• adnan menderes, komünizmin tehlikelerinin görüşüldüğü meclis gizli oturumunda kendisi hakkında şöyle der.

    "...kendileri milli eğitim bakanlığına getirildikleri zaman bu köy enstitülerinin ne kadar fena maksatla kurulmuş olduklarını ve bu fena maksadın izlerini ve neticelerini silip ortadan kaldırmak için büyük gayretler sarf etmekte olduklarını ve fakat bu işin, gizli açık birçok taraftarları ve himaye edicileri bulunduğu için büyük müşkülat içinde bulunduklarını bana ifade etmişlerdi..."

    kendi çapsızlığı ile bu ülkenin hayat damarlarını kurutmuş yüzbinlerce sağcı politikacıdan sadece birisidir.
  • daha milli eğitim bakanı olmasına çok vardır ama her yerde boy göstermek gerektiğini iyi bilir. bu kâh chp, kâh demokratlar olur. sonradan zarını demokratlardan yana atar ve olur size bakan!..

    oraya gelmeden önce epey gezinir, ismi olan kim varsa yanında yöresinde olayım diye. oportünizm sol içi tartışmalarda bir suçlama vesilesi olarak muarızlara karşı çok kullanılır ama asıl oportünizm sağ cenahta cereyan eder. mürailik, riyakârlık, satıcılık... her ne ararsan bunlardadır. neyse... ha tabii bu arada muazzam bir hınç duygusu. bunlarda.

    tevfik bey, ki kendileri 1930'da kapatılan imam hatip liselerini bakanlığı döneminde tekrar açmış, din derslerini ilkokul müfredatına sokmuştur, 1940'lı yılların sonlarına doğru bir akşam orhan veli'yle tanışmak, ortamlarda kendisini göstermek üzere kutlu pastanesine gelir. gelir, ortama bakar, bir ara nahit fıratlı hanıma gözü ilişir ve bir cesaret onu dansa davet eder. kutlu pastanesi öyleymiş o zamanlar; akşam üstü caz çalar, dans edilirmiş... nahit hanım olanca kibarlığıyla teklifi reddeder. olacak iş mi şimdi bu?..

    ama dedik ya hınç... bakan olur olmaz tevfik bey'in ilk işlerinden biri nahit hanımı edirne lisesine sürgün etmek olur!

    orhan veli 15 eylül 1950 tarihli mektubunda nahit hanıma der ki:

    "sevgili nahitim,

    iki gündür canım çok sıkılıyor. ama inşallah uzun sürmez, geçer. sebep de yeni istanbul gazetesinde senin edirne'ye nakil edildiğini okudum. acaba doğru mu, yoksa bir balondan, bir rivayetten mi ibaret? (...) yeni maarif vekili ortalığı pek karıştırıyor. bu işler sonunda başını yiyecek gibime geliyor. başka bir şey de temenni edemiyorum. bilmem hatırlar mısın bu zatı? bir akşam kutlu'da yanıma gelmişti de benimle tanışmak istemiş, şiirlerime hayran olduğunu filan söylemişti. demokrat parti'den evvel mebusluk için halk partisi'ne müracaat etmiş. onlar kabul etmemişler. o da demokrat namzedi olmuş. namzetliği sırasında rey toplamak için samsun'da din propagandası yapmış. namuslu insan rolünde göründüğüne göre şiirlerimi beğendiğini söylemesi yalan olmamalı. iyi ama benim şiirimi beğenen insandan da bu kadar yobaz, bu kadar geri bir mahlûk çıkar mı? buna da ayrıca üzülüyorum. yani böyle bir insan tarafından beğenilmiş olduğuma..."

    nahit hanım'ın sürgünüyle iş bitmemiş ki.. 14 eylül 1950 tarihli yeni istanbul gazetesi'nin yazdığına göre beyzade demiş ki "benim 30-50 kişi ile işim yoktur. durumlarını şüpheli gördüğüm bütün öğretmenleri bakanlık emrine alacağım."
  • köy enstitülerinin kapatılmasının en büyük aktörü, imam hatipleri tekrardan açılmasını sağlayan, rus yazarların kitaplarının yasaklanmasına sebep olan tipik sağcı, o olmasa 100 sene ileride olabilirdik diyeceğim gerici insan.
  • açıkçası, olumlu duygular beslemediğim kişiler hakkında yazmamayı daha çok tercih ediyorum. çünkü olumsuz duygular bir süre sonra olumsuz düşüncelere evrilerek şahsi kanaatinizi etkileyebiliyor. zira tarihle ilgili herhangi bir konuyu araştırırken olabildiğince genellemelerden kaçınıp neden-sonuç ilişkisiyle, dönemin siyasi/sosyal/kültürel ve en önemlisi de zamanın şartlarına göre önce anlamaya, sonra da yorum yapmaya çalışıyorum.
    ancak şu sıralar incelemekle yükümlü olduğum bir konu hakkındaki tutarsız söylemleri kalbimin plaklarını derinlemesine çizdiğinden mütevellit paylaşma gereğini hissettim.

    tevfik ileri, samsun bayındırlık müdürlüğü görevini(1944) icra ettiği zamanlarda, samsun ladik köy enstitüsü'nü göklere çıkarırken; demokrat parti milletvekili ve milli eğitim bakanı olunca tam tersi görüşleri savunmuştur.
    ''köy enstitülerinde türk'ü ikiye bölmek istediler; bu mukaddes çatı altında toplanan saf dimağlara, patiskadan daha beyaz, tertemiz bu kalplere düşmanlıklar aşılamak istediler. bunu ancak moskova yapar... biz onları bitler gibi birer birer kıracağız. bahtiyarım ki bunu yapmak da bana nasip oldu.''

    bir başka toplantıda da ismail hakkı tonguç'la ilgili şöyle söylüyor;
    ''hakkı tonguç, değil ilk tedrisat umum müdürlüğü, değil talim terbiye azalığı, değil resim hocalığı, türk çocuğunun karşısına çıkamayacak kadar bu memlekete hiyanet etmiş bir adam olması sıfatıyla onun oradan tutulup atılması şükürler olsun bize nasip olmuştur.''

    son olarak; ''her köy enstitüsüne dağılmış ve ıstırapları türk milletine malolmuş kız çocuklarımızı bu enstitülerden alarak bir kız köy enstitüsü halinde topladık. eski haliyle bu yatılı okullara kızlarını vermeyen asil türk köylüsü bizim icraatlarımızdan sonra kızlarını büyük bir iştiyakla bu okullara gönderdiler. bugün bu öğretmen okullarımızı bir- iki saat ziyaret edecek en münkir insan dahi ne hayırlı, ne sevaplı bir iş yapmış olduğumuzu tasdik edecektir''
    oysaki köy enstitülerinde(1946) yaklaşık 1400 olan kız öğrenci sayısı, 1951'de 700'e düşmüştür.

    bu arada bazı entrylerde orhan veli'nin ''bir muhafazakar(tevfik ileri) benim şiirlerimi nasıl beğenir'' serzenişi olduğundan bahsediliyor... hatta pek sayın yazar arkadaşlar sorunun 'muhafazakarlık' olduğunu zannetmekle yetinmemiş bir de kalkmış orhan veli için muhafazakarlığın tanımını yapmış!

    acep bir arpa boyu dahi ilerleyemiyor oluşumuz bundan mıdır.
  • köy enstitüleri için en iyi övgüyü tevfik ileri yazmıştır:

    'bu öğrencilerin her biri yakında bir köye öğretmen gidecek. bir yandan o köye çiftçiliği, demirciliği, doğramacılığı en iyi şekilde sokacak, bir yandan da köyün çocuklarına bu enstitü'den aldığı bilgiyi, ruhu aşılayacak. tesadüfen görmemiş olanların katiyen bilmelerine ve tasavvur etmelerine imkan olmayacak şekilde yepyeni bir gençliğin, yepyeni bir neslin bu köy enstitülerinde yaratılmakta olduğunu zevk alarak, gurur duyarak gördük. bugün dileğimiz, türkiye için çok faydalı olan bu köy enstitüleri davasının muvaffak olması, gerçekleşmesidir...' (samsun 19 mayıs dergisi, sayı: 66)

    bunu yazan tevfik ileri, eğitim bakanı olunca 1954'te çıkarttığı bir yasayla köy enstitülerinin kapanmasını sağladı. gel de inanma 'politika ikiyüzlülük sanatıdır ve insanı insanlıktan çıkarar' diyenlere...

    (yazı mahmut makal'dan alıntıdır, köy enstitüleri ve ötesi, s.77)
  • rus yazarların kitaplarının türkiye'de toplatılmasını ve yasaklanmasını emreden demokrat partili milli eğitim bakanı.
  • reşat şemsettin sirer ile başlayan köy enstitülerinin yozlaştırılması sürecinin köy enstitülerinin ortadan kaldırılması sürecine dönüşmesinin baş mimarı. hasanoğlan köy enstitüsü binasının kasıtlı olarak orak biçiminde inşa edildiğini iddia edecek kadar ileri gitti. ve 1952 yılında köy enstitüleri'nin adı değiştirilerek köy öğretmen okulları haline getirildi.
  • turkiye cumhuriyeti hukumetleri’nde alti defa kabine uyesi olarak bulunmus sahsiyettir. ahmet tevfik ileri'nin hukumet uyesi olarak gorev alislarina iliskin bilgiler asagidadir:

    s.n./kabine/gorevi/gorev baslangici/gorev bitisi/secim cevresi/partisi/gorev suresi/toplam gorev yapma suresi
    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    1. 19.hukumet/ulastirma bakani/22 mayis 1950/11 agustos 1950/samsun/dp/2 ay 19 gun/2 ay 19 gun
    2. 19.hukumet/milli egitim bakani/11 agustos 1950/09 mart 1951/samsun/dp/6 ay 28 gun/9 ay 17 gun
    3. 20.hukumet/milli egitim bakani/09 mart 1951/08 nisan 1953/samsun/dp/2 yil 29 gun/2 yil 10 ay 16 gun
    4. 22.hukumet/maarif vekili/12 nisan 1957/25 kasim 1957/samsun/dp/7 ay 13 gun/3 yil 5 ay 29 gun
    5. 23.hukumet/devlet vekili ve basvekil yardimcisi/25 kasim 1957/19 ocak 1958/samsun/dp/1 ay 24 gun/3 yil 7 ay 23 gun
    6. 23.hukumet/nafia vekili/19 ocak 1958/27 mayis 1960/samsun/dp/2 yil 4 ay 8 gun/6 yil 1 gun

    not: resmi degil bu verilen sureler, ben saydim ve yazdim. nasil saydim? bir yilda 12 ay var kuskusuz ve her ay (istisnasiz) 30 cekiyor.
  • sadık yalsızuçanlar tarafından yazılmış, timaş yayınlarından çıkmış vefa apartmanı isimli biyografi/anı romanı ile hayatı anlatılan siyasetçi, mühendis.

    kendisi yassıada sanıklarından olup, adada kansere yakalanmış, griptir diyerek aylarca bekletildikten ve 90 kilodan 40'lı kilolara kadar düştükten sonra hastahaneye sevk edilen ve orada vefat eden demokrat partili siyasetçidir.

    beni en çok etkiyen hatırat şu oldu;

    tevfik bey hastahanede iken üşümüş ve tir tir titrer vaziyette, odasının kapısının kapatılmasını rica eder, ancak kapıda nöbet bekleyen asker buna izin vermez. bu duruma daha fazla dayanamayan hemşire bir battaniye getirip tevfik bey'in üzerini örter ve nöbetçi asker hemşireye çıkışır. bunun üzerine hemşire hanım '' ben size mesaimle bağlıyım, vicdanımla değil'' der.

    tevfik bey'in yassıadadaki soruşturma kapsamında mal varlığı araştırılır. kendisi ulaştırma bakanlığı, milli eğitim bakanlığı, bayındırlık ve iskan bakanlığı yapmış olmasına ve evvelinde de mühendis olmasın karşın ne evi, ne arabası ne de bankada parası vardır. yaşları yakın olan kızları etek boyu uzun alınıp açılarak üç dönem aynı okul üniformasını giyerler. zaten tevfik bey de ''bakan olduğumu ancak imza atarken hatırlıyorum'' der. vatana ihanet suöundan yargılanmıştır.
  • genel olarak dünya görüşlerimiz örtüşmeyebilir ama hakkını da yememek icap eder.
    bulgaristanda bulgar radikallerin razgrad şehrinde türk mezarlığını tahrip etmesinin üzerine türkiye'deki bulgar mezarlığını başkanı olduğu milli türk talebe birliği ile ziyaret ederek tepki vermiştir.bu tepkilerin üzerine finlandiya ve fransa talebe birliklerinden "bütün dünyaya ölülere nasıl saygı duyulacağını öğrettliniz" mesajını alır.
    teknik lisedeki öğrenci temsilciliğinden milli türk talebe birliği başkanlığına gelen ileri öğretmenlik ve karayolları bölge müdürlüğü gibi görevlerde bulunmuştur.
    eşi vasfiye hanımla evlenmeden evvel "birbrimizden önce vatanımızı seveceğiz" onayını almıştır.görevi esnasında çektiği sıkıntılara da eşi vasfiye hanım "bizi bu ülkeden göndermedikleri sürece her türlü zorluğu aşarız"yanıtını almıştır.
hesabın var mı? giriş yap