• turkiyeden ve futboldan kopuk yasayanlarin gecikmeli olarak yasadigi bir trajedi.

    dun sarayda bunaldim, halkin arasina karisayim dedim tebdili kiyafet (clark kent modunda aziz yildirim basligini okuyorum), beklendigi uzere bir halt anlamadim: emenike, tutmayan dikimler, kuvai milliye ruhu, cemaat, vs..

    haplanmis ve bir labirente konmus cocuk gibi (cok gordum bunlardan, toplumumuzun hali icler acisi) agzim bes karis acik, oradan oraya savruluyorum. tapeler benim bu saykodelik labirentte gerceklikle olan tek bagim; ben desmondsam onlar constantim. akli, mantigi, adaleti temsil ediyorlar, tapelerde varsa dogrudur diyorum.

    aslinda tam oyle demiyorum, teyplerde varsa dogrudur diyorum. sonra neden kaset demediklerini sorguluyorum. teyp teyp teyp teype taype tape tape tap... ulan yoksa? icime bir kurt dusuyor, hemen parmagimi bogazima sokarak kurdu disari kusmak istiyorum (youtubeu aciyorum yani..bak bu arada bu metaforlari begenmiyorsaniz soyleyin degistiririz, atla deve degil (yani cok zor degi.. haha saka len)). meger tape, bildigin ta-pe imis. bu lafi her konuda ornek aldigim ahmet cakar'in agzindan duymamla yikildim. okudugum tum yazilardaki ta-pe'ler film seridi gibi gozlerimin onunden gecti. hepsi mi yalandi?

    sarayima geri dondum, paris buyukelcimi yanima cagirdim, "efendim fransizca haliyle kullaniyoruz" dedi. yani aslinda kaset degil de, kasette konusulanlarin yaziya aktarilmis hali. "oyleyse soyle o kral olacak paris vilayeti valisine, ben sahlar sahi sahane suleyman bundan sonra buna kayit diyorum, boyle biline." hem sesli hem goruntulu hem de yazili anlamda gecerli bir sozcuk. hadi olmadi, halihazirda dile girmis transkript var, ta-pe nedir?

    modern, aydinlanmaci, tanzimat ertesi bir padisahim. gunluk hayatimda surekli ingilizce konusuyorum, turkceden fazla ispanyolca duyuyor, turkceden fazla fransizca okuyorum (ogrenmek icin; ne mantiksiz dilmis arkadas, 97 diyebilmek icin iyi derecede cebir ve trigonometri sart), yazarken araya yabanci kelime katiyorum gerektiginde. ama bir yere kadar, beni bile deli etti. bundan sonra tape diyenin tiz kellesi vurula
  • bunu yazıldığı gibi, "tape" diye ilk okuyan kişi kimse onun ben ta amına koyayım. oh be.
  • bu kelimeyle ilgili uc onemli nokta var:

    1. "teyp" degil bildigin "tape" diye okunuyor, fransizca kokenli.

    2. "ses kaydi" degil, "ses kaydinin yaziya dokulmus hali" anlamina geliyor. "fatih altayli tapesini dinledin mi" yanlis, "fatih altayli kaydini dinledin mi" dogru, "fatih altayli kaydinin tapesini okudun mu" dogru.

    3. tape yerine "dokum" kelimesini kullanirsak hem neden bahsettigimiz daha iyi anlasilir, hem de yavsaklik katsayimizi dusurmus oluruz.
  • tape ne demek

    zaten sıkça yanlış kullanılıyordu, son zamanlarda iyice suyu çıktı.

    "başbakanın tapeleri", "erdoğan'ın yeni tapesi çıktı" vs. deniyor. yok. erdoğan hakkında bilinen hiçbir tape yok.

    yalandır, montajdır anlamında demiyorum. onlar tape değil. onlar telefon dinleme kaydı.

    türkçe yazıldığı gibi okunan tape kelimesi ile ingilizcedeki, "teyp" diye okunan tape kelimesi çok farklı. ingilizcedeki bant anlamında, şerit anlamında, biraz zorlarsan kaset, kayıt anlamında. yani erdoğan'ın bu kayıtlarından bahsederken ingilizce "tape" (teyp) demekte bir sakınca yok.

    ama türkçedeki, yazıldığı gibi okunan tape, ingilizce "type" (bkz: typewriter)* kelimesiyle ilgili. bu kelime "daktilo etmek", "bir yazı aleti vasıtasıyla harfleri dizmek" anlamına geliyor. "tayp" diye değil de tape diye okumamızın nedeni muhtemelen type'ın fransızca söylenişi. o kadarını fransızca bilen biri anlatsın.

    kısacası: telefon kaydı kağıda aktarıldığında (özellikle daktilo, bilgisayar vs. aracılığıyla aktarıldığı zaman) bu çıktıya tape denir. mesela aziz yıldırım'ın bir sürü tapesi var.

    erdoğan'a ait olan ya da ait olduğu ileri sürülenler ise youtube'da ve sair mecrada tanık olduğumuz üzere yazılı metne aktarılmış diyalog değil, ses kaydının kendisi. o yüzden bunlara tape denmez.

    bunlar bir fezlekeye, iddianameye geçerse o zaman yazıya geçirilmiş halinden tape diye bahsedilebilir.

    "tape kelimesi neden şike davasıyla gündeme gelmişti? daha önce niye hiç duymamıştık da bir anda dilimize pelesenk oldu?" sorusunun cevabını da bu vesileyle vereyim: aziz yıldırım'ın kayıtları bir-iki istisna dışında pek dinletilmedi. soruşturma ve yargılama diyalogların yazılı halleri üzerinden yürütüldü. malum, aziz yıldırım da bunların içeriğini reddetmediği halde "peki bunların gerçek kayıtlar olduğu ne malum, ben de dinlemek istiyorum" diye tutturdu. hala da suçsuzluk argümanını içeriğini yalanlayamadığı bu tapelerin ses kaydına dayanmıyor olabileceğine dayandırdı. işte bu yüzden, 3 yıldır fb'nin gönüllü sözcülüğünden başka bir şey yapmayan basınımız da bu delilleri itinayla "tape" diye andı. "telefon kaydı" demedi. dememeye dikkat etti ya da ikisini aynı şey zannedip kendince moda olan tabiri kullandı.

    haftaya, aziz yıldırım'la ceza hukuku'na giriş 101 dersini işleyeceğiz. dağılabilirsiniz.
  • "ses kaydı" demek varken insanların umarsızda yazıldığı gibi okuyarak "tape" şeklinde telaffuz ettiği ingilizce kelime.

    evde atmaya kıyamadığım kasetçalarımdan soğuttu bu "tape"ciler.. hayır yani "ses kaydı" demek çok mu zor, hayatta "downgrade" mi oluyorsunuz o şekilde kullanınca.. "teyp" şeklinde okunmasına bile razıyım, yeter ki bitsin bu çile.

    şike davasında -suçlu veya değil- herkesin bir an önce beraat edip davanın bitmesini diliyorum allahtan da kurtulalım bu işkenceden.

    söyleyenlerin de kafasına almanya'dan gelen vatandaşlarımızın omuzlarında getirdikleri kasetçalarlardan düşer inşallah..
  • alengirli davalarla ilgili sohbetlerde "tape" diye okunmasından mütevellit kutsal bilgi kaynağı üzerinde anlamını bulma yolculuğuna çıktığım kelime. bu bağlamdaki kullanımının ilk entry de dahil olmak üzere 5-6 entryde belirtildiği üzere ingilizce değil fransızca olduğu kanaatine ulaştım. kelimenin orjinali taper ve daktilo etmek anlamına geliyor. teyp, teyp diye deliriyoruz ama aslında bu kelime "ses kaydı" değil, dinleme kayıtlarından oluşturulan metin anlamında kullanılıyormuş. yani "tape" dinlenen değil "okunan" bir hede.
  • ısrarla ingilizcedeki 'tape' ile karıştıran ve 'teyp' diye okuyanlar var. yarım yamalak fransızcamla bana açıklama kastırıyorsunuz, yazdıklarımda yanlış varsa frankofon yazarlar mesaj atsın.

    fransızcada 'taper' daktiloda/klavyede yazmak anlamina gelen bir fiil, yazıldığı gibi okunuyor, sonundaki r telaffuz edilmiyor. ingilizce muadili 'to type'.

    'taper' fiilinin participe passé hali 'tapé' oluyor (dişi versiyonu 'tapée'), 'daktilo edilmiş' anlamında sıfat. yazıldığı gibi okunuyor. ingilizce muadili 'typed'. örnek: une lettre tapée - daktilo edilmiş bir mektup - a typed letter.

    öyle gözüküyor ki türkiye'de ta 50'lerden beri "daktiloda yazmak" anlamında "tape etmek" deyimi kullanılıyor, belli ki taper'den türkçeleşmiş. en azından yargı/bürokrasi lingosunda da 70'lerden beri "sesli kaydın daktilo edilmiş hali" anlamında "tape" tabiri kullanılıyor, herhalde (sıfat olan) tapé'den türkçeleşmiş.

    velhasıl: kulağa hoş gelmediğinin farkındayım ama tape fransızca kökenli bir kelime, yazıldığı gibi okunuyor, teyp veya bant veya ses kaydı anlamına gelmiyor, ses kaydının yazıya geçirilmiş hali anlamına geliyor. bu yüzden yukarıda "tape" yerine "döküm" kelimesini önerdim. (bkz: #40251543)

    - tayyip-bilal görüşmesinin kaydını dinledin mi?
    - kaydı henüz dinleyemedim ama ekşi sözlük'ten dökümünü okudum.

    işte tape kullanmadan derdimizi açık seçik anlattık.
  • tabancam olsa, bu kelimeyi kullananı gördüğün an direk çıkarır orda vururum heralde. o kadar ifrit oluyorum yahu. tape nedir la? teletabi gibi tape diyor adam. tapeleregelesiceler...
    peşin edit: tabanca dediysek su tabancası...
  • türkçeymiş gibi kullananın akıl sağlığından şüphe ettiren kelime. "kayıt", "ses kaydı" demek yerine yazıldığı gibi okuyup "tape" demek nedir? hangi mantığa sığmaktadır...
  • bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanları bize gostermis, dilimize fransızcadan gecmis kelime.

    kardeşim yukarda kac kisi kelimenin ingilizceden gelmedigini okunusunun da tapé oldugunu soylemis ama adam hala daha teyp diyor.

    kesinlikle katılıyorum turkce karsılıgı varken yabancı bir kelimeye dilimize sokmak sacmalıgın daniskası ama yukarda yorum yazanların cogunun bu kelimeyi kullananlardan bir farkı yok.

    bilip bilmeden "yok aslında teyp diye okunurmus". hayır efendim kelimenin anlamını da degistiriyorsun. teyp meyp degil. "tapeleri dinledim" yanlıs bir kullanım mesela. "tapeleri okudum" dogru kullanımı. uygun turkce karsılıgı da "ses kayıt dokumu" gibi birsey olsa gerek.

    niye yazıyorsam bunu. sanki adam gelip okuyacak da ondan sonra yorum yazacak baslıga. eskiden boyle degildi sozluk ooofff ooffff...
hesabın var mı? giriş yap