*

  • (bkz: tekrar etmek)
  • (bkz: tarih)
  • oturup izlemeye baslarsiniz denizi kiz kulesinin karsisindaki bankta. gozleriniz denizdedir, ne kule, ne gunes, ne yaninizda oturan hayali kisiyi umursamadan denize bakarsiniz. deniz.. masmavi diye dusunursunuz bir an ve ilkokul bilgileriniz dolasir zihninizde.. kuyruklari karismadan, tilki misali: su seffaftir. ama bu mavi. ilkokul caginiza donersiniz o an, masmavi gomlekler, bembeyaz yakalar, kara tahta, beyaz tebesir, tahta siralar.. tipki su an uzerinde oturdugunuz bank gibi tahta siralar.. beslenme saatleri. beslenme cantasi, yumurta, peynir, zeytin.. zeytin.. klasik benzetme.. zeytin gibi gozler.. basinizi saga cevirirsiniz.. o zeytin gozlere odaklanirsiniz.. yetmez.. daha da derine.. o gozlerdeki yansimaniza odaklanirsiniz.. cekicilige dayanamaz yaklasirsiniz.. o hayali kisiye degdirirsiniz dudaklarinizi.. nefesini duymaya baslarsiniz dalga sesi formunda.. gercege donup denizi izlemeye devam edersiniz ve yine maviyi gorursunuz. az onceki dusunceleriniz gelir zihninize tekrar.. su seffaftir. su seffafsa deniz neden mavi.. gokyuzu gelir akliniza.. basinizi kaldirip gogu izlemeye baslarsiniz. kuslari gorursunuz ucusan.. kollarinizi iki yana acarsiniz.. cenenizi havaya kaldirir ve kanatlanirsiniz masmavi goge.. bank ufalir kiz kulesi gorumnez olur, istanbulu terkedip kita nokta olana kadar ilerlersiniz mavi uzayda. kurallar yoktur bu mavi uzayinizda.. en maviyi ararsiniz.. fakat cabalariniz sonuc vermez, labirennte peynir arayan fare misali cildirirsiniz.. gozleriniz doner.. etraf dalgalanmaya baslar.. ve daha da koyulasmaya.. tipki deniz gibi.. deniz mavisi gibi.. islandiginizi farkedersiniz.. biraz daha kanat cirparsiniz.. daha da islanirsiniz.. basinizi disariya cikertirsiniz sudan.. betonun ustune cikarsiniz binbir caba ile.. beton soguktur.. mermerden bile soguk.. ilkokulun bahcesindeki ataturk bustunun mermeri kadar soguk.. hani o bos derslerde teneke kutularla yaptiginiz maclardan sonra oturup dinlendiginiz mermerin ustu gibi buz gibi. bembeyaz cesetler gibi buz gibi.. yeniden.. tekerrur eder zihninizde ilkokul anilari.. masmavi gomlekler, bembeyaz yakalar, kara tahta, beyaz tebesir, tahta siralar.. tipki az once uzerinde oturdugunuz bank gibi tahta siralar.. beslenme saatleri. beslenme cantasi, yumurta, peynir, zeytin.. zeytin.. klasik benzetme.. zeytin gibi gozler.. basinizi saga cevirirsiniz.. o zeytin gozlere odaklanirsiniz.. yetmez.. daha da derine.. o gozlerdeki yansimaniza odaklanirsiniz.. cekicilige dayanamaz yaklasirsiniz.. o hayali kisiye degdirirsiniz dudaklarinizi.. nefesini duymaya baslarsiniz dalga sesi formunda.. gercege donup denizi izlemeye devam edersiniz ve yine maviyi gorursunuz. az onceki dusunceleriniz gelir zihninize tekrar.. su seffaftir. su seffafsa deniz neden mavi.. gokyuzu gelir akliniza.. basinizi kaldirip gogu izlemeye baslarsiniz. kuslari gorursunuz ucusan.. kollarinizi iki yana acarsiniz.. cenenizi havaya kaldirir ve kanatlanirsiniz masmavi goge.. bank ufalir kiz kulesi gorumnez olur, istanbulu terkedip kita nokta olana kadar ilerlersiniz mavi uzayda. kurallar yoktur bu mavi uzayinizda.. en maviyi ararsiniz.. fakat cabalariniz sonuc vermez, labirennte peynir arayan fare misali cildirirsiniz.. gozleriniz doner.. etraf dalgalanmaya baslar.. ve daha da koyulasmaya.. tipki deniz gibi.. deniz mavisi gibi.. islandiginizi farkedersiniz.. biraz daha kanat cirparsiniz.. daha da islanirsiniz.. basinizi disariya cikertirsiniz sudan.. betonun ustune cikarsiniz binbir caba ile.. beton soguktur.. mermerden bile soguk.. ilkokulun bahcesindeki ataturk bustunun mermeri kadar soguk.. hani o bos derslerde teneke kutularla yaptiginiz maclardan sonra oturup dinlendiginiz mermerin ustu gibi buz gibi. bembeyaz cesetler gibi buz gibi.. yeniden.. tekerrur eder zihninizde ilkokul anilari..
  • (bkz: nakarat)
  • cezayı ağırlaştıran sebeplerdendir.
  • askeri suçlar ve sivil suçlar arasında, ayrıca taksirli suçlar ve kasıtlı suçlar arasında uygulanamayacak olan ceza hukuku kavramı.
  • organize işlerde: "bir daha tekerrür etmesin!" sözünde geçen kelimedir.
    bu bağlamda, olayın üçüncü defa, hatta biraz zorlarsak dördüncü defa gerçekleşmesi anlamına gelir.
  • önceden işlenen bir suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suç işlenmesi durumudur.

    ceza mahkumiyetinin olması yeterlidir. cezanın "infaz" edilmiş olmasına gerek yoktur. ancak tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için kesinleşen cezanın infaz edilmeye başlanması gerekir. bu süreler 5 yılda fazla cezalar için infaz bitiminden itibaren 5 yıl, 5 yıl veya daha az cezalar ile adli para cezaları için de 3 senedir. bu süreler içinde kişi bir suç işlerse mükerrir durumuna düşer. hapis cezasının ertelenmesi gibi bir durumda infaz gerçekleşmediği için bu süreler uygulanmaz. misal kasten yaralama suçundan dolayı aldığı ceza ertelenen kişi 10 sene sonra hırsızlık yapsa tekerrür gerçekleşmiş sayılır.

    tekerrür nedeniyle ceza arttırılmaz. ancak özel bir infaz rejimi uygulanır. koşullu salıverme olanağı sınırlandırılarak ceza infaz edildikten sonra 1 seneden az olmamak üzere denetimli serbestlik* uygulanır.

    kasıtlı suçlar ile taksirli suçlar, salt askeri suçlar ile diğer suçlar arasında; kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti ile para veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler ile eylemi işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
  • bu kelimenin vergi usul kanunundaki anlamı "tekrar ederse skerim hic affetmem"dir.

    diyelim ki 5 yıl önce bir eseklik ettiniz bir peçeteye "buraya işeyen eşek falancaya 133,33 ytl ödeyecek" yazıp
    imzaladınız. ama bu kağıdın damga vergisini vermeyi unuttunuz. iki ay sonra peçeteyle burnunuzu silmek
    üzere uzanan vergi denetmeni (kim verdi lan o peçeteyi ona) yazilari görüp eyvahlarim olsun nerede bunun damga vergisinin ödendiğine dair kaşesi dedi ve 133,33 x 7,5 / 1000 = 1 ytl damga vergisini saldı.
    alın size (bkz: vergi ziyaı) cezası.

    iste o 5 yıl öncesinden 5 yıl sonrasına kadar geçen sürede alacağınız her vergi ziyaı cezasını %50 zamlı
    ödemek zorundasınız.

    o bir liraydı bu seferki ceza 100.000.000.000.000 lira neden bunu %50 zamlı ödüyorum, this is not fair derseniz
    başka kapıya gitmeniz gerekir. gerekir de kime gidicez mna kyim.monacoya mı gidelim kafiyeli oluyor diye.

    vuk madde 339 değişmelidir. buradan yetkililere sesleniyorum bu maddenin kapsamı daraltılmalıdır. hiç değilse
    tüm vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları için %50 tekerrür zammı kesmek ve milletin iflahını zikmek yerine
    sadece kaçakçılık suçlarından doğan vergi ziyaı cezaları için (evet böyle bişey var vuk madde 359) uygulansındır.
    hem 1 liralık vergiyi zamanında ödemedi diye tavanı olmayan cezalara %50 zam eklemek nasıl bir mantıktır. dolayısı ile gerek vergi ziyaına sebep olan işlemler gerekse zayi edilen vergi tutarları açısından sınırlandırılmalıdır.
    ama nerdeee kaçakçıya ceza kesildiği mi var. zaten vergisini ödeyeni affetmeyip, affetmedigini öpen,
    vergi vermeyeni ödüllendiren bir sistem olduğu sürece.... siz benden çok öpücük alırsınız, ülkemiz de kalkınma,
    eşitlik, adalet, devlete güven, hede höde gibi kavramları geriden görür ancak.

    edit:kapsamını iyice daralttım.
  • abdülhamid hanın bir sözunde gecer: tarih değil,hatalar tekerrür ediyor!
hesabın var mı? giriş yap