• sıradan bir yemek programı olarak başlayıp fenomen haline gelen bir program. mesela 7. sezonun ilk bölümü 13,5 milyon kişi tarafından izlenmiş.

    bu kadar mı istikrarlı olunur arkadaş? adamlar istikrar abidesi, her bir program aynı şekilde başlıyor aynı şekilde bitiyor.

    biz henüz 5. sezonu bitirdik, 5 sezondur program bir gram bile değişmedi.

    3 bölümlük bir yarışma, birinci ve üçüncü bölümde yarışmacılar kendilerine daha önceden bildirilen bir ürünü kendi tarifleriyle yapıyorlar, ikinci bölümde ise kendilerine kısaltılmış bir tarif ve malzeme veriliyor, o tarife göre ürünü çıkartmaya çalışıyorlar. ikinci bölümde jüri üyeleri yarışmacıların ne pişirdiğini görmeden kör tadım yapıyorlar, diğer bölümlerde aralarda geziyorlar.

    1. ve 3. bölümlerde pişirecekleri tariflere evde çalışıp geliyor yarışmacılar, yani öyle çok bir zorlama yok. 2. bölüm oldukça zorlu geçiyor tabii ki. zor bir tarifi pişirmeye çalışıyorlar.

    jüri üyeleri mary berry ile paul hollywood isimli iki kişi. mary berry şu an 81 yaşında. yıllarca yemek kitapları vs yazmış ingiltere'de. paul hollywood ise pastacıymış. paul gıcık jüri rolünde, mary ise tonton teyze olarak yer alıyor.

    sunucuları ise mel ve sue ( mel giedroyc ve sue perkins). bunlar da okulda tanışıp senelerdir beraber çalışan komedyen bir ikiliymiş.

    en güzeli yarışmada büyük ödül vs. yok, birinci olduysanız aldığınız şey bir buket çiçek (ki bu 2. ve 3.'ye de veriliyor) ile üzerinde birinci olduğunuz yazan ayaklı bir pasta tabağı şeklinde kupa. birinci olduktan sonra ise ünlü oluyorsunuz bir de. sadece birinciler değil, yarışanlar da ünlü oluyorlar. kitap filan yazan ile yemek programı sunan gördüm ben.

    bbc one'da 7 sezon yayınlandıktan sonra bu sene channel 4'a transfer olmuş program ancak yukarıda adını andığım dörtlüden sadece paul hollywood channel 4'a transfer olmuş. diğerleri sadakatlerini bildirip geçmeyeceklerini açıklamışlar.

    insanlar değişimi sevmezler, ben de bu program için böyle düşünüyorum, programı ayakta tutanın öncelikle mel ve sue olduğunu düşünüyorum. çok güzel muhabbet döndürüyorlar, ince espriler yapıyorlar ve gerçekten komikler. yeni kanalında ancak iyi sunucu seçimleri ile ayakta durabilirler. bilemiyorum tabii ingiltere eğlence piyasasını vs., ancak kim gelirse gelsin gözler mel, sue ve mary’yi arayacaktır.

    sanırım bizdeki ver fırına bu formatın aynısı. çok ayrıntısını bilemiyorum ancak müziklerinin de aynı olmasından yola çıkarak formatın satın alındığını düşünüyorum. şöyle bir baktım ver fırına’da farklı olarak jüri koruması ile yarışmacıların tadımları vs. vardı. orijinalinde böyle şeyler yok. bu yüzden bir programda çok iyi olan bir yarışmacı bir sonrakinde elenebiliyor.

    eğlenceli bir program yani, bulabilirseniz izleyiniz, ben digiturk'ten takip ediyorum, çevirileri ise berbat.

    mesela date hem tarih/randevu hem de medine hurması anlamında kullanılıyor ya ingilizce'de, sesteşler yani, hurmalı bir tarif tadan ve beğenen jüriye aslında ben randevulaşmayı da sevmem dedirtebiliyorlar.

    program genelde hafif bir havada geçiyor, gerginlik yok, yok sen onu kazandın, onu geçtin vs. yok, zamana karşı yarışma var ama yetiştiremeyeni aşağılama yok, hiç bir yarışmacıyı aşağılama yok, sakin bir havada geçiyor program. ha bir de birinciyi açıklayacağız diye dakikalarca bekletmek yok. mutlu başlayıp mutlu bitiyor program. gerginlikten uzaklaşmak istiyorsanız birebir bu program.
  • home and entertainment kanalında yayınlanması ile ilk izleyişte kendisine bağlamıştır. öyle bizim yemekteyiz saçmalığı gibi değil.gerçekten güzel .kavga gürültü yok .pasta,kek ,ekmek ,kurabiye falan var mis gibi.

    önceki sezonları youtube de var ancak anlamadığım bir şekilde ülkenize bbc copyright vermediğinden diyip izletmiyor youtube. arkadaşım copyright vermeden bu ülkede nasıl tv de yayınlanıyor o zaman ?
  • ingiltere’nin yeşil çayırlarına kurulmuş devasa beyaz bir çadır altında ağırlıklı olarak ingiliz-avrupa menşeili tarifler ile ingiliz yarışmacıların (tabi ki zenci ve arap kökenli yarışmacı da araya serpiyorlar) hünerlerini ve yemek yapma kabiliyetlerini konuşturduğu yarışma.
    izlerken içinizi bir huzur kaplar. aynı zamanda acıkırsınız.

    “bu ne böyle ya?” dediğiniz ve annenizin “ben bunun daha güzelini yaparım” dediği çokça tarif barındırsa da yarışmacılar adeta evinizin birer bireyi olur.

    100 yıllık çınar kadar yaşlı görünen ama şıklığı ve bakımından asla ödün vermeyen maviş gözlü mary berry ve babamızın iş arkadaşı halit amca kıvamındaki paul hollywood’un jüri olduğu bölümlerli izlemesi güzeldir.

    bir de iki adet tuhaf ama sevimli sunucusu vardır; mel ve sue. masaların aralarında dolaşır ve hani yuvarlak keki kare kesersiniz de fazlalıkları atarsınız ya, heh işte onlar bunları filan yerler. yarışmacılara arada yardım ederler. çeşitli şaklabanlıklar yaparlar. ama şaka maka çok eski tariflerin kökenini anlatırlar işin uzmanının yanına gidip. yani bir bakıma da öğretici bir programdır.

    favori sezonum (kaç olduğunu unuttum) çekingen cincır andrew ve bedgörl gibi duran candice’in sezonuydu.
  • muhteşem seri. kesinlikle daha iyi bir yemek programı daha yok. sitelerden silindikçe bir şekilde erişip izliyorum. ama ne yazık ki her güzel şeyin bir sonu var. bakalım mary berry'nin istifası sonucu bizi neler bekliyor, kızların yeni program projesi ne olacak, dedikodular gelmeye devam ediyor. son durumlar çok heyecanlı ve bir o kadar üzücü. neyse, biz 7. sezonu izlemeye devam edelim. fakat ne yazık ki bu bir son.
  • kanser araştırmaları için bağış topladıkları ünlülerle çekilen yıllık özel bölümleri ilkbaharda çıkacak. bu seneki kadroda çok sevdiğim insanlar var nasıl bekleyeceğim bilmiyorum: reece shearsmith (inside no. 9), james mcavoy (buna açıklama yazarak james'e hakaret edemem), katherine ryan (komedyen) ve tom allen (komedyen). tamam tamam ağlamayacağım.

    gelecek bölümler için istek listem: steve pemberton, richard ayoade, olivia colman, greg davies, alex horne, romesh ranganathan, rose matafeo, andrew scott ve victoria coren mitchell. pls and tenk yuuuuu.

    programın kendisine gelecek olursam. normal bölümlerini izlemeye başlamıştım, birkaç sezon izledim ve bıraktım. bu program bana insanlıktan umut olmadığını ve dünyadan silinmemiz gerektiğini hatırlattı. neden mi? programı 5 dakika bile izlemiş olanlar bilecektir ki bu program dünya tatlısı insanlarla çekilen, rengarenk, yumoş yumoş bir program. insanın gözü gönlü şenleniyor pastaları kurabiyeleri gördükçe. peki benim sorunum ne mi? şu. eğer aptal gibi (ben yani) bölümden sonra twittera girerseniz ya da redditteki bölüm tartışması başlıkları açar okursanız böyle tatlı bir şeyi izleyen insanların bile ne kadar çirkefleşebildiğini görürsünüz. sırf kendi favorisi elendi diye diğer yarışmacılara hakaret eden mi ararsın? sosyal medyadan beyaz ingiliz olmayanlara saldıran ırkçıları mı ararsın? "şişko, git evine yediğin yeter zaten" tarzı yorumlar mı? kadınların jüri üyesiyle (paul) yattığına spekülatif kanıtlar sunup duranları mı? oof of!

    programdaki yarışmacılar birbirine sürekli yardım edip destek olurken ve program tamamen bu sıcak arkadaş ortamı hissinin üzerine kuruluyken izleyen insanların bu kadar negatif olması ciddi anlamda kafayı yememe neden oldu. yahu programın "ödülü" bile kek standı ve bir demet çiçek. bu kadar. katılanlar sırf orada bulunmak için, eğlenmek için katılıyor. zaten elenenler bile izleyiciler tarafından sevildiyse isterse aşçılık alanında ya da televizyonda iş bile bulabiliyor. yani şu kazanmadı da bu kazandı diye kudurmak için neden sayısı: 0. bu programı at yarışı gibi bahis oynayıp kim kazanacak diye izleyenler: aptal.

    mesela 2 yıl önceki sezonda bir kadın elendi. nefret ediyordu herkes kadından açık açık aşağılayıp duruyorlardı. kadından nefret etme nedenleri de trajik. neymiş çocuklarından çok bahsediyomuş. ee ne var? aynı sezonda bir adam da çocuklarından bahsedip duruyordu ama ona laf yok. neyse ben buraya cinsiyetçilikten bahsetmeye gelmedim. sinirlerim dayanmıyor. ne diyordum? he bu çocuklarından bahsetme cüretinde bulunan boş(!) kadın elendi. reddite "siktir git" yazısıyla süslenmiş hareket çekme gifi attılar. bu ne şimdi? bunun için mi izliyorsunuz gerçekten? 13 yaşında mısınız? lan burda kek yapılıyo kek. kek. keeeek! pasta! krema! bazı insanların 1 saat boyunca bunları izleyip de sonrasında yapmaya motive oldukları tek şeyin macaron değil de bilgisayarın başına geçip millete saldırmak olmasını ben sindiremiyorum arkadaş. yani televizyonda winnie the pooh'u, paddington'ı falan görüp ilk işi twittera "bıktım bu orospu çocuğu ayıdan" yazmak olan insanlardan topluma ne yarar gelebilir? aynı hesap.

    bu sene de bir yarışmacıyı sosyal medyada saldırarak ağlatmışlar, izlemedim, bilmiyorum neden. ama şaşırmadım yani. her sene böyle birkaç kişi seçip ağzına sıçıyorlar. aferim. böyle devam.*

    noel gibi tatlı birine bile nasıl bok gibi davrandıklarından da zamanında bahsetmiştim: #67171148. katlanamıyorum ya. bake off'un izleyici kitlesi bile böyleyse bu dünya neyin hatrına dönüyor arkadaş? programın adını görünce bile içim daralıyor artık. yazık. artık yalnızca entrynin başında bahsettiğim ünlülerle olan özel bölümlerini izleyebiliyorum. gerçekten yazık.*

    tavsiyem izleyeceklerin asla yorumlara bakmadan izleyip kafa dağıtması. güzelim programı ziyan edip aptal insanlar yüzünden tadınızı kaçırmayın.
  • yemekteyiz tam varoş işi ya. yaz başında sezon olarak eskileri yayınlamaya başladılar. yeni sezon 24 ünde a dostlar! mısırınızı hazırlayın parti var
  • reality show'lara ayar olan biri olarak beni kendisine çekmiş, yemiş, bitirmiş muhteşem ötesi bir çalışma.

    bir kere sözlükteki wholesome sözcüğünün karşılığı bu show. cok tatlı, gürültüsüz, şamatasız, kavgasız, tartışmasız...
    görev veriliyor, yapıyorlar ve sonrasında ağzınızın suyu aka aka izliyorsunuz.

    her bölümde yarışmacılar üç tane ürün ortaya çıkarıyor. 1. ve 3. ürünler bir hafta önceden genel hatlarıyla yarışmacılara bildiriliyor. 2. ürünse sürpriz, sadece kategorisi biliniyor. her hafta sonu bir bölüm çekiliyor. her bölümde haftanın fırıncısı (pastacısı) seçiliyor, her hafta bir kişi eleniyor.

    bu kadarı her reality show'da aynı zaten.
    farklı olan kısmı kuyu kazmaca, kavga-dövüş yok; yarışmacılar büyük oranda sezon bittikten sonra bile arkadaşlıklarına ve iletişime devam ediyorlar. her bölümün sonunda damakta güzel bir tad kalıyor.

    ben direk tepeden 6. sezondan daldım.
    çok sevdim.
    şimdi ilk sezondan itibaren baştan izlemeye başlayacağım.
    özellikle çalışırken bir yandan açıp izlemelik; kısıtlı yemek bilgisiyle yarışmacılara taktik vermelik güzel bir show.
    tavsiye ederim illa ki.

    9/10
  • yeni sezonunu noel fielding** ve sandi toksvig'in sunacağı program. yeni jüri üyesi de prue leith.

    sadece comic relief için çekilen, ünlülerin yemek yaptığı bölümlerden birini (david mitchell için) izlemiş biri olarak merakla bekliyorum.
  • (bkz: huzur)
  • zaten 5 çeşit yemeği olan ingilizlerin 10 senedir dönüp dolaşıp aynı yemekleri yaptığı vasat program. eski sezonlardan liam isimli yarışmacı hackney'de müşterimdi mahallede david beckham muamelesi görüyordu yarışma yüzünden kerhaneci.
hesabın var mı? giriş yap