• dizi sonuna eklenmiş olan çizimlerin ne olduğunu, ne amaçla çizildiğini merak eden bir çok yazar olduğunu fark ettim. bir kaç tanesine mesaj attım fakat olayı bir türlü detaylıca aktarmayı başaramadım. o yüzden bir entry döşeneyim de olay nedir anlatayım dedim.

    sinema ve reklam sektöründe pek mühim ve hayat kurtarıcı story board adı verdiğimiz bir yöntem mevcut. peki nedir bu story board? senaryoyu çizimlerle görselleştirerek çekilecek sahnelerin planlanmasına yardımcı olan bir yöntemdir. yani hangi sahne nereden başlayacak? arka planda ne olacak? kamera açıları nasıl olacak? gibi bir çok detaya bu aşamada karar verilir.

    örneğin moulin rouge filminden bir sahneyi ele alalım.

    story board: https://eksiup.com/images/24/32/h93111279hgo.jpg

    video: https://youtu.be/a1reftic5po

    çizimlerde gördüğünüz üzere sahnenin nasıl çekileceğine dair bütün öğeler mevcut. karakterler, atmosfer, sahnenin gelişimi vs. bütün detayları bu çizimlerde görebiliyoruz. örneğin oklara dikkat ederseniz nicole kidman'ın salıncakla aşağı ineceği, sonra çevresinde bir tur döneceği gibi detayları fark edebilirsiniz.

    story board nedir anladıysak diğer bir konu olan konsept tasarımına (bkz: concept design) geçelim. sahnelerin nasıl çekileceğini belirlemeyi öğrendik fakat bu sahnelerde atmosfer nasıl olacak? karakterler nasıl giyinecek? ne gibi aksesuarları olacak? vb. bütün bu sorulara mevzu bahis olan konsept tasarımı yanıt veriyor. aslında kısaca yönetmenin çekmek istediği sahneleri bütün detaylarıyla görselleştirmek de diyebiliriz biz buna.

    en bir şahane örnek olarak ise size star wars orijinal serisinin konsept tasarımcısı ralph mcquarrie abimizi göstereyim. bugün darth vader'ın önündeki kontrol paneli üzerine sorunsallarımız var ise muhattabı bu abimizdir. çünkü bizde iki çay bir oralet sipariş etme hissiyatı yaratan o panel gibi bir sürü ince detayı bu abi tasarlamıştır. hatta darth vader haricinde chewbacca, r2d2, c3po gibi neredeyse sevdiğimiz bütün karakterler onun elinden çıkmıştır.

    bu tasarımlar haliyle story board örneklerinde olduğu gibi kaba taslak eskizler halinde değil de daha detaylı renkli illüstrasyonlar halinde hazırlanır. örneğin şunlara bakabilirsiniz.

    geçmişte bu işlerin hepsinin klasik yöntemlerle çizilmesi, boyanması, beğenilmezse düzenlemek için bütün süreci tekrar baştan ele almak gerekiyordu. bu da vakit ve nakite mal oluyordu. o nedenle geçmiş yıllarda hollywood yapımlarında dahi her projeye konsept tasarımı hazırlanmıyordu. günümüzde ise internet ve dijital çizim tabletlerin dünyamıza girmesi her şeyi değiştirdi. internet aracılığıyla insanların çalışmalarını paylaşarak kendilerini tanıtabilmeleri ve geliştirebilmeleri üzerine bu alanda uzman sayısının yükselmesiyle birlikte neredeyse standart bir prosedür halini aldı. bugün oyunlardan tutun da animasyon filminden dizisine kadar her alanda kullanır hale geldi.

    the mandalorian'da gördüklerimiz ise bu konsept tasarımlarının credits kısmına uygun şekilde hazırlanarak bize sunulmasından ibaret. malum artık dijital ortamlarda katmanlar halinde çalışabiliyorsunuz. burada da karakterleri ve arka planları ayrı katmanlarda hazırlayarak ufak animasyonlar ekleyerek böyle güzel bir sonuç elde etmişler. ne de güzel etmişler.

    edit- yeae bunu bilmeyen de ne bileyim... tadında mesajlar geldi. lan evladım siz ruh hastası mısınız? herkes her şeyi bilmek zorunda değil. bu ülkede story board nedir bilmeyen yönetmenler film çekiyor. kime neyi ıspatlama peşindesiniz?
  • --- spoiler ---

    bazı izleyiciler luke'u biraz karanlık bulmuş, hatta sith'e benzetenler olmuş. kılıç stili, siyah cübbesi ve son droid'i force crush ile ezmesi yüzünden olsa gerek. yeni star wars expanded universe canon'una hakim değilim, ama eski canon üzerinden biraz luke'un "karanlık" olmasına değineyim:

    eski jedi düzeni'nin sağ kalan son üyelerinden obi-wan ve yoda, jedi'ların bir şeyleri yanlış yaptığını fark ediyorlar. yoda, geçmişte asi tavırlarını beğenmediği qui-gon'un aslında kendisinden daha bilge olduğunu anlıyor. obi-wan tatooine'de, yoda ise dagobah'taki sürgünlerinde qui-gon'un ruhu ile sürekli iletişim içindeler. ölümden sonra bilinci koruma tekniğini de bu sürede qui-gon'dan öğreniyorlar (not: bu teknik geçmişte biliniyordu ama yıllar içinde iyice bürokratikleşmiş, mistisizmini kaybetmiş jedi düzeni tarafından unutulmuştu, qui-gon yeniden keşfetmiş).
    yoda ve obi-wan, eğitecekleri yeni jedi'ın (luke ya da leia) farklı bir anlayışla eğitilmesinde hemfikir oluyorlar. böylelikle bu kişi üzerinden yeni bir jedi düzeni ortaya çıkarmış olacaklar. luke bu anlayışla eğitiliyor. fakat luke çok sınırlı bir eğitim alabiliyor. binlerce yıllık jedi tarihi ve bilgisi yok olmuş gitmiş, luke obi-wan ve yoda'dan dinleyebildikleriyle yetinmek zorunda kalıyor. ışın kılıcı tekniklerine dair bilgiler de artık yok, luke el yordamıyla ustalarından bir şeyler kapmaya çalışıyor. fakat olağanüstü yetenekli bir silahşör olduğu için ışın kılıcında gene de başarılı.
    obi-wan ve yoda sahneden çıktıktan sonra luke onlardan aldığı temelin üzerine yeni jedi düzenini kendisi inşa etmek zorunda kalıyor.
    obi-wan, coruscant'ta bir gece luke'a göründüğünde onun "eski jedi'ların sonuncusu değil, yeni jedi'ların ilki" olduğunu belirtmektedir. yani luke'un arayışı geçmişte değil, gelecekte olmalıdır. fakat geçmişe dair hatalardan ders çıkarılmadan, yani geçmiş bilinmeden, daha iyi bir gelecek de yaratılamaz. bu bağlamda luke, gerek kendi araştırmaları, gerek öğrencilerinden biri olan bir tarihçi sayesinde geçmişe dair epey bilgi topluyor. babasını karanlığa çeken hususları da zaman içerisinde öğreniyor. tüm bunları analiz eden luke, yeni düzene şeklini veriyor.
    yeni düzende jedi'lar istedikleri yaşta eğitime başlayabilir. aşık olabilir, evlenebilir. lightning gibi "dark" güçleri gerektiğinde kullanabilirler. devletle ilişkileri nispeten gayrıresmi. coruscant'ta onlara yeni bir tapınak yapılıyor ama jedi'lar pek merkezde takılmıyorlar, galaksiye yayılıyor ya da yavin 4, ossus gibi gezegenlerdeki üslerinde daha rahat hissediyorlar. politikadan uzak duruyor, polis gibi hareket etmektense diyar diyar gezip adaletsizliklerle mücadele eden gezgin dervişler oluyorlar. güç'ü karanlık ve aydınlık olarak ayırmaktansa gri bir anlayışı tercih ediyor, iyi bir amaç için karanlığı araç olarak kullanmaktan çekinmiyorlar.
    özetlersek, eski düzenin aşırı dikkatli, karanlık taraf hususunda aşırı korkak, çok düzenli, bürokratik ve kurallar içinde boğulmuş düzenine kıyasla nefes alan, yaşayan, hayatın içinde olan bir düzen var ortada.
    ve bu jedi'lar daha badass, daha "karanlık" görünüyorlar haliyle. ama kesinlikle eski düzenden daha başarılı ve daha güçlü olduklarını düşünüyorum.
    diziden küçük bir örnek: mando, grogu'yu ahsoka'ya vermek istiyor, ahsoka, mando kendisine yardım ederse kabul edeceğini söylüyor. mando da ona yardım ediyor. buna rağmen ahsoka sözünde durmuyor ve grogu'nun mando ile arasındaki bağ yüzünden karanlığa meyilli olduğunu, böyle bir kişiyi eğiterek risk alamayacağını söylüyor. malum, eski düzende jedi'lar bebeklikten alınır, eğitime adeta kuvöz içinden başlanır ki, öğrenci nereden geldiğini, ebeveynlerini bilmesin, arkadaşı, eşi dostu olmasın, kimseyle bağı olmadan, insanlığını kaybetmiş bir robot gibi olsun. paranoyanın ve aşırı disiplinin boyutları ortada.
    oysa luke ne yapıyor? grogu'dan sinyali aldığı gibi x-wing'ine atlayıp onu buluyor, droidleri biçe biçe elemanları kurtarıyor, grogu'yu "kişisel bağları var" falan demeden kucağına alıyor, basıp gidiyor. az laf çok iş. başka sözüm yok hakim bey.
    --- spoiler ---
  • bugün debe'ye giren entry'de timeline ve kişilerin yaşları biraz hatalı olmuş.

    star wars zaman çizelgesi şu şekilde:

    --- spoiler ---

    - star wars episode i the phantom menace
    - star wars episode ii attack of the clones (the phantom menace'tan 10 yıl sonra)
    - star wars the clone wars (the phantom menace'tan 10 yıl sonra)
    - star wars episode iii revenge of the sith (attack of the clones'tan 3 yıl sonra)
    - star wars episode iv a new hope (revenge of the sith'ten 19 yıl sonra)
    - star wars episode v the empire strikes back (a new hope'tan 3 yıl sonra)
    - star wars episode vi return of the jedi (the empire strikes back'tan 1 yıl sonra)
    - the mandalorian (return of the jedi'dan 5 yıl sonra)
    - star wars episode vii the force awakens (the mandalorian'dan 25 yıl sonra)
    - star wars episode viii the last jedi (the mandalorian'dan 25 yıl sonra)
    - star wars episode ix the rise of skywalker (the mandalorian'dan 26 yıl sonra)

    ahsoka tano, clone wars'ta 14 yaşında karşımıza çıkıyor. the mandalorian'da 45 yaşında oluyor.

    luke skywalker, revenge of the sith'in sonunda hayata geliyor. the mandalorian'da 28 yaşında oluyor.

    boba fett, the phantom menace zamanında hayata geliyor. the mandalorian'da 41-42 yaşlarında. zaman içinde yaşadıklarından dolayı daha yaşlı gösteriyor.

    the mandalorian'ın 1. ve 2. sezonunun geçtiği zamanda hayatta olan ve henüz karşımıza çıkmamış karakterlerin yaşları şu şekilde:

    han solo: 41 yaşında
    chewbacca: 209 yaşında
    leia organa: 28 yaşında
    lando calrissian: 40 yaşında
    jar jar binks: 61 yaşında (mandalorian'ın 3. sezonunda naboo'ya gidilecek diye söylenti var. jar jar binks'i görebiliriz.)
    ben solo (kylo ren): 4 yaşında
    ezra bridger: 28 yaşında
    sabine wren: 30 yaşında
    hera syndulla: 38 yaşında
    cal kestis: 40 yaşında
    gial ackbar (admiral ackbar): 60 üzeri (doğum tarihi net bilinmiyor.)
    maz kanata: 982 yaşında
    mon mothma: 55 yaşında
    poe dameron: 7 yaşında
    captain phasma: 15 yaşlarında
    qi'ra: 40 yaşında
    wedge antilles: 30 yaşında
    armitage hux (general hux): 9 yaşında

    hayatta olan önemli karakterler aklıma geldikçe eklerim.

    --- spoiler ---
  • 2019 senesi beni joker'den sonra da şaşırtmaya devam ediyor sözlük. nicedir hayal dünyamda star wars evreninin çocukluğuma renk katan ögelerinden derlenmiş, kendi başına bir space western hayal ediyordum. kafamda cowboy bebop tarzı bir ekip ve star wars karması bir ortam vardı. bittabi ki bu evrendeki en clint eastwood tarzı kelle avcıları olarak mandalorianlar baş roldeydi. o yüzden bu dizi hakkında ilk bilgiler gelmeye başladığında sırf o tadı yakalayamaz diye ümitlenmemiştim ama dizi şaka maka o yolda dört nala ilerliyor. ecnebi tabiriyle şu an so far so good. nolan sonrası dc yine karanlık temada bir joker filmi çekse ne güzel olur diyordum. onu da yaptılar. keşke tanrıdan başka bir şey dileseymişim moduna girdim.

    aslında bu dizi yeni bir fikir değil. george lucas eski ve yeni seri arasında yani episode 3 ve revenge of the sith arasında geçecek 100 bölümlük bir dizi yapmak istediğini uzun zaman önce söylemişti. o dönem bizi yükselten ve bu fikre saplantılı hale getiren de bu olmuştu. peki bizi bu kadar yükselttikten sonra bütçe bulamayan george abimiz ne yaptı? amaan banane ya ergenliğiyle her şeyi disney'e sattı. biz de göt gibi ortada kaldık. neyse ki birileri bu fikri bir yerlere not etmiş olacak ki bugün karşımıza böyle bir dizi ile çıktılar. tabi bu noktaya gelmesinde netflix ve amazon prime gibi şirketlerin piyasayı sikip atmasının da büyük etkisi var. bu dizi sektörü bu kadar büyümeseydi ne disney+ ne de star wars dizilerini biraz zor izlerdik.

    ilk iki bölümde ufak tefek çapaklar olsa dahi bu dizi beni inanılmaz tatmin etti. şu an hikaye biraz daha karanlık olsun diye dua ediyorum. hadi uzay kovboyluğunu geçeyim. her hangi bir sevenine, star wars evreninde geçen bir yapımdan ne beklersiniz? sorusunu yöneltseniz aşağı yukarı şu yanıtı verir; tutarlı senaryo, karizma karakterler, bolca aksiyon, boş olmayan diyaloglar ve dozunda espriler. dizi şu ana kadar bunların hepsini veriyor. hatta konu derinleştikçe dizi daha da koyulaşırsa rahmetli walt disney adına kurban keser kan akıtırım. çünkü mandalora bu yakışır.

    bu arada bilmeyenler için bazı konuları netleştirmek lazım. başlıkta star wars evreniyle son yıllardaki disney yapımları dışında teması olmayan insanlar için pek detaylı bilgi verilmemiş. sözlüğün hap şeklinde bilgi üreticisi olarak yine bir amme hizmeti sunayım. aşağıdaki bazı bilgilerde inceden spoiler var fakat bu kadar kısa ve hiç bir şeyin belli olmadığı bölümlerde ne kadar önemi var bilmiyorum. siz yine de uyarı yaptığım varsayımıyla okuyun. dizinin kısa olması tamamen duygusal. bu sezon toplam sekiz bölüm olacak ve buna toplam 150 milyon dolar harcamışlar. dizi tutarsa gelecek sezonlarda 40 dakikaya sabitlerler gibi duruyor.

    nedir bu mandalorian?

    özünde mandalor gezegeninden olan demektir. bir nevi mardinli gibi bir sıfat. nasıl ki her midyeci mardinlidir. her beskar zırhı olan da mandalorludur. 24.000 yıllık tarihleri vardır. tarihlerini öğrenmek için bir saate yakın bir fan belgeseli var. en ince detaylarına kadar oradan öğrenebilirsiniz. yalnız dizide bahsi geçen mühür muhabbeti hala aydınlanmış değil. karakterimiz demirciye gider ve peşinat olarak aldığı beskarı verdiğinde demirci; signet has been revealed? gibi bir soru yöneltir. bu zırh ve mühür hikayesi muhtemelen gelecek bölümlerde ortaya çıkacak. benim anladığım ise; bu demiri aldın ama iş bitti mi? şeklindedir. yani bitmiş işle yapılan zırh daha kutsal. emanet malın canı götünde olur gibi bir anlamı var sorunun.

    sweu yani genişletilmiş star wars evreni öncesi biz de bu ırk hakkında pek bilgi sahibi değildik. en detaylı bilgi star wars insider adlı derginin 2005 yılındaki baskısında yayınlanmış. ben de bu fantastik tarihi oradaki on sayfalık makale sayesinde öğrendim. yoksa yakın zamana kadar çizgi romanlarda ara ara değinilen bir konu olduğundan biliyoruz sadece. aslı 1980 senesi the empire strikes back yazılırken yaratılan boba fett karakterine alt yapı olarak mandalor gezegeninde süper asker/kiralık katil yetiştiren bir tarikat olduğu hikayesinden çıkmadır. kaldı ki bu boba fett de tam olarak mandalorian kabul edilmez. hatta bi yerde ben de harranlıyam tepkisi verir ama orası uzun hikaye olduğu için hiç giremeyeyim. patron da mandalorlu herhal, hemşerisini kolliy diyerek geçelim.

    şimdi ben bu fikrin haşhaşilere dayandığını söylerim ama ıspat edemem. gerçi haşhaşiler bugün bir çok yapımda izlediğimiz süper asker temasının temelidir ama özellikle star wars evreninde bu açık seçik hissedilir. tarihini efsanesini geçelim. temelde bunlar kiralık katil yetiştiren ezoterik bir tarikattır. genel olarak inanışları budur yani. kelle avcılığı, savaşta ölmek, kan akıtmak bir nevi bunların namazı niyazıdır. görev aldıkları vakit tanrılarını onurlandırmak adına ne pahasına olursa olsun o görevi tamamlamakla tanınırlar. ezoteriklerdir çünkü bilgilerini paylaşmazlar. beskar yani dizide sürekli tantanası yapılan mandolorian zırhının malzemesi ise bunların en büyük sırrıdır. ışın kılıcının kesemediği yegane demir de budur.

    dizi hangi dönemde geçiyor?

    dizi imparatorluğun yıkılışının hemen sonrasını anlatıyor. yani yoda öldükten sonraki dönem. buna rağmen nedense bir çok insanın bebek yoda dediği fakat aslında master yoda olmayan, sadece onunla aynı ırktan yani kısa boylu bir tür lannik olan karakteri yoda zannederek kafaları karışmış. karışmayanlar mesaj atmayı bırakabilir :)

    bizim haşhaşiye yardımcı olan kuiil karakteri ne ayak?

    onu hala bilmiyoruz. trailer ilk çıktığından beri sürekli bunu gösterip durdular ama ikinci bölümden sonra uzunca süre görmeyeceğiz gibi duruyor. bildiğimiz bir şey varsa o da; star wars evreninde götü yere yakın olan her karakterin devrik cümleler kurması adettendir. biz bu hayır sever abimizi de yoda gibi bağrımıza bastık. i have spoken repliğini gelecekte bol bol kullanacağız sayesinde.

    imparatorluk daire başkanlığı el kadar sabiden ne istiyor? bebenin olayı ne?

    benim anladığım burada iki farklı amaç var. birincisi imparatorluğu tekrar kurma çalışmalarında jedi olabilme potansiyeli olan herkesi toplayıp infaz ediyorlar. ikincisi ilk bölümde onu canlı istiyorum diyen doktor. rotten tomatoes da okuduğum bir teoriye göre bu doktor attack of the clones filminde izlediğimiz kloncu ırkın bir çalışanı. kolundaki amblem kaminoan klon a.ş.'e aitmiş. yani bebe yodayı alıp kendilerine sith ordusu kuracaklar veya başka amaçlar için kullanacaklar. bir diğer teori de bu bebek gerçekten yoda'nın bir klonu. bir şekilde bunu oradan kaçırıyorlar ve nikto adlı reptilianlardan kurulu paralı askerlere emanet ediyorlar. imparatorluğun takip cihazının olması ve konum ve yaş bilgisine sahip olmaları da bu yüzden.

    araya saçma bir bilgi olarak bu nikto ırkının adı nereden geliyor onu serpiştireyim. corç abimiz bu adı the day the earth stood still filminin meşhur repliği olan klaatu barada nikto'dan almış. hikayeyi tuvalette sıçarken yazmaya başlayan adamın bu isimleri sağdan soldan araklamış olması gayet normal. milyon tane ırk ve karakter var. adam aralara bir kaç tane sıkıştırmış işte. wookileri de götünün kıllarından esinlenerek yarattığına dair bir dedikodu var ama çiüğbakka duymasın çok üzülür.

    balık kafalı blurrg adlı yaratık ve kuiil'in teeey tey senin ataların zamanında mythosaur'a binerdi muhabbeti de çok kofti ama meraklısı için açıklayayım. çizgi roman serisinin bir bölümünde bu mandalorianların bi nevi dinozor olan bir hayvanı evcilleştirdikleri ve binek hayvanı olarak kullandıkları anlatılıyor. tasvir edilen dinozor starcraft 2 karakteri olan dehaka gibi bir şey. bu 24 bin yıllık tarihte daha ne hayvanlar var. hatta bildiğin ejderhaya binip baskına çıkan bir ancient mandalorian vardı diye hatırlıyorum. peki neden o kadar yaratık varken bu mythosaur daha önemli ve bahsi geçiyor. çünkü eğitilmesi çok zor bir hayvan ve antik dönemde bu hayvanın iskeleti bir tür simgeye dönüşüyor. ilk savaşlarında çok büyük avantaj sağladığı için bizdeki at avrat silah üçlemesindeki hayvanı sembolize ediyor. bunlarda muhtemelen mythosaur, beskar, blaster şeklindedir.

    jawalar yani mandolarian beyimizin gemisini talan eden ırk ise pek anlatılacak bir olayı olmayan ama görüldükleri her yapıma renk katan şerefsiz orkolardır. ya da orko bunların bi nevi merlin'i olabilir. orasını bilemedim.

    şu ana kadar sadece sesini duyduğumuz pedro pascal ise dizi için enteresan bir seçim olmuş. o başlığın altından escobar'ın korkulu rüyası gibi pala bıyıkları ve hawai gömleğiyle çıkarsa çok gülerim. sesini başlarda yadırgıyordum. her an bir you raped her killed her murdered her children repliği patlayacak diye bekledim ama zamanla kulağım alıştı.

    dizinin çapaklarına gelirsek bazı konulara hiç dokunmamış olmaları bir yandan hoşuma gidiyor öte yandan ufaktan değiştirseler ne güzel olurdu diyorum. yani en azından şu mandalorian kaskına bir kaç özellik ekleseydiniz be abi. bizim acemi mandalor henüz level atlayamadığı için jetpack ve gemiyi uzaktan kontrol eden anten olaylarına giremedi. o yüzden orasına bok atmıyorum. müzik konusunu da araya karıştırayım. main theme bayağı karma olmuş. arada acı acı çalan flüt ile güzel bir western teması var. ortalarına doğru rocky'nin müziği değil mi lan bu? dedirtiyor. sona doğru ise sürekli altta çalan bas gitar öne çıkıyor ve üçlü saltoyla tamamlanıyor. simple is the best olmuş. ben beğendim.

    diğer gözüme çarpanlar ise hala blaster rifle dürbünüyle bakmaya çalışmaları. artı takip cihazlarını antenli araba kumandasından hallice olması. o kadar para döktünüz bari az daha karmaşık bir alet koysaydınız demeden edemiyorum. lan oğlum üstünde sadece kırmızı ışık yanıp sönen bir kumanda var elinde. koca galakside ne mesafe ne koordinat hiç bir şey belirtmeyen bir şey. biz de hala keriz gibi bipleyen alet izliyoruz. sırf karakteri tanıtmak ve altyapı hazırlamak için hayvana binmeyi öğrenmesi, gemisiyle beş dakikada gidebileceği yere iki gün kağnı hızıyla gitmelerini hoş görüyorum. en azından fazla uzatmamışlar.

    son olarak blaster rifle demişken kelle avcımızın amban phase - pulse blaster adlı silahına da ayrı hastayım. buram buram western kokan bir tasarımı var. alet yakından şok cihazı uzaktan atomlara ayrıştırıcı olarak çalışıyor. mandalorları zaten bu yüzden seviyorum. clint eastwood gibi her alet edevatları karizmatik. üstüne üstlük clint abimiz gibi demir giymeyi seviyorlar. daha ne olsun. (bkz: i have spoken)

    edit: bir takım eklemeler ve typo.
  • --- spoiler ---

    dizi ilk uclemenin bittigi zamandan bir kac zaman sonrasinda geciyor, 10 yil civari diyebiliriz.

    ashoka yaklasik 15 yasindayken, anakin'in ogrencisiydi ve anakin darth vader'a evrilmeden 10 yil kadar once ayrilmislardi. anakin darth vader olduktan sonra cocuklari dogdu, luke ve leia 20 yaslarinda iken rebel oldular. luke yine 20 civari iken obi-wan ve yoda'dan ders alip jedi oldu. yoda zaten o ara hakkin rahmetine kavustu.

    imparatoru oldurmeleri bir kac senelerini aldi, luke 25 yasindaydi diyebiliriz.

    simdi ashoka o halde 15 (anakin'le birlikte oldugu zaman) + 10 (ayri kaldiklari zaman araligi) + 25 (luke'un yasi) + 10 (ana uclemeden sonra gecen donem) = 60 yasinda (dizide de buna benzer bir yasta)

    boba fett'in de yasli olmasi dogal attack of the clones filminin son sahnesinde 10 yaslarinda cocuktu, yani ashoka ile neredeyse yasit, bu da gayet guzel oturtulmus.

    luke'un olaya dahil olusu han solo'yu jabba'nin elinden almaya gittigi sahneyi andirtiyor. ayrica yaklasik 35 civari bir goruntuye sahip, yani zamanlama uyumlu.

    --- spoiler ---

    cok guzel dizi disney'in sicip batirdigi yeni uclemeden sonra ilac gibi ilac. 2021 aralik'ta da boba fett dizisi gelecekmis onu da gormus olduk.
  • ben bu kadar izleyici kitlelerinin her birine hitap eden bir dizi görmedim hayatımda.

    - star wars episode i-ii-iii'ten ölümüne nefret eden kemik dinozor kitle?
    dizide bir kere bile midichlorian lafı geçmedi. cgi sırıtmıyor. yoda kukla kıvamında. 30 yıllık tartışmayı bitirdi adamlar resmen.

    - expanded universe sevenler derneği?
    thrawn... bence ahsoka ve bo-katan da bu gruba girer. bu gruba ayrı bir güzellik yapılmış çünkü ahsoka'yı rosario dawson, bo-katan'ı katee sackhoff ablamız** oynuyor. aynı zamanda dark saber...

    - ben arada sırada eski oyuncuları görmek istiyorum çünkü tüyler diken dikenciler?
    yani boba fett'ten sonra luke'u beklemezdim açıkçası. çıtayı çok yükselttiler. ama bir yandan da bu grup force awakens'ta bu işin bokunu çıkardılar diye biraz azalmıştı. üçüncü sezonda jar jar binks gelirse bence yapılabilecek en güzel şeyi yapacaklar.

    - son üçleme çok berbat ama star wars benim anam babam, nolur kurtarın bunu diyenler?
    teknik olarak bu dizi episode 6 ve episode 7 arasında bir köprü. eğer dizi birkaç sezon daha giderse son üçlemeyi hazırlayan olaylara değinmeleri olası. snoke hikayeleri, kylo ren ve grogu'nun maceraları; teknik olarak işlenebilecek hikayeler bol. ki ikinci sezon dördüncü bölüm aslında snoke için güzel bir temel oluşturdu.

    - ben çok fazla materyal istiyorum nolur tek dizi bu olmasın her hafta yeni bir şey çıksıncılar?
    bu insanlar çok azaldı, ama hala varlar. onlar için ahsoka, the book of boba fett, rangers of the new republic vs devreye giriyor. sonuncusunun potansiyelinden emin değilim çünkü işin sonunda sıçıp batıracaklarını biliyoruz. new order intergalaktik naziler olarak fındıktan sürpriz olarak çıkmadı sonuçta.

    - star wars'la alakası olmayan insanlar?
    western bilimkurgu tutuyor şu sıralar. yoda tatlı, dizi aksiyonlu, ortam falan her bölümde değişiyor, durağanlık yok. niye sevmesin insanlar.

    - gamerlar?
    ilginç bir mentalitesi var dizinin. teknik olarak dungeon-exp-reward üçgeninde gidiyor bölümler. eğer çok abartarak kör göze parmak sokmazlarsa bu şekilde devam ederse izlenir, gayet güzel işleniyor.

    - babanem?
    evet, babanem. boş zamanlarında survivor izleyen 90 yaşındaki kadın yeğenlerimin onun yanında izlemesiyle uzaktan diziye başlamış. bebiş yoda'nın böcek yemesinden hoşlanmıyor ve yüzünü buruşturuyor ancak genel hatlarıyla diziden memnun olduğunu belirtir. kötü adamları ise sevmiyor.

    şimdi, daha ne yapsın bu adamlar?

    edit: arkadaşlar uyardılar; "midichlorian lafı geçmiyor" savı tam olarak doğru değil. midichlorian hakkında üstü kapalı bir gönderme bulunuyor, snoke'a bağlanan sahnede bebik yoda kanı hakkında "m-count" muhabbeti geçiyor. dizi kemik dinozor kitleye hitap etmeyi bırakmıyor tabi böyle. diğer konular devam, bu konuda da üstü kapalı olması belli ölçüde saygı göstergesi olarak yorumlanabilir.
  • şu diziye ne zaman fazla western olmuş diyen biri görsem ümüğünü force grip ile sıkasım geliyor. yeter lan! bilmeyenler için; star wars'un her zaman bir western yanı vardı. george lucas flash gordon ile western'i bir araya getirmiş, bu da yetmemiş işin içine samurayları katmıştır. on yıllardır izlediğimiz şey samuraylı space western.

    clone wars'un ilk sezonunda da episodik bir ilerleme vardı ama onu oturtamamışlardı. star wars yerine star trek izliyormuş havası veriyordu bence. sonraki sezon ana hikaye üzerinden giderek toparladılar. the mandalorian'da ise bu episodik yapı cuk oturuyor. mando'nun görev alıp vermesini eleştirenler var, ulan adam bounty hunter, işi bu! ana hikayeyi de her bölüm kademe kademe ilerletiyorlar gayet uyumlu gidiyor.

    kathleen kennedy ve şürekası bok yesin jon favreau ile dave filoni fan service nasıl yapılır 101 dersi vermeye devam ediyor vallahi. benim anlatacağım hikayeye bu evren uymuyor diye ego savaşına girip fanlarla kavga etmiyorlar. gerekeni yapıyorlar.

    --- spoiler ---

    ilk sezonun finalinde darksaber ile heyecanlandırdılar. şimdi bo-katan ve ahsoka tano ile sevindirdiler. biz moff gideon'a odaklanmışken grand admiral thrawn ile ters köşeye yatırdılar. diyecek bir şey bulamıyorum.

    heh buldum.. grogu'yu şimdi tython** gezegenine götürecek ya mando. işte orada iletişim kuracağı jedi, inzivaya çekilen çakması değil, halis mulis jedi master luke skywalker olacak. oyuncu da sebastian stan olacak. sequellerin tabutuna son çiviler çakılacak.*

    rosario dawson'ın yüz hatları ahsoka tano'ya benziyordu, çene ve dudaklar aynı zaten. tek korkum ahsoka'nın çok genç veya çok yaşlı gösterilme ihtimaliydi. bence iyi kotarmışlar. bo-katan konusunda çok laf edildi geçen haftalarda fakat ben onun da kabul edilebilir yaşta gözüktüğünü düşünüyorum. 45-55 yaş arası olması gereken bir karakteri 40 yaşındaki katee sackhoff oynuyor. o da karaktere gayet benziyordu. lucas'ın yaptığı orjinal üçleme ve prequel arasında tutarsızlık daha rahatsız edici aslında.

    --- spoiler ---
  • "bir insan mandalor yolu'nu seçtiğinde, hem avcı hem de avdır. bir insan bu yaşam tarzını seçerse, nasıl korkak olabilir? korku değil, gurur bizimledir."

    işte yol budur.

    mandaloryanlar, mandalore gezegeni kaynaklı bir insan topluluğudur. galaktik tarihte, jedilara karşı da olmak üzere, efsanevi savaşçılar olarak özel bir rol oynadılar ve yalnızca mandalorian anavatanı ve ayı concordia'da değil, mandalorian uzayında ve galaksideki kalevala, krownest ve concord dawn gibi dünyalarda yaygın olarak fetihlerde bulundular. mandalore'un büyük bir savaş tarihi vardı ancak mandalorian iç savaşı'ndan sonra ve klon savaşları sırasında, düşes satine kryze'nin yönettiği pasifist ve reformist yeni mandalorist siyasi hizip, mandalore'u yönetmekteydi. bu, geçmişteki savaşçı atalarına özenen ve o şanlı günlere dönmek isteyen death watch gibi diğer mandalorelu gruplarla iç çatışmalara yol açmıştı.

    galaktik imparatorluğun yükselişinden sonra mandalore sistemi, mandalore'u işgal eden ve gar saxon'u vali olarak getiren imparatorluğun egemenliğine girdi. concord dawn gibi diğer mandalorian dünyaları, saxon'un kısa bir süre sonra, mand'alor unvanını alan ve mandalorian direnişini oluşturarak bir başka iç savaş başlatan bo-katan kryze'ye sadık mandalorelu klanlar tarafından mağlup edilinceye kadar imparatorluk yönetiminden muaftı.

    imparatorluğun yıkılmasından ve yeni cumhuriyetin yükselişinden sonra bazı mandalorelular, imparatorluğun mandalorelulara uyguladığı büyük temizlik yüzünden gizlenmeye başlamıştı. imparatorluk çökmesine çökmüştü ama azımsanmayacak bir kuvvet, galaksinin farklı noktalarında hala faaliyetteydi. 9 aby'de* kabile olarak adlandırılan bir grup mandalorlu, nevarro'daki bir yerleşim bölgesinde yaşıyordu ancak kendilerinden birini* açıkça savunduktan sonra gizli konumlarını değiştirmek zorunda kalmışlardı.

    "giydiğim zırh beş yüz yaşında. hevesime göre yeniden düzenledim ama savaşlar, kan ve tarih bu zırh içinde yaşıyor. aynı şey her mandalorelu için de geçerli. bu zırh kimliğimizin bir parçası. bu zırh, bizi olduğumuz şey, yani bir mandalorian kılıyor."

    mandaloryanlar, galaksideki en korkulan savaşçılardandı. gururlu savaşçılar olarak bire bir mücadele, mandaloryanların kültüründe ve ruhunda ayrılmaz bir normdu. bire bir düelloları için köklü ilkeleri vardı ve güçlü bir onur kanununa sahiplerdi. bu versusların en önemli kanunu; karşılaşan iki kişiden birisinin ölmesi gerekiyordu. bire bir mücadelelere aşırı önem yükleyen mandaloryanlar, bir jedi şövalyesi gibi büyük bir rakiple savaşırken bile tek başlarına rakiplerinin karşılarına dikilmişler ve şereflerine tek bir leke bile sürdürmemişlerdir. aralarındaki liderlik anlaşmazlıklarını çözmek için de bu yöntemi kullanmışlardır. mandalorlular, mando'a dilini konuşurlar; yazılı formu mandalorca olarak da bilinir.

    mandalore klan yapısı bir piramit gibidir; lider ya da mand'alor en üsttedir ve koruyucular da bir altta yer alıp liderlerini takip eder ya da baskı yaparlar. bunların altında aile klanlarından oluşan, houses olarak bilinen siyasi hizipler vardır. bunun bir örneği, klan vizsla ve klan wren'den oluşan house vizsla'dır. klon savaşları sırasındaki düşes satine kryze ve yeni mandalor hükümeti yönetimi altında, mandaloryanların bir kısmı savaşçı atalarını reddetmişlerdi ama göğüs kalkanı olan bir polis gücü ve gizli servis hala aktifti.

    mandalor zırhı, galakside korkulan efsanevi bir üne sahipti ve petek plakalı desenleri ile tehditkar t şekilli vizörleri ile görsel olarak farklıydı. ekipmanları ise, jetpack, mıknatıslı botlar ve silahlı eldivenler gibi jedi karşıtı araçlarla doluydu. bu silahların bazıları sadece savaşmaya yardım etmekle kalmıyor, aynı zamanda bileğe takılan sonik iticiler gibi aletler, jedi yeteneklerini de taklit etmelerini sağlıyordu. genel olarak, westar-35 blaster tabancaları ve z-6 jetpackleri tercih ediyorlardı ve bu arketipik mandaloryalı yıldız savaşçısı tasarımına, kom'rk sınıfı savaşçı denilirdi.

    mandaloryalı savaşçılar, cumhuriyet'in kurulmasından yüzyıllar öncesinden beri kronik olarak savaş halindeydi ve savaş eğitimleri daimiydi. bununla birlikte, jedilar ile olan çatışmalarından sonra savaş stillerini değiştirmeye başladılar ve yeni teknikler geliştirdiler. bir mandalorian savaşçısı, hem silahsız yumruk yumruğa dövüşü için, hem de bir meydanda çıktığı bire bir mücadele için ağır bir dövüş eğitimi alıyordu. bir jedi şövalyesini şaşırtmak için de üstün teknoloji donanımları kullanmaktaydı ve eğer mücadeleden muzaffer olarak çıkarsa, jedi'ı öldürme yetkisi vardı.

    kübizm, klon savaşları sırasında popüler bir mandalore sanat hareketidir ancak picasso'nun savaşın berbatlığını betimleyen çatışma resimlerinden sonra, mandalore'da bunun yerine savaşı tanıtmak ve yüceltmek için kullanılmıştır. mandaloryanlar, tipik olarak mimarilerinde, taşıtlarında, kıyafetlerinde ve hatta saç kesimlerinde elmas ve bal peteği şekilleri gibi geniş açılı ve altıgen çizgileri kullanmışlardır. specters'ın mandaloryan üyesi sabine wren, zırhını kişiselleştiren ve boyayan yetenekli bir grafiti sanatçısıydı. mandalore'a bir tarre vizsla heykeli dikilmiş ve umut ile mandalorya tarihinin sembolü olmuştur.

    mandalore tarihi
    mandaloryan haçlı seferleri ve ilk genişleme
    mandaloryanlar, cumhuriyet kurulmadan evvel bu savaşa dahil olmuşlardı. mandalore gezegeninden çıkan mandaloryanların tarihi, galakside korkulan ve paralı askerler ile ödül avcıları olarak ün kazanan, savaşçılarla öne çıkar. ayrıca mythosaurları kullandıkları da bilinmektedir. eski cumhuriyetin oluşumundan öncesinde bile savaş, yaşam tarzlarına hakimdi.
    bu savaş hayatı, sonunda genişleme hayallerine dönüştü ve crusaders* olarak bilinen bir grup mandaloryan savaşçısı, diğer insanlara karşı dünyalarını ele geçirmek adına evrenin dış kısmında savaş başlattı. zırh kaplı vücutları ve sivri uçlu kılıçlarıyla mandaloryanlar, savaşlar sırasında birçok dünyayı yakıp yıkarlar. crusaderlar, krownest ve concord dawn gezegenleri gibi birçok dünyayı ve sistemi fethettiler. bu bölgeler yüzlerce savaşın izlerini taşıyordu, zira gezegen kütlesinin neredeyse üçte biri hasar gördü ve uzay molozları olarak etrafa dağıldı. bu ilk fetihler, galaktik cumhuriyetin sonraki yıllarında ve galaktik imparatorluğu döneminde mandalore hüküm bölgesinin bir parçası olarak kalmıştır.

    en sonunda crusader mandaloryanlarının genişlemesi, "şerefsiz korkaklar sürüsü" olarak gördükleri ubdurialıları hedef aldı. ubduria gezegenine saldırarak yayılmalarını iç evrene taşıdılar ve savaşın boyutu artık değişecekti.

    jedilara karşı savaş
    mandaloryan haçlılarının genişlemesi, sonunda onları, jedi konseyi ve korudukları eski cumhuriyet ile çatışmaya soktu. jedi şövalyeleri ile giriştikleri ilk çatışmalar, mandaloryanları şaşırtmıştı: jediların force'u kullanması ve force'un jedilara sağladığı üstünlük, mandaloryanların daha önce hiç karşılaşmadıkları bir zorluktu. bununla birlikte mandaloryanların gururlu ve savaşçı doğası, bu dezavantajın kendilerinin ayakta kalmalarına izin vermeyeceğini kavramıştı. bunun üzerine, bu esrarengiz jediların güçlerinin üstesinden gelmenin yollarını teknolojik olarak bulmaya başlamışlardı. mandaloryan teknolojisinde, özellikle cephanelerinin ve zırhlarının geliştirilmesinde önemli bir ilerleme sağlandı. ayrıca jediların doğaüstü yeteneklerini engellemek için tüm cephaneliklerini ve becerilerini tek parça haline getiren bir dövüş stili geliştirdiler. bu yeni teknolojilerle mandaloryanlar, jedilarla olan çatışmaların bir kısmını kazanmaya başladılar ve savaşçıları, jedi şövalyeleri ile şanlı bir şekilde bire bir mücadelede yüzleşebilecek ve onları yenebilecek kadar iyi hal geldiler. nesiller boyu süren çatışma, kronik olarak süren bir düşmanlığı sağladı ve daha sonra klon savaşları sırasında ve hatta binlerce yıl sonrasında, bütün galaksi tarafından hatırlandı. mandaloryanlar ile jedi konseyi arasındaki bu çatışmalar, mandalore'un başkenti sundari'de ve uydusu concordia'da sergilenen kübist duvar resimleriyle ölümsüzleştirildi.

    sürekli sıcak çatışmalara rağmen, mandaloryanlar ve jedilar her zaman çatışma içinde değildi. bunun en belirgin örneği, güçlü bir vizsla house üyesi olan mandalore doğumlu tarre vizsla'nın gençken jedi konseyi'ne girmesiydi. vizsla, mandaloryan doğasına uygun olarak benzersiz bir ışın kılıcı yaratarak kendini jedi meslektaşlarından ayırmıştı: darksaber. hayatının bir noktasında tarre vizsla, mandalore'un tek yöneticisi ve halkı arasında saygın bir figür olan mand'alor oldu. ölümünün ardından jedilar, darksaber'ı kurtardılar ve coruscant'daki jedi tapınağı'na verdiler. mandaloryanlar da, daha sonra mirasını güçlendirmek için mandalore üzerine büyük bir heykel inşa ederek onu onurlandırdılar.

    eski cumhuriyetin son yüzyıllarında, mandaloryanlar düşmanlarının gücünün tam ortasına girdiler ve vizsla house üyeleri, coruscant'taki jedi tapınağı'na sızarak tarre vizsla'nın darksaber'ını çaldı. kılıcı, mandalore’un tamamını ele geçirmek için kullandılar ve bölgelerindeki bütün farklı haneler ve klanları birleştirdiler.

    mandaloryanların yıkımı*
    "bir zamanlar, bu ovalar çim kaplıydı. ama ben o çimleri hiç görmedim. bu yıkım ben doğmadan önce oldu." -sabine wren

    vizsla hanesi'nin mandalore'a getirdiği birliğe rağmen, mandaloryanların savaşçı mizacı işe yaramadı. sürekli savaşlar ve amansız fetih girişimleri, mandalore'u harap etti. çeşitli klanlardan savaş lordları, jedilara karşı ve aynı zamanda kendi aralarında savaşmak için ortaya çıktı. mandaloryan savaş lordları ve jediler arasındaki son büyük mücadele, mandalore’da meydana geldi ve gezegeni harap eden, yüzeyinin çoğunu cansız beyaz bir çöle dönüştüren tuhaf bir felakete neden oldu.

    bu olay, mandaloryanlar ile jedi arasındaki savaşın yanı sıra mandaloryanların genişleme hayallerini de sona erdirdi. ana vatanlarının yıkımlarının bir sonucu olarak, yeniden yapılanmaya odaklanan bir kısım mandalore savaşçısı, bir süre başka yerleri işgal etmeyi denedi çünkü mandalore'un yüzeyi, jediların gücü kullanması üzerine yaşanmaz hale gelmişti. bazı mandaloryanlar mandalore'u bırakmak yerine, başkent sundari gibi mühürlü kubbe şehirleri inşa ettiler. diğer klanlar, mandalore bölgesinin gezegenlerine yerleşmeyi seçti; wren klanı krownest kar gezegenine yerleşti, koruyucular ise concord dawn'ın ayı'na bir üs kurdular. muzaffer jedilar, yeni galaktik cumhuriyetin egemen galaktik hükümet olarak kurulmasına yardımcı olurken, mandaloryanlar kendi bölgelerinde tecrit edilmeye devam ettiler. savaşçı doğaları ve fetih arzuları nihayetinde ufak çatışmalara girseler de hala hayatta kalmayı sürdürdüler.

    barışcıl politika
    "mandalore'un şiddetli geçmişi geride kaldı. tüm savaşçılarımız, ayımız concordia'ya sürgün edildiler ve yıllar önce orada öldüler." -başbakan almec

    naboo istilası'ndan önceki yıllarda, mandalore halkı arasında yeni bir çatışma çıktı: mandalore iç savaşı. savaş, mandalore'un eski savaşçı günlerine geri dönmesini görmek isteyenler ve satine kryze'nin önderlik ettiği yeni mandaloryanlar arasında vuku buldu. savaşta, concord dawn sistemini savunmak için yemin eden seçkin bir savaşçı grubu olan concord dawn'un koruyucuları da yer aldı. iç savaşın sonunda satine kryze, mandalore düşesi olarak liderliğe geçti ve savaşçı klanlar concordia'ya sürgün edildi.

    satine, gezegeni savaşın yol açtığı zararları takiben kademeli olarak yeniden inşa etti. kayda değer sayıda ölümün olması, satine'yi sert bir pasifist yapmıştı ve mandaloryalı yaşam biçimini yeniden düzenledi. başbakan tarafından yönetilen birkaç bakanın dahil edildiği iktidar konseyi kuruldu. klon savaşları zamanında bu pozisyon, almec tarafından idare edildi. onun yönetimi altında mandalore zenginleşti ve modern barışçıl bir topluma dönüştü. bu yeni hükümet, nihayetinde galaktik cumhuriyeti'ne de katıldı.

    klon savaşları, cumhuriyet ile bağımsız sistemler konfederasyonu arasında patlak verdiğinde satine, mandalore'un tarafsız olduğunu ve gelişmeye devam ettiğini beyan etti. daha sonra, çatışmadan uzak durmak isteyen 1.500 yıldızlı sistemin galaktik senatosu olan nötr sistemler konseyi'nin lideri oldu.

    mandalore dirilişi
    "dinle, düşes. insanları duyuyor musun? değişim için haykırıyorlar. zayıf fikirli mandalore hükmün sona erdi. bizim savaşçılığımızı artık bastıramazsın. savaşçı geçmişimizin dirilişi başlamak üzere!" -pre vizsla

    klon savaşları sırasında concordia valisi pre vizsla, mandaloryan savaş kültürünü death watch klanı ile canlandırdı ve bir cumhuriyet kruvazörü ile kalevala gezegeninde terör eylemleri yapmaya başladı. vizsla, mandaloryanların savaşçı mirasını diriltmek için can atıyordu ve bağımsız sistemler konfederasyonunun lideri kont dooku ile bir araya gelip komplo hazırladılar. cumhuriyete karşı bir müdahalenin gerekli olduğuna, mandalore halkının inanmasını ümit ediyordu. bu olursa, death watch kuvveti ile savaşa mandaloryanların lideri olarak katılmak ve mandaloryanlar tarafından kahramanlar olarak selamlanmak istiyordu. ancak komplo başarısız oldu ve galaktik senato, mandalore savunma kararını reddetti. death watch, ilk önce dooku'nun çöküşünü planlamak için ayrılıkçı senatör lux bonteri'yle ve ardından mandalore halkının desteğini kazanmak için sith lordu darth maul'un gölge topluluğu ile bir araya geldi. ancak vizsla, darth maul'a ihanet ettikten sonra, maul onu öldürdü ve bo-katan kryze'nin kendisine karşı başlattığı isyana rağmen death watch'un lideri oldu.

    jedi konseyi, darbeyi araştırmak için obi-wan kenobi'yi oraya yolladı ancak yakalandı ve maul, ona saldırmak için satine'yi öldürdü. kenobi oradan kaçtı ve galaktik cumhuriyeti bilgilendirmek için geri döndü ancak bu aynı esnada şansölye sheev palpatine, maul’u ele geçirdi ve onu stygeon prime’daki spire'da hapishaneye attı. maul'un mandaloryan süper komandoları, sadakatlerini onu serbest bırakarak kanıtladı ancak yine de maul'un mandalore üzerindeki hükmü çöküyordu. mandalore kuşatması'nın ardından bo-katan, mandalore'un naibi seçildi. imparatorluk kurulduktan sonra mandalore'un, imparator palpatine'i takip etmeyi reddetmesi üzerine, galaktik imparatorluğu tarafından işgal edildi. bu arada, death watch birliğini hain olarak gören koruyucular, cumhuriyet büyük ordusu'na klon askerleri yetiştirme konusunda yardım etti. fenn rau'nun komutasındaki kafatası filosu da, klon asker pilotlarını eğiterek cumhuriyet'e yardım etti ve üçüncü mygeeto muharebesi'nde bizzat savaştı.

    imparatorluk işgali
    mandalore'un imparatorluk işgalinden sonra rau'nun koruyucuları, concord dawn'ın üçüncü ayında bir üs kurarak imparatorluk tarafından sistemlerini kendi adına korumak için para alırken, imparatorluk valisi gar saxon'un komutası altındaki diğer mandaloryanlar, imparatorluk ordusunda imparatorluk süper komandoları olarak hizmet vermeye devam edecekti. 2 bby'de saxon ve süper komandoları, mandaloryan koruyucularını yok etti ve bunun üzerine rau, isyana katılmaya karar verdi. sonraki yıl, spectes isyancı hücre üyesi sabine wren, kanan jarrus ve ezra bridger ile birlikte maul’a karşı savaştıktan sonra dathomir’de darksaber’ı buldu. fenn rau ve isyancıların liderleri hera syndulla ve jarrus'un çağrısını kabul eden sabine, darksaber ile eğitime başlamayı kabul etti. darksaber sayesinde halkını birleştirebilecek ve isyana mandalore'u tek parça halinde dahil edebilecekti.

    sabine'nin eğitiminin ardından, o, rau, jarrus ve bridger, krownest'teki clan wren'in kalesine döndüler. orada sabine, klan liderini ve annesi kontes ursa wren'i isyana katılmaya ikna etmeye çalıştı. ilk başta kontes ursa, kızının korunması ve darksaber karşılığında vali saxon ve imparatorluk süper komandolarına jediları teslim etmeye karar verdi. saxon, onu ve clan wren'i ımparatorluğun düşmanı ilan ettiğinde, ursa ve oğlu tristan, rau ve jedilar ile birlikte saxon ve komandolarla savaştılar. saxon, ursa'yı darksaber ile öldürmeye çalıştığında, sabine bridger'ın ışın kılıcını aldı ve sakson ile savaştı. sabine daha sonra darksaber'ı geri kazanmayı ve saxon'ı bastırmayı başardı. saxon sabine'yi vurmaya çalıştığında ursa tarafından öldürüldü. ölümü, mandaloryanlar arasında bir güç boşluğu yarattı. sabine daha sonra geride kalmaya karar verdi ve annesi, klan ve rau, mandalore'a hükmetmeyi hak eden kişiyi bulana kadar darksaber'ı kendinde tuttu.

    sabine, kryze, wren ve vizslalara darksaber'ı teklif etse de hiçbiri kabul etmedi çünkü hak ettiklerini düşünmüyorlardı. mandalore gezegenine yıkım için gelen büyük amiral thrawn ve filosu, saxon'un yörüngedeki kuvvetleri ile birleşti ve saldırı pozisyonuna geçti. birleşen mandaloryan gücü ve isyancı kuvvetler ise, saxon'un star destroyer'ına sızmayı başardı. büyük bir çatışmadan sonra saxon'un gemisini imha ettiler. savaştan sonra leydi bo-katan kryze, darksaber'ı ve mandaloryan klanlarına karşı liderlik harmanisini üstlendi. vizslalar, wrenler, kryzeler, rooklar, eldarlar ve geriye kalan tek koruyucu rau, yeni mand'alor'a bağlılık yemini ettiler.

    bizim biricik mandaloryanımız ise imparatorluk sonrası dönemde yaşamaktadır. kendisi gibi bir grup mandaloryan gizli yaşıyordu ve ödül avcılığı ile meşguldü. aralarında, imparatorluk kalıntıları ile iş yaptığı için bir çatışma yaşansa da, gururlu mandaloryanımız bu işin pisliğini fark edip imparatorluk unsurlarına karşı davrandı ve bu da oradaki gizliliklerinin deşifre olmasına neden oldu. yine de birliklerini kaybetmeyen mandaloryan klanı, dostlarının nevarro'dan çıkmasına, gizliliklerini feda ederek yardım etti ve mandaloryan, yanındaki çocukla birlikte kaçak bir hayat yaşamaya başladı.

    dizinin mükemmelliğine değinmeye gerek dahi yok ama beskar, ödül avcıları, mandalore düsturu ve maceralar, sanırım star wars evreninin jedi ve sith dualitesinin dışındaki en güzel şeyler. pedro pascal yüzünü göstermese de sesi ile harikalar yaratıyor ve disney sonunda güzel bir iş yapmışa benziyor. midichlorian seviyesi yüksek olanları, force'u ve galaktik sistemdeki üst kısımları çok gördük ama asıl cezbeden detaylardır ve bir mandalore savaşçısının gururunu, yeteneklerini, babalık hissini ve üzüntülerini görmek cidden bambaşka bir şey. anakin'i sevme sebebimiz en az gücü kadar, hataları ve doğrularıydı. anakin'in darth vader olarak gelmiş geçmiş en sevilen karakterlerden oluşunun sebebi buydu ve kendisi, koca evrendeki en insancıl duyguların esiri olmuş güçlü bir bireydi. yani karizmasını oluşturan şey geçmişiydi ve padme'yi kurtarmak için yaptıkları yanlış olsa da onun tercihiydi, güç, vader'da çok kuvvetliydi ve öncesinde ailesine sonrasında da padme ve doğacak çocuklarına duyduğu sevgi onun asıl gücüydü. mandaloryanımız da bu duyguların esiri ve ona karşı hissettiğim sıcaklık da bundan ötürü. yazılmış kurgu bir eser hem de uzayda geçiyor ama yine de insan tohumu ekili. gelecekte -tabii eğer olursa- olmak istediğim babalık figürüne mihmandarlık ediyor. oldukça güzel bir dizi ve izlenmesi elzemdir.
  • 31 yasındayım geçen gün yoda bebek aldım odamda birbirimize bakıyoruz. yaşıtlarım hacca macca gidiyo, 2.cocuğu koymus geçen birisi.

    telefonumun melodisi bi ara soundtracktı.

    mando yapıstırmalar aldım sağa sola yapıstırdım salaktan.

    seviyoruz n'apalım
  • sezonun bitişiyle, güncellenen bilgiler ışığında 1. sezon için bir timeline oluşturalım.
    çayınızı kahvenizi alın, uzun entari.
    bol bol spoiler var
    seriyi halen daha izlemediyseniz eğer
    izleyin gelin. veya takıldığınız yerde bakının.

    --------------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 01 "the mandalorian"

    - öncelikle olayımız endor savaşından 5 yıl, jakku savaşından 4 yıl sonra, galaksi için milat kabul edilen yavin savaşından ise 9 yıl sonra yani 9 aby'de geçiyor.

    - bu savaşlarda
    *yavin: rogue one a star wars story'de çalınan planlarla star wars a new hope'da ilk death star patlatılır. galactic empire epey sarsılır.
    *endor: 2. death star patlatılır, palpatine ölür, darth vader anakin skywalker'a geri döner
    *jakku: rebellion tayfası leia organa önderliğindeki new republic ile galactic empire'ın dibine kibrit suyu döker.

    bu yüzdendir ki bol bol agd olmuş stormtrooper görürüz etrafta. zira bütün galactic empire birlikleri galaksinin dört bir yanına dağılmış durumdadır. biraz kuvvetli sayılacak istasyonlardaki komutanlar (the client ve moff gideon) kendilerince faction halinde at koşturmaktadır.

    - karakterimiz, galakside ne kadar at hırsızı tipli varsa mutlaka bir numune bıraktıkları mekana girer. ismini bilmediğimiz mythrol ırkından birini diğerlerini saf dışı bırakarak güzellikle(!) ele geçirir.

    arada elinde flüt olan bi kubaz görürüz. bi nevi muavinlik yapmaktadır kendisi.

    kendilerini taşıyan landspeeder pilotu buz altındaki bir ravinak tarafından hüpletilir.

    mando, razor crest'te mythrol'un kaçmasını önlemek için bu arkadaşı carbonite ile dondurmak zorunda kalır. halbuse bu yumuşakça chewbacca'nın gezegeni olan kashyyyk'teki life day bayramına katılacağını düşünmeyteydi.*

    - mando nevarro'ya varır ve bounty hunters guild lideri greef karga'nın yanına gider.
    greef karga mandalorian'a ödemesini imperial credits* ile yapmak ister fakat bu isteği kabul görmez. zira galactic empire çökmüştür ve parasının değeri yoktur.
    greef karga bunun üzerine kendisine calamari flan ile bir kısım ödeme yapabileceğini söyler. mandalorian mecburen ödemeyi kabul eder.
    (calamari flan: admiral ackbar'ın da dahil olduğu mon calamari'lerin gezegen para birimi)

    - arada mandolorian'ın geçmişine dair flashback'ler görürüz. clone wars zamanındaki seperatist tayfanın yönettiği super battle droidler bu arkadaşımızın gezegenini* istila ederek herkesi katletmekteyken görürüz.
    ilerleyen bölümlerde bu olayın tam olarak order 66 verildiği gün yaşandığını ve aslında ahsoka tano'nun mandalore gezegenini captain rex ile birlikte seperatist droid ordusundan kurtarmaya çalıştığı sırada yaşandığını, ahsoka tano ve captain rex'in order 66 verilince kendi hayatlarını kurtarmak için kaçmaları neticesinde, olay yerine gelen pre vizsla ve death watch tayfası tarafından kurtarıldığını öğreniriz.*
    bu arada order 66 tam olarak 19 bby tarihinde gerçekleşmiştir. buradan anlaşılacağı üzere kahramanımız 32-33 yaşlarında biridir.

    - mandolorian greef karga'dan yeni bir iş ister. greef karga da kendisini illegal bir işe yönlendirir. the client ile buluşan mandolorian ön ödeme olarak 1 plaka beskar çeliği alır iş bitiminde ise 1 camtono dolusu beskar almak üzere anlaşır ve diğer mandalorian'ların arasına gider.
    burada öğreniriz ki "the child" baby yoda 50 yaşındadır.
    camtono: bölümün ilerleyen anlarında göreceğimiz, beskar plakalarını saklamak için kullanılan güvenlikli taşıma kutusu.

    beskar/beskar çeliği: mandalorian metali olarak bilinen bu metal, hafif yapısına rağmen çok güçlü bir metaldir. rahatlıkla bir blaster atışına dayanabilecek sertliğe sahip olup jedi lightsaber darbelerine karşı geri teptirici* bir yapıya sahiptir.
    kendisi de bir mandalorian olan sabine wren tarafından bu çeliği yok edebilen arc pulse generator isimli bir silah 5 bby de geliştirilmişse de silahının galactic empire elinde felaketlere sebep olabileceğini düşünen sabine wren tarafından 1 bby de tek prototip yok edilmiştir.

    - işi ve ön ödemeyi alan mandalorian doğruca armorer olarak tanıdığımız, muhtemelen geride kalan mandalorian tayfasına öncülük eden ablamıza ödülünü ve çeliği teslim eder. geriden gelen gençlere zırh olacağını düşündığı beskar çeliğini, armorer ablamız eriterek kendisine yeni bir omuzluk olarak geri takdim eder.
    kendi sigil'ini hak edip etmediğini sorduğunda ise olumsuz yanıt alır.

    - gemisine atlayan mandalorian, hedefi almak için arvala-7 gezegenine gider.
    gezegene iner inmez blurrg binek hayvanatları tarafından saldırıya uğrar.
    ikisini de sakinleştirici okuyla durduran mandolorian'a ugnaught ırkından kuiil adında biri ile tanışır.
    kuiil'in yardımıyla hedefine yönelen mandalorian bir başka bouny hunter olan droid ig-11 in de olay yerine yaklaşmakta olduğunu görünce proaktif davranmak zorunda kalarak planlarını değiştirir.

    ig-11 yapımda yönetmenlik de yapacak olan taika waititi tarafından canlandırılmaktadır.

    etkili bir çatışma sonrası ig-11 i öldüren mandalorian kendisiyle birlikte bizim de ilk kez göreceğimiz ve hayranı olacağımız "the child" baby yoda'yı alarak razor crest'e doğru yola koyulur.
    50 yaşında olmasından bahisle bu yavrumuzun doğum tarihinin 41 bby olduğunu fark ediyoruz.
    aynı tarihte bilin bakalım kim doğmuştu? anakin skywalker aka darth vader.

    --------------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 02 "the child"

    gemisi razor crest'e doğru yol almakta olan mandalorian, vibro-axes* sahibi birkaç trandoshan tarafından tuzağa düşürülür. the client'ın ig-11 dışında başka bounty hunter'ları da bu göreve gönderdiğini bu arkadaşlar sayesinde öğreniriz.
    bunlardan kurtulan mandalorian, gemisinin bulunduğu yere döndüğünde, jawa'lar tarafından gemisi razor crest'in mudurnu tavuğuna çevirildiğini görür.

    ugnaught kuiil'in yanına dönen mandalorian, kuiil'in aracılığı ile jawalarla mud horn yumurtası karşılığı gemisinin parçalarını takas etme konusunda anlaşır. "the child" baby yoda ile birlikte mud horn'u paketler ve yumurtasını alarak jawalara getirir. mücadele esnasında "the child" baby yoda ilk kez force kullanır ve mandalorian'ın hayatını kurtarır.
    jawalarla yapılan görüşme esnasında arka planda bir astro droid* ve bir adet de doktor/nurse droid de görürüz ayrıntı olarak.

    yumurtayı alıp parçaları teslim aldıklarındaki geri dönüş yolunda mandalorian olanı biteni kuiil'e anlatır. kuiil olanları halen anlamadığını ifade eder.

    --- tuhaflık ---
    tuhaftır ki kuiil s01e07'deki gemi yolculuğunda 3 insan ömrü kölelik yaptığını dile getiriyor. "the child" baby yoda'nın force choke yapması ve mandalorian'ın mud horn ile dövüşü esnasında yaptıklarından, kölelik zamanında bir takım söylentiler duyduğunu söylüyor.
    şimdi kuiil 9 aby'de* ölüyor. ortalama insan ömrü60 yıl saysak 180 yıl eder ki bu adamın türünün ortalama yaşamı 200 yıl. bu adam takribi 150 bby tarihine kadar köle. olm o tarihte jedi order bütün galakside düzeni sağlayan tayfa. jedi order old republic zamanından beri var. order 66 ise 19 bby tarihinde* verildi. bu ugnaughts kuiil'in 150 yıl republic, old republic ve galactic empire'a kölelik yaparken jedi order/sith veya force hakkında bilgi sahibi olmamasının imkanı yok. lan 50 yıl olsa insan ömrü yine 150 sene yapar, yine tutmuyor veya kuiil cidden ağır geri zekalı.
    bak darth maul galakside 1.000 yıl sonra görülen ilk sith. hadi sith bilmez anlarım da jedi ve force bilmemesinin imkanı yok.
    --- tuhaflık bitti ---

    gemi toplanır, kuiil ve mandalorian vedalaşır, mando nevarro'ya doğru yol alır.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 03 "the sin"

    mandolorian "the child" baby yoda'yı caminolu doktor pershing birlikte bekleyen the client'a teslim eder ve karşılığında camtono içerisinde 20 plaka beskar alır. bu plakalar clone wars sırasında yağmalanan mandalore gezegeninden galactic empire tarafından araklanan beskar metallerinden başkası değildir.
    ödülünü doğrudan armorer'a götürür.
    armorer'ın yanındayken paz vizsla ile ufak bir atışma yaşar. ikisi de birbirine vibro-blade* çeker.
    bu bölümde paz vizsla'yı yapımcı jon favreau canlandırmaktadır.

    jilet gibi armor çeken mando nevarro'dan ayrılacakken fikir değiştirerek the client'ın mekanına giderek "the child" baby yoda'yı kendisini bekleyen hazin sondan kurtarır.
    burada bir adet ıt-o imperial interrogator droid görürüz. mando direkt vurarak etkisiz bırakır.

    şehirden çıkmak üzereyken bounty hunters guild üyeler tarafından sıkıştırlan mandalorian'ın imdanına paz vizsla'nın da aralarında olduğu mandalorian faction üyeleri yetişir.
    mandalorian gemisinde kendisine atar yapan greef karga'yı iç cebinde taşıdığı beskar plakalarından vurarak devre dışı bırakır ve olay yerini terk eder.

    gemiyle ayrılırken yanına gelen paz vizsla esasen jon favreau tarafından yapılan bir iron man göndermesidir. zira kendisi 2008 yılındaki ilk iron man filminin de yönetmenidir aynı zamanda.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 04 "the sanctuary"

    sığınacak mükemmel bir yer gibi görünen sorgan (muhtemelen outer rim'de) gezegenine kapak atıyor mandalorian.
    krill denilen küçük yaratıkları toplayan köylülerin bulunduğu alanı görüyoruz başlangıçta.
    omera adındaki kadının kızı winta ile köylerini basan yağmacılardan suyun içinde saklanarak kurtulmalarına şahit oluyoruz.
    taverna alanıa giren mandalorian ve "the child" baby yoda kendilerine yer ararken arka planda star wars rebels'tan tanıdığımız bir adet wolf cat ve daha önce de rast geldiğimiz twi'lek bir kadını görüyoruz.
    ekip burada eski shocktrooper cara dune ile karşılaşıyor.
    the matrix filmine bir gönderme içeren tanışma sahneleri sonrasında oturup eski günleri yad etmekten geri durmuyor ikili.
    bu bölüm aynı zamanda epey berbat cgi devamsızlığı ve sahnelere girip çıkan boom mic'lerle de anılıyor.
    zibilyon kere bahsedildiği üzere akira kurosawa'nın seven samurai filmine bir öykünme/gönderme içeren bölümdür aynı zamanda.
    bu bölümde mandalorian omera'ya kendisinin orijinal mandalorian olmadığını, ebeveynleri öldürülünce mandalorianlar tarafından yetiştirildiğini söylüyor. önceki bölümlerde, paz vizsla ve diğer mandalorianların ona karşı hamasetinin altında onun doğuştan mandalorian olmayışından kaynaklı olduğunu da böylece öğrenmiş oluyoruz.

    köylülere yardımı kabul eden mando ve cara dune eski günlerden kalma bir adet at-st walker'la mücadele etmek zorunda olduklarını anlayıp en iyi defans hücumdur mottosuna sarılır.
    atış talimi sırasında köylülerin stormtrooper cosplay'i gözden kaçmadı tabi.**
    klatoonian saldırılarından, birkaç hafta içinde köylülerin de yardımıyla köyü kurtarıp bir an için "the child" baby yoda'yı burada bırakıp gitmeye niyetlenen mandalorian'ın fikrini bölümün sonunda gelen ve cara dune tarafından öldürülen kubaz bounty hunter değiştirir. "the child" baby yoda'yı da yanına alarak cara dune ile vedalaşarak yoluna devam eder.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 05"the gunslinger"

    - bölüm başında mandalorian starfighter kullanan başka bir bounty hunter tarafından kovalanıyor.
    - bölümde mandalorian bildiğin pugachev's cobra maneuver yaparak starfighter'ı patlatıyor.
    - bölüm tatooine'de geçiyor. çakması falan değil zaten razor crest'i park ettiği yer de mos eisley.

    - mos eisley'deki kadın droidlerle sabacc oynuyor.*
    - star wars episode i the phantom menace'tan hatırladığımız pit droid'ler bunlar.

    - mando iş bulmak için cantina'ya gidiyor.*bar ilk filmde kullanılan orijinal dekor olarak halen yerinde duruyor. ig droid kafalarından oluşan arka kısım dahi aynı.*

    - toro calican han solo'nun ilk star wars filminde tıpkı onun gibi oturuyor. pezevenk bi de bacaklarını masaya uzatmış. han solo o oturuşu yaptığında kessel run'ı 12 parsec'le geçmişti. sen daha ilk bounty'ni bile yapmadan o şekilde oturuyorsun.
    azcık terbiye olur insanda, bu yeni nesilde hiç iş yok. *

    - fennec shand'i yakalamak için toro calican'ın bulduğu speeder'lar attack of the clones filminde kullanılanlar.

    - tusken raider'ların yamulmuyorsam ilk defa bu bölümle iletişim kurabildiklerine şahit olduk. mando da maşallah her dili biliyor.

    - fennec shand'i bulduklarında mando geceyi bekleyelim çünkü "she has the high ground" diyor. bu artık meme haline gelmiş bi replik. dave filoni burda taşak mı geçmiş* yoksa ep:3'e gönderme mi yapmış pek anlaşılabilir gelmedi bana.

    - fennec shand ve toro calican arasındaki konuşmadan öğreniyoruz ki ilk bölümdeki gezegenimizin ismi nevarro. henüz galactic map üzerinde yeri bilinmiyor. tıpkı sorgan gibi. 2 saattir bütün haritayı taradım sektör sektör, yok bok yiyen gezegenler. *

    - mando kendisine kelek atan toro calican'ı öldürdükten sonra ondan arakladığı parayla mos eisley'deki kadının parasını ödüyor.

    - beggar's canyon da yad edilmeden geçilmiyor. meşhur bir yer sonuçta tatooine'de.

    - bu bölümde de "the child" baby yoda'ya silah doğrultuldu. disney madeni buldu ya, yürüyor habire.

    - bu arada, bölümün başında gördüğümüz kazığa geçirilmiş stormtrooper kafalarına ek olarak, toro calisan denilen dürrük ilk görüldğü anda elinde resistance armalı altın renkli madeni para tutuyor. hatırlarsanız ilk bölümde de imperial credits'in değersiz olduğundan bahsedilmişti. bu detaylarla da imparatorluğun bittiği, outer rim'de hiçbir anlam ifade etmediği ve parasının da kıymetinin kalmadığı izleyiciye aktarılıyor.
    bu resistance armalı parayı görünce hutt'ların neden kendi parasının olmadığını da ister istemez sorguluyor insan. hani az buz değil, outer rim'de kocaman bir yer hutt's space ve pekala isteseler kendi para birimlerini kullanabilirler ve kullanmaları da gerekli gibi.

    - bölüm sonundaki esrarengiz kişi de muhtemelen 7. bölümde karşımıza çıkan moff gideon.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 06"the prisoner"

    christopher nolan hayranı bir yönetmen tarafından çekilince haliyle nolan filmlerine epey göndermeler bulabileceğiniz bir bölümle karşımıza çıktı.

    - prison ship koridor sahnesi/batman begins-arkham hastane koridor sahnesi
    - mandolorian'ın mayfield'ı yanıp sönen ışıklarla hakladığı sahne / the dark knight rises kanalizasyon sahnesi
    - mayfield'ın former imperial sharpshooter olmasından bahsedilirken alınıp "çok bişey ifade etmez" diyen mando esasen stormtrooper tayfasının körden kötü nişan almalarına bir dokundurma olduğunu fark eden mayfield'ın dönüp " ı wasn't a stormtrooper" demesi kahkaha attırdı.
    - light speed esnasında güvertede mandolorian'ın yüzü hakkında konuşurlarken jar jar binks'i hatırlatırcasına "maybe he is a gungan" denilmesi ve hatta gungan gibi "is that why yousa don't wanna show your face" denilmesi,
    - kontrol odasında western filmlerine göndermenin ağa babası sayılan meksika açmazı sahnesi,
    - prison ship içindeki tüm droidlerin üzerlerinde new republic sigil taşıması,
    - kontrol odasında burg ile kapışan mandolorian'ın, boynuzlu ve kuvvetli bir canlının kolay kolay yanmayacağını düşünemeyişi de nebileyim..
    - yatay ve dikey olarak 2 kez kapıya sıkıştırılan burg'un ölmeyişine anlam veremeyenler için, bölüm sonunda hücredeyken boynuzlarının kırıldığını görülebilir,
    - bölüm sonundaki x-wing pilotlarının yapımın yönetmenleri oluşu da gülümseten detaylardandı.

    bölümün işleyişi açısından incelendiğinde, mandolorian'ın eski arkadaşı ranzar malk ( nolan/batman begins) 5 kişilik bir ekip gerektiğini söylediği iş için tamamiyle adamımızı sürekli meşgul ederek durumun kontrolünü kaybettirme çabası içerisinde. amaçları mando'dan muhtemel intikam almak, zira navarro'daki olaydan haberleri yok. (droid zero bir şeyler fark ediyor gibi ama yetmiyor) zira "the child" baby yoda'yı görmelerine rağmen "bu ne amk" bakışı atmaları ve o esnadaki konuşmalar alayının bi skimden haberinin olmadığının göstergesi.

    amaçları mahkum kaçırmak ve bu işi yaparken fark edilmemelerini sağlayabilecek yegane gemiye* sahip kişi mandolorian. adama değil, gemisine ihtiyaçları var ipnelerin. niye işi verirken defterini dürmediler bu kadar adam, gökyüzü neden mavi, vapurlar suyun üzerinde nasıl yüzüyor, kafamda deli sorular?

    hasılı, adamlar mandolorian'ı öldürmek istese rahatlıkla öldürüp para pul vermeden işlerini de gördürebilecekken, adeta ölüm makinesi gibi olan, kazık atmaya gelmeyecek bir adamı keriz yerine koymaya çalışıyor. valla bu outer rim gangstaları da hakkaten mal, lucas film ve disney+'ı bize bunu göstermek için koca bir bölüm ayırmalarından ötürü tebrik etmek gerekiyor.

    yalnız dizney pılas yine son 3 bölüm olduğu gibi bu bölüm de 'the child' baby yoda'ya silah doğrulttu. bu bölüm bir de kukla la amk ölmez bu dercesine yere düşüşü vardı ki minik yeşil karakter hatrına görmezden geliyoruz.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 07"the reckoning"

    - mando bölüm başında cara dune'u ikna etmek için sorgan gezegenine gidiyor.
    - cara dune'u zabrak ırkından* biriyle para kazanmak için dövüşürken görüyoruz.
    - cara dune razor crest'in cephaneliğnden ısıya duyarlı el bombası alıyor.
    - mando "the child" baby yoda'ya bakması için ugnaughts kuiil'i almak üzere arvalo 7 gezegenine gidiyor.
    - greef karga bir insan, bir trandoshan ve bir nikto ile ekibi karşılıyor.
    - "the child" baby yoda'nın force heal ability açıp greef karga'ya heal bastığını görüyoruz. sw:ep9: rise of skywalker'a referans olması adına eklenmiş bu kısım.
    - dizide ilk defa death trooper görüyoruz. hatta aktif olarak ilk defa öldürdüklerine denk geliyoruz star wars içerikleri arasında.
    - death trooper tayfasının arkasına gelen stormtrooper tayfası gezgendekilerin aksine tertemiz adeta jilet gibi zırhlarıyla arz-ı endam eyliyor.
    - çizgi seriler dışında ilk defa bir film/yapımda imperial troop transport aracı gördük.
    - ilk defa bir tie fighter'ın kanatlarının katlanarak iniş yaptığını gördük.(bkz: outland tie fighter)
    - bölüm sonunda kuill'i cartayı çekmiş halde "the child" baby yoda'yı elinden düşürmüş bir şekilde görüyoruz.
    - mando'nun "adeta bir parçam" diye tabir ettiği tüfeği bu bölüm de hiç gözükmedi.( 3 bölüm geçti)

    ig-11 sonraki bölüm için epeyce hype yaratılarak bırakıldı.

    ---------------------------------------------
    the mandalorian season 01 chapter 07"the redemption"

    speederbike kullanan trooper'ların "kör nişancı trooper" olayını doğrularcasına sabit bir tenekeyi bir türlü vuramayışı, istemsizce güldürdü.

    ig-11 çok klas bir şekilde olay yerine gelip "the child" baby yoda'mızı kurtarıyor.

    kıstırıldıkları andaki konuşmalarla mando kardeşiminizin esas mandolorian tayfası tarafından kurtarılış hikayesinin tamamını dinliyoruz.

    ig-11'in ortalığı sike savura nevarro'daki köye girişi tarif edilemez bir haz verdi izlerken. ardındaki "the child" baby yoda'nın sırıtışı ayrı bir tat kattı bu keyfe

    alev makineli trooper'ı durduran "the child" baby yoda'nın manası bittikten sonra yere yığılışı,

    --- `lotr reference` ---
    mando: "no living thing can remove this helmet"
    ig-11: "i'm not a living thing
    --- lotr reference ---

    sonunda pedro pascal gardaşımızın yüzünü nihayet gördük.

    kurtulup mandolorian mekanına gittiklerinde bütün mandolorian guildinin elemanlarının paketlendiğini gördük. imperial tayfası alayının içinden geçmiş.

    seride ilk defa jedi kelimesinin geçtiğini gördük.

    armorer abla mando ve "the child" baby yoda'nın artık birbirlerinin sorumluluğunda olduğunu, mando'ya galaksiyi tarayıp bu veledin yuvasını bulup onu kendi türlerine emanet etmesi gerektiğini, artık çocuğun babası sayıldığı için bu sorumluluğun ona ait olduğunu söylüyor. o andaki pedro pascal ses tonu harikaydı.

    mando gardaşımız hem kendi sigil'ini hem de jetpack'ine nihayet sahip oldu.

    mando'nun adeta benim bir parçam dediği tüfeğine bu bölümde de rastlamadık.

    bölümün kahramanı, gelişiyle adeta night king'i öldüren arya stark etkisi yaratan ig-11 self destruct yaparak ekibin lava river'dan çıkışını da garanti altına alıyor.

    bölümün yönetmeni taika waititi aynı zamanda ig-11'i seslendiren kişi.

    bu arada moff gideon'un elinde tuttuğu lightsaber değil darksaber.*

    moff gideon'un tuttuğu dark saber tarre vizsla tarafından üretilen silah.
    tarre vizsla ilk jedi mandalorian. her jedi kendi lightsaber'ını gathering sonrası topladığından, kişiliği ve sonrasında ilerleyeceği yolu belirleyen bir renge sahip olur silahları.

    sith/kırmızı: sithler gücün karanlık tarafını gösteren rengi tercih ederler. burada jedi'lardan farklı olarak kyber kristali ile aralarında bir bağ olmasına gerek yoktur. sith, sahip olduğu korku ve nefret karşısında taşın iradesinin kırılarak kırmızı renge bürünmesi sonucu kendi sith saber'ını oluşturur. kırmızı renginden ötürü de aynı zamanda bu olaya bleeding olarak isim verilir.

    jedi sentinel/sarı: bunlar biraz daha ileri gidip teknolojiyle force'u birleştiren, gerekirse kirli işler yapmaktan da geri durmayan tiplerin rengi.
    jedi temple guardian'lar ve jedi sentineller bu rengi kullanıyor. (rey de bunlara dahil oldu)

    jedi/yeşil: bunu daha çok güce odaklanan, fiziksel yeterliliktense yoda gibi force kullanmaya odaklanmış jedi masterları kullanmaktadır.

    jedi guardian/mavi: bunlar anakin gibi, force kullanabilse de fiziksel yeteneğine daha çok önem veren abilerin kullandığı renk. eli çabuk tipler bunu kullanıyor efem.

    jedi/mor: bu bi acayip tür. mace windu'nun da içinde yer aldığı, çocuk da yaparım kariyer de diyen tiplerden. hem force'un anasını ağlatırım hem de kılıcımı ustalıkla sallarım diyen kişilerin rengi olmakta.
    hatta şöyle bir hikaye dolanır. george lucas mace windu için samuel l jackson'ı "bak kanka, sen en taşaklı lightsaber kullanan kişiyi oynayacaksın" şeklinde ikna etmeye çalışınca samuel reyizin "o zaman ben farklı renk kullanırım aga" demesiyle ortaya çıktığı rivayet olunur.

    darksaber/siyah: hah işte geldik konumuza. tarre vizsla tarafından bir şekilde icat edilmiş türünün tek örneği silah. gücün her iki tarafına da yatkınlığının yanında iki tarafına da siktir çekme potansiyeline kişilerde bulunuyor.
    tarre vizsla öldükten sonra jedi temple'da saklanan silah old republic çökerken araklanır. pre vizsla bir şekilde bunu ele geçirir ve bir süre kullanır. sonrasında duelloda yenildiği* darth maul isimli arkadaş ele geçirir darksaber'ı.
    silahın elden ele geçme gibi bir özelliği oluşmuş olsa gerek zira darth maul kardeşimiz de çok uzun süre kullnamadan kanan jarrus'a devreder o da yancısı ve mandalore kökenli sabine wren'e, sabine wren bir süre bunu köklerinden ötürü saklamak istese de sonrasında bütün mandalore tayfasını bir araya toplayacağını düşündüğü bo-katan kryze'a teslim eder.
    sonrasında ise nasıl olduğu bilinmeden moff gideon pezevengi silahı bu ablamızdan ele geçiriyor.

    cara dune'un gezegeninin alderaan olduğunu moff gideon pezevenginin ağzından öğreniyoruz. hani şu death star'ın ilk patlattığı gezegen.

    bu bölümde nihayet mando gardaşımızın ismini öğrendik. din djarin.

    din djarin aka mando'nun gezegeni, order 66 verilmeden hemen önce ahsoka tano tarafından seperatist tayfasından kurtarılmaya çalışılıyorken order 66 verilince ahsoka tano'nun canını kurtarmak için kaçmak zorunda kalması sonucu olay yerine gelen mandalorian'ların yardımıyla kurtulur. pre vizsla'nın death watch takımı ile benzer sigil taşıyan mandaloriar bunlar. normalde darth maul hesabına çalışmalarına rağmen order 66 sonrası belli ki karar değişikliğine gitmişler.( gerçi teknik olarak darth maul o sırada ölü/lotho minor'da nightsister mother talzin nezaretinde healing halinde)

    jedi'lara karşı alev kullanıldığından force ile alev durdurulamaz denilmiş lakin kylo ren blaster'dan çıkan ışını* havada durdurabildiğine göre, bizim "the child" baby yoda bi zahmet force ile incinerator stormtrooper'ın saçtığı alevlere dur diyebilsin. o kadar plot armor olur sanırım.

    armorer ablamız din djarin aka mando kardeşimize "the child" baby yoda ile birlikte çarpıştıkları mud horn yaratığını sigil olarak iliştiriyor. birlikteliklerinin nişanesi olsa gerek.
    sezon başından beri varlığını aradığımız jetpack'i de nihayet kendisine teslim ediyor.

    greef karga'nın "c'mon baby, do the magic hand thing" isteğine "the child" baby yoda'nın minnak elleriyle kendince karşılık verişi* istemsizce kahkaha attırdı.

    trivials:
    din djarin aka mandalorian takribi 32-34 yaş aralığında,
    cara dune tarkibi 30-35 yaş aralığında,
    kuiil: takribi 190 yaşında,
    cara dune'un tam adı carasynthia dune'dur.
    dizi star wars episode vi return of the jedi'dan 5 yıl sonra geçmektedir. (9 aby)
    din djarin aka mandolorian'ın "the child" baby yoda ile birlikte oluşturduğu din djarin's clan, eldar, kryze, rook, saxon, vizsla ve wren klanlarından sonra oluşan 7. mandalorian klanıdır.

    şimdilik bu kadar, aklıma gelen olursa veya unuttuğumu düşündüğünüz bir yer/olay varsa bir yeşil uzağınızdayım.
hesabın var mı? giriş yap