• asıl adı elizabeth short olan ve 1947'de öldürülmüş genç kadının takma adı.

    bu takma ad* elizabeth short'un ölümünden hemen sonra öldürüldüğünü bildiren gazete tarafından, 1946 yapımı blue dahlia adlı bir filmden esinlenerek verilir. los angeles eyalet avukatlarının araştırma raporlarına göre bu takma ad, gazete tarafından cinayet için uydurulmuş bir isim olup, kurban tarafından gerçek hayatında hiç bir zaman kullanmamıştır.

    elizabeth short 29 temmuz 1924 hyde park, massachusetts doğumludur. doğumundan sonra ailesi medford, massachusetts'e taşınır. 1929 yılında babası cleo short, ortadan kaybolur. bir köprünün yanında boş arabası bulunduğu için, bir çok kişi intihar ettiğini düşünür. ancak cleo, bir süre sonra eşine evi terkettiği için özür dilediğini belirten bir mektup gönderir, ancak karısı geri dönmesini reddeder.

    yaşına göre oldukça olgun ve güzel olan elizabeth short aktrist olmak ister. 19 yaşında elizabeth babasıyla birlikte yaşamak üzere vallejo, california'ya gider. ancak baba-kızın birlikteliği fazla uzun sürmez. babası, elizabeth'in eve geç gelmesinden ve tembelliğinden rahatsız olur ve evden gitmesini ister. burdan sonra elizabeth santa barbara'ya yerleşir. burada reşit olmadan içki içtiği için tutuklanır, parmak izleri alınır. (bu işlem daha sonra cesedinin tanınmasını sağlayacaktır.) bu olaydan sonra evi medford'a kısa süreli bir dönüş yapan elizabeth, film yıldızı olmak için evden tekrar ayrılır. bir kaç yıl florida'nın çeşitli şehirlerinde çoğunlukla garson olarak çalışarak para kazanır.

    florida'dayken elizabeth, amerikan hava komandosu'nda görevli matthew m. gordon jr ile tanışır. gordon jr hindistan'da görevliyken elizabeth'e mektup yoluyla evlenme teklifi eder, elizabeth de bu teklifi kabul eder. ancak gordon jr, elizabeth'le evlenmek üzere amerika'ya dönmeden önce, 1945 yılında bir kazada ölür. (daha sonra bu hikaye çiftin evlendiği, hatta ölen bir çocukları olduğu şeklinde manipülasyonlara maruz kalmıştır.) her ne kadar gordon'un hava komandosundaki arkadaşları gordon ve short'un nişanlandığını teyit etmiş olsalar da, gordon'un ailesi short'un öldürülmesini takiben ikili arasındaki ilişkiyi yalanlamışlardır.

    temmuz 1946'da california'nın güneydoğusuna giden elizabeth, yaklaşık 6 ay boyunca, süresi bir kaç haftayı aşmayacak şekilde; bir düzine apartman, otel ve pansiyonda yaşar. en son 9 ocak 1947 akşamı canlı görülen elizabeth short'un cesedi 15 ocak 1947 günü leimart park yakınında boş bir arazide bulunur. cesedi ikiye bölünmüş olan kurbanın vücunda bir çok yara ve darp izi tespit edilir. vücudundaki kanın azlığından ve cesedin çevresinde kan bulunmamasından dolayı cinayet yerinin farklı olduğu ve cesedin buraya getirildiği düşünülür.

    cesedin ağzının her iki tarafında, cesede bir palyaçonun gülen yüz ifadesini veren yaklaşık 3 inç (7,5 cm)boyunda kesikler bulunur. cesedin el ve ayak bileklerinde, kurbanın alıkonulduğu ve işkenceye maruz bırakıldığını gösteren ip izleri vardır. kurbanın göğüsleri doğranmış ve üzerinde sigara söndürülmüştür. (bu bilgi bazı kaynaklarda doğrulanmaz.) polis kayıtlarına göre, cesedin vajinasına çim sokulmuş, ölümden sonra cesetle anal ilişkiye girilmiştir. otopsi sonuçlarına göre, kurbana yapılan işkencelerin çoğu öldükten sonra gerçekleşmiştir. midesinde insan dışkısına rastlanan cesedin cinsel organlarına zarar verilmiştir. cinsel ilişkiye girilmemiş olduğu saptanan ceset üzerinde sperme rastlanmaz. (konuyla ilgili her sitede bahsedilmese de eklemeden geçemeyeceğim; elizabeth short'un sol kalçası üzerinde bulunan gül şeklindeki dövmenin cinayet sırasında kare şeklinde kesilerek çıkarıldığı söylenir. ancak bu bilgiye bazı kaynaklarda dövme değil, doğum izi olarak rastlanır.)

    cinayetin ardından los angeles polis departmanı, cinayetin karışıklığından dolayı elizabeth short'u tanıyan herkesi daha sonradan elimine edilecek birer şüpheli olarak ele alır. binlerce insan sorguya çekilir, yüzlerce insan şüpheli olarak göz altına alınır. cinayetin basında geniş yer almasından dolayı, yaklaşık 60 kişi cinayeti itiraf eder! eyalet savcısı tarafından elimine edilmiş ve aralarında orson welles'in de bulunduğu 22 şüphelinin sorguları sonucunda da katile ulaşılamaz.

    bazı suç yazarları short cinayeti ve cleveland'da 1934-1938 yılları arasında gerçekleşmiş cleveland gövde cinayetleri ile arasında bir bağ olduğunu iddia ederler. ancak los angeles polisi bu iki cinayet arasında bir ilişki bulamaz.

    elizabeth short'un cinayeti hala aydınlatılamamıştır. elizabeth short'la ilgili net bilgilere ulaşılamadığından, çeşitli web sitelerinde kendisinin marilyn monroe ile ilişkisi olduğu, bir snuff filmde rol aldığı, katilinin aslında babası olduğu gibi bilgilere de ulaşmak mümkündür.

    konuyla ilgili bazı web siteleri:
    http://www.bethshort.com/
    http://blackdahliasolution.org/
    http://www.crimelibrary.com/…murders/famous/dahlia/
  • 1947'de hollywood'da hakkaten de fecii bir şekilde öldürülen elizabeth short' a siyah saçları ve simsiyah giyinmesi yüzünden amerikan medyasının taktığı isim. cinayet hala çözülememiş, herhangi bir seri cinayete dahil olup olmadığı bile bulunamamış. bu cinayeti anlatan bir roman var, nisan yayınları'ndan çıkmış idi, interplay'in de bu cinayeti konu alan bir adventure oyunu var, fight club yönetmeni david fincher ın da yeni filminin konusu bu cinayet olacaktı bir ara, olmadı sanırım. 50 senedir durup durup gündeme gelen bir cinayet bu. beutiful lady gets chopped up stili olay, unutulmaz tabii.
  • bu cinayette da karındeşen jack, zodiac falan gibi bir sürü isim teori falan ortaya atılmıştır; en ciddisi sanırım şudur: kendini bişey smith(unuttum şimdi) diye tanıtan jack anderson wilson adlı bir adam bu cinayeti arkadaşı al morrison ın işlediğini söyler bi gazeteciye; dedektifler bundan kıllanır, foyasını ortaya çıkarır falan, adam dedektifle görüşeceği günden önceki gün otel odasında yangında ölür. black dahlia ile birlikte başka bir cinayet daha işlediği düşünülmektedir bu jack ibnesinin.

    bir de cleveland torso murderer diye bilinen bi seri katil vardır, onunla bağlantılı olduğu da düşünülmüştür, hatta bu jack gavatı gençliğinde cleveland da yaşadığı için bu katilin de jack anderson wilson olduğunu iddia etmiştir bir yazar. gerçekten tam bir pezevenkmişsin jack.
  • cesedinin fotoğrafları internette yer almaktadır. ceset o kadar kötü bir haldedir ki insanını yüreği sızım sızım sızlar.
  • bu filme noir deniyorsa, sebebi içilen sigaranın yoğun dumanındandır bence, başka da bir özelliğini göremedim, o ne uzun, o ne sıkıcı hikaye, o ne karmaşık olaylar zinciri, ben çözemedim, aman yarebbim.

    ama şu da var ki; hilary swank ne kadar iyi bir aktör olduğunu bir kez daha kanıtlamış bu filmle, kadın rolünde oynamasına, onca makyaja ve seksi kıyafete rağmen erkeksiliğinden hiç bir şey kaybetmemişti, tıraş losyonunun kokusu taa buralara kadar geliyordu, bravo bravo...
  • google da yapılacak bir araştırma ile orjinal cinayetin olay yeri ve cesedin yakın plan fotoğraflarına ulaşılabir.
  • çok güzel genç bir kadınmış rahmetli. nasıl kıydın be adam?..
  • bu cinayette adı uzun süre şüpheli listesinden çıkmayan, hatta bir süre baş şüpheli olarak geçen biri var ki bana kalırsa onun hayatı ve ölümü de oldukça ilginç.

    elizabeth short'u canlı olarak gören son kişi, öldürüldüğü gün randevuya çıktığı, 25 yaşında ve evli olan robert m. “red” manley imiş. 9 ocak 1947'de, bir motelde geceyi beraber geçirdikten sonra elizabeth'i kaldığı yere, biltmore hotel'e bırakmış. bu sebeple cinayet soruşturmasının ilk başlarında baş şüpheli olarak geçmiş adı.

    elizabeth'in cesedini manley'e teşhis ettirmişler. çantasını ve ayakkabısını da tanımış. ölüm tarihini 14-15 ocak olarak tahmin ediyor adli tıpçılar ama tüm bu süre içinde katilin esiri olduğuna şüphe yok. red manley'nin ifadesi, otelde çalışanların ifadesiyle paralellik göstermiş. elizabeth'i otele bıraktığını söylediği saatten sonra, otelde çalışan birkaç kişi, elizabeth'in telefonu kullandığını hatırladıklarını söylemişler mesela. tanık da gösterebilmiş olduğu için red manley üstündeki şüpheler kısmen kalkmış ve red manley serbest kalmış. burada serbest kaldıktan sonra eşiyle kucaklaşıp öbüşmelerini görebilirsiniz.

    red manley içinse hayat bu olaydan sonra pek kolay olmamış tabii. ordudaki görevinden psikiyatrik sorunları sebebiyle azledilmiş. sık sık sinir krizleri yaşamış ve gaipten sesler duymaya başlamış (özellikle elizabeth'i duyuyormuş). eşi harriet manley, mecburen kendisini 1954 senesinde akıl hastanesine yatırmış. manley, gösterdiği tanıklara, yalan testlerini geçmesine ve cinayetin zaman çizelgesi kendisine uymamasına rağmen halk tarafından da, polis tarafından da sürekli suçlanmış ve eşi tarafından yatırıldığı hastanede doktorlar kendisine "doğruluk serumu" denen bir kimyasal madde vermişler, veritaserum. şaka şaka, sodyum pentothal diye madde. manley, madde zerk edildikten sonra polis tarafından sorgulanmış ve bundan da geçmiş. psikiyatrik sorunları ise ömrü boyunca devam etmiş.
    elizabeth short'un anısı ve cinayeti zihnine o denli musallat olmuş olmalı ki 1986 senesinin 9 ocak'ında ölmüş. elizabeth kaybolduktan, onu son defa gördükten ve tahminen öldürüldüğünü düşündüğü günden 39 yıl sonra, aynı günde.
  • short'un en son görüldüğü the regal biltmore hotel menüsünü black dahlia (kara dalya) adlı bir kokteyl eklemişti.

    (bkz: kara dalya)
  • gerçek adı elizabeth short olan 22 yaşında korkunç bir şekilde öldürülen hayali hollywood yıldızı olmak olan genç ve güzel kadın.
    bu kadını kim öldürdüyse hitlerden bile daha kötü ve psikopat bir kalbe sahip olduğunu düşünüyorum. internetteki görüntüler o kadar şok edici ki, ben ki izlemediğim bakmadığım savaş, toplama kampı görüntüsü kalmamış bir insanım beni bile rahatsız etti.
    palyaço gibi büyük bir gülümseme görüntüsü yaratmak için ağzını kulaklarına kadar kesmesi, bedenini ikiye ayırması ve vücudundaki bütün kanı boşaltması, organlarını kasıklarına sıkıştırması, bacağındaki dövmeyi kara şeklinde kesmesi, memeleri kesip dilimlemesi, vajinasına otlar doldurması, anal bölgesinde açılma olması ve muhtemelen tecavüze uğraması.
    ve katilin asla bulunamaması ve başına gelen her şeyin kendi ile birlikte gömülmesi.
    youtube'a adını yazdığımda kendisiyle ilgili bir kaç video izledim. birinci videoda şüphelilerden bahsediyorlar bu videoda anladığım kadarıyla en güçlü şüpheli dr.george hodel.
    zaten oğlu da yıllar sonra babasını katil olmakla suçluyor. dr.george hodel denilen adam doktor ve çok zengin cerrahi eğitimi var ayrıca zührevi hastalıklarla uzmanı yani hollywood'da zengin, fakir, hayat kadını derken bir sürü insanla ilgileniyor polislerle güçlü bağlantıları var.
    şüphelinin doktor olması önemli bir ayrıntı çünkü elizabeth üzerindeki bıçak kesileri oldukça profesyonel yani mutlaka tıp eğitimi almış biri olmalı. black dahlia öldükten kısa süre sonra bu doktorun sekreteri de öldürülüyor. sonra doktor bey filipinlere kaçıyor orada aynı tarihlerde black dahlia gibi bir cinayet işleniyor. bu doktor ayrıca sapık kendi kızı ile zorla ilişkiye giriyor yani korkunç bir yaratık. polis evine kayıt cihazı koyuyor 40 gün dinliyor ama nedense bu kayıtlar sonradan ortadan kayboluyor. neyse uzun lafın kısası çok gizemli ve aşırı açıklı bir cinayet, kızın yaşadıklarını hayal dahi etmek canımı acıtıyor.

    oğlunun babasını suçladığı videoları meraklısı için aşağıya ekliyorum.

    video 2
    video 3
    video 4

    en kötüsü de bütün bu videolara rağmen asla gerçeği bilemeyeceğiz, cinayetin üzerinden 74 yıl geçti muhtemelen katil ve tanıklar çoktan öldü, olay yerindeki kanıtlar zamanla birlikte yok oldular. 74 yıl öncesinin yozlaşmış sistemi yüzünde polis ve savcının elindeki belgelerde ilk günkü gibi değil dava hala açık ama katil ve elizabeth'in başına gelenleri artık öğrenmek imkansız....
    zaman acımasız.

    not: eklemek istediğim küçük bir şey daha var elizabeth hollywood rüyasına kapılmadan önce bir savaş pilotuna gerçekten aşık oluyor adam elizabeth'e evlenme teklif ediyor. 2. dünya savaşı dönemleri adam görev başına gidiyor. savaşta japonlar tarafından uçağı düşürülüyor ve ölüyor. insanın hayatındaki küçücük şeyler hayatını hiç ummadığı bir yere taşıyabiliyor muhtemelen nişanlısı ölmeseydi çok farklı bir hayatı olacaktı ve böyle korkunç bir cinayetin kurbanı olmayacaktı. yani hayatımıza giren çıkan insanlar yada anlık verdiğimiz kararlar ne kadarda önemli.
hesabın var mı? giriş yap