• richard dawkins'in 2009 darwin yılını kutlamak için kaleme aldığı, evrime dair kanıtları içeren kitap, zira alt başlığı 'the evidence for evolution'. kitap 2009 eylülünde çıkacak olmasına rağmen ön siparişlerle şimdiden en çok satanlar listelerine girmiş durumda, amazon.co.uk'de evrimsel biyoloji kategorisinde an itibariyle 21. (edit itibariyle de 10.) sırada..*

    http://www.amazon.co.uk/…ooks&qid=1231623748&sr=1-1

    türkiye'nin de dahil olduğu 19 ülkede yayın hakları satılmış durumda, türkiye'deki hakları kuzey yayınlarına ait. kitabın ismi de şuradan geliyor, günün birinde isimsiz bir hayranı dawkins'e, üzerinde 'evolution, the greatest show on earth, the only game in town' isimli bir t-shirt hediye eder. üstad da evrimin geçerlilik durumunu hagaden mükemmel özetleyen bu t-shirt'ü pek bi beğenir, uzun yıllar giymekten orijinali siyah olan t-shirt'ü griye çevirir. darwin yılı kutlamaları sebebiyle kendisinden sipariş edilen yepisyeni kitaba da bu ismi vermeyi uygun bulur (kutlanan, türlerin kökeni'nin 150inci, darwin'in doğum gününün 200. yıl dönümü. eşi emma'yla evlenmesinin ve evrim hakkındaki basılmış ilk fikirlerinden olan beagle serüveninde saptadığı zoolojik bulguları konu alan 5 ciltlik çalışmayı kaleme almaya başlamasının da 170. yıl dönümü ama kimse bunları iplermiş gibi gözükmüyor, yeterince yuvarlak bi sayı değil sanırım). aslında 'the only game in town' kısmını da eklemeye niyet etmiştir kendisi ama yayıncısı olmaz demiştir. aha bu da mevzubahis t-shirt'ü giyerken yaptığı bir sunum (sunumun mekanı galapagos'a giden bir gemi, konusu neo-darwinism, yapan kişi yaşayan bi ihtimal en tanınmış neo-darwinci.. hal böyleyken gitmişken kutlamalara erkenden başlayıp tamamını izleyin derim, hepi topu 1 saat 10 dk.):

    http://video.google.com/…?docid=4633079169415752395
  • nightwish'in endless forms most beautiful adlı albümünde bulunan 24 dakikalık şarkı.

    grubun şimdiye kadarki en uzun şarkısı olma özelliği taşıyor. aynı zamanda tuomas holopainen'in magnum opusu niteliğinde. en azından daha iyisini yapana kadar şimdilik en iyisi bu. efektler, sample'lar, vahşi doğa sesleriyle beraber bir greatest show olma niteliği taşıyor gerçekten de. yer yer coşup yavaşlayan şarkıda floor'un çok farklı vokal tarzlarını dinliyoruz. aynı zamanda richard dawkins'in satırlarını kendi sesinden duymak da mümkün.

    resmi olarak yayınlandığında aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz. youtube'da başka kullanıcıların paylaştığı linkler mevcut türkiye'de yayınlanma zamanından önce dinlemek isterseniz.

    dinlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=cfflzvccvd4

    sözlerini de ekleyelim:

    --- spoiler ---

    1.) four point six

    archaean horizon
    the first sunrise
    on a pristine gaea
    opus perfectum
    somewhere there, us sleeping

    "after sleeping through a hundred million centuries we have finally opened our eyes on a sumptuous planet, sparkling with colour, bountiful with life. within decades we must close our eyes again. ısn't it a noble, an enlightened way of spending our brief time in the sun, to work at understanding the universe and how we have come to wake up in it?"

    2.) life

    the cosmic law of gravity
    pulled the newborns around a fire
    a careless, cold infinity in every vast direction
    lonely farer in the goldilocks zone
    she has a tale to tell
    from the stellar nursery into a carbon feast
    enter luca

    the tapestry of chemistry
    there’s a writing in the garden
    leading us to the mother of all

    we are one
    we are a universe
    forbears of what will be
    scions of the devonian sea
    aeons pass
    writing the tale of us all
    a day-to-day new opening
    for the greatest show on earth

    ıon channels welcoming the outside world
    to the stuff of stars
    bedding the tree of a biological holy
    enter life

    we are here to care for the garden
    the wonder of birth
    of every form most beautiful

    3.) the toolmaker

    after a billion years
    the show is still here
    not a single one of your fathers died young
    the handy travelers
    out of africa
    little lucy of the afar

    gave birth to fantasy
    to idolatry
    to self-destructive weaponry
    enter the god of gaps
    deep within the past
    atavistic dread of the hunted

    enter ıonia, the cradle of thought
    the architecture of understanding
    the human lust to feel so exceptional
    to rule the earth

    hunger for shiny rocks
    for giant mushroom clouds
    the will to do just as you`d be done by
    enter history, the grand finale
    enter ratkind

    man, he took his time in the sun
    had a dream to understand
    a single grain of sand
    he gave birth to poetry
    but one day`ll cease to be
    greet the last light of the library

    we were here!
    we were here!
    we were here!
    we were here!

    4.) the understanding

    "we are going to die, and that makes us the lucky ones. most people are never going to die because they are never going to be born. the potential people who could have been here in my place but who will in fact never see the light of day outnumber the sand grains of sahara. certainly those unborn ghosts include greater poets than keats, scientists greater than newton. we know this because the set of possible people allowed by our dna so massively exceeds the set of actual people. ın the teeth of these stupefying odds it is you and ı, in our ordinariness, that are here. we privileged few, who won the lottery of birth against all odds, how dare we whine at our inevitable return to that prior state from which the vast majority have never stirred?"

    5.) sea-worn driftwood

    “there is grandeur in this view of life, with its several powers, having been originally breathed into a few forms or into one; and that, whilst this planet has gone cycling on according to the fixed law of gravity, from so simple a beginning endless forms most beautiful and most wonderful have been, and are being, evolved.”
    --- spoiler ---
  • daha yarısına gelmedim. ama şimdiden kuzey yayınları'ndan çıkmış en güzel ve doğru çevirili kitap olduğunu iddia edebilirim. su gibi akıp gidiyor. öncekilerin bir kısmında kitabın bir de orijinalini alıp baştan okuma ihtiyacı hissetmiştim. bunda öyle bir ihtiyaç duymadım şimdilik. her kelime için ince ince düşünüldüğünü hissettiriyor gerçekten. ama o ekipten de (*) daha azını beklemek eşşeklik olurdu.

    (*) istem fer, kahraman ipekdal, b. duygu özpolat, uygar polat. hepsinin de ellerine sağlık.
  • 1953 yılında onca güçlü adayın arasından sıyrılıp en iyi film de dahil olmak üzere 2 oscar, 3 golden globe almış bir filmdir ve biraz uzundur. bana kalırsa oscar tarihinin sürpriz kazananlarındandır.
  • her bolumu ile ayri buyuleyici sarki. https://www.youtube.com/watch?v=qrmwxe2ya5e

    richard dawkins'in konusmaya basladigi an; "we are going to die, and that makes us the lucky ones." tuylerim diken diken oluyor... (bkz: #50163190)

    "...most people are never going to die because they are never going to be born. the potential people who could have been here in my place but who will in fact never see the light of day outnumber the sand grains of sahara. in the teeth of these stupefying odds it is you and ı, in our ordinariness, that are here. we privileged few, who won the lottery of birth against all odds, how dare we whine at our inevitable return to that prior state from which the vast majority have never stirred?"

    “....from so simple a beginning endless forms most beautiful and most wonderful have been, and are being, evolved.”

    bir de atayistler inanmaz, hissetmez saniyor kimileri... su sozleri duydugum zaman evrenin bir parcasi oldugumu iliklerime kadar hissediyorum. "olecek olmamiz, bizi sansli olanlardan kiliyor cunku bugun yerimizde olabilecek olan gen kombinasyonlarinin sayisi coldeki kumdan daha fazla... birbirinden zeki bilimadamlari, sairler olabilirdi yerimizde ama onlar yerine biz variz. bunu biliyoruz cunku dna'mizin olanak verdigi secenekler suan burada olan insanlardan cok daha fazla. bu afallatici olasiliklar icinde sen ve ben; butun siradanligimizla buradayiz. bu ayricaliga sahip olanlar olarak nasil ilk formumuza donmemek icin sizlaniriz, ki niceleri bu sansa hic erisememisken?"

    "en basit formdan sonsuz en guzel ve harika formlar; her zaman ve daima evrim olmustur"

    doganin evrimi... evrenin evrimi... insanligin evrimi... bizim insan olarak evrimimiz... siradan hayatlarimizda izin verebildigimiz o guclu evrimler... buyuleyici bir seruven. bunun parcasi olabilmek gercekten buyuk bir ayricalik. bunu hakkiyla, iyi, dogru yasamak icin; sonraki evrimlerin olusumuna katki saglayabilecek olmak ne buyuk bir erdem, mutluluktur bir fani icin.

    hayatimda duydugum en 'spirituel' sarki olabilir... evrenle ic ice, kendi atomlarindan evrene, evrenden ruhunun derinliklerine bir seslenis, marş, huzur veren ninni gibi adeta... tuomas'in yaptigi en pahabicilemez eserlerden...
  • konusu evrim'in varlığını kanıtlayan olgular olsa da richard dawkins'in kendini bununla sınırlamayıp evrimle bağlantılı pek çok farklı şeye de değindiği doyurucu bir kitaptır. kitapta ele alınan bazı ilginç konu ve görüşlere gelirsek:

    kitapta kedi ve köpeklerin evcilleşme süreci doğal seçilim-yapay seçilim ilişkisi bağlamında ele alınmış.

    yaratılışçıların herhangi bir canlıya mükemmellik atfeden zihniyeti platoncu idealizme(her canlı idealar alemindeki bir "ide" nin yansımasıdır) dayandırılmış.

    doğal seçilimde ödünleşme(trade-off) ve ekonomi kavramları evrimsel silahlanma yarışı konusuyla da bağlantılı olarak işlenmiş. örneğin; kalsiyum kaynakları sınırlı olan bir sıçanın dişlerine gönderebileceği kalsiyumu yavrularını beslemek için süte yönlendirmesi ve bundan dolayı dişlerinin daha kolay çürümesi yavrularını daha iyi besleyebilmek için verdiği bir ödündür. böylece sıçan kaynaklarla ilgili bir ekonomi yapmıştır.

    ayrıca dawkins, yaratılışçıların, "bir yargının bilimsel olarak geçerli olabilmesi için tekrarlanan deneylerle doğrulanması gerekir." görüşüne karşı olarak "nasıl ki tarihsel bir hipotezin kanıtlanabilmesi için deneysel bir yönteme başvurulup tarihsel olayın yeniden canlandırılmasına çalışılmıyorsa evrimin kanıtlanması için de bu söz konusu değildir. evrim de biyolojik yaşamın "tarih"idir. tarihsel bir hipotezin doğrulanması için elinizde tarihsel belgeler vardır ve ne kadar çok belgeniz varsa hipoteziniz o kadar sağlamdır. aynı şekilde evrimin "belge"si de hem fosiller hem de bugünkü canlıların evrimi kanıtlayan bazı özellikleridir." açıklamasını getiriyor.

    kayıp halka konusundaysa fosil bulmanın zannedildiği kadar kolay olmadığı, buna rağmen elimizde evrimi belgeleyecek yeterince fosilin bulunduğunu insanların sadece bunları müzelerde gidip görmesi gerektiği (bkz: aramaya inanmak) ifade ediliyor.

    dawkins, yaratılışçı görüşün "indirgenemez karmaşıklık" kavramına ise gözün evrimini de açıkladığı bir bölümle yanıt vermiş.

    ayrıca canlıların bugünkü anatomisinde evrimin bazı izlerini ve en çarpıcı örnek olan zürafada incelenen "fazladan yol kateden vagus siniri" örneğini vermiş.

    son olarak avrupa ülkelerinde insanların evrime olan bakışlarıyla ilgili istatistiklerin yer aldığı bir anket çalışması var. ülkemiz türkiye bu ankette evrime en az inanan ve insanlarla dinozorların aynı dönemde yaşadığına en çok inanan insanların yaşadığı ülke olarak yerini alıyor.
  • çevirmen kişi kitap hakkında, üzerine laf söylemenin haddimizi zorlamak olacağını düşünmemizi sağlayan şu sözleri sarfetmiştir:

    pek gururlu ve mutluyum! ufak bir ekip olarak çevirdiğimiz, richard dawkins’in son (ve şahane) kitabı “yeryüzündeki en büyük gösteri” geçtiğimiz haftalarda baskıya girdi ve fırından taze taze çıktı, simit gibi leziz, biz çevirdik diye demiyorum. dawkins çok ama çok güzel yazmış diye diyorum.

    bu kitabın bana düşen bölümlerini çevirmekten o kadar keyif aldım ki, umarım o keyfi siz de okurken hissedersiniz. insan çeviri yapınca her cümleyi anlamak zorunda kaldığından, şu paragrafı da hızlıca geçivereyim, şu kelime de herhalde bu anlama geliyordur diyemeden okumuş oluyor söz konusu yapıtı. işte o zaman yazarın dâhi beyninin kıvrımlarında dolaşıveriyorsunuz. (tabi bazen yaptığı bir kelime oyununu anlamaya çalışıp üstüne türkçe’de onu karşılayacak benzer güzellikte bir şey bulmanın derdi ile o kıvrımlı labirentte kaybolup, bölüm sonu canavarlarıyla filan dövüşmek zorunda olduğunuz da oluyor).

    dawkins’in ateizm odaklı kitaplarını okumuyorum, daha önce din konusundaki tavrını sert bulduğumu da söylemiştim. fakat bu kitap evrimin kanıtlarını anlatıyor ve gerçekten o kadar ustalıkla yazılmış, her şey o kadar güzel örnekler, analojiler üzerinden anlatılmış, öyle güzel argümanlar ortaya atılmış ki, kıskançlığımdan çatlayıverdim okurken de meren üç gün japon yapıştırıcısıyla parçalarımı topladı yerden. dawkins’e bu anlamda yeniden hayran kaldım.

    o yüzden utanmazca, yüzsüzce işte yapıyorum reklamını. alın, okuyun, okutun.

    sonradan önemli bir not: okursanız eleştirilerinizi bizden esirgemeyin lütfen! her türlü yorum ve eleştiri başımıza papatya tacı muamelesi görecek.

    http://www.biyolokum.com/…zundeki-en-buyuk-gosteri/
  • tek bir şarkı değil, tıpkı önceki iki albümdeki (bkz: dark passion play) (bkz: imaginaerum) the poet and the pendulum ve song of myself gibi birkaç parçadan oluşan bir kompozisyondur. nightwish diskografisinin en uzun parçasıdır.

    piyanolu kısmı, while your lips are still red ve sleeping sun ile birlikte nightwish diskografisinin en romantik şarkısı olabilir. bunlara neden bu kadar delirdiğimi her albümde her parçada bir kez daha anlıyorum.
  • sonundaki appendix bolumundeki bilgilerle bizleri uzen kitap. neden oldugunu ogrenmek icin oraya kadar okuyun da uzuntumuz azalsin biraz.
  • 1952 yapımı bir film.konusu yanılmıyorsam sirkte çalışan birinin düşüp sakatlandıktan sonra başından geçen hikayelerden oluşuyordu.imdb linkini vermem daha doğru olur sanırsam

    http://www.imdb.com/title/tt0044672/
hesabın var mı? giriş yap