• dini benimseyen ve tanri adina hukum suren devlet sekli.
  • tanrı'nın yeryüzündeki hakimiyeti şeklinde ortaya çıkan dingilsi yönetim sistemi.
  • "teokrasinin en mühim mahzuru, en zararlı neticesi de milletleri inhitata sürüklemesidir. devletin dindar zannolunan, dindar görünmeğe çalışan dinî reisler tarafından idare olunması tabiî olarak ahalide ancak gösterişten ibaret resmî ve mürâi bir dindarlık modası tevlit eder. devlet idaresi dinî reislerin elinde bulunduğu için bu gibi bir devlette hayatın herhangi bir sahasında muvaffak olmak, hattâ maişeti temin edebilmek için dinî reislerin hüsnü teveccühünü, muhabbet ve itimadını kazanmak lâzımdır. buna vusul için en emin yol dindar görünmektir. onun için teokratik devlette herkes dindar görünmeğe, kendisini dine çok merbut adam olarak tanıtmağa gayret eder. dine merbutiyeti ispat yollarından bir de başka dine mensup olanlara karşı gösterilen nefret ve husumettir. bu suretle teokratik devlette devlet idaresi başında bulunanlardan tut da en küçük bir memura kadar herkes, hakikî iman ve kanaatleri ne olursa olsun, dindarlık satmağa, dindarlığıyla temayüz etmeğe, başka dine mensup fert ve zümrelere karşı nefret ve husumet besler gibi görünmeğe çalışır. bütün memlekette müraî bir dindarlık yarışı başlar, bütün memleketi bir taassup havası istilâ eder. ahalinin büyük bir kısmı, ekseriya en münevverleri, vakitlerinin büyük bir kısmını mabetlerde geçirmeğe çalışırlar, diğer bir kısmı da büsbütün dünyadan, masivadan tecerrüt ederek manastır, tekke,hanikahlara çekilirler. neticede memlekette istihsal kuvvetleri zayıflar, iktisadı hayatta durgunluk hâsıl olur. umumî refah gittikçe azalır, neticede hayat neşesi, terakki ve tekâmül hamleleri zail olur. bu suretle yavaş yavaş milletin hem maddî, hem manevî hayatı söner. onun için teokrasi usulüyle idare olunan milletler ancak bundan kurtulmak şartiyle millî ve siyasî varlıklarını kurtarabilmişlerdir. fertlerin vicdan sahasında kalan samimî imanı, hakikî dindarlığı ne kadar şayanı hürmet ise, milletlerin yalan, yapmacık dindarlığı, devletin resmî ve zoraki dindarlığı, taassubun devlet idaresi esaslarından olmaması o kadar zararlıdır."

    sadri maksudi arsal - 1940
  • (bkz: iran)
    (bkz: suudi arabistan)
    (bkz: israil)
  • dine dayalı bir yönetim biçimi.

    (bkz: şeriat)
  • bu yönetim şeklinde doğrudan doğruya tanrı'nın hakim olduğu varsayılır ve hükümeti tanrının verdiği emirlere göre yönettiğini iddia eden yönetici/yöneticiler bulunur.
  • teokratik devlette egemenliğin kaynağı tanrıdır. siyasal - toplumsal düzen din kurallarına göre biçimlenmiştir. teokratik devlette, hukuk yapısı dinsel nitelik taşır.
    (bkz: allah düşmanımın başına vermesin)
  • tanrı adına hüküm sürdüğünü iddia eden devlet şekli.
    teokratik devletlerde yönetim dini kurallara düzenlenir ve din adamları devlet yönetiminde söz sahibidir.
    ilk ve orta çağ'da kralların büyük bir kısmı egemenliklerini güçlendirmek için tanrı tarafından görevlendirildiklerini iddia etmişlerdir.
    bu yönetim şekli din adamlarının toplum üzerindeki etkinliğini artırıcı niteliktedir.
  • hukukî olarak, egemenliğin halka veya beşerî ilkelere değil de, ilahî veya aşkın bir merciye dayandırıldığı yönetim düzenidir. teokrasilerin, din adamlarıyla ve din kurallarıyla yönetildiği düşüncesi ve bu yüzden israil'in teokrasi olmadığı fikri yanıltıcıdır. israil bir teokrasidir, zira teokrasi din kurallarıyla, din adamları tarafından yönetilmek demek değildir; belki bazı teokrasiler bu özellikleri de taşıyabilir, fakat hepsinin taşıması lazım değildir. kendisini tevrat'ta ''vaadedilen topraklar üzerinde, tanrının seçtiği yahudi toplumunun devleti'' olarak tanımlayan bir devlet, kendi meşruiyetini bir dinin kaynağına, tevrat'a, yani orada geçen ''vaadedilmiş toprağa'' dayandırmakta ise, o devlet teokratiktir.

    işin ilginci, elitist kuramcıların birisi olan gaetano mosca'ya göre, aynı zamanda diktatörlükler de birer teokrasidir. zira diktatörler, yarı tanrı, aynı zamanda ilahî bir tür insanüstü varlık olarak görülür ve onların iradesi, egemenliğin kaynağı sayılır. bu durumda, mustafa kemal türkiye'si bir teokrasi midir? mosca'ya göre evet. neticede kemalist devirde mustafa kemal için (haşa) naatler yazılıyordu.
  • yolsuzluğa ve adam kayırmaya doğası gereği açık rejimdir:

    a. ilahi bir adalete ve ahlaka güven vardır. dini bütün insanların bu nedenle harama el sürmeyeceğine inanılır. bu sayede güçlü bir hesapverirlik altyapısı kurulmaz.

    b. tek bir yüce merci vardır: dini otorite. bu nedenle güçler ayrılığı ve denge-denetleme sistemleri kurmak mümkün olmaz.

    c. kutsal kitaplar her konuyu kapsayamaz. eksikleri de genellikle feodal güç odakları kendi çıkarları doğrultusunda doldurur. (örneğin, emevi feodalitesi-fıkıh ilişkisi, avrupa feodalizmi-engizisyon ilişkisi, hinduizm - kast sistemi ilişkisi)
hesabın var mı? giriş yap