• --- spoiler ---

    benim çocukluğum şefkatle şehvetin arasındaki farkı anlamadan geçti. ve ben bunu anladığımda da çoktan geçmişti
    --- spoiler ---

    çocuk yaşta aile içi cinsel istismara uğrayanların hisleri herhalde bundan daha etkileyici bir cümle ile anlatılamazdı.

    tanım: beş ayrı karakterin hayatları ve bunların tek ortak noktaları olan terapistin eşinin cinayetini konu alan gain medya dizisi.
  • doktor cemal'in* sesiyle başlangıç yapmasıyla beni sevindiren dizi.

    dolunay soysert, az yaşlan be ablacım.

    ikinci bölüm itibariyle güzel duran dizi. oyuncular kaliteli. dizi nasıl olur bilmem ama havası beni mutlu etti.
  • gain’de yayınlanan dizide oyunculara zaten laf yok, senaryo da tamam da replikler çok sırıtıyor. senaryoyu kurgulayan kişilerin didaktik kaleminden çıkmış gibi bir havası var, fazla teatral ve çoğu zaman personaların ağzına yakışmıyor. biraz koparıyor bu da izleyiciyi hikayeden.

    --- spoiler ---
    terapist belki kendi de farkında değil ama karısının hastalığıyla mücadele edemez duruma geldiğinde “önce danışanların sosyal kaygı ve güvensizliklerinin önüne eşimin hastalığı engelini çıkararak da onlara da karımdan nefret etmeleri için kişisel bir sebep verirsem, bu cinayeti bizim delilerden birinin üzerine yıkarım” diye düşünüp karıyı öldürmüş. ama inkâr halinde hangi danışanının suçlu olduğunu kendisi bulmaya çalışacak. biz delilere odaklanıp onları çözümlerken katil/psikopat terapist çıkarak ters köşe yapmaya çalışacaklar ve sezon büyük bir terapist çözümlemesiyle final yapacak. çünkü biz danışanların hayatlarını tartışmak için oradayız, terapistin özel hayatına giremiyoruz. demek ki katil terapist.
    --- spoiler ---
  • arabulucu. benle benim aramı bulmaya çalışıyor, işi zor, zira daha baştan kendisine belirtmiştim. kendisini her ziyaret edişimde fight clubda buluyorum kendimi ansızın, tyler durden beni dövüp duruyor, dayak yeyip üstüne bir de para veriyoruz. fakat bağımlılık yapıyor demedi demeyin.
  • gain isimli dizi film belgesel her türlü kısa ve güzel içeriğin bulunduğu uygulamaya ait dizilerden biri.
    ben çok beğendim devamını merakla bekliyorum. bütün karakterler rollerini çok güzel oynuyor ve her birinin oldukça merak uyandırıcı hikayeleri var. doktorun başına gelenlerden sonra sandım ki bütün hastaların hayatına tek tek değinip hastalık öyküleri anlatılacak ama tahmin ettiğim gibi olmadı biraz karışık işlenmiş o kısımlar tabi yine de izlemeye engel değil. günümüzde 10 dakikalık dizi yapılacak da birçok iyi oyuncu oynayıp farklı konular oldukça akıcı şekilde anlatılacak deselerdi kim inanırdı ki? bu dizi yapıyor bunu işte ücretsiz olması da ayrıca takdir edilesi. aynı platform üzerindeki bir diğer dizi olan (bkz: 10 bin adım) da gayet başarılı.
  • dizi hakkındaki yazım
    .................................................................................

    geçmiş asla geçmemiştir....

    2021 dijital platformlar açısından bereketli geçecek gibi duruyor. bu yılın başında yayın hayatına başlayan gain de yerli dijital yayın platformları arasındaki yerini aldı. şimdilik, sadece akıllı telefonlardan izlenilebilen çevrim içi servisin, çok yakında akıllı tv’lere geleceğini ve web tabanlı olarak da seyredilebileceği müjdesini verelim. yayın formatına baktığımızda yerli quibi intibâsını oluşturan (umarım sonu benzemez) gain’in, dizilerinin bölüm süresi de tıpkı quibi yapımları gibi kısa tutulmuş.

    terapist ise platformun psikolojik-gerilim türündeki mini dizisi olarak karşımızda…ele aldığı konuyla ve yayın formatıyla diğer türk dizilerinden daha farklı bir yol izliyor terapist. bölüm süresi oldukça kısa (10 dakika civarı) olan, hem de psikoljik-gerilim gibi görece bize uzak temayı işleyen dizi; aksayan bir iki tarafına rağmen üstünde durulmayı hak eden bir iş.

    dizi, “geçmiş, asla geçmemiştir ve geçmeyecek olandır.” cümlesi ile başlıyor ve kendimizi bir grup terapisinin içinde buluyoruz. başarılı bir psikiyatr ve hepsi birbirinden tuhaf beş hasta: kendine delicesine tapan, kendi terini koklamadan uyuyamayan narsist cerrah kerem (çağdaş onur öztürk); sadist eğilimleri olan, şiddet ve nefret dolu bir kadın berna (dolunay soysert); “erişkin bebek sendromu”ndan muzdarip, altını bezlemeden rahat edemeyen kariyerli iş adamı armağan (murat kılıç); kamyon şoförleri ile yatma sevdalısı, kontrol delisi, üniversiteli genç ve güzel kız özlem (ilayda alişan); olur olmaz her şeyden ürken, gerilen, sulu gözlü ayşe (zeynep çamcı) ve bütün bu manyaklara umarsızca deva arayan psikiyatr çetin (muhammet uzuner).

    olağan dışı tutkulara ve saplantılara sâhip olan hastalarımızın, elbette mâzîleri de bir hayli yürek burkucu. hepsinin bu davranışlarına, geçmişte yaşadıkları travmaların sebep olduğu anlaşılıyor. yeri gelmişken temas etmek istediğim bir nokta var: her zaman çok tartışılan: “psikiyatrik hastalıkların sebebi nedir?” sorusu aklıma geldi. psikiyatr değilim lâkin psikiyatrik hastalıkların tek sebebini, “geçmişteki travmalar”a bağlamanın, üstünkörü bir cevap olduğunu düşünüyorum. dizinin karakterlerinin derinliği bence bu noktada eksik kalıyor. çocukluk travmalarının bu hastalıkların sebebi olduğu çok açık ama bunun yanında; stres, yalnızlık, maddî zorluklar gibi sebepler yüzünden rûhî sorunlara dûçar olan karakterlerin diziye eklenmesi; bence diziyi, karakter yönünden daha zenginleştirirdi ve farklı kılardı. senaryoya dönecek olursak:

    ailevî bir sebepten dolayı grup terapisine devam etmeme kararı alan ve bu kararını, 5 ruh hastası ile paylaşan terapistimiz; hem hastalarından olumsuz tepkiler alıyor hem de eve dönünce kendini fâili meçhul bir cinâyetin ortasında buluyor. sevdiği insanı -hayat arkadaşını- katledilmiş hâlde bulan çetin, suç mahalinde kasten bırakılmış bir ipucunu bulunca aklı fazlasıyla karışıyor. geriye ise çözülmeyi bekleyen çetrefil bir mes’ele kalıyor: fâili meçhul bir cinâyet, psikiyatrik sorunlara sâhip 5 zanlı ve eşinin katilini bulmak isteyen bir psikiyatr.

    dizi, ilk bölümünden itibaren seyredenleri içine çekmeyi başarıyor. yaratılan gerilim-gizem atmosferi son derece başarılı ve merak uyandırıcı. kararında ve iyi şekilde kullanılmış müzikler, iyi oyunculuklar, başarılı yönetmenlik de dizinin kalitesini artıran âmillerden. sadece bir iki yerde, sun’î ve gereğinden fazla didaktik diyaloglar, biraz rahatsız edici olabiliyor.

    dizi tartışmalı bir finale sâhip

    ayrıca dizimiz, çok konuşulacak ve tartışılacak bir finale sâhip. şundan eminim: kimileri için beklenmedik kimileri için ise kolayca tahmin edilebilir bir son oldu. aslında ilk bölümü seyrettiğim zaman, zihnimde iki tahmin oluşmuştu. birisinde haklı çıktım. sanki ilk bölümde yönetmen ve senarist, seyirciyi şaşırtmayı ve hedef saptırmayı istemişler ancak bu girişimin, başarılı olup olmadığından emin değilim. gerçi hiç tahmin etmediğimiz biri katil çıksaydı bu sefer de “fazla şaşırtma merakı, geri tepmiş” diye eleştirecektik belki, kim bilir?..

    oyuncular da dizinin güçlü taraflarından birini teşkil ediyor. terapist rolünde muhammet uzuner başta olmak üzere, dizideki tüm oyuncular, parlak bir oyun ortaya koyuyorlar. kendi adıma en çok narsist cerrah karakterini sevdim. niye ise çoğu dizide ve filmde; ukalâ dümbeleği, narsist eğilimlere sahip “kötü” karakterler, seyirci tarafından sempatik bulunuyor. herkes, gizliden gizliye kibre bürünmüş insanlara hayran oluyor galiba!..

    terapist'in en güzel yanlarından biri ise bence bölüm süresinin kısa olması. bu sayede dizi, hem kolay izleniyor hem de akıcılık kazanıyor. evet, başta benim de mesâfeli olduğum konuydu bu ancak bölüm süresi 10-15 dakika civârında birkaç diziyi izleyince bu formatı çok sevdim. vâkıâ dezavantajları da yok değil: bölümler, gayet akıcı bir hâl alıyor ve seyredilmesi kolay oluyor lâkin çoğu duygu, sahne, olay sathîce hemen geçiliyor. bu durum, diziler için faydalı mı yoksa zararlı mı; artık onun kararını da seyirciye bırakalım.

    işte iyi yönleriyle ve aksayan taraflarıyla terapist. özetlersek: iyi yönetmenlik, güzel atmosfer, başarılı oyuncular ve kimileri için sürpriz sayılabilecek kimileri için ise hayal kırıklığına uğratan son. yine de toplam 75-80 dakika civârında süren bu diziyi tavsiye ederim. umarım gain, bundan sonra daha çok dizi ve film ile karşımıza gelir. platforma başarılar diliyorum.
  • kişilik bozuklukları ve psikotik hastalıklar konusunda uzman bir terapistin karısının öldürülmesiyle hayatının altüst olmasını merkeze alan dizide başrolleri çağdaş onur öztürk, dolunay soysert, ilayda alişan, muhammed uzuner, murat kılıç ve zeynep çamcı paylaşıyor.

    geçmişin bugüne düşen gölgesini ararken daha önce hiç fark etmediği gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalan terapist çetin ve her biri birbirinden farklı sendromlarıyla şüpheli hale gelen danışanlarının hikayesini konu alan 7 bölümlük mini dizinin yönetmenliğini ise yurtiçi ve yurtdışı film festivallerinden aldığı ödüllerle kendinden söz ettiren başarılı yönetmen zeynep dadak üstleniyor.

    fragman
    izle

    terapist, ocak'ta gain'de başlıyor!
    görsel
  • ilk iki bölüme bakarak, gülseren budayıcıoğlu ile hayatımıza giren psikolojik rahatsızlık temalı dizi rüzgarının şimdiye kadarki en kaliteli getirisi gibi duruyor. kadrosu olsun, sakız gibi uzatmadan yedi bölümde toparlayacak olması olsun güzel şeyler bunlar.

    --- spoiler ---
    ikinci bölümde cesedin üzerinin örtülü oluşunun özellikle vurgulanmasıyla katilin kadın olduğuna dair işaret çakıldı.
    --- spoiler ---
  • pahalı olduğunu söylerken iki kez düşünüyorum artık. eğri oturup doğru konuşalım, istisnai insanlar dışında kimse nazınızı çekmez, sizi çözümlemek için çaba sarf etmez, size vaktini ayırmaz. kimse sorun çıkaranı, kötü hissedeni sevmez, tahammül etmez. herkesin işi gücü derdi var. insanlar gelir, insanlar geçer, devir bencil olmayı zorluyor, devir hızlı yaşama devri.
  • dizi ve fikir güzel ama jenerik ve creditler dahil 12 dakikalık dizinin haftada bir yayınlanması da biraz abartı olmuş...
hesabın var mı? giriş yap