• dün gece özel gösterimde izledim. müzik/dans ve dramayı iç içe sunan yapımlara ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir film. hugh jackman başta olmak üzere tüm oyuncuların performansları mükemmel. filmde yer alan şarkıları kendileri seslendirmişler. dans koreografileri ve seçilen müzikler çok başarılı. bu tür filmleri aşırı seven birisi olarak gerçekten bayıldım.
  • açıkçası gene beğendiğim bir yapım olan ve bomba etkisi yaratan la la land 'den daha çok beğendim. la la land belki kurgu açısından daha doyurucuydu ama şarkılar ve danslardan aklıma işleyen bir sahne yok.

    the greatest showman'in ise ciddi anlamda soundtrack'ini alıp arabaya dinleyebilirim, şarkılar zihnime işledi ve mırıldanıp duruyorum. koreografiler ise şahaneydi hele bardaki pazarlık sahnesi, sonra iki müstakbel sevgilinin sirkin içinde yaptıkları olur mu olmaz mı tartışması, ne bileyim sirk tayfasının gaza gelişi hepsine ayrı ayrı bayıldım.

    gidin görün efendim.

    ekleme: asıl mevzuyu unuttum resmen. o şarkıcı kadının tiyatroda şarkı söylediği sahnede resmen sinemaya değil de operaya gelmişim gibi hissettim şarkı bitince alkışlayacaktım. ya ben manasızca gaza geliyorum (var öyle bir durum biraz) belki ama çok iyiydi be.
  • güzel zaman geçirmenizi sağlayacak müzikal film. film posterinde hugh jackman'i görünce gözümün önüne the prestige gibi bir şey geldi ilk başta ama meğersem p. t. barnum'un hayat hikayesine değinilmiş.

    --- spoiler ---

    -zac efron'u eli yüzü düzgün bir rolde gördüğümüz nadir filmlerden biri. kendisi de görece iyi kotarmış durumu.

    -yönetmen zendaya'dan trapez hareketlerini kendisinin yapmasını ve dublör kullanmak istemediğini söylemiş kendisine. o da baya bir çalışarak işin altından kalkmış. kendisi fiziği iyi bir kızımız.

    -house of cards'da claire underwood'un fakbadi'sini bu filmde suratsız bir eleştirmen olarak görüyoruz.

    -rebecca ferguson'un şarkısını söylediği sekans baya iyi bir bölümdü.

    -hugh jackman ise hugh jackman işte. muazzam.

    not: 7,5'dan 8/10

    --- spoiler ---
  • sinema tarihinin kalburüstü müzikallerinin çoğunluğunu izlemiş bir kardeşiniz olarak, şarkı sözlerinin olay örgüsüyle çarpıcı uyumunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
    ayrıca, bu filmi la la landin önünde gören ekşicilerin de arkasındayım.
  • filmin özellikle ilk yarısı çok keyifli. bir açılış sahnesi var ki izleyiciyi hemen filmin içine alıyor.kaba tabirle 'havalı' bir açılış sahnesi olmuş. hugh jackman'ın oyunculuğu ve dansları çok başarılı. adama hayranlığım büyük ölçüde arttı. reis döktürmüş resmen. film renkli,akıp gidiyor.fakat ikinci yarıda bildiğimiz ve tahmin ettiğimiz bazı kalıplar devreye giriyor:
    --- sürpriz kaçıran spoiler ---

    işini kuran barnum yükselme dönemini yaşayacak ardından çalkalanmalar olacak ve sonunda dibi görecek.(sirkinin yanması)ve sonra tekrar ayağa kalkacak ve her şey tekrar rayına oturacak ve film de bitecek.bunların olacağını rahatlıkla tahmin edebiliyoruz.
    --- sürpriz kaçıran spoiler ---

    fakat film hikaye bakımından bir iddiada da bulunmuyor zaten. bunlar dışında epey keyifli bir seyirlik. müzikal sahnelerin bilgisayarda aynı tadı vermeyeceğini düşünüyorum.gidip sinemada izlenmeli.

    *açılış sahnesi müziği https://www.youtube.com/…rbjpdgh3loc85pgixsoq5vduv3
    * this is me https://www.youtube.com/…rbjpdgh3loc85pgixsoq5vduv3
    * a million dreams - müthiş! https://www.youtube.com/…loc85pgixsoq5vduv3&index=2
  • müzikal seven bünyelerin kaçırmaması gereken film diyebilirim lakin beklentinizi de çok yüksek tutmayın.
    müzikler, sirk gösterileri, dans, hepsi hoş ve izlenesi. ben izlerken eğlendim, ikinci kez izlemem muhtemelen ama bir kez görmeye değer.
  • film bitip gerçek dünyaya döndüğünüzde biraz hüzünleniyorsunuz. ne bu filmi izlemekten ne de filmle ilgili yazmaktan bıkacağım. filmin anlattıkları atla deve değil aslında. temelde şu gerçeği de daaann diye vuruyor yüzümüze, istemenin sonu yok. ama o görsellik. ağzımı ayırarak izliyorum barnum'un küçük kızları gibi. aklınızı alıyor, yani benim aklımı alıyor desem daha doğru. belli bir yaştan sonra hayal etmek yetmez, o hayalleri gerçekleştirmek için adım atmak gerekir. barnum doğruluğu bence tartışmaya açık sebeplerle o adımları nasıl attığını gösteriyor bizlere. sonunda da nasıl "durduğunu". gerçekten ne istiyoruz? ben kendime barnum kadar iyi yalan söyleyebilmek isterdim. barnum o kadar iyi yalanlar söylüyor ki kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor.
  • uzun zamandır izlediğim en eğlenceli film. soundtrack muhteşem, sürekli dinliyorum. bazen müzikallerde insanın beğenmediği, sıkıldığı şarkılar olabiliyor; bunda hepsi harikaydı gerçekten. film girişinden beklentiyi baya yükseltiyor; ama başladığı gibi de devam ediyor.
  • orijinalinde hayvanlarının tümüne eziyet ederek gösterisinde oyuncak etmiş bir şahsı, bir yangın sahnesi sonrası "hayvanlar iyi mi?" diye sorduran senaryoya sahip müzikal.
    hayvanlara yapılan ve yazmak istemediğim ağır fiziksel eziyetin yanı sıra, sirkte kullandığı insanlara karşı uyguladığı psikolojik şiddet de tamamen görmezden gelinmiş ve biz bir aileyiz "kandırmacasıyla" sunulmuş.
    izlemesi keyifli olsa da, gerçek hikayeyi bir hayli saptırmış filmdir. film sonrası biraz araştırma yaptığınızda gerçekler karşısında hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız, filmi izleyip pembe gözlüklerinizle mutlu olmak size kalmış tabii.
  • merakla beklediğim filmlerden biriydi ve beğendim ama başından sonuna takıldığım tek bir şey oldu. şarkılar fazla moder değil miydi? yani bu bir dönem işi. mekanlar kostümler bunu gayet iyi yansıtırken şarkılar bana günümüzü hatırlattı. danslar da öyle. neredeyse rap yapmadıkları kalmış. hepsi çok güzeldi o ayrı ama tuhaf buldum açıkçası. dönem ve mekanlarla bağdaştıramadım. filmle ilgili tek elştirim bu olabilir.

    bir de hugh jackman bu işlere ne çok yakışıyor söylemen geçemeyeceğim. sahnede izlemeyi çok isterdim.
hesabın var mı? giriş yap