the loneliness of the long distance runner
-
girişi en güzel iron maiden şarkılarından biridir.
-
2004 atina olimpiyatları nda maratonda 24. olan yunan maratoncu nikolaos polias medyaya yaptığı açıklamada koşuları esnasında her zaman 'the loneliness of the long distance runner' ı mırıldandığını söylemiş.
http://www.maidenfans.com/…ex.php?act=st&f=1&t=5971 -
ingiliz free cinema akımının önemli örneklerinden olan film. italyan yeni gerçekçiliği ve fransız yeni dalga sineması filmleriyle beraber sinema tarihinin yüz akı bir film olduğunu düşünmekteyim.
kendi adıma finali, bir filmin finali nasıl olmalıdır sorusunun cevabıdır. -
--- spoiler ---
sistem eleştirisi ve özgürlük hakkında izlenebilecek en iyi filmlerden olan 62 yapımı klasik. alan sillitoe tarafından yazılmış bir kısa öykünün uyarlamasıymış. smith'in annesinin zorla verdiği parayı alıp babasının odasına geçtiği ve banknotu ateşe verdiği sahne zayıflayan ve maddiyata indirgenen ilişkilere karşı sessiz bir tepki.
hapishane müdürü dışarıdan babacan durmuyor mu ya? shawshank redemption'daki müdürle alakası yok. kendisi spora fazlasıyla ilgili. "bir insanın ülkesini olimpiyatlarda temsil etmesinden daha büyük bir onur hayal edemiyorum" diyor. spor kariyer yerine kullanılmış filmde. hapishanede tek bir otorite var. itimat ettiği tek şey ise spor. tıpkı normal hayatta itimat edilen tek şeyin statü olması gibi. ki film bunu da anlatıyor flashbacklerle. stacy konusuna değinmeden geçemem. hapishanenin prensi, mahkumlardan üstte gardiyanlardan altta bir konuma sahip stacy bu konumunu koşu antremanlarındaki (ve geçmiş yarışlardaki) başarılarıyla elde ediyor. smith'in kendisinden daha iyi bir koşucu olduğunu anlayınca önce kavga çıkartıyor, sonra firar ediyor. bu konu hakkında hapishanede toplanan kuruldaki konuşma birçok şeyi aydınlatıyor; "pozisyonu ona gurur veriyordu, onun için anlamı oldukça büyüktü." "bay fenton, bizim politikamız buradaki gençleri baskı altında tutup köşeye sıkıştıklarında verecekleri tepkileri izlemek." kendisine verilen görevi kendisinden büyük gören insan... biz bunu entry'lerimizde yazdık (bkz: #57626607) . hz. ömer'in bir sözü var: "kişiliğini makamdan alanlar makamdan sonra kişiliksiz kalırlar" diye. stacy'nin durumu bu hesap.
filmin sonlarındaki yarış sahnesi bütün olarak efsaneydi. okuldan gelen çocuklarla mahkumların duygudaşlığı foucault'nun hapishane-okul benzerliğini (ikisi de belirlenmiş, kamusal olarak ayrılmış alanlardır. biz bunu da entry'lerimizde yazdık (bkz: #57835523)) akla getiriyor. yarış sahnesinde smith'in duyduğu sesler ve durması, yarışı bırakması, bunun sonucunda kendisine de "normal" mahkumlar gibi davranılması... sisteme ne kadar yararlı olursanız sistem de size o kadar iyi davranır. müdürün kelimeleriyle; "bizler burada işlerin düzgün gitmesini isteriz, şüphesiz. hem sizin, hem de bizim için. ne kadar çabuk elbirliği yaparsanız, buradan o kadar çabuk çıkarsınız. bizlerle top oynarsanız, biz de sizlerle oynarız."
colin smith'ten bütün sevenlere geliyor: "belki bir gün çalışacağım. konu çalışmayı sevmemem değil. konu kendimi köle gibi kullandırıp, bütün kazancın patronlar tarafından alınması fikri. bu bana göre tümüyle yanlış."
--- spoiler --- -
iron maiden nın somewhere in time albümünde heaven can wait parçasından sonra stranger in a strange land parçasından önce yer alan 6:31 uzunluğunda harika bir parçadır. alan sillitoe kısa öyküsünden esinlenerek yazılan bir parçadır.
the loneliness of the long distance runner(harris)
the tough of the track
with the wind
and the rain that's beating down on
your back
your heart's beating loud
and goes on getting louder
and goes on even more 'til the
sound is ringing in your head
with every step you tread
and every breath you take
determination
makes you run never stop
got to win got to run 'til you drop
keep the pace hold the race
your mind is getting clearer
you're over half way there
but the miles never seem to end
as if you're in a dream
not getting anywhere
it seems so futile
run on and on
run on and on
the loneliness of the long distance runner
i've got to keep running the course
i've got to keep running and win at
all costs
i've got to keep going be strong
must be determined and push myself on
run over stiles across fields
turn to look at who's on your heels
way ahead of the field
the line is getting nearer but do
you want the glory that goes
you reach the final stretch
ideals are just a trace
you feel like throwing the race
it's all so futile
run on and on
run on and on
the loneliness of the long distance runner -
1962 yapımı tony richardson filmi.michael redgrave ve tom courtenay başrollerde yer almaktadır.
-
iron maiden in , somewhere in time albümünden çok ilginç sözleri olan şarkısı.uzun mesfe koşucusunun yalnızlığını anlatan tam bir iron maiden şarkısı.
-
ilk dinledigimde iron maiden’a sarki sozlerindeki olaganustuluk nedeniyle daha bir hayranlik duymami saglayan, sonraki yillarda marathon man filminin kafamdaki soundtrack’ine koydugum bir maiden klasigidir.
-
tony richardson'un 1962 yapımı oldukça etkileyici filmi. oldukça naif ve duru anlatımının altında sert bir sistem eleştirisi yatan oldukça anarşist bir film ayrıca.
-
(bkz: it's a sin)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap