• trt'nin evlerin tek eglencesi oldugu, azla yetinmenin mutlulugu golgelemedigi yillardan birinde, aileyle yenen bir aksam yemegi sorasi flurosan lambali oturma odasinda seyredilmis, yillar sonra adina bir yerlerde rastlandiginda, filmde gecen olaylarla, seyredenin seyrettigi zamanlarin harmanlanip, bir sis perdesinin ardindan huzunle gorunmesine neden olan film.
  • çok çarpıcı bir girişe sahip alice walker romanı. 14 yaşındaki siyahî kız celie'nin tanrıya yazdığı, başından geçen tecavüzü çocuksu bir dille anlattığı mektubuyla başlar.

    ***

    "dear god,

    i am fourteen years old. (i am) i have always been a good girl. maybe you can give me a sign letting me know what is happening to me.

    last spring after little lucious come i heard them fussing. he was pulling on her arm. she say it too soon, fonso, i ain't well. finally he leave her alone. a week go by, he pulling on her arm again. she say naw, i ain't gonna. can't you see i'm already half dead, an all of these children.

    she went to visit her sister doctor over macon. left me to see after the others. he never had a kine word to say to me. just say you gonna do what your mammy wouldn't. first he put his thing up gainst my hip and sort of wiggle it around. then he grab hold my titties. then he push his thing inside my pussy. when that hurt, i cry. he start to choke me, saying you better shut up and git used to it. but i don't never git used to it."

    ***

    daha ilk sayfasında yüze tokat gibi çarpan roman, celie'nin tanrıya yazdığı mektuplarla devam eder. kitabın genelinde duygusallık hakim. özellikle afrika'daki kız kardeşine yazdığı ve ondan gelen ama celie'nin okuyamadığı mektupları okurken gözyaşlarınıza engel olamayabilirsiniz.

    filmi ise romanın yarattığı etkinin dörtte birini bile yaratamıyor kanımca (bkz: klişe). hatta filminden hiç etkilenmemeniz olası. ancak kitabını da okuyan kişiye özellikle iki kız kardeşin buluştuğu son sahne duygu patlaması yaşatabilir.
  • afrikali-amerikali erkek elestirmenlerden asil konusu ırkcılık olmadigi icin bolca elestiri alan romandir.
  • 1985 yapımı spielberg filmi. uzun olmasına rağmen sıkılmadan izlenebilen, ancak 2 saat 28 dakika boyunca filme odaklanmanın ardından birşey söylemek için döndüğüm yanımdaki arkadaşıma 'ay birdenbire çok bembeyaz geldin gözüme' şeklinde bir ilk saniye tepkimin oluşmasına yol açmış, paso zencilerin oynadığı film. hikaye güzel anlatılmış, oyunculuk hoş, vs vs. dvd formatı yorum, vs.nin yer aldığı ikinci diski de kapsamaktadır. (bkz: mor yıllar)
  • 11 dalda oscara aday olup ne yazık ki hiç birini kazanamayan,erykah badunun da rol aldığı film.
  • türkçeye mor yıllar olarak çevrilmiştir. alice walker'ın pulitzer ödüllü romanından uyarlanan bir steven spielberg filmidir. 1985 yılında 11 dalda oscara aday olması ve sonuçta eli boş dönmesi cidden hayalkırıklığı yaratan bir durumdur. danny glover, whoopi goldberg ve margaret avery'nin oyunculukları çok takdir edilesidir. biraz feminizm kokan, gerek kadın-erkek arası, gerekse zenci-beyaz arası ayrımları 1910-1930 dönemi için çok iyi anlatan, derinden etkileyen bir filmdir. müzikleri quincy jones tarafından hazırlanmıştır ki anlatılmaz, sadece dinlenir.
    ayrıca alice walker film hakkında şöyle demiştir:
    "my hopes for the movie are that people will celebrate the spirit of celie and shug and the other characters. celebrate being alive, struggling together and maintaining our connections with each other - even though it can be hard to do that."

    it's about life. it's about love. it's about us.
  • babamla küçüklüğümden beri film seyrederiz duygularını belli etmeyen biridir, bu filmi de beraber seyretmiştik , ertesi gün “oğlum bu film beni çok etkiledi” dedi, binlerce film içinden sadece bu film için söyledi hiç bir film için böyle bir şey söylememişti… böyle güzel bir anısı var belleğimde.
  • --- spoiler ---
    trenin arkasında dururken küçük kıza çikolata atma sahnesi unutulmazdır...
    --- spoiler ---
  • filmdeki en önemli karakterlerden biri oprah'dan ziyade şarkıcı shug averydir. afet-i devran halinde gelir, kadınlığı ile celie'yi çarpar geçer. celie onu çok sever. film içinde söylediği şarkı da çok içten, sözleri itibariyle çok anlamlıdır. kardeş olurlar shug ile, kızkardeş. (bkz: mrs. celie's blues)
  • 1983 yılında pulitzer ödülünü de kapmış olan roman.
hesabın var mı? giriş yap