the departed

• --- spoiler ---
  amcasının öldüğünde konulduğu tabuta kadar araştıran ve ailesinde herkesin bi şekilde suça bulaştığını bilen polis departmanı leonardo'yu polis olarak kabul etmezken, çocukluğunda costello'nun yanında araba tamirciliği yapan matt'in nasıl olupta geçmişini hiç araştırmadan polisliğe kabul ettiği ve inanılmaz hızlarda terfiler verdiğini anlıyamadım doğrusu.
  --- spoiler ---
• yapımcılar arasında yer alan brad pittin oynamaması yüzünden iç buran film...
  
  --- spoiler ---
  
  fucking (senaryonun yarısını biliyorsunuz artık)
  
  --- spoiler ---
• boston'daki fare problemine dikkat ceken film.
• arkasından soru işaretleri bırakan film.
  
  --- spoiler ---
  
  sarı zarfın içinde ne vardı? kız aslında kimden hamile kaldı gibi.
  
  --- spoiler ---
• yıllar sonra ilk kez izledim ve çok önemli bir sahneyi kaçırmışım veya eksik izlemişim. şimdi görünce sinir krizi geçirdim
  --- spoiler ---
  
  leonardo di caprio'nun oynadığı embesil, kimliğini geri almak için emniyete gidiyor. ve matt damon ona gerçekten kimliğini vermek için odaya girip evrakları hazırlıyor.
  
  bu sırada leonardo evrakları görüp matt damon'ın köstebek olduğunu anlıyor.
  ve kaçıyor.
  
  evet. beyinsiz kaçıyor. gerizekalı orospu çocuğu kaçıyor. gerçekten kaçıyor.
  1 dakika sonra evraklarını alıp yeniden resmi bir polis olacakken, o embesil kaçıyor. kalıp, kimliğini kazanıp zaten köstebek olduğu adamı bildirmek varken kaçıyor. kaçıyor. kaçıyor.
  
  gerizekalı mahluk kaçıyor.
  allah belanı versin. iyi ki gebermişsin.
  
  --- spoiler ---
• --- spoiler ---
  madolyn cd'yi dinlerken, tam sullivan'ın duştan çıkıp "nedir?" diye sorduğu ve hanfendinin "bittin oğlum sen" bakışı attığı sırada,
  cd kaydında seyircinin duyamadığı saniyelerde şu diyalog dönmektedir:
  -do you like little miss thing sucking on your cock?
  -yes, yes i do...
  -so earn it... i'm gettin the...
  ***pıççuk - jack çıkar*** (seyirci duymaya başlar)
  -...we got a cop in my crew
  
  işte kaltak bu yüzden sinirlenir
  --- spoiler ---
• hicbir filmde bu kadar cok adam olumune guldugume hatirlamiyorum. beyinler dagiliyor, hortumla kanlar fiskirtiliyor, butun salon kahkahalar icinde. nasil bir atmosfer yaratilmissa artik, baldwin'le wahlberg'in muhabbetinden sonra bir daha toparlanamadik zaten. ben de benzer bir enseye tokat gote parmak samimiyetine guvenerek, zarfin icinde ne vardi ne vardi diyenlere de essegin ziki vardi demek istiyorum.
  
  --- spoiler ---
  belli wahlberg-kadin-damon ucgeninin kurulmasina yaramis. dicaprio'nun asil derdi de damon'un tutuklanmasi degil, kimliginin geri verilmesiydi, o yuzden teke tek adamla yuzlesmistir. lakin madem zarf, wahlbergle kadin arasindaki baglantiyi kurdu, dicaprio neden wahlberge direkt gitmedi? belki adam kaptanin olumuyle iyice kafayi yedi, ancak boyle bir sekilde yardim edebildi. fbi olaylari falan zaten tamamen muallak, kendimden bile suphe ettim, her an birinin muhbiri olabilirim diye.
  --- spoiler ---
  
  ha bir de, sondaki hayvan da fare degil sican, filmdeki rat muhabbetine ithafen. onunla verilmek istenen daha derin bir mesaj oldugunu da sanmiyorum. yani suyunu siksan belki "aslinda hepimiz farkli hayatlar yasayan ikiyuzlu yaratiklar degil miyiz; bu yuzden her bir hayatimizda bir digerinin rat'i olmuyor muyuz, daglar oyy oyy oy kardes oyy" mesaji cikabilir diyecegim ama benim tanidigim, yillardir koyun koyuna buyudugum scorcese bunlarla kafayi yoracagina 35 fuck'li bir cumle kurup gitmistir.
• --- spoiler ---
  
  filmden çıktığımızda "olum bir an kameramanı bile vuracaklar zannettim filmin sonunda" yorumu yaptığımz, herkesin hereksi öldürdüğü bir film
  
  --- spoiler ---
• suclu ya da polis olmanin hicbir onemi olmadigini deklare eden film. zira, dolu bir namlu ile karsilasildiginda "son"larin ayni oldugu betimleniyor.
• jack nicholson'un bu dünyaya oyunculuk için geldiğini, sinema için yaratıldığını kanıtlayan film. sürükleyici bir martin scorsese filmi.
  
  --- spoiler ---
  
  + do you know john lennon?
  - yes, he was the president before lincoln.
  
  --- spoiler ---
  
  ve tabii;
  (bkz: comfortably numb)