• nihayet çevirmiş olduğum kitap. fakat telif haklarını elinde bulunduran yayınevinin uyarısından dolayı, metni internet ortamından kaldırmak zorunda kaldım. gerekli bilgiyi almak için özelden ya da parca49duyurusu@gmail.com'dan ulaşabilirsiniz. üzgünüm, okumak isteyenler artık yayımlanmasını bekleyecekler.
  • kitapta toplamda 49 kere lot kelimesi geçmektedir (plot gibi kelimelerin içindeki lot'ları da sayarsak.)
  • ithaki yayınları tarafından nihayet basılan roman.
  • bu kitabı bir doğumgünü hediyesi olarak alırsanız bilin ki; sizi sevmeyen, işkence etmek isteyen, mangal üstüne düşen et cızırtısı sesi çıkarmanızı bekleyen biridir hediye eden kişi. onunla dostluğunuzu kesin hemen. thomas pynchon adlı kim olduğu tam da bilinemeyen amerikan karşı kültür edebiyatı dahisinin ikinci long play çalışması, neyin gerçek neyin ilüzyon olduğu üzerine, paranoya üzerine, 60'lardaki uyuşturucu etkisinin üzerine, varlığı bir türlü açıklığa kavuşmayan w.a.s.t.e. adlı yeraltı posta örgütü üzerine, karşı jakoben tiyatro oyunları üzerine, pullar üzerine ve eski sevgilinin muhtemelen hazırladığı tamamı komplo teorisinden oluşmuş gizli örgütler üzerine the paranoids adlı hippi olan grup üzerinden, yazarın tamamen bu kültürü ters yüz edip yerin dibine soktuğu davranış bozuklukları üzerine, termodinamik yasalarının ikinci maddesini alaşağı edecek maxwell's demon teorisi üzerine sonuca ulaşmayan bir metin. kelime oyunlarının şahı bakınız nasıl karakter isimleri kullanmış: başrolde oedipa maas, genghiz cohen, psikiyatrist rolünde dr. hilarious, ölü eski sevgili rolünde pierce inverarity.
    kitabı en az üç kere okuyup 'allah allah, bu da ne kardeşim' dediğiniz anda gidip gravitys rainbow'u almak üzere sizi dürtükleyen sol omuzunuzdaki kötü meleğe 'tamam' diyorsunuz. onu da bi hamle okuyayım demekle olmuyor tabii. emekliliğinize saklayın don delillo'un underworld'ü ile birlikte bir süre çamaşırların uçuşmasını önlemek üzere mandal olarak kullanın ki fonksyon içeriğin önüne geçsin. böyle de bir zonta nesil yetişti. o nesle aidim şahsen *.
  • ithaki yayınları tarafından 49 numaralı parçanın nidası adıyla, çevirisi basılacak roman.
  • adının ne anlama geldiği ancak son sayfada anlaşılan kitap. o kadar şaka - ciddi, gerçek - yalan arasında gidip geliyor ki, pynchon son sayfada "dalga geçtim sizinle arkadaşım, yok kitap mitap,hadi dağılın" yazmış olsa hak verirdim. ayrıca, zamanında kitaba defalarca (en az 3-4 kere) başlayıp ilk 15 sayfayı geçemediğim için bıraktığımı, kitabı aldıktan ancak 5 yıl sonra okuyabildiğimi söylemek isterim. yani başları zor geliyorsa pes etmeyin, çünkü ilerledikçe daha güzelleşecek, ama daha da zorlaşacak.

    --- spoiler ---

    -he's going to die.
    + who isn't?

    --- spoiler ---
  • oedipa maas adlı karakterin, tristeronun gizemini ararken aslında kendini tanımaya çalısmasını anlatır. gerçekle kurgu arasında gidip gelen olaylar dizisinin hangisine ait olduğu romanın sonunda bile anlaşılmaz. oldukça sürükleyicidir, ama thomas pynchonın bilinçli bir şekilde cümleleri dolandırmakta, bir yöne bakan cümle bambaşka bir yönden çıkmaktadır. dönüp dönüp neydi bu yaa diye tekrar okursunuz.
  • bir thomas pynchon kitabı. ilk kez 1966 da yayınlanmış.
  • çok karışık ve yorucu bir roman. sevemedim. ısınamadım. daha doğrusu başlarda ısınmıştım ama her sayfada biraz daha soğudum. bu kadar çok sevilen ve başarılı bulunan bir romanı hiç sevmemiş olmam ya kültür farklılığındandır, ya çeviri problemidir. ya da ne yazık ki sorun bendedir.
  • ithaki yayınlarının artık basmadığı kitaptır. ben şahsen nadir kitap aracılığı ile bir sahaftan aldım. ikinci dünya savaşı sonrası abd halkının yaşadığı kişilik problemlere değinen kitaplar, filmler her zaman ilgimi çekmiştir. hatta bu kitabı almamdaki en büyük sebeplerden biri de arka kapağında abd halkının yaşadığı problemlerden bahsetmesidir.
    kitabı açınca ilk bölümü çok net geldi. kafan çok dağınık değilse hikayeyi oturtmaya çalışıyorsun fakat sonraki bölümlerde kafan ne kadar dağınık olmasa da pantolonu yerde, yorganı toplanmamış, bilgisayar masasının üstü içilmiş kutu kolalar, yenilmiş pizza artıkları kaynayan bir ergen odası gibi oluyor.
    bir gün yapı kredi yayınlarında çalışırken kazım taşkent serisi benim sorumluluğumdaydı. tabi o zamanlar toydum. pek bilgim yok. çok kibar, entelektüel abiler geliyor seriyi incelemeye. sohbete girip bir şeyler kapmaya çalışıyorum. bir tanesi eline james joyce'un ulysses'ini alıyor. bak evlat bu kitap var ya nirvana. bu kitabı hemen okuma. yeri gelince oku. altyapını hazırla. şimdi dalarsan boğulursun demişti.
    işte 49 numaralı parçanın nidası da bende bunu uyandırdı. kitabı bitirdim bir şekilde ama hiç bir şey yok şu an aklımda. 5 yıl sonra yeniden okumak için kitaplığa kaldırdım. büyük ihtimal o zaman da anlamayacağım. belki de olay anlamak değil.

    zor kitap vesselam.
hesabın var mı? giriş yap