• romanda geçen 'yemeye bir dilim ekmek bulamayanlar, savaş için süslenip de gelmişlerdi' şeklinde bir cümle beni benden almıştı okuduğumda. filmini izlediğimde de yul brynner'in oyunculuğu aynı şekilde.
  • aklını yağma, ganimet ve savaşla bozan ve bu arzularını tatmin edebilmek için din ve millet gibi duyguları dibine kadar istismar eden bir çılgının* kendine ve ulusuna çektirdiklerini anlatan gogol eseri.

    konu tanıdık biliyorum ama hikaye ırak'ta değil ukrayna civarlarında geçiyor. kahramanımız alkolik bir evanjelik teksas'lı değil ortodoks bir kazak. sakın karıştırmayın...
  • filmin bir sahnesinde atıyla düşmanı kovalayan taras, bir anda cebindeki tütünün yere düştüğünü fark eder. bunun üzerine "bu polonyalıların tütünümü bulup içmelerine izin veremem" tarzında bir şeyler mırıldanarak atından iner ve tütünü arayıp bulur. gogol'un milliyetçiliği ironik bir biçimde eleştirdiği güzel bir sahnedir. insanın yüzünde acı bir tebessüm bırakır..
  • acıklı bir gogol öyküsü. aşkın nelerden vazgeçirebileceğini, aşk için ölme fikrini, yurtseverlikle barbarlık, bağnazlık arasındaki sınırları, ana yüreğinin sıcaklığını anlatır. sonlara doğru artan temposu ve sürpriz olmayan finaliyle, klasiklere güzel bir örnektir.
  • bu eser ulus gazetesinde tefrika edildikten sonra ilk defa ankara'da akba kitabevince kitap halinde yayınlanmış, ikinci basılışı şubat 1954 te, üçüncü basılışı nisan 1959 da varlık yayınları arasında çıkmıştır.*

    ilk baskıları nurullah ataç tarafından türkçeleştirilmiştir. türkiye iş bankası kültür yayınları tarafından yayınlanan petersburg öyküleri'nde de yer alır.
  • dinin ve milleyetçiliğin nasıl yoğun bir şekilde sömürülerek, bir ulusu sonu gelmez yıkım ve savaşa sürükleyebileceğini çok iyi anlatan bir gogol eseri. gogol, kitapta tüm kıyımı ve yıkımı yüceltiyormuş gibi gözükse de; bu durum aslında tamamen yazarın ironik anlatımının bir ürünü. yazar, olayları baş karakterin duygu yoğunluğuyla anlatırken; okuyucuya da tüm bu yaşananların anlamsızlığından dem vuruyor aslında. filmi henüz izlemedim ama okuduğum bir kaç diyalog ve sözlükte yazılanlara bakacak olursam sanki kitapdan epey farklı gibi.
  • 2009 yapımı olan ve yoğun rus milliyetçiliği propagandası içeren versiyondan uzak durulmalıdır. internet sayfasında 1962 yapımı filmin künyesini yazıp bizi ekran karşısına geçiren ve bu versiyonu yayınlayan fil tv yetkililerine de selam olsun.
  • tam bir anti-kahramandır taras bulba. bir yandan yaman vuruşuyorsun seni çılgın kazak! derken diğer yandan da sik mi vardı da yerinde oturamayıp kavga çıkarıyorsun bre kafir! diye bir o yandan bir bu yandan bağıra çağıra okuduğum, ironinin dibini ekmekle silmiş gogol romanı. * varlık yayınlarından çıkan nurullah ataç çevirisi pek lezizdir. filmlerini de izledikten sonra editlerde görüşmek üzere, sözlük.

    edit: 2009 yapımı film tam kürek bir film. bariz pazarlama amaçlı çılgın bir seks sahnesi içeriyor, bu da kürek kategorisine girmesine yetiyor. öte yandan izlemesi keyifli ve fakat gerçek eseri yansıtmıyor, filmde kazaklara hak veriyorsunuz ama lakin ki * öyle değildir. ayrıca kalabalık savaş sahnelerinde aslında kimsenin vuruşmadığını, öyle kılıç salladıklarını farkedebiliyorsunuz; malkoçoğlu filmi mi lan bu?! diyebiliyorsunuz adeta.
  • yonetmen-senarist vladimir bortko ve igor matyushin tarafindan tekrar duzenlenen senaryosu ile 2009 birinci ceyreginde sinemalarda gosterilecek olan film, basrollerinde ise;
    bogdan stupka - taras bulba
    igor petrenko - andrii (kucuk ogul)
    vladimir vdovichenkov - ostap (buyuk ogul)
    magda meltsaj - pannochka
    mihail boyarski - kozak mosiy shilo
    buradan traileri seyredilebilir http://www.youtube.com/watch?v=lkkz6mkkzyg
hesabın var mı? giriş yap