• "bir kelebek kanat çırptı az önce
    öldü, kalbimde bir başkası."
  • "yunanlılar her bilmenin hatırlama olduğunu söylediğinde, varolan bütün varoluşun var olmuş/oluyor olduğunu söylemişlerdir; yaşam tekerrürdür dendiğinde, söylenmek istenen şudur: var olmuş/oluyor olan gerçeklik şimdi vücut bulmaktadır."
    (kierkegaard, "tekerrür")
  • soren kierkegaard'ın ''deneysel psikolojiye tehlikeli bir teşebbüs'' mottosu ile yayınlanmış kitabının adı. orjinal ismi için (bkz: repetition)
    yaşadıklarını duygusal yıkıntılar üzerinden ironik biçimde ele aldığı bu kitapta, esprili ve yer yer şairane bir üslup görülür.
    arka kapak:
    ''umut, kişinin elinden kayıp giden güzel bir bakiredir; hatırlama, kişinin şimdi tatmin olmayacağı güzel ama yaşlı bir kadındır; tekerrür, hiçbir zaman kendisinden bıkılmayan sevilen eştir, çünkü kişi sadece yeni bir şeyden bıkar...
    tekerrürün diyalektiği kolaydır, çünkü tekrar edilen var olur -aksi takdirde tekrar edilemezdi- ama varolması tekerrürü yeni bir şeye dönüştürür... eğer tanrı'nın kendisi tekerrürü istemiş olmasaydı, dünya voralmazdı...''
  • soren kierkegaard'ın eseri için:

    (bkz: bjentagelfen)
  • önceden işlenen bir suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suç işlenmesi durumudur.

    ceza mahkumiyetinin olması yeterlidir. cezanın "infaz" edilmiş olmasına gerek yoktur. ancak tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için kesinleşen cezanın infaz edilmeye başlanması gerekir. bu süreler 5 yılda fazla cezalar için infaz bitiminden itibaren 5 yıl, 5 yıl veya daha az cezalar ile adli para cezaları için de 3 senedir. bu süreler içinde kişi bir suç işlerse mükerrir durumuna düşer. hapis cezasının ertelenmesi gibi bir durumda infaz gerçekleşmediği için bu süreler uygulanmaz. misal kasten yaralama suçundan dolayı aldığı ceza ertelenen kişi 10 sene sonra hırsızlık yapsa tekerrür gerçekleşmiş sayılır.

    tekerrür nedeniyle ceza arttırılmaz. ancak özel bir infaz rejimi uygulanır. koşullu salıverme olanağı sınırlandırılarak ceza infaz edildikten sonra 1 seneden az olmamak üzere denetimli serbestlik* uygulanır.

    kasıtlı suçlar ile taksirli suçlar, salt askeri suçlar ile diğer suçlar arasında; kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti ile para veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler ile eylemi işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
  • en basit kuraldir, tekerrur. ve müşabehet. hic mi sasmaz. hic mi yaniltmaz.

    ve feraset.

    hic aklimizdan cikarmayalim. tekerrur ferasetten oncedir. biz insani bir acziyetle ferasetin buyusune, tatminine, gizemine ne denli kapilirsak kapilalim, asıl akıl hocamız tecrube ettiklerimizdir.

    bilelim ki dersimizi iyi ogrenirsek tekrar tekrar ayni hikayeyi ibretle deneyimlememize gerek kalmaz.

    ama insan yanılmak istiyor.
  • oturup izlemeye baslarsiniz denizi kiz kulesinin karsisindaki bankta. gozleriniz denizdedir, ne kule, ne gunes, ne yaninizda oturan hayali kisiyi umursamadan denize bakarsiniz. deniz.. masmavi diye dusunursunuz bir an ve ilkokul bilgileriniz dolasir zihninizde.. kuyruklari karismadan, tilki misali: su seffaftir. ama bu mavi. ilkokul caginiza donersiniz o an, masmavi gomlekler, bembeyaz yakalar, kara tahta, beyaz tebesir, tahta siralar.. tipki su an uzerinde oturdugunuz bank gibi tahta siralar.. beslenme saatleri. beslenme cantasi, yumurta, peynir, zeytin.. zeytin.. klasik benzetme.. zeytin gibi gozler.. basinizi saga cevirirsiniz.. o zeytin gozlere odaklanirsiniz.. yetmez.. daha da derine.. o gozlerdeki yansimaniza odaklanirsiniz.. cekicilige dayanamaz yaklasirsiniz.. o hayali kisiye degdirirsiniz dudaklarinizi.. nefesini duymaya baslarsiniz dalga sesi formunda.. gercege donup denizi izlemeye devam edersiniz ve yine maviyi gorursunuz. az onceki dusunceleriniz gelir zihninize tekrar.. su seffaftir. su seffafsa deniz neden mavi.. gokyuzu gelir akliniza.. basinizi kaldirip gogu izlemeye baslarsiniz. kuslari gorursunuz ucusan.. kollarinizi iki yana acarsiniz.. cenenizi havaya kaldirir ve kanatlanirsiniz masmavi goge.. bank ufalir kiz kulesi gorumnez olur, istanbulu terkedip kita nokta olana kadar ilerlersiniz mavi uzayda. kurallar yoktur bu mavi uzayinizda.. en maviyi ararsiniz.. fakat cabalariniz sonuc vermez, labirennte peynir arayan fare misali cildirirsiniz.. gozleriniz doner.. etraf dalgalanmaya baslar.. ve daha da koyulasmaya.. tipki deniz gibi.. deniz mavisi gibi.. islandiginizi farkedersiniz.. biraz daha kanat cirparsiniz.. daha da islanirsiniz.. basinizi disariya cikertirsiniz sudan.. betonun ustune cikarsiniz binbir caba ile.. beton soguktur.. mermerden bile soguk.. ilkokulun bahcesindeki ataturk bustunun mermeri kadar soguk.. hani o bos derslerde teneke kutularla yaptiginiz maclardan sonra oturup dinlendiginiz mermerin ustu gibi buz gibi. bembeyaz cesetler gibi buz gibi.. yeniden.. tekerrur eder zihninizde ilkokul anilari.. masmavi gomlekler, bembeyaz yakalar, kara tahta, beyaz tebesir, tahta siralar.. tipki az once uzerinde oturdugunuz bank gibi tahta siralar.. beslenme saatleri. beslenme cantasi, yumurta, peynir, zeytin.. zeytin.. klasik benzetme.. zeytin gibi gozler.. basinizi saga cevirirsiniz.. o zeytin gozlere odaklanirsiniz.. yetmez.. daha da derine.. o gozlerdeki yansimaniza odaklanirsiniz.. cekicilige dayanamaz yaklasirsiniz.. o hayali kisiye degdirirsiniz dudaklarinizi.. nefesini duymaya baslarsiniz dalga sesi formunda.. gercege donup denizi izlemeye devam edersiniz ve yine maviyi gorursunuz. az onceki dusunceleriniz gelir zihninize tekrar.. su seffaftir. su seffafsa deniz neden mavi.. gokyuzu gelir akliniza.. basinizi kaldirip gogu izlemeye baslarsiniz. kuslari gorursunuz ucusan.. kollarinizi iki yana acarsiniz.. cenenizi havaya kaldirir ve kanatlanirsiniz masmavi goge.. bank ufalir kiz kulesi gorumnez olur, istanbulu terkedip kita nokta olana kadar ilerlersiniz mavi uzayda. kurallar yoktur bu mavi uzayinizda.. en maviyi ararsiniz.. fakat cabalariniz sonuc vermez, labirennte peynir arayan fare misali cildirirsiniz.. gozleriniz doner.. etraf dalgalanmaya baslar.. ve daha da koyulasmaya.. tipki deniz gibi.. deniz mavisi gibi.. islandiginizi farkedersiniz.. biraz daha kanat cirparsiniz.. daha da islanirsiniz.. basinizi disariya cikertirsiniz sudan.. betonun ustune cikarsiniz binbir caba ile.. beton soguktur.. mermerden bile soguk.. ilkokulun bahcesindeki ataturk bustunun mermeri kadar soguk.. hani o bos derslerde teneke kutularla yaptiginiz maclardan sonra oturup dinlendiginiz mermerin ustu gibi buz gibi. bembeyaz cesetler gibi buz gibi.. yeniden.. tekerrur eder zihninizde ilkokul anilari..
  • hayatın "yaşadığımızı anladık mı?" sorusu.
  • tarih tekerrürden ibarettir ve beşer ders almadıkça tekerrür edip gidecektir.
  • siktiriboktan bir şeydir.
hesabın var mı? giriş yap