• uydunun düştüğü 46 kişilik kasabadan yalnızca 2 aylık bir bebek ve yaşlı bir adam sağ çıkar. yaşlı adamın adı peter jackson'dır. (adı bile yeter)
    5 güne ayrılmış olarak anlatılan hikayede, uzmanlar bunun sebebini bulmaya çalışır, olaylar gelişir.
    konunun fazla detaylı olarak anlatılması, kitabı çok gerçekçi kılıyor. sürükleyici, hoş bir eser.

    5 yıl sonra edit: "sürükleyici, hoş bir eser."miş, hürriyet kelebek'e çevirmişim entryi hehe...
  • bir bilmkurgu-sever olarak üzülerek söylemeliyim ki hayvanlara eziyet edilen filmler listesinde yeri olan film. söylenenlere göre test sahnesinde korkunç titremelerle öldüğünü gördüğümüz maymun aslında ölmemiş. sahne maymunun karbondioksitle bayıltılmasıyla çekilmiş ve sahnenin kesilmesiyle birlikte bir veteriner hayvana müdahale etmiş. ne olursa olsun pek hoş bir durum değil bu elbette. kim bilir aynı sahnede "kurban" edilen farelere ne oldu?
  • 60 lı ve 70 yıllar amerikan sineması hakkında bir tez yazılacaksa geri planda kalan şahaserler adıyla en başta bu film örnek gösterilerek güzel bir bitirme tezi yazılabilir. özellikle 70 li yıllar amerikan sinemasında gerçekçilik ve istenilen duyguyu yaratma en üst seviyelerdedir.iş özel efekt veya geleceği düşünme konusuna gelince bu zamanki sinema büyük bir olgunlukla seyirci kaygısına düşmeden yapabildiği kadar destekli atmıştır.

    the andromeda strain aslında bilimkurgudan çok bir gerilim filmidir.ana konu gerilim yaratan bir olaydır.bunu filmi izlerken farketmeniz zordur ancak şöyle yapabilirsiniz filmi açın belli bir yere kadar izleyin sonra en az bir dakika ara verin.devam ettiğinizde sebebsiz bir gerginlik bir huzursuzluk hissedeceksiniz bu durum filmin başından sonuna kadar devam eder sürekli bir gerginlik rahatsızlık hisssi yani kaçıp kurtulma isteği işte filmin görünmeyen başarısı budur.aslında korkulacak birşey yok ama sanki sizde o ekibin içindeymişsiniz gibi hissettiyseniz zaten filmi yapanlar amaçlarına ulaşmış demektir.
  • hastayken bir gunde okuyup bitirdigim ve en son anina kadar gercek zannettigim kitap. tartismasiz crichton in en basarili eseri. diger kitaplarina gore daha gercekci olmasi insanda buyuk korku yaratiyor "what if" diye dusunmekten*.
  • 1971 yılında çekileninde kocaman bir türkiye haritası izleyicinin gözüne sokulmakta. hem de başkan'ın odasında, acaipmiş.
  • eli yüzü düzgün bir film olmasında en önemli etken 2001 space odyssey'de olduğu gibi douglas trumbull'dur. farklı yönetmenlerin işi olmasına rağmen iki film de aynı tornadan çıkmış gibi.
  • 2008 yapımı olan andromeda strain ise beş para etmez bir tv mini dizisidir, vaktinizi harcamayınız...
  • biyolojik araştırma merkezinin kademeli yapısına ve her kademesine özgü güvenlik ve sterilizasyon yöntemlerine hasta olduğum kaliteli bilim kurgu filmi.
  • filmini izledikten bayağı bir zaman sonra kitabını okuma fırsatım oldu. hem de eğirdir dağ komando okulu'nun kütüphanesinde bulduğum 70'lerin başında basılmış ilk basımından. kitabın arkasında bildiğin kaynakça var. michael crichton sanki bir doktora tezi yazar gibi yazmış kitabı.
  • apollo 4 40 nin aint talk about love parçasında bir yerde lets go back to rock .... gibi bir sample vardır. biraz önce duydum ki o cümle bu filmdeki ilimadamının lafıymış. 9 eylül 2005 22:00 de cnbce de filmi yayınlanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap