• erkek: merhaba, bir gasp ihbarında bulunmak istiyorum.
    memur: gasp mı? olay nerede yaşandı?
    erkek: 21. sokak ve dundritch caddesinin arasında yürüyordum. bir adam aniden silahını çekerek, bana tüm paramı ona vermemi söyledi.
    memur: ve siz de verdiniz mi?
    erkek: evet, söylediğini yaptım.
    memur: yani tüm paranızı hiç direnmeden, yardım istemeden ya da kaçmaya çalışmadan mı verdiniz? bağırmadınız üstelik?
    erkek: evet, ama çok korkmuştum, beni öldüreceğini düşündüm!
    memur: hmm, ama söylediğini yaptınız. ayrıca anladığım kadarıyla bir hayırseversiniz.
    erkek: evet, hayır kurumlarına bağış yapıyorum.
    memur: yani para dağıtmayı seviyorsunuz, para dağıtmayı bir alışkanlık haline getirmişsiniz. herkese veriyorsunuz galiba.
    erkek: bunun konumuzla ne alakası var?
    memur: herkesin sizin para dağıtmayı seven biri olduğunuzu bile bile fiyakalı takımınızla dundritch caddesinde yürüdünüz ve gasp sırasında hiç karşılık bile vermediniz. kulağa, parayı isteyerek vermişsiniz de sonradan pişmanlık duymuşsunuz gibi geliyor. söyleyin bana, bir pişmanlığınız yüzünden onun hayatını karartmak istiyor musunuz gerçekten?
    erkek: bu tamamiyle saçmalık!
    memur: bu, tecavüzle aynı şey. kadınlar tecavüzcülerini adalet karşısına çıkarmak istediğinde her gün bu muameleyle karşılaşıyorlar.

    (kaynak, ertuğrul uzun)
  • geçenlerde konusu geçti. bir yazar arkadas (entrysini silmis yahut kendisi uçmus) tecavüzün aslinda kadinlarin kukusunu kiymete bindirmesinden, dolayisiyla cinsel doyumsuzluktan kaynaklandigini, esasen dayak yemekten kötü bi durum olamayacagini savlamisti. bu arkadasa kizanlar oldu, düsüncelerinde haksizdi çünkü. fakat tespiti yersiz degildi, yani yersiz degildi derken, tecavüz hususunda birçok kisiyle düsünceleri benzestigi için böyle söylüyorum. dahasi; polisler, savcilar, hakimlerle yapilan bir anketin sonuçlarina bakildiginda da farkli bir tabloyla karsilasmiyoruz. yani genel görüs, cinsel saldirinin issiz bir alanda, geç saatlerde, kadinin kilik kiyafeti gibi unsurlar nedeniyle karsi tarafi bir anlik tahrik etmesi sonucu ve failin cinsel doyumu amaçlamasiyla gerçeklestigi yönünde. peki istatistiklere baktigimizda bunlarin ne kadari dogru?

    tecavüz cinsel dürtünün kontrol edilememesi sonucu gerçeklesiyor diyenlerin bilmesi gerekir ki, bu saldirilar %60-70 oraninda önceden planlanip tasarlanmistir ve insan cinselligi, birey tarafindan ertelenilebilir özelliktedir. saglikli bir kisi suradan bir kadin çevireyim de kendimi tatmin edeyim diye düsünmez. zaten tecavüzün psikolojik zemininde genellikle seksüel dürtüler degil, karsidaki kisi üzerinde hakimiyet kurma düsüncesi yatar. bu hususta yine istatistiklere göz atalim, tecavüz suçlarinin yalnizca %20'si hile-kandirma üzerine kuruludur. kalan %80lik kismindaysa fail gücünü ispat etmeye yönelik fiziksel siddet, baski, tehdit, korkutma gibi yöntemler kullanir.

    tecavüzü tek bir nedene, tecavüzcüyü tek bir profile sigdirmak manasizdir. kadinlara karsi sosyal ve cinsel açidan güçsüz, sirf erkek oldugunu hissetmek/bundan emin olmak için tecavüz edenler vardir. örnegin ümraniye sapigini hatirlayin. erken bosalma sorunu nedeniyle karisiyla problemler yasayan bu adam, asagilandigi için önce intihar etmeyi düsündügünü, basarisiz olunca da erkekligini ispatlayabilmek için küçük kizlara yöneldigini itiraf etmisti. sirasi gelmisken tecavüzcülerin büyük bir oraninin evli oldugunu yani "en azindan" teorik olarak cinsel açlik içinde olmadiklarini da ekleyelim.

    karsi tarafin üzerinde hakimiyet kurmak, gücünü hissettirmek için tecavüz edenlerse kadinlarin haz nesnesi olduguna inanirlar. ataerkil toplumun ürünü olan maçoluk benliklerine islemistir ve kadini ikinci sinif insan gördüklerinden, muameleleri de bu yöndedir. bir de hayatta kendince ugradigi haksizliklarin intikamini almak isteyen, karsi tarafa aci vermek için bu suçu isleyenler vardir. bunlar kadinlarin tamamindan nefret ediyor olabildikleri gibi, öfkeleri bir kisiye yönelik de olabilir. buna da arabayi kullanirken kaza yapan ve kizinin ölmesine sebep olan akrabasinin kizini kaçirip tecavüz eden kisiyi örnek verebiliriz. acaba fail, o küçük, hiçbir günahi olmayan çocuga tecavüz ederken cinsel doyuma ulasmayi mi hedefliyordu dersiniz?

    bunlarin disinda daha nadir görülen; madde bagimlilari ve kurbanlari üzerinde efendi-köle fantezisini uygulamaktan, kadina aci çektirmekten, aci çekisini izlemekten zevk alan sadist kisilikler vardir. en tehlikeli ve vahsi tecavüzleri de bunlar islerler...

    magdur profilindeki istatistiklere göz atacak olursak bunlarin %35-40'i eriskin kadinken, %50'si çocuk, tahmin bile edilmez ancak %5'i eriskin erkek, %5'i zihinsel özürlü, %1-3'ü ise yaslidir. kadinlara yönelik saldirilarin %75'i, çocuklara yönelik saldirilarin %90'i tanidik kisiler tarafindan islenir. genel alginin aksine saldirilar %10 oraninda issiz bir alanda gerçeklesir, daha çok magdurun&saldirganin evi kullanilir. elbette istatistikler toplumun olumsuz bakis açisi nedeniyle yalniz ortaya çikan suçlarin oranini belirtir. bugün bir polis bile hayat kadininin tecavüze ugramasini bedenin bütünlügüne yönelik islenmis bir suç olarak algilamiyorsa, üniversite ögrencileri bile iki sevgili arasinda kadinin bir yere kadar getirdigi ancak devamini istemedigi halde erkegin zoruyla gerçeklesen cinsel iliskiyi tecavüz olarak algilamiyorsa (anket sonuçlari) bu suçun yalniz %5-10 kadarinin gün isigina çikmasi normaldir. bu kadin kime ifade verecek polise, savciya, hakime; kimin arasina dönecek arkadaslarinin arasina; e simdi çikip nasil desin ben tecavüze ugradim. saldirganin cezalandirilmayacagini, olayi ispatlayamacagini ve en kötüsü suçu "kim bilir ne giydi, o saatte disarida isi neydi?" diye önce kadinda arayacak toplum fertlerinin gözünde düsecegi konumu hesaplayan kadin hakkini nasil arasin? tecavüze ugrayan kadinlardan mahkemeye basvurmayi düsünenlerin (bakin bir de gizlisi, saklisi var) sadece %50'sinin suçu ilk gün bildirdigini biliyor muydunuz? ertesi gün, bir hafta, hatta haftalar sonra basvurani var. magdur olan sensin, neyi bekliyorsun kadin? neden bekliyorsun?

    diyemiyoruz, çünkü sebepler belli, sebepler ortada. gelismemis ülkelerde tecavüzün daha yaygin oldugunu, bunu kadinin kukusunu kiymete bindirmesinden kaynaklandigini savlayacaksan, önce erkegin kadina olan yaklasimini degistireceksin, bu özgürlügü saglayacaksin ki gerisi gelsin. efendim neymis, natasalar karadeniz'e gelince tecavüz vakalari azalmis, erkekler cinsel doyuma ulasabilince kadinlari rahat birakmis.

    peki bunu söyleyen kisinin o dönemde gerçeklesen ensest tecavüz vakalari hakkinda bir fikri var mi?
  • dayak yemekten kötü olmadığını düşünen erkekler götleri konusunda gösterdikleri hassasiyeti azaltabilirler.
  • ilkokulda biri kalemimizi izinsiz aldığında yaygarayı koparırdım hemen:
    - öğretmenim x kalemimi izinsiz alıyooooooo!

    öğretmenim de kızardı:
    - şikayet yok! aranızda çözün meseleyi.

    bakardı ki ben surat ediyorum:
    - x, başkasının eşyası izinsiz alınmaz tamam mı?

    büyüdüm ya da büyüdüm sandım. izinsiz alınan kalemim değil, mahremimdi. gidip söyleyecek kimseyi bulamadım önce, korktum! bana "şikayet etme, aranızda halledin" diyecekler diye korktum. bu meseleyi halletmenin yolları içimi daha da kapıyordu çünkü* cesaretim geldiğinde üstüme üstüme gelen duvarların yerini tabularım aldı. zihnimde çakan milyonlarca şimşeği, bedenime duyduğum tiksintiyi anlatacak kadar engin değil ki benim kelime haznem!

    bir penisin vajinama girmesi değildi tecavüz. bir erkeğin salyaları akarak, insanlığından utanmadan beni kadınlığımdan utandırması değildi! ruhuma, kalbime onulmaz yaralar açmaktı. yaşama enerjimi sömürmek, yaşam hakkımı tanımamaktı. bilincime hakaret, varlığımı yok saymaktı resmen! varlığımı ezmek, beni harcamaktı...

    tecavüz, zorla cinsel ilişkiye girmek değildi! cinsellikle tek bağlantısı karşımdaki erkeğin düşüncesiydi. oysa benim düşüncelerim sadece yok edilmeye çalışılan benliğimdeydi o an. çığlık çığlığa ağladığım şey o ana kadar işemek dışında kullanmadığım bir organımın yepyeni bir işlevini keşfetmek zorunda kalmam değil, yırtılan zarım hiç değil, bütünlüğü bozulan ruh sağlığımdı.

    aklımın iplerini saldığım her an dönüp dönüp yaşadığım, yaşamdan nefret ettiren tecavüzün ardından elimden alınan hayatım ağladığım. normal ve sağlıklı bir kadın olarak büyüme ve yaşama hakkıma ne oldu?

    iyileşmek için usulca yanına gittiğim, sesim titreyerek yaşadıklarımı anlattığım doktorlar mı anlayacak beni? ananeleri yüzünden arkamda durmaktan korkan ailem mi? mahkemeler mi anlayacak beni gidip şikayet etsem? ne önemi var! izinsiz alınan bir kalem değildi ki yenisi alınsın ya da bana geri verilsin...

    susmak çözüm değil ama olmuşun çaresi yok diyor bunları anlatan genç kadın. kalbi başka, dili başka, gözü başka söylüyor! parçalanmış ve hiç yaşanmamış bir hayata inat umutlar aşılamaya çalışsam da ben, o kendini çoktan gömmüş! kesik bilekleri aklıma geldikçe, benim de insanlığı gömesim geliyor. çiğ, sığ ve iğrenç insanlarıyla...
  • başlangıçta, bir kız çocuğu olarak doğmak.. ağırlık böyle, boynuna asılmı$ bir ağırlık adeta.
    her zaman bir $eyleri korumak zorundasın, yoksa seni kim ne yapsın?

    biz bunu eski türk filmlerinde daha açıkça gördük. dü$tüysen bir kere, kalkamazsın. madem dü$tün, o zaman her $eyi hak edersin.
    (dü$mek fiili en uygundur buraya)

    yalpalaya yalpaya, dü$memeye gayret ede ede büyürken.. birisi (eminim anasına-bacısına evde terör estiriyordur) gelir.
    alır seni senden. oysa belki sen bir kız çocuğu..
    daha.

    hayatın o an'da tersine döner. duyulmaz çığlıklar atarsın. bitmez.. kabustur bu, bitmez. sona ermez. bir kez dü$tün mü, gerisi bitmez. herkes itmeye ba$lar seni, kalkamazsın..

    ya$ın kaç olursa olsun.. ölmek istersin. bitsin istersin.
    olur da ölüm teğet geçerse sana ve ölemezsen... biri sorar belki sana:
    "neyin var?"

    neyim yok ki.

    kadın olmak, hiçbir toplumda bu kadar ağır olamaz. erkekler sana sadece "yararlanabildiğin kadar yararlan" gözüyle bakarken, kendini-bedenini-kadın olmayı sevemezsin.
    hep bir korku olur gözlerinde.
    kulağında ise "kuyruk sallayan belasını bulur" sözü.. kuyruk sallamaktan korkar halde, ya$amaya çalı$ırsın. kendini kısıtlarsın.

    ya da tüm bunlara aklının ermediği bir ya$ta, sen daha ip atlarken.. olur bir $eyler.

    tecavüz edenden çok tecavüze uğrayanın yerden yere vurulduğu bir ülkedesin, anayasal düzlemdesin üstelik sen.

    sen, küçük kız, bilmiyorsun belki ama bu ülkede üvey kızına tecavüz eden babanın cezası indiriliyor. hatta çok uzağa gitme, daha geçen hafta pippa bacca adında bir barı$ niyetlisi kadın, ülkende tecavüze uğrayıp öldürülüyor.
    belki de 15 aylıksın sen, annenin mü$terileri (!) seni de bu "pis" oyuna alet ediyor.
    veya daha 11 ya$ındasın sen, senden birkaç ya$ büyük üvey abinin tecavüzüne uğruyorsun.

    evet, bunlar oluyor. bunlar tam boğazımda kalan $eyler. bunlar gerçek.

    oysa küçük kız, saçların örtülere kapatılma hesaplarının yapılmadığı, rüzgarda uçu$tuğu, geleceğine gülümseyerek baktığın, sokaklarında güvenle dola$tığın bir yerde kar$ıla$mak isterdim seninle.

    oysa sen $imdi, daha 11 ya$ında "kadın olmanın" tüm ağırlığıyla ağlıyorsun. geçmi$inde bir intihar te$ebbüsü var.
    "intihar etmek de neymi$? ya$ayacaksın, hayata daha da sıkı tutunacaksın belki. bu halinle onları utandıracaksın. okuyacaksın, evleneceksin, mutlu olacaksın" diyenlere "benimle birisi evlenir mi ki?" diyorsun.

    ağlıyorum ben. görmüyorsun.
    ağlıyorum çünkü daha 11 yaşında böyle iğrenç yanlarını gördün hayatın.
    ağlıyorum çünkü insanların ikiyüzlülüğünün farkındasın.
    ağlıyorum çünkü sana bunu yapanlar, namuslu e$ isteyip, bacılarını namus adına göz kırpmadan öldürebilenler.
    ağlıyorum çünkü "bu" halinle, seni kimsenin sevmeyeceğini dü$ünüyorsun.
    11 ya$ındasın.

    ağlıyorsun.
    her gözya$ınla daha da utanıyorum ben.

    tecavüz sebepli sessiz çığlıklar atanların çığlıklarında oluyorum ben.

    ben istiyorum ki..
    herkesin kendine müslüman olduğu bu ülkede namus konusunda ağzını açanlar, aslında birer pislik olmasın. kadınları bir örtünün ardına sarıp sarmalayarak özgürle$tirmesinler. insanları çocukluktan beri bu yalanla kandırarak, kadınları ikiye ayırıyorlar. tesettürlü bacılarımız ve öteki kadınlar.
    bir erkek (çocuk bile olabilir bu) sokakta "öteki kadınlar"dan birisini görünce bakı$ı deği$iyor. te$hir ederek giyinmekten bahsetmiyorum size ben, bir kadın ne giymek isterse ondan bahsediyorum.
    ve ben erkeklerin "öteki kadınlar"a olan bu bakı$larını yakaladığımda çok utanıyorum. bir kadına nasıl böyle bakabiliyorlar diye dü$ünüp, o erkekler adına kadından utanıyorum.

    küçücük kız çocukları veya kocaman kadınlar.. hepimiz korku dolu gözlerle bakmayı keselim insanlara.

    kapitalizmin temel sonucu olan "her $eyi metala$tırma", insan bedenini de meta olarak görmesin.

    küresel ısınmayla gelecek olan açlığı bo$verin bir. insanlar cinsel olarak aç. yabancıla$ıyorlar özlerine. insanlıklarını unutuyorlar.
    insanlar aç diyorum. (açsınız madem, gidin kendinizi becerin!)
    orada 11 ya$ında bir kız çocuğu ağlıyor.
    diyor ki: üvey abim geceleri geldi odama.. eve geldiği her gece..

    kulaklarım duymasaydı ke$ke..
    ke$ke.. unutturabilsem bunları sana.

    kadın olmak böylesi zor diyorum.
    çetrefilli..
    sancılı..

    her gözya$ın içime doluyor diyorum.
    sen, küçük kız, içime koyasım, saklayasım geliyor seni.
    herkesten saklamak.. sakınmak.. korumak..

    koruyamıyorum i$te.
  • pakistan geleneklerine göre, intikamı kısasa kısas yönetmiyle alınan olay... şöyle ki, tecavüzcünün yakın bir dişi akrabasına*, tecavüze uğrayan kızın akrabaları ailesinin gözü önünde tecavüz ediyorlar. böylece mağduriyet eşitlenmiş oluyormuş. adamı siksenize mallar!

    (bkz: allah belanızı versin)
  • türkiye'de doğup büyümüş bir insan olarak şahit olduğum bir kaç vaka anlatacağım. anlatacağım ki bu ülkede tecavüzün ne kadar sıradan olduğu, bir insanın hayatında kaç kere şahit olabileceği anlaşılsın.

    sene 1992, istanbul'a yeni taşınmıştık. top oynadıktan sonra cami şadırvanında su içerken bir adam futbol topu karşılığında onunla gelmemizi, sadece bizi sevmek istediğini anlattı. araya giren bir yaşlının adamı bertaraf etmesiyle kurtulduk.

    sene 1994, doğduğum kasabanın civarındaki köylerde ergen çocukların eşek, keçi ve köpeklere tecavüz ettiklerini gördüm.

    sene 1997, mahallede top oynayan çocuklarız. topumuz metruk bir gecekondunun camından içeri girdi. topu almaya gittiğimde başı gövdesinden ayrı bir kadın vücudu buldum. kadın dediğime bakmayın kızcağız henüz 14 yaşında. polisler gelip olayı açığa çıkardığında öğrendik. 17 yaşında erkek arkadaşı sözde kıskançlık yüzünden tecavüz ettikten sonra kızı öldürüp başını gövdesinden ayırıyor. bu olaydan sonra travmasını aylarca yaşadım, ailesinin neler yaşadığını düşünmek bile istemiyorum.

    sene 1999, deprem sonrası millet sokaklarda kalıyordu. zeytinburnu sahilinde kalan ailelerden birisinin kızı çadırdan beş dakikalığına çıktığı vakit bir kaç kişi tarafından kaçırılıp kaşla göz arasında tecavüz ediliyor. kızı çığlıklar atarken arkadaşlarımla birlikte bulduk.

    yine 1999 senesi, bir kız arkadaşım sevgilisinin tecavüzüne uğrayarak hamile kaldı. ailesi töre namus derken elemanla evlenmek zorunda bıraktılar. 2000 yılına tecavüzcüsüyle evlenerek girdi. ertesi sene ayrıldı.

    sene 2001, evin karşısındaki boş inşaattan komşumuzun kızını gözleyen bir adam olduğunu duyduk. inşaattan çıkartılan adamı mahalle linç ederken içeriden kanlar içerisinde bir köpek çıktı. herif kıza bakarken köpeğe tecavüz ediyormuş.

    sene 2002, doğduğum kasabadan tanıdığımız ağır abilerden birisi çoban çocuğa ve keçilerine tecavüz suçundan mahkum edildi.

    sene 2004, mahalleden tanıdığım kendi halinde yaşlı başlı diye bildiğimiz bir adam pedofil çıktı. polis evine baskın düzenledi. o güne kadar bir çok çocuğa tecavüz ettiği açıklandı.

    sene 2004, kapı komşumun zeka özürlü kızını kandırarak tecavüz eden evli barklı üç çocuklu bir adam altı yıl hapise mahkum edildi. adamın karısı kızın özürlü olduğunu bile bile namusunuz temizlensin, kocam isterse kuma olarak kızı alabilir dedi.

    sene 2005, kuzenim gece taksimden bindiği bir taksi şöförü tarafından kaçırılıp tecavüz edildi. adam plakası ve eşgali bilinmesi rağmen hala yakalanamadı.

    sene 2005, mahalleden ufak bir çocuğu şekerle kandırıp kaçırmaya çalışırken yakaladığımız adamı komaya girene kadar dövdük. darp suçuyla mahkemeye çıkarıldık. sicilime kazınan ve gurur duyduğum tek suçtur.

    2006-2014 aralığında yurt dışında çeşitli ülkelerde yaşadım. malta, ingiltere, almanya, rusya, kazakistan ve çin. arada kısa vakitlerde kaldığım daha onlarca ülke var. bu ülkelerde elbet insanlar türlü tecavüze maruz kalıyordur fakat benim tanıdığım, yüzünü bildiğim hiç bir insan bu olaylara karışmadı. hiç tecavüzcü linç etmedim veya mağdur avutmak zorunda kalmadım. bazı ülkelerde insanların koca hayatları boyunca kendi çevresinde hiç karşılaşmadıkları durumlara 25 yaşıma kadar onlarca kez şahit oldum. aynı durumun cinayet, hırsızlık ve uyuşturucu ile ilgili olanlarını da tek tek sayabilirim. istanbul'un varoş semtlerinde büyüyen çocuklar için tecavüz öyle normal kalıyor ki görseniz şaşarsınız.
  • bir seks olayi deil siddet olayidir
  • toplumun bilinçaltında erkeğin erkeğe zarar verdiği bir olgudur. şöyle ki:

    tecavüze uğrayan kişi bakire bir kızsa, kızın babasına, erkek kardeşlerine, hatta erkek akrabalarına zarar verilmiştir. bu nedenle tecavüzcü suçludur. cezası devlet veya kızın etrafındaki erkek mağdurlar tarafından verilir. kız mağdur olmadığı gibi suçlu bile bulunabilir, hatta öldürülebilir.

    tecavüze uğrayan bakire kızın bir toplum gereksinimi olan "tek eşliliği" zarar görmüş olur. potansiyel erkek eşler zarar görmüş olur. bu kızın tek eşliliğinin korunması adına tecavüzcüsüyle evlendirilmesi normaldir. bu, toplumdaki kadınların tek eşliliğine katkıda bulunur ayrıca cinsel ilişki olarak adlandırılan tecavüz kızın potansiyel kocasıyla paylaştığı bir şey olarak algılandığından ne kızın ne de daha önemlisi ailenin namusuna zarar vermez.

    tecavüze uğrayan evli bir kadınsa: tecavüzü gerçekleştiren kişi kadının kocası değilse kocaya zarar verilmiştir. mağdur kocadır. bu nedenle tecavüzcü suçludur. eğer tecavüzcü kendi kızını mağdur kocaya verirse durum eşitlendiğinden tecavüzcü cezasını çekmiş olacaktır. (mağdurlar=iki adet erkek).

    tecavüze uğrayan evli bir kadınsa: tecavüzü gerçekleştiren kişi kadının kocasıysa bu olayın bir tecavüz olabileceğini insanların aklı almaz, kocasıyla cinsel ilişkiye girmek zaten kadının kadınlık görevidir. bu nedenle "istememek" ne demektir? ayrıca kadın, elinde bir bıçak olmasa da erkeğe boyun eğebilir, maddi geleceğini, çocuklarını, kadınların erkekler üzerinden tanımlandığı gerçeğini göz önüne alırsak kadındaki boyun eğme veya rıza toplum tarafından zorla yaratılmış rızadır. mağdur, cinsel ilişki ihtiyacı karşılanmak istenmediği için karısına tecavüz etmek zorunda kalan zavallı kocadır. (bkz: aile içi tecavüz).

    tecavüze uğrayan bakire olmayan bir kadınsa: kadının ne kaybettiği toplum tarafından bir türlü anlaşılamaz. bu kadın, tecavüzle bekaretini kaybetmediğine göre ne kaybetmiş olabilir ki? şaşırılır, kadına türlü damgalar yapıştırılır. mağdur, tecavüzle suçlanan ve mahkemelere gitmek zorunda kalabilen (bi ihtimal) erkektir.

    tecavüze uğrayan fahişe: mahkeme bile şaşırır bu iddiaya ve kendisine "git işine" şeklinde cevap verir. mağdur, ismi şikayet kayıtlarına geçen erkektir.
  • tecavuze ugrayan kadinin en iyi ihtimalle zinadan hapse girdigi, cocugunu hapishanede dogurdugu, olur da hapisten cikarsa kendisine tecavuz eden adamla evlendirildigi; en kotu ihtimalle de kendi ailesi tarafindan olduguruldugu ulkelerde, tecavuz istatistiklerin - ki tecavuz suclari ile ilgili istatistik de yayinlanmaz ya genelde boyle ulkelerde - o ulkede meydana tecavuz vakalarinin sayisini gercekci bir bicimde yansittigini iddia edebilmek icin gereken cehalet, gercekten de ancak egitimle edilinebilir.

    insana "seriat ile yonetilen ulkelerdeki tecavuz vakalari seriat ile yonetilmeyen ulkelere oranla daha az gorulur" dedirten, kendi verdigi baglantida yazanlari okuyup anlamaktan bile aciz kilan bir bagnazliga sahip olabilmek icin ne yapmak gerekir, onu ben de tam olarak bilemiyorum dogrusu.

    bildigim, kadinlar yeterince ortunmezlerse tecavuze ugramalari biraz da onlarin sucu olur minvalinda bir gorusu savunanlarin, insanligin magara duvarlarina cop adam resmi cizmekten jupiter'e sonda gondermeye uzanan teknolojik ve toplumsal gelisim surecinde magara'da yasayanlara daha yakin olduklaridir.
hesabın var mı? giriş yap