiğini anlamamı sağlayan şarkı..
  • özellikle bu şarkısını dinlerken çok amiyane bir tabir oluyor ama duygularımın aşırılığını vurgulamak için "yavrum benim beee" diyesim geliyor. ki diyorum. dedim.
  • gayger sayacıyla garson arama sanatı üzerine yazılmış en iyi şarkı.
  • (bkz: miki işedi)
  • tom waits şarkısı
    the piano has been drinking, my necktie is asleep
    and the combo went back to new york, the jukebox has to take a leak
    and the carpet needs a haircut, and the spotlight looks like a prison break
    and the telephone's out of cigarettes, and the balcony is on the make
    and the piano has been drinking, the piano has been drinking...

    and the menus are all freezing, and the light man's blind in one eye
    and he can't see out of the other
    and the piano-tuner's got a hearing aid, and he showed up with his mother
    and the piano has been drinking, the piano has been drinking
    as the bouncer is a sumo wrestler cream-puff casper milktoast
    and the owner is a mental midget with the i.q. of a fence post
    'cause the piano has been drinking, the piano has been drinking...

    and you can't find your waitress with a geiger counter
    and she hates you and your friends and you just can't get served without her
    and the box-office is drooling, and the bar stools are on fire
    and the newspapers were fooling, and the ash-trays have retired
    'cause the piano has been drinking, the piano has been drinking
    the piano has been drinking, not me, not me, not me, not me, not me
  • dinledikten sonra kendi kendime ya bu adam bu şarkıyı söylemeden önce ne kadar içti diye kendi kendime sorduğum şarkı:)geceleri bir şarap eşliğinde dinlenilmesi tavsiye edilir:)
  • halıya, ense traşın gelmiş diyen tom waits parçası.

    lokum gibi bişey*
hesabın var mı? giriş yap