• bu dergi beni acayip ofsayta dusuruyor son zamanlarda. allahim, yoksa ben de bir "ortanin sagcisi" miyim?

    yasadigim ulkenin medyasini, fikir dunyasini takip etmeyi seviyorum. japonya'da yasarken bu kolaydi. ingilizce cok opsiyon yoktu. olanlar da zaten buyuk oranda devletten nemalanan propoganda araclariydi. yine de bazen gulerek bazen dehsete duserek takip ediyordum ulkede neler oluyor, neler bitiyor, japonlar nelere takiliyor falan... arada japonca makaleleri paylasan arkadaslar oluyordu ama enteresan bir sekilde ingilizce veya japonca, belli bir patern oluyordu okunacak materyallerde (sanki butun makaleler tek bir kaynaktan servis ediliyordu ahaha).

    abd bu acidan cok enteresan bir medyuma donustu benim acimdan.

    simdi ve oncelikle, abd inanilmaz kendine odakli bir ulke. ikincisi, malum yil 2021, belli bir egitim ve farkindalik seviyesine erismis bir bireyin, hele ki uluslararasi platformlarda takiliyorsa abd-menseili kultur emperyalizmine ugramamasi imkansiz. yani daha buraya gelmeden zaten az cok burada hangi gazete var, hangi dergi var, fox grubu boyle yamuk, vesaire belli bir bilgim vardi (the paris review'in varligindan haberdar degildim gerci, ilk is uyelik aldigim dergilerden biri oldu).

    ucuncusu de burada gercekten her tipte insan var. yani bunu hint kokenlisi, siyahisi vesaire diye soylemiyorum. omaha'da dogup hayati boyunca nebraska'dan disari cikmamis milyoner de var, ny'da bildigin central park'da yasayip goodreads'e review giren tipler de... bu cesitlilik medyaya da yansimis vaziyette. ve bu ortami zeki insanlar yonetiyor.

    mesela iki sosyolojik, bir yemek kulturu makalesine bakip the new york times'in dunyanin en cicis, en pambik gazetesi oldugunu dusunuyorsun bir an. sonra aklina geliyor, washington post ile beraber irak savasinin (ya da istilasinin) en buyuk yardakcisi kimdi diye dusunuyorsun, hooop evet, the new york times (gerci new york times bu b.ku hemen hemen her konuda yiyor ama nedense entelijansiyanin bayrak tasiyani... neyse neyse).

    the atlantic boyle yanar donerli ortamda en azindan durdugu yeri uzun zaman once belli etmis bir dergi (en azindan son yillara kadar yerinden milim oynamamis anladigim kadariyla, o da ortanin az sagi). ogul bush'un konusmalarini yazan adamin yazarlik yaptigi bir dergiden bahsediyoruz. bu acidan mide bulandirici.

    yalniz beni dusuncelere gark eden durum sudur ki, abd'ye tasindigimdan beri googleda surda burda makaleleri oneriliyor bana the atlantic'in ve acip okudugumda hem acayip keyif aliyorum, hem bir merak uyandiriyor, hem de ne yazik ki cogu zaman yazilanlara "katiliyorum". halbuki geyigine the political compass testini yaptigimda bernie sanders'in az solu, jeremy corbyn'in az sagi, bildigin left libertarian cikiyorum...

    mesela su son novak djokovic (no-vaxx djocovid) olayinda bence medyadaki en tumturakli (gote got diyen) makale the atlantic'de yayinlandi. neredeyse diger tum medya organlari "aman keyfimiz bozulmasin ali riza bey" tavrinda takilirken, jemele hill makalesinde acik acik "asi olacagina kaos yaratan diger bir asi dusmani" yazdi. sonucta kac tane grand slam sampiyonlugu bir insanin canina deger ki?

    ogrencilere, doktorlara, akademisyenlere, biliminsanlarina, ogretmenlere falan yillik 35 dolarlik uyelik kampanyasi var, ustelik eve yazili dergi yolluyorlar. ny'da ortalama bir restoranda bir aksam yemegi fiyati. ben de an itibariyle uyeligimi aldim bakalim. eminim cinlerimi tepeme cikaracak makalelere de denk gelecegim ama genel olarak, en azindan kendi deneyimim, oyle cok bahsedildigi kadar da sagci takilmiyorlar su an icin. belki de yonetim katinda degisiklikler olmus olabilir. bilemiyorum. bilebildigim sey ise gercekten enteresan konularin islendigi, ilgi cekici ve okumasi keyifli makalelerin yayinlandigi.

    bir the paris review, bir the atlantic gomdum. yanina bir de bir yemek/yasam tarzi dergisi ekledik mi super olacak.
  • pocket listemdeki makalelerin çoğunu oluşturan bilim, kültür, sanat, teknoloji, ekonomi, siyaset, sağlık vs. gibi sectionlarıyla kapsamı geniş gavur dergisi. foreign policy, time, slate, the economist, the new yorker vs. gibi dergilerden farklı olarak yazıların çoğuna bırakın dergiye abone olmayı üye olmadan bile ücretsiz olarak ulaşabiliyorsunuz. entelektüel manada ve genel kültür bağlamında bana çok şey kattı diyebilirim keşfettiğim son 2 yılda. ayrıca sosyal medya sayfalarında da baya aktifler. her gün geçmişteki sayılarından birkaç yazıyı paylaşıyorlar o günkü gündemin akışına göre. bazen facebook'taki gönderilerin altında güzel tartışmalar dönebiliyor. ara sıra kendimi tutamayıp ben de o tartışmalara katılıyorum.
  • atlantic in focus adlı fotoğraflı haber çok efsane oluyor. tavsiye edilir.

    http://www.theatlantic.com/infocus/
  • 143 yillik bir dergidir.senede 10 kez cikar.gayet guzel yararli yazilar bulursunuz.internet sitesi eskiden bayagi serbestti.artik cogu sey abonelere acik ama yine de iyidir.http://www.theatlantic.com/
  • abd'de yayinlanan, kultur, siyaset, sanat vs konularinda yazilar yayinlayan, entelektuel kesime hitap eden kaliteli dergi. (bkz: http://www.theatlantic.com/)
  • evergrey' in 2019 albümü. uzun süredir sağlam bir albüm çıkartmayan evergrey' in ilk dinlemede keyif veren albümü.

    ilk dinlemde weightless harika bir şarkı ve özlenen evergrey tadını son lokmasına kadar veriyor.

    işin enteresan kısmı; albümün kayıtları stüdyodaki bir hırsızlıkta çalınmış. sonrasında albümü tekrar ele almak zorunda kalmışlar. iyiki de yapmışlar
    thomas englund' un söylemine göre bu yaşanan trajediden daha kuvetli bir albüm çıkmış.

    sonuçlara bakarsak haklı olduğunu düşündürüyor.

    monday morning apocalypse' ten beri kabak tadı vermiş evergrey' e harika ferah bir tat gelmiş.

    thomas englund' u redemption' ın son albümünde de dinlemiştim ama kendi yazdığı müzikte daha da güzel parladığını görüyoruz tekrar.

    olmuş bu albüm...
  • ocak/şubat sayısında, yine bilinen şu ünlü ralph peters ortadoğu haritasını yayınlamış dergi.

    jeffrey goldberg isimli bir kişi, daha makalesinin başında "artık kürtlerin türk hakimiyetinde olmayacağı" bir harita hayal ettiğini falan yazıyor. makalenin ilerleyen kısımlarında, satır aralarına ırak kürdistanını işgal etmeyi planlayan türkiye, türkiyede yaşayan mutsuz kürtlerden bahsediyor.

    makalenin adı after iraq. okumakta fayda var.

    http://www.theatlantic.com/…200801/goldberg-mideast
  • 10 ocakta, yani neredeyse bir hafta önce sözlüğe yazdığımda hiç ilgi çekmeyen haberi yayınlayan dergidir.

    (bkz: #12249297)
    (bkz: after iraq)
  • bir hafta önce yayınladığı "küstah" haritayı türk basınının daha yeni keşfettiği dergidir.

    (bkz: #12249651)
    (bkz: #12264694)
  • universitelerde seks hayatina kadinlarin bakisinin nasil degistigini anlatan 4 sayfalik bir yaziyi seviyeyi dusurmeden okuyabildiginiz bir dergidir http://www.theatlantic.com/…062/1/?single_page=true
hesabın var mı? giriş yap