• humphrey bogart'ın dış görünüşüyle* epey dalga geçilen film. ancak hanımlar filmde bogart'ın karakterine vuruluyor.

    film noir'in en babalarındandır.

    --- spoiler ---

    filmde beni en çok üzen şey, elbette o zehirlenerek ölen, aguse ile evleneceğini söyleyen elemandı. bence marlowe, o elemanı zehirleyen adama* *müdahale edebilirdi.

    --- spoiler ---*
  • çek yurttaşlardan hoş bir afiş. siyahlar içinde tehdit edici beyaz renkler. insan ruhunun bilinmezliği ve iyi ile kötü arasındaki önceden bilinemezlik. bununla birlikte, orijinal film afişi ise kızıl çember meseline atıf yapar.
  • çok fazla isim, çok hızlı konuşmalar, karmaşık cinayetler, polisiye.

    humphrey bogart'ın malta şahini'nden sonra aynı türde bir diğer zehir hafiye filmi.

    ne oldu ne bitti, alt yazı okumaktan kaçırılan 1.5 saat.
  • bu filmi çok duymuştum (ismini hep sevmişimdir) bir film noirsever olarak nasıl atlamışım bilmiyorum ama bu akşama kadar izlememiştim. ortam, muzikler, dekor, replikler, hikaye, lauren bacall, humphrey bogart hepsi ayrı karizmatik. bogart ve bacall’in aralarında izlerken size de yansıyan derin bir kimya vardır bu filmde özellikle ikisinin sahnelerinde bu kimyayı daha çok hissediyorsunuz.
  • yalnız çalışan,kendisini düşünen ve kimseye güvenmeyen philip marlowe ismindeki bir özel dedektifin 1930 yıllarında büyük patronların bulunduğu ve insanların silah kullanmakta hiç çekinmediği los angeles şehrinde bir müşteri ile geçen hikayesini anlatmaktadır.
  • sadece humphrey bogart ve lauren bacall için bile izlenebilecek güzel bir film-noir.

    konusuna gelince kısaca zengin bir general, kayıp bir dostunu bulmak için dedektif marlowe'u tutuyor. marlowe kısa sürede kucağında bir bomba haline gelecek olan meseleyi çözmeye çalışıyor.
  • humphrey bogart ukalalığı üzerine kurgulanmış howard hawks yönetiminde çekilmiş hollywood filmidir. 1940'lı yıllarda başlayan kapitalizm ve holywood ortaklığı bogard'ın karizmasından yararlanıp amerikan rüyasını pazarlamışlar. yine tütün ve alkol tüketimi tam bir pazarlamacı taktiği ile sunulmuş. hatta filmin bitişinde bile "the end" logosunun yanında yanmakta olan iki sigara afişi kullanılmıştır.

    maalesef güzeller güzeli lauren bacall konu mankeni olarak filmde kullanılmış. kendisine ait bir aksiyonu bile yoktur. bogart'ın şanı için feda edilmiş bir rol biçmişler. bütün bunlar amerikan rüyası pazarlaması için feda edilen yöntemlerdir. gözler önünde bogart'ın baskın karizması, bacall'ın cazibesi konulup gerçekte liberal ilişkilerin pazarlandığı bir kumpas olmuş. 1940'lı yıllarda kağıt bardak kullanımı otomobillerde kağıt üzerinde sahip kişilerin adının soyadının yazılması ilginç detaylardı.
  • müthiş bir tosca şarkısıdır bu aynı zamanda.

    https://www.youtube.com/watch?v=mqqavfvfnw8

    ayrıca;

    (bkz: richard dorfmeister)
    (bkz: kruder & dorfmeister)
  • filmin oldukça erken sahnelerinden birinde öldürülen şoförün katilinin kim olduğunu bir türlü çözemeyen yönetmenin bunu sorması üzerine raymond chandler'ın 'ne biliyim ben' gibisinden bir cevap verdiğini okumuştum.
hesabın var mı? giriş yap