• hani doneme uygun giden gruplar vardir ya, ergenlik donemimde o asiligimi limp bizkit, ratm, sum41, korn ile gecirirken the cranberries de yanda hep olur, beni dengelerdi. simdi yillar sonra her birine yeniden bakiyorum da o gruplar sadece o donemde guzelken the cranberries ne kadar zamansiz bir grupmus onu daha iyi farkettim. ilk 4 albumun her biri ayri guzel ve zengin, arabamda albumlerini tekrar tekrar dinliyorum ve dolores`in sesine daha baska bir asik oluyorum. hep hatirlanmasi, hatirlatilmasi gereken dunyanin en iyi gruplarindan.
  • seneler once blue jean denen dergi mevcutken cranberries'in oldugu mix bir cd vermislerdi. icinde video kliplerin derlemesi vardi. butun yaz tum klipleri izleyip sarki sozlerini tercume etmistim. daha 12-13 yasinda sarkilarini anlayacak yasta degildim ama dolores'in sesini cok seviyordum. neyse keske o zamanlara donebilsek, her sey cok daha iyiymis. simdi sarkilarini ve sozlerini anlayrak dinleyince nasil buyuk bir gruplarmis daha iyi anliyorum.

    edit: bu arada dergi koleksiyonum durmakta. dergileri saklayarak buyuk is yapmisim. ayni sekilde sinema dergileri de duruyor. simdi her sey tirtlasmisken arada bakip gecmise gitmek en azindan iyi bir sey
  • liseden mezun oldum yada son senem 2001 - 2002 yılı bir iş hanının 7. katında internet cafe var ve çoğu zaman çalışmıyor asansörü deli gibi koştura koştura çıkıyorum o merdivenleri gidip ra2 - wc3 - fm yada cm oynayacağız diye.

    işte o zamanlar track 4 adında bir şarkı var ne olduğunu kimin söylediğini bilmediğim alıyorum loop'a dinliyorum sabah akşam aynı müziği söylüyorum dilimin döndüğünce belki haftalar yada aylar geçiyor ben sürekli aynı şarkıyı dinliyorum ne olduğunu bilmeden.

    gel zaman git zaman ben bu şarkıyı dinlemeye devam ediyorum, şimdi maden mühendisi olan bir arkadaş ile o zaman otururken kulaklıktan bu şarkıyı duyuyor oo diyor cranberries dinliyorsun ha?

    belki de hayatımın en önemli anlarından birisi oluyor benim için bu, ney cranberries mi o kim? nasıl bir şey? neyin nesi? diye ardarda onlarca saçma sapan soru ile birlikte arkadaşın bildiği kadar anlatmasını istiyorum. bildiği pek bir şey yok ama işte zombie diyor ira diyor bunlar kalıyor aklımda ve the cranberries.

    o zamanlar böyle video-mp3 paylaşımı filan bu kadar etkin değilken enteresan yerlerden bulduğum kadarı ile kliplerini - şarkılarını izliyorum - dinliyorum elimden geldiği kadar anlamaya çalışıyorum bu şarkıları.

    her bulduğum şarkısında daha bir seviyorum, daha fazla tutuluyorum, daha bir aşık oluyorum gruba, dolores'e, şarkılara, cranberries'e.

    gel zaman git zaman yıllar geçiyor lise bitiyor üniversiteye başlıyorum ne cranberries'i bilen var ne bir şarkısını beğenen yada bana denk gelmiyor, bir bilgisayarcı da çalışıyorum mp3 yaptırmak çok meşhur o zamanlar bir tane eleman geliyor yaşı genç daha liste veriyor bir bakıyorum şarkılardan birinde zombie yazıyor gözlerim parlıyor bak diyorum bende bu grubun şarkılarının hepsi var veriyorum dinle diyorum hepsini, para istemez diyorum sadece dinle beğen o bana yeter. neyime güvenip yapıyorum bunu oda bilinmez.

    müzik çalma özelliği olan ilk telefonumun (yaklaşık 5 senedir) bugüne kadar değişmeyen zil sesi just my imagination oluyor yada ne bileyim sabahları okula \ işe gitmek için uyanmamı sağlayan alarm sesi ridiculous thoughts açılıştaki o güzel tını ile uyanmam derseniz zaten twister deyip bir güzel kendinize getiriyor dolores sağolsun.

    facebook'un ilk zamanları bulduğum her cranberries sayfasını beğeniyorum çok bilen eden yok bakıyorum bir arkadaşlık isteği gelmiş kimmiş bu derken noel hogan olduğunu öğreniyorum. inanmıyorum kendisinin olduğuna çakma hesaptır diyorum, konuşuyoruz bir süre zamanla kendisinin olduğuna emin olduktan sonra ne yazık ki çok sürmüyor hesabı kapatıyor ama o kısa muhabbetin bile yeri apayrı kalıyor bende.

    36 entryim olan sözlükte en üzgün olduğum zamanlardan birisini not ediyorum #15823963 buraya daha önceleri bilseydim, daha erken tanısaydım da keşke gidebilseydim bu konserine. daha sonraki konser mi? hiç girmeyelim bile o konuya.

    sağda solda muhabbeti dönüyor bende yazarım diyorum sözlükte nickin ne diyorlar veriyorum nasıl yazarsın sen diyorlar neden yazmıyorsun yada uzun zaman önce yazdığım #14754655 bu enrty'i gösterip hmm diyorlar. bende diyorum ki bu kadar uzun süre sonra bir şey yazacaksam benim için önemli olan bir şey olsun. pek tabi bu başlıktan başkasının olamayacağını düşünüp karalıyorum kendimce bir şeyler. 2 senedir her gün saatlarimi harcayıp tek bir şey yazmadığım sözlüke benim için çok anlamlı bir başlık ile tekrar merhaba diyorum.

    yeni albümleri çıkmadan yazmalıyım kesin diye içim içimi yiyor ama yazıyorum sonunda elimizden geldiği kadar.

    yeni şarkılarını çok merak ediyorum ne olursa olsun beğeneceğimi düşünüyorum bu yeni şarkıları da.

    eski şarkıları mı? her birinin yeri ayrı her birini seviyorum tek tek anlatmak istesem nereden başlayıp bitiririm bende bilmiyorum o yüzden böyle üstü kapalı geçip gidiyorum ayrı ayrı değerlerini vererek.

    grubun alması gereken övgünün çok altında kaldığını düşünüyorum, ama biz cranberries hayranları için sanırım böylesi çok daha iyi öyle herkesin bildiği ortalık gruplarında olmaması her zaman daha çok işimize geliyor gibi.

    iyi varsın dolores, noel, mike, fergal.

    iyi varsın the cranberries.
  • her şeyin eskisi gibi olduğu günleri özlüyor musunuz?

    harçlık veren kişi değil de harçlık alan kişi olduğunuz; babanızın asla hasta olmayacağına inandığınız, aşka dair inançlarınızın kaybolmadığı, henüz sayısı tek olan yeğeninizle birlikte misafirliklerde yerlerde yuvarlanmanızın abes karşılanmadığı günleri?

    the cranberries biraz da bunlar demek benim için... söylenebilecek diğer her şey söylenmiş zaten şu ana kadar.

    biraraya gelmişler. tıpkı eski günlerdeki gibi... sesini özlemişiz dolores, grubunuzun o tatlı ismini özlemişiz, yaşattıklarınızı, ifade ettiklerinizi özlemişiz.

    yeni albümünüzün beğenilmeme ihtimaline rağmen, "cranberries çok bozdu yae" denecek olma ihtimaline rağmen; sırf bunu diyebilecek insanların olduğunu bilmenin verdiği mutluluk bile yeter.

    gelin hadi.

    çok bekledik...
  • hayatima anlam katmis, essiz bir grup. efendim bundan yillar oncesi, zombieyi bilmeme ragmen, bury the hatchet la beraber tanimistim kendilerini. promises caliyordu o zaman radyolarda. animal instinct den bir onceki single. bu nedir ki boyle demistim. ne kadar guzel bir sarki boyle. muzik cok guzel, sozler cok guzel falan. o aralar harcligimdan biriktirip falan 2 haftada bir kaset falan aliyorum ki dersane oncesi ya da dersane cikisi eve gidiyorken falan walkman imde dinleyeyim. o zamanlar ipod ne olaki... gittim bury the hatchet i satin aldim. sonra birsey oldu. doga ustu gibi. surekli dinlemeye koyuldum. birakamiyorum kaseti elimden. walkman den cikartamiyorum kasedi. buyulendim dolores in sesinden. gittim oteki albumlerinin kasedini aldim ilk is olarak. internetten de bulabildigim kadar mp3 lerini buldum. dial up ile ne kadar indirebilirsem. dinlemeyi birakamadim bir turlu. surekli farkli bir sarkisindan buyuleniyor defalarca dinliyordum. anladim ki hayatimin onemli bir parcasi haline geliyor cranberries. zamanla en sevdigim muzik toplulugu haline geldi cranberries. dolores aldi benden beni, bana seni gerek seni. bu sefer grubun gecmisini arastirmaya koyuldum. baktim neymis bunlar diye. sonra dusundum, ne guzel yapmislar dolores i gruba dahil ederek. onsuz olmazdi ki.

    her modda dinleyebileceginiz sarkilara sahip cranberries. iddiali degilim ki dunyadaki en guzel muzigi onlar yapiyor. kendilerinin de oyle bir iddiasi olduklarini dusunmuyorum. elestirenler olabilir akorlar ayni vs. diye ama farkli be arkadasim sarkilar. duygulari farkli, hepsinin yeri farkli. hepsi ayri bir dunya yaratabiliyor insana. kendinden gecirebiliyor, sozlerinde kaybedebiliyor insani. duygulandirabiliyor, neselendirebiliyor, aglatabiliyor. baglaiyor bir sekilde kimisini.

    neseliyken aciyorsunuz bir just my imagination, vay efendim huzunlendiniz empty dinlersiniz. zombie dinleyince herkese etkisi farkli. ben muzigi dinliyorum. daffodil lament te dunyanizi unutup, rebels da dolores e asik oluyorsunuz. sevdicege isterseniz close to you cover ini dinletin dolores in sesinden. eski sevgilinize linger ile isyan edin. iliski sonrasi no need to argue dinleyin, aglayin isterseniz. ben dolores in sesini dinlicem demek isterseniz ave maria dinlersiniz pavarotti ile dolores dueti. savasi animsarsiniz bosnia ile, uzulursunuz. vay efendim akorlar ayniymis. ben dinleyince hepsinin yeri ayri bana.

    guzel muzik + soz istiyorum derseniz how dinlersiniz, hizli dinlicem derseniz delilah dinlersiniz, hollywood dinlersiniz. daha sayacak cok var tabi. sakinlestim ben derseniz put me down dinlersiniz. yine dolores buyuler sizi.

    kimilerine gore yasam tarzi olabilir iste the cranberries. kendi sarkilarinin yanina coverlari vardir yaptiklari. yesterday's gone vardir tadindan yenmez.

    them dinlersiniz, yine buyuler sizi bir ses.

    sozlerinin buyuk bir cogunda dolores o'riordan burton adli saheserin imzasi vardir.

    konserine gidersiniz. ` :5 kasim 2002 the cranberries istanbul konseri` hayran hayran bakarsiniz kendisine. keske size gelse merhaba dese. yetecek olur size. az kaldigini dusunursunuz sahnede. sonsuza kadar kalsa ya dersiniz. hayatinizin bir parcasidir cunku. belki mukemmel muzik yapmiyorlardir. sanatci degilim, gitar falan almadim elime, hak verebilirim. fakat o duyguyu kimse inkar edemez bana. sozlerdeki carpiciligi, yorumu kimse inkar edemez. the cranberries i ozel kilan da budur. populer olma derdi olmadan muzigini yapar, sarksini soyler.

    vazgecemegidim, vazgecemeyecegim, sahane gruptur the cranberries.
  • "her şeyi ben bilirim" adamcıklarının beğenmediği taş gibi grup.

    (bkz: electric blue)
  • ölene kadar seveceğim müzik grubudur. dolores'in sesi kulaklarımın duyduğuna şükretmeme sebeptir. nedenini bilmem ama twenty-one'ın yeri ayrıdır. shattered parçalar, just my imagination alır götürür, delilah bağıran kendinizmişçesine içinizi döktürür, no need to argue sakinleştirir, electric blue eyes hipnoz eder vs vs. seviyorum, seveceğim.
  • dolores hep benim güzel ve genç anneme benzer. annem belki artık genç değil; ama hala yanımda ve bence hala çok güzel. cranberries ise öyle her zaman yanımda değil belki; ama hala çok genç benim için. hala değerli ve değerli olmaya devam edecek. does anyone care?
  • bir hikayem var benim bu grupla, bir derdim var, iki dakika kelamım var cümle aleme ilan edecek, her gün dinleyecek birkaç şarkım var bu gruba ait, unutulmayacak sözleri(m) --- ki artık benim de sözlerim onlar ---, üç beş maruzatım, dinlerken içilecek bir kupa çayım, bir atımlık sigaram var. ama salt kelimelerin oluşturduğu ham tanımlar çok da özel değil, çok da yeterli değil.

    herşey aslında ortaokul yıllarının sonlarına doğru zombie ve animal instinct ile devrin en şaşaalı şarkılarından ve cranberries'in en ortalama(güzel olmadığı anlamına gelmiyor) şarkılarından ikisiyle başladı. daha da eskiydiler ancak, biz o zaman şey ettik * bunları.

    tek tük dinledik, tek tük sevdik. ta ki bir kurt içimize düşüp de, yahu bu adamların popüler mainstream parçaları dışındaki işleri nasıldır nedir ne değildir diyene kadar.

    onları 3 am, 2 c, 4 e akoruyla sınırlayanların cranberries müziğindeki pek çok ögeyi kaçırdıklarını düşünüyorum, ki kimi parçalarının gitar notalarını/akorlarını guitar pro'dan bakıp çalabiliyor oluşunuz, o müziği basit ve kalitesiz yapmıyor, kaldı ki böyle bir durum sözkonusu olsa nota dahi bilmeyen yngwie malmsteen adlı zat salt hızıyla dünyanın 1 numaralı sanatçısı, müzisyeni olurdu, üzerine de kimse tartışma kabul etmezdi.

    müziklerindeki genel enstrümental uyumu, farklı deneme ve açılımları ve tabi ki sesini nevi şahsına münhasır bir jukebox gibi kullanabilen dolores faktörünü * ve ortaya çıkan farklı nitelikteki, tonlardaki, sertliklerdeki, duygulardaki ve tempolardaki şarkıları yüklü bir cranberries tecrübesine sahip olmayan birine açıklayamam, anlatamam, bolca, ve hepsini dinlemek lazım gelir.

    93'te herkes yapıyor, biz neden yapmayalım parolasıyla yola çıktılar...güzel de yapmışlar...
    pretty'den daha damar bir arabesk şarkı dinlediniz mi hiç? ben şahsen duymadım, duyan varsa bi zahmet mesaj atsın.
    aslında everybody else is doing it, so why can't we kadar cins bir melankolik havaya sahip az sayıda albüm vardır.
    aynı albümde, linger,put me down, sunday, liar(yeniden çıkardıklarında koydular bunu), how hep bir arada yatıyor...
    tembel bir pazar günü öğleden sonrasında odadan çıkmaksızın bir sunday dinlemenin keyfini seveni bilir. how ve liar'ın girişindeki hissiyatı da keza..

    aslında bir yandan da, o yaşta böyle bir albüm yaratmaları da enteresan bir başarı, zira daha 20'li yaşlarının başındaydılar bu adamlar. 15 seneleri geçti, ve daha yeni yeni 40'a merdiven dayıyorlar.

    ancak esas patlama tabi ki no need to argue'da geldi...kaliteli bir müzik grubunun, ticari kaygılar içinde delirmediyse eğer, üç aşağı beş yukarı her albümüne "güzel" sıfatını yapıştırabilirsiniz. ancak her grubun sadece ve sadece bir tek albümü onun alamet-i farikasıdır, şaheseridir, "masterpiece"'idir. cranberries için bu albüm bu sıfattadır. sabahtan koy loopa akşama kadar çalsın. dolores'in bu şeyleri yazmış ve hissiyatla söylemiş olabilmesi için şarkıların her bir saniyesini olaylar ve kareler halinde yaşamış olması lazım ki, helal olsun yaşamış, yaşamadıysa da hayal gücü genişmiş, kalemi kuvvetliymiş, yazmış, söylemiş. müzikal açıdan da kanımca en üst düzeye ulaştıkları albümdür. onceki albümdeki tona yakın bir görünüm mevcut, ancak biraz daha sert bir müzik, ideal birleşimleri yakalamış. şarkıların içinde enstrümental ve vokal iniş ve çıkışlar yoğunlukta ve dolayısıyla da müziğin, sözün, gerilimin, her türlü etmenin doruğa çıktığı güçlü kopma noktaları çoğunlukta, o noktalarda zaten siz de eriyip bitiyor, bir orgazmik bişeye ulaşmış, bi kafaya varmış, başka limana seyahat etmiş gibi oluyorsunuz. en somut örnek herhalde daffodil lament'teki, 02.07 'nci saniyede "i can't sleep, here" dedikten sonra ortalık tekrardan sütliman oluncaya dek geçen bir 10 saniyedir, ya da müziği enteresan bir biçimde her dahil kulağıma yapışan ridiculous thoughts'ta "you're gonna have to hold on"'a geçiş anı. "atla de atlayım kurban olam dur" kıvamına varıyorsunuz. varıyorum daha doğrusu.

    bu albüme dair ayrıca bir iki meramım olmuştu zaten, kendimi tekrarlamanın gereği pek yok (bkz: #10420859)

    to the faithful departed...epey sert bir albüm cranberries standartlarına göre.. hollywood, salvation, i just shot john lennon, bangır bangır giriyorlar şarkılara. farketmiyor, zira bu yeni cranberries tarzını da pek bir seviyoruz. ancak o klasik stilden de bizi mahrum bırakmıyorlar..arp girişiyle yağ eriten joe var, cordell var, when you are gone var..bunalıma kayan electric blue ve the rebels var. ve bosnia... saraybosna'nın kurşun yemiş sokaklarını bu şarkı eşliğinde arşınlamak, eşsiz...

    bury the hatchet... bu sefer daha da çok farklılar. to the faithful departed'ın izinden gitmişler belli ki, yine o albümdekine benzer sert müzikler mevcut(delilah, desperate andy, ancak şarkıların niteliklerine bakınca "artık olgunlaştık", "akıl sağlığı yerinde normal birer yetişkiniz biz" falan mı demek istiyorlar bilemiyorum. bunalımların hüzünlerin melankolinin büyük ölçüde azaldığı bir albüm. daha da çok sosyal ve politik mesaj veren bir cranberries(fee fi fo, copycat, paparazzi on mopeds), hatta olağanüstü ölçüde neşeli tonlarda şarkılar da yapan cranberries görüyoruz. (örneğin bonus albümdeki such a shame, cranberries'in top 5 şarkılarından olmaya aday kanımca, bu müthiş farklılığıyla)...bu arada, shattered var bu albümde, ve bu şarkının, orjinaldeki lezzetini 9'a katlayan, dinlediğimde istem dışı olarak parmaklarımı falan titreten bir armin van buuren remixi var, en yakın paylaşım programından acilen isteyiniz, şu ana dek dinlemediyseniz.

    ve sonra, wake up and smell the coffee. daha iyimserler gibi. (carry on, (yine de, yine de cranberries bu, bir şarkıda bu kadar iyimser sözler, nasıl ters etki amaçlanırmışçasına verilebilir), analyse)...daha farklı bir müzik, ancak bu sefer de toptan farklı. en beğenilmeyen albümleri. kanımca bu albüme biraz fazla haksızlık yapıldığını düşünüyorum. belki biraz da o cranberries'i yaratan çizginin doğrultusunda bir tek şarkılarının bile olmaması nedeniyle bu beğenilmeme(belki biraz chocolate brown ve dying inside). ancak zaman bu, hakikaten de bu adamlar 20'li yaşların başındaki kafayı yaşamıyorlar, farklı yerlerde, farklı yollarda, farklı tecrübelerde, sözleri de, müzikleri de doğal olarak farklılaşmış. ki bence bu da güzel birşey. her zaman everybody else is doing it'teki veya no need to argue'daki hallerinde olsalar, o albümleri özel ve farklı kılan birşey kalmayacağı gibi, sonraki albümlerindeki farklı bir tat da kendine özel ayrı bir tat, ayrı bir doku. belki o kadar sevilmiyorsa da, özgün bir farklılık arz ediyor, ve her halükarda kendini dinlettiriyor. mühim olan da bu. ben her albümde cranberries'i, belli şarkılar bazında tek tek değil, albüm olarak tüm şarkılarını dinleyebiliyorum, dinlemekten hoşlanıyorum. sevdiğim belli başlı şarkıları var, ama her bir şarkı, ayrı bir renk..keza wake up and smell the coffee'de de dinlemeye değer çok şarkı var, yukarıdakilere ek olarak, this is the day var, never grow old var, albüme adını veren şarkı var...

    fakat, cranberries, sadece dolores değil. dolores'siz cranberries bir hiç olabilir, ancak cranberries ve içindeki diğer üyeler de olmadan solo kariyerli dolores aynı dolores değil. inanmayan alsın dinlesin solo eserlerini kendisinin.

    birleşme temennilerimi saklıyorum, ancak bunlar da ancak 50'li yaşlarında falan her birinin saçı ağarıp kelleri falan ortaya çıktığında yardım konseri amacıyla bir araya gelirler, kaldı ki yakın zamanda bir araya gelseler dahi, bu defa da 7 seneden sonra çok daha farklı bir cranberries çıkaracak. olsun, o farklılığı bile dinlemek harika olabilirdi.

    ben günde en az yarım saat bu grubun şarkılarını dinlemeden yapamıyorum, duramıyorum. benim için bir sevgiden, zevkten, eğlenceden, hobiden, alışkanlıktan çok daha öte bir şey, vazgeçilemez bir saplantıdır bu grup...

    edit : and the daffodils look lovely today...
  • super vokal, super muzik.
    (bkz: zombie)
    (bkz: ode to my family)
hesabın var mı? giriş yap