• inanilmaz sekilde cem yilmaz'a benzeyen kisi.
  • "elli yaşından sonra arkadaş olunmuyor. eskiden sadece aynı şiiri, filmi seviyoruz diye arkadaş olabiliyorduk" gibi bir şey söylemiş.
    neyse işte demem o ki; ben kendisinin arkadaşlığına talibim.
  • bir zamanlar anadolu'da filminde türkiye sinemasının doruklarında bu adam.
  • şahane oyunculuk, şahane ses tonu sahibi sanatçı..ama meramım bu değil senle ilgili taner birsel..ben anamdan babamdan almadım senin yaydığın güven duygusunu..

    güzel adam vesselam...
  • " yoldan çıkmanın" tek riski sığır bokuna basmak olan bir yerde yaşamak isterdim...

    lafını duyduktan sonra daha da sevdiğim aktör.
  • sesine aşık olunan erkeklerdendir. şu sıralar öyle bir geçer zaman ki isimli dizide osman karakterinin yetişkin halini seslendirmekte, mest etmektedir.
  • hep aynı şeye dönüyoruz: bu adamın burada ne işi var.. haldun dormen neden uşak oldu. serdar akar neden kurtlar vadisi ni yönetiyor da nuri bilge ceylanı örnek alıp tavizsiz devam etmiyor... taner birsel neden coca colaya çıktı birinci şişeden ona ne? aynı muhabbet. kaliteli oyuncunun rolü çenemizi yoruyor bir bakıma. lakin bu insanların para kazanmak için bu işi yaptığını unutuyoruz. ve türkiyede iyi oyuncuların bile çok zengin projeler olmadığı için ortada kaldığını ihmal ediyoruz. hadi yönetmenler gene bir şeyler yaratma adına bir şansa sahip..ama oyuncular.. taner birsel gibiler..onlar aç kalmaya mı mahkum yani? “popüler” işlerde gözüktüklerinde bundan doğan zarar nedir ki? ya da “kaliteli” birinin “popüler” bir işte o işin de kalitesinin artmasına bir etkisi olmuyor mu? sevmediğimiz bir projede onları görünce “burada ne işi var” demek çocuklar duymasındaki haluk efendinin “ideal baba” olarak sahiplenilmesinden farksız. bütün oyuncular nicole kidman ile aynı şartlara sahip değil ve o kadar seçici olma lüksüne sahip değiil. yok eğer “para adamı bozar” diye korkuyorsak bunu da kaç para kaç vesilesiyle taner birselden iyi bilen yoktur. dolayısıyla da endişeye de mahal yoktur...

    (bkz: mesajı verdim gitti)
  • sahne, ekran, sinema,üçünde de izlediğim aktörlerdendir taner birsel. ilk tanışmamız sır dosyasıyla olmuştu, sonrasında yavuz özkan' ın anatomi üçlemesinin ilk iki filmini seyrettim televizyonda, taner birsel yan rollerdeydi, çok sonraları ise filler ve çimen' le beyazperde de karşılaştık, arada sahne tanışıklığımız var ki ona değinmeden geçilmez. seyrettiğim en iyi üç oyundan birisi olan arturo ui'nin önlenebilir tırmanışı'nda sahnedeydi, gerek performansı gerek selamlama bölümündeki çoşkusu gitmez aklımdan, sonra cyrano var, evet bülent emin yarar ' ın cyrano performansı diğer tüm rolleri geride bırakıyordu ama yakışıklı askerde birsel' in başarılı performansı da dikkat çekiciydi.
    taner birsel uğur polat' la beraber birçok farklı mecrada seyrettiğim ve sevdiğim aktörlerin başında gelir, polat' dan farkı sayıca daha azprojede yer alması özellikle tv işlerinde çok görülmemesidir, bu da yüzünün eskimesini önlüyor. oyunculuğu, ses tonu ve duruşu ile özel bir aktör birsel. duruş diyerek sanatçı duruşu geyiğine girmek istemiyorum ama saygın aynı zamanda mütevazi havasını başka türlü nasıl açıklarım bilmiyorum. neyse dilek ve temenniler bölümüne hızla geçeyim birsel'li sır dosyası yeniden çekilemiyor bari eski bölümlerini bulsak da izlesek diyerek entryimi sonlandırayım.
  • abartırsak türkiye'deki george clooney örneği diyebiliriz. güzelleşen adam.
  • yönetmenler hakkındaki sözlerini çok cesurca bulduğum, özgüven patlaması yaşayan oyuncu

    "tolga örnek sınıfın başarılı öğrencisi. dersine iyi çalışıyor. keşke daha bireysel bir sinemaya yönelse... yavuz özkan sineması çok demode. dili bu dünyaya ait değil. bugün çalışalım dese, gitmemek için bahane ararım... derviş zaim çok fazla sembol kullanıyor. birden fazla hikâyeye odaklandığı için sorun çıkıyor. birine odaklansa daha başarılı olacak. derviş oyuncusuyla konuşmuyor, zeki demirkubuz boğaz boğaza geliyor."
hesabın var mı? giriş yap