• fitzgerald'in 1922'deki romani ilk ciktiginda huzurevindeydim, katarakt yuzunden okuyamamis, iyice huzursuzlanmistim. sonra tam gozler iyilesmisken harf devrimi oldu, daha da bir huzursuzlandim. emekliligimin bittigi ve siyasete basladigim yillarda zar zor latin alfabesini ogrendim, tam okuyacakken bu sefer serbest cumhuriyet firkasi kapatilinca hapsi boyladik. cikinca kibris harekatina yolladilar, sonra askerlik cagim daha gelmemis diye oradan kovuldum. velhasili kelam bir turlu okumak nasip olmadigindan filminin cekilecegini duyunca sevincten delirdim. fakat fincher efendi kimbilir kimin kaprisi yunden bunu 2008'e erteledi ve artik ailem sinemaya gitmeme izin vermiyor. nedir bu cektigim kardesim; fincher milletin romaniyla ugrasacagina gelip benim hayatimi cekse yuzyilin trajedisi olur
  • olağan üstü olmasa da güzel olan fantastik bir film.

    --- spoiler ---
    o değil de daisy'nin kaza sahnesi cidden güzel kurgulanmış.
    ama sanırım, ayakkabı çözülmeseydi; kamyon önce geçseydi; adam saatini kurup beş dakika önce kalksaydı gibi detaylardan medet umana kadar; daisy dans edip döne döne karşıdan karşıya geçeceğine, önüne baksaydı; daha doğru olurdu. *

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    daisy'nin kızının 13 yaşındayken annesinin dans okulunda benjamin ile karşılaşmasının anlatıldığı sahnenin biraz öncesinde "anne, bana dans ettiğini hiç söylememiştin" dediği filmdir. hadi diyelim o olayın ertesi günü annesi dans okulunu kapattı ve bir daha danstan söz etmedi. e yine de insan unutur mu onca sene annesinin yaptığı işi, dükkanı falan..

    bunun haricinde, böyle sıradışı bir konuya göre kurgusu oldukça tutarlıydı.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    new orleans'dan new york'a gidip kötü yola düşen daisy hamile kalır.
    çocuğu birine çakabilmek için bir hikaye yazar.
    hikayeyi yazarken ipin ucu kaçar ve olaylar gelişir.

    --- spoiler ---
  • tamamen turk kulturunden calinti bir hikayeye sahip film..ne yazik ki nasreddin hoca gibi, dede korkut gibi yine biz kendi kulturumuzu pazarlayamadik, elin gavuru sahiplendi...
    halbuki bir ferzan ozpetek, bir nuri bilge ceylan, hatta cagan irmak soyle bir film yapabilirdi;
    (bkz: the curious case of ajda pekkan)
    ne yazik...
  • akla can yucel'in hayati tersten yasamak ını akla getiren filmdir;

    yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.
    şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel
    hatta mükemmel olurdu.
    nasıl mı?

    cami' de uyanıyorsunuz. bir tahta sandık içersinde,
    herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar
    helal edilmiş vaziyette.
    tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı
    olarak. herkes etrafınızda, büyük bir itibar,
    iltifatlar, çocuklar, torunlar hepsi hazır.
    arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
    doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya
    üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.
    ne güzel, hazır maaş, hazır ev...
    altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur
    içinde yaşıyorsunuz.
    sağlığınız gittikçe düzeliyor
    kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
    bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk
    başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol
    saati veriyor patronunuz..
    ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir
    makamdan tecrübeli bir insan olarak işe
    başlıyorsunuz.
    herkes karşınızda elpençe divan...
    vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de
    başlıyor.
    gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz
    diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....
    aman ne güzel günler başlıyor...
    derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen
    daha iyi olur diyor.
    bu arada babanız ortaya çıkmış, "fazla çalıştın"
    diyor "artık eve dön, işi bırak, okumaya başla,
    harçlığın benden olsun..."
    keyfe bakar mısınız ?
    okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor
    ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor.
    partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.
    derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye
    başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık...
    günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde
    otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar...

    mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
    bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık
    yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
    derken anneniz bir gün size süt verme kararını
    alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
    mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.
    bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama
    giriyorsunuz.
    beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir
    kordondan besleniyor sıcacık yumuşacık gürültü ve patırtısız
    bir ortamda yaşıyorsunuz.
    küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini
    alıyorsunuz.
    ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatiniz
    bitiyor....
  • google translate şu şekilde çeviriyor türkçeye:

    "benjamin ve meraklı durumda düğmesi"

    edit: düzeltmişler.
  • --- spoiler---

    - good night benjamin...

    - good night daisy...

    --- spoiler ---
  • müthiş hikayesi ve oyunculuklarıyla şimdiden klasikler arasına girmeyi hakeden david fincher filmi. ancak yine de içime sinmeyen birşeyler var filmde, paylaşmadan edemeyeceğim. farz-ı misal bu kadar sıradışı bir duruma sahip olan benjamin'e herkesin gayet normalmiş gibi davranması. mübarekler sanki her gün büyüdükçe küçülen, adamlarla karşılaşıyorlar. hepsinde bir 'benim kaynımda da var aynısı' edası. ulan fıtık değil ki bu herif. fıtık ederler adamı ya...
  • brad pitt ve cate blanchett'in makyajlarına kusur bulmak mümkün değil.
    lakin benim karşı çıkmak istediğim nokta, bir sinema filmi için makyajla yaşlandırılmış iki insanın bu hallerini "yaşlanınca nasıl olacaklarını gördük" mantığıyla yorumlamak. zira insan yaşlandıkça yüzünde oluşan tek değişiklik derinin kalınlaşıp kırışıklıkların ortaya çıkması, kılın-tüyün-saçın beyazlaması değildir. insanlar yaşlandıkça kilo alır-verir, burun, dudak ve çene yapıları önemli ölçüde değişir, diğer kemiklerde olduğu gibi yüzü ayakta tutan kemiklerde de aşınmalar meydana gelir.. vs.

    bunun yanında brad pitt'in teenage halleri gerçekten kusursuzdu.
    çünkü brad pitt o yaşlarda nasıl görünüyordu, bunu biliyoruz.
    fakat yaşlandığında nasıl görünecek, işte bunu hiçbirimiz bilmiyoruz.

    20 yıl sonra tekrar görüşelim.
hesabın var mı? giriş yap