• 1788 - 1822 yılları arasında yanya valiliği yapmış olan osmanlı devlet adamı.

    arnavut asıllı olan paşa, dönemin yunan isyanlarını bastırmakta başarılı olmuştur. böylelikle yunanistan ve arnavutluk arasında kalan bölgede kendine bir hakimiyet alanı çizmiş, bu da avrupalı devletlerin ve de padişah'ın dikkatinden kaçmamıştır.

    paşa'nın bölgesel bir güç odağı olmasını istemeyen ikinci mahmut ise paşa'yı görevden almıştır. tabi sahip olduğu huzur ortamını kaybetmek istemeyen paşa da bu karara direnince yaşanan arbede sonucu, paşa ve oğullarının kelleleri sepet içerisinde istanbul'a gitmek zorunda kalmıştır.

    ali paşa'nın öyküsü buraya kadar tipik bir paşa vs padişah* hikayesi gibi görünse de işin bir de edebi boyutu vardır. alexandre dumas monte cristo kontu'nda paşa'nın isyan hikayesini ve hayali kızını olaya dahil eder.

    şöyle ki, kont daha edmond dantes olarak mapushane damlarında* çürümekte iken, kontun can düşmanı olan fernand mondego fransız ordusunda albay rütbesiyle görevlidir ve yanya'da paşa'nın hizmetindedir. isyanın başlamasıyla padişaha ulak olarak gönderilir ki kitapta düşmanlarının padişahı doldurduğu ve suçsuz olduğuna inanan paşa'nın padişahı inandırmaya çalıştığı anlatılır.

    ancak fernand paşa'yı 2000 -yazıyla iki bin- kese altın karşılığında satar ve ölümüne sebep olur. bunun üzerine zati fernand'ı sikmeye and içen kontumuz, efendimiz ise paşa'nın kızı, haydée'yi düştüğü esir pazarından kurtararak sevgisini kazanır ve ona yanında prenses hayatı sunar.

    böylece muhteşem ikili olarak paris'e yerleşirler ve günü gelince de fernand'ı da itin götüne monte* ederek paşa'nın da bilahare intikamını almış olurlar.

    6. nesil yazar cino, paris'ten bildirdi. iyi akşamlar sözlük.
  • bu osmanli pa$asinin oykusu ilginctir. 18. yy'in ikinci yarisinin sonlarindan itibaren avrupali bazi devletlerin de etkisi ile yunanlilarin bagimsizlik cabalari artiyordu. bu sirada osmanli padi$ahi, tepedelenli ali pa$a'yi arti$a gecen yunan isyanlarini bastirmakla gorevlendirdi. pa$a nuh diyor, peygamber demiyor, yunan asilerine goz actirmiyordu. hatta bu devirde sonradan yunanlilar icin bir efsane haline gelicek olan lambros katsandonis'i kemiklerini balyoz ile ezmek suretiyle oldurmu$tur. ali pa$a'nin etkinligini goren istanbul'daki yunan lobisi, padi$ah'i ali pa$a'ya kar$i ki$kirtmaya ba$ladi ve bunun sonucunda tepedelenli ali pa$a gorevinden alindi. uzerine yollanan osmanli ordusu'na kar$i isyan bayraklarini bu sefer ali pa$a acti. tabi bu sirada ortaligi bo$ bulan yunanlilar da emellerine daha da yaklami$ oldular. girilen cati$mada ali pa$a sultan'in askerlerine esir du$mu$ ve kafasi oracikta vucudundan ayrilmi$tir. daha sonra kesilen kafa yore halkina te$hir edilmi$ ve akabinde istanbul'a padi$ah'a getirilmi$tir. ali pa$a'nin vucudu ise yunanistan'da kalmi$tir. oldurulmeden once ka$ikci elmasinin sahibiydi, daha sonra elmas osmanli hazinesine gecti.
  • sanilanin aksine yunanlara degil, yunan asilere eziyet etmistir. yunanlari uslu durduklari ve kendisine bagli kaldiklari takdirde bir dereceye kadar özerklik ile ödüllendirdigi ve böylelikle o zamanlar kendini yerli halka sevdirdigi, öldürülmesinin ardindan yunanlarin yaktiklari günümüzde dek söylenegelen agitlar ve sarkilarla da sabittir. diger yandan, bir yunan kadinla birlikte yasamasi da sevilmesini kolaylastirmistir. "o ali pasas" deyin her yunan en azindan agidini bilir. agidin nakaratinda bütün mahalle ali pasa'yla birlikte aglar. bir de daha neseli baska bir ali pasa sarkisi vardir ki ismi "mes'tis polis to hamami", (sehrin icinde hamam)'dir. burda ise ali pasa bursa hashasi doldurulmus cubuk icip, türk ciftetellisi oynayan cariyelerle gönül eglendirirken karsimiza cikar. cok yönlü bir sahsiyetmis kendileri.
  • aynı zamanda anakronik satrançı bulan ve dönemin osmanlı padişahı dördüncü murad han hazretleri tarafından 500 altınla ödüllendirilen paşamızdır. bu satranç o dönemde avusturya-macaristan imparatoru olan maria magdelena'nın üçüncü göbekten torunu ikinci todor puskacz'a hediye olarak gönderilmiş ve osmanlı ile iyi ilişkiler kurduğunu düşünmeye başlayan todor güvenliği elden bırakmış ve yine bu sayede 4. murad han isviçre seferine çıktığında sürpriz bir şekilde bugünkü macaristan , polonya , alsas loren ve hollanda'dan oluşan prusyayı da osmanlı topraklarına katma şerefine erişmiştir.
    adının ali olması sebebiyle 'alevidir' denilerek kapıkulu loncası tarafından yıpratılmaya çalışılan paşaya , asakir-i mansurei muhammediye döneminde ordu tarafından itibarı yeniden geri verilmiştir.fransız ihtilali esnasında sadrazam kabakçı mustafa paşa tarafından paris'e elçilik gözlemcisi olarak gönderilen paşa burada emile zola , dante ve rebespierre ile resmi temaslarda bulunmuş ve ihtilalin kendi çocuklarını yiyişine tanık olduktan sonra döndüğünde tecrübelerini tanzimat fermanı'nın ilanı sırasında yumuşak geçişin yaşanabilmesi ve bu geçişin kansız olabilmesi için kazım karabekir paşa ile paylaşmıştır. bugün fazla tanınmayışı ,adının tarih kitaplarında değil de ancak orhan pamuk'un beyaz kale adlı tarihi gerçeklerden yola çıkan romanı ile prof. dr. ihsan oktay anar'ın tarihimize ışık tutan incelemelerinde geçebilmesi resmi tarih anlayışının cilveleriyle açıklanabiliyor.
    mezarı yanya yakınlarında, tepedelen köyünün tepelerinde vasiyet ettiği gibi tepedelen gölüne nazır konumdadır, ruhu şadolsun.
  • tansu çiller bu zatı bir konuşmasında "tepedelen ali paşa" olarak anmış, memleketin neşesine yine neşe katmıştı.
  • daha sonra ikinci mahmut kendisini tirbüşon olarak kullanmıştır...
  • osmanlı'da merkezin canına okumuş paşadır.

    önceleri osmanlı yerel yönetiminin bir parçası halindeyken, zamanla otonom bir yönetim haline gelmeye başlayınca “tiz kellesi alına” denmiş ve merkez’den gönderilen hurşit paşa tarafından bu kelle kesilmiştir.

    mesleki hayatına 15 yaşlarındayken kurduğu çetelerle başlamıştır. berat paşası’nın hizmetinde bir süre çalıştıktan sonra: çete onun rakibi olan kaplan paşa ile evlenmiştir. *
    daha sonra, delvinye mutasarrıflığı mevkiine ulaşabilmek amacıyla yapılabilecek her şeyi yapmış, ve kayınpederinin helvasını yemiştir. onun yerine geçen kayınbiraderi ali’yi de kardeşi süleyman’a kırdırmış, bir habil kabil röprodüksiyonuna sebep olmuştur. kendi atanana kadar, mutasarrıflığa gelen herkesin başını yemiş, sonunda mutasarrıf olmayı başarmıştır. paşamız elbette bununla da yetinmemiş, e adı üstünde, çeşitli katakullilerle yanya paşalığı görevini de üzerine almıştır.

    iktidarına direnen solyotlar ve gardikliler’e karşı yıllar süren bir kuşatma uygulamıştır. iddiaya göre, 30.000 kişiyi öldürmüştür. rüşvet ve insanları birbirine kırdırma, en sevdiği yöntemlerdendir. rus, fransız ve ingilizler ile bu yöntemlerle başa çıkmıştır.

    (bkz: adem i merkeziyetcilik)

    (bkz: #2631802)
  • bazı yazarların değindiği gibi, düşüşünde bağımsızlık mücadelesine hazırlanan yunan lobisi (bkz: filiki eteria) ve de istanbul'da yaşayan phanariot rumlarının parmağı vardır. paşanın idam edilmesiyle başlayan süreç osmanlı'nın balkanlardaki neredeyse tüm topraklarını kaybetmesine neden olmuştur.

    hayatta iken yanya merkezli oluşturduğu güç bölgesi imparatorluk sınırlarındakı arnavutları ve yunanlıları kontrol altında tutmaktaydı. düşüşü sonrasında ise yunan isyanı patlamış, imparatorluk ilk kez etnik bir isyan sonucunda toprak kaybetmiştir. ikinci mahmut her ne kadar yenilikçi bir padişah olsada siyasi anlamda çok başarısızdır. ali paşanın tasfiyesinden sonra balkanlarda yaşayan yunan halk imparatorluğun kotrolünden çıkmış ve daha da önemlisi, o güne kadar osmanlının balkanlardaki en sadık halkı olan arnavutlar bektaşiliğin yasaklanması/yeniçeri ocağının kapatılması gibi gelişmeler sonucunda kendi milliyetçiliklerini oluşturma sürecine girmişlerdir. yani ali paşanın idami ile başlayan süreç, 1912 yılında zirve yapmış, osmanlı anavatanını kaybetmiştir.
  • 1744 yilinda dogmustur. ilk olarak mutasarrif kaplan pasa nin hizmetine girmis, onun kiziyla evlenmis fakat kaplan pasa nin osmanli ya baskaldirmasi uzerine onu oldurerek hukumetin guvenini kazanmistir. daha sonra, once tirhala mutasarrifligina atanmis, daha sonra da yanya sancaginda vezirlik rutbesi kazanmistir. yanya valisi olduktan sonra da yari bagimsiz, sasaali bir hayat surmustur. daha sonra devlete baskaldirmis ve 1822 de ordu tarafindan yakalanip oldurulmustur. kaplan pasa ya verdigi sonu, ayni sekilde yillar sonra kendisi yasamistir boylece. bu acidan cok ilginc gelir bana hikayesi.
  • o meşhur kaşıkçı elması'nı, kuyumcu babasını öldürmek üzere evlerine gittiğinde görüp aşık olduğu güzeller güzeli rum kızı vasiliki'ye düğün hediyesi olarak takmış paşamız, değerlimisss.
hesabın var mı? giriş yap