• the billion dollar code'u netflix'te izledikten sonra google'dan ilk defa nefret etmemi sağlamış iki adamın yarattığı google earth'ün orijinali
  • google'ın götlüğü dışında (mega şirket göt şirkettir olayı) amerika ve onun aptal saptal adalet sistemini de bize tekrar hatırlatmış dizinin içinde google earth'ün atası olan gönüllerdeki uygulama..
  • amerika mahkemelerinde google'a patent davası açabilmek için 6 milyon dolardan fazla para harcamak, inanılır gibi değil.
  • dijital medya, sanat ve teknolojinin birarada oldugu art+com tasarim ofisinin 90li yillarda gelistirdigi, google earth' e ilham olmus uygulama.

    mucitlerinden prof joachim sauter' in 2019 yilindaki roportaji *

    ilgili netflix yapimi #128901240
  • birçok avrupa ülkesinde havaalanlarından şehir merkezlerine servis çeken bir ulaşım firması. fiyatlar genellikle 8-10 € ya da £ civarında değişiyor. roma termini'de 24 saat açık bir bekleme amaçlı cafeleri de var fakat gece yarısı belli saatlerde tuvaletleri kullandırmadıklarını belirtmekte fayda var.

    ayrıca nedense her internette arayışımda misspeling hediyesi olaraktan tera patrick ablamıza ait içeriğe ulaşabileceğimiz bir siteyle karşılaşıyorum. ben girmiyorum, o kendi geliyor!

    http* (doğru adres budur)
  • 2. bölüm 9. dakikada anlattığı şey de bildiğin meta aslında.
    adamlardan sadece google earth ü değil, meta fikrini de çalmışlar sanki. izleyip dinleyiniz demek istediğimi anlayacaksınız.
  • google' ın değil asıl keyhole 'un fikir haklarını ve algoritmasını çaldığı, 1993' te art+com' un geliştirdiği uygulama. liseliler bilmez keyhole' u* grafik hızlandırmalı çalıştırmak için az uğraşmazdık. sonra google satın aldı bu firmayı.

    brian mcclendon dizide brain andersson diye geçen şahıs da keyhole' un kurucusu ve melek yatırımcısıdır. wikipedia' ya göre kendisi 8 yıl silicon graphics 'te çalışmış sonrasında 2001' de keyhole' a yatırım yapmıştır.
  • günümüzde google earth olarak bilinen ve google'in satın alma vaadiyle algoritmasını kopyaladığı/ele geçirdiği (çaldığı) muazzam proje…

    birileri yapar, silikon vadisi çalar…

    en önemlisi de mottosu “kötülük etmeyin” olan (google) bir şirketin bunu yapması…

    gates, jobs'tan esinlenmiş (çalmış), google'da bu kebap sevdalısı iki almandan…
    başarılarını turkish kebap'a borçlular ama, detaylar önemli…

    şirketten (ve buna benzer şirketlerden) satın alma vaadiyle makul bir teklif alıp ve ileride olası bir davayı yalnızca bu teklif ile sınırlandırmak zekice…

    google'in telif hakkı ödediği tarihte görülmemiştir. ms ise satın alarak dosyayı kapatır. alayı hırsız bunların…

    google translate konusuna hiç girmiyorum…
  • netflix cekmesine ragmen google tarafından dizi hali bile ön plana cikmiyor. bugün vay be ne teknoliji diyerek kullandığımız uygulama 93 yılında neredeyse şuanki haliyle yapılmış bile.
  • çok saçma bir mekanizmaya sahip şirket. elimde rezervasyonlu biletim var. her sefere binebileceğim söyleniyor, bu güzel. lakin bunun için kendi seferim bile olsa bileti bastırmam gerekiyormuş. lan sene olmuş 2017. hala ne basılı bileti lan? ben turist olarak kısıtlı zamanımda bir de print eden yer mi arayacağım. yahut sana zaten bilet parası vermişim, bir de senin dandik sistemin yüzünden neden printer parası ödeyeyim? rezervasyon var diye güvenip gitsem, otobüsün dolu çıkma ihtimali de var üstelik, çünkü "şu seferde bu kadar rezervasyonlu adam var ona göre alın" şeklinde bir kağıt da yok ellerinde. ve bu çıktıda yaptıkları şey sadece ne? o kağıdın bir kısmını koparıp almak. onda da kontrol yok yani. alt tarafı telefondan biletteki qr kodu okuyup sistemde sorgulayacak. bunu web sitenizi yapan firmaya söyleseniz en fazla 5-6 günde bitirip entegre ederler sisteme.
hesabın var mı? giriş yap