• filmde liam abimizin rue de paradis'te kırmızı kapılı evdeki görüşmesinde odada bulunan 4 arnavut aslında bariz türk'tür.

    ahanda efe rakı
    http://imgur.com/cjselvq

    itimat fırın
    http://imgur.com/yknaacw

    soba (bkz: sobalı ev)
    http://imgur.com/puc7aaq

    baklava desenli kazak
    http://imgur.com/ud9ujmx

    ellerindeki ay ve yıldız dövmesi
    http://imgur.com/ntlui2x

    herhalde luc besson "yeter artık lan dünya sineması olarak her pis işi türklere yaptırıyoruz" demiş olacak ki olayı arnavutlara yıkmış, ama detayları yıkamamış ehah.
  • sadece sözlükte yazılanlar üzerinden konuşursam, hakkının yendiğini düşündüğüm filmdir..

    --- spoiler ---
    tamam kabul ben de izlerken bazı sahnelerde yuh dedim.. arabanın 2 metre yanından sıkılan kurşunların hiçbiri liam abimize isabet etmiyor.. sonra kendisi sonlara doğru koşarak bir audi a6'yı kovalıyor (a8 de olabilir dikkatli bakmak lazım).. bütün filmin geneline bakarsak da polat alemdar misali en sondaki tipi bozuk elemanla dövüşene kadar abartısız darbe almıyor resmen..

    ama film kesinlikle çok kaliteli.. belki de bu kalitenin en büyük kaynağı liam neeson.. adam gerçekten oynamış.. çok fazla diyaloglar üzerine kurulu bir film değil ama başrolün konuştuğu her sahne dikkat çekici olmuş.. başına gelmeyen kalmamış eski bir devlet görevlisinin konu kızı olunca neler yapabileceği çok iyi yansıtılmış.. en çok hoşuma giden, bazı sahnelerde beklenmeyen olayların yaşanması.. mesela bu tarz filmlerde başrol oyuncuları genelde bu kadar acımasız olmaz.. bu filmde 3-4 sahne var, beklemediğiniz tepkileri veriyor liam neeson.. kızı hakkında bilgi toplamak söz konusu olduğunda gevelemiyor.. kesin çözümler üretiyor.. mesela paris'teki arkadaşının karısını acımadı anında vurdu kolundan..

    ayrıca filme bütün hollywood klişelerini kullanıyor diye çamur atılmış, eski cüneyt arkın filmlerine benzetilmiş.. ama bu filmi izleyen de artık filmin ortasında bir çatışma sahnesinde başrol oyuncusunun kolundan vurulmasını beklemesin.. ne olacak sonra.. kızını kaçıranlarla konuşarak mı anlaşacak?.. ayrıca liam neeson dublör kullanmış mı bilmiyorum ama dövüş sahneleri de çok güzeldi bence.. bana da biraz bourne serisini hatırlattı evet.. ama taken'daki karakterden bu kadar aktif ve başarılı dövüşmesi beklenmediği için bence güzel olmuş..

    uzatmadan söylemek gerekirse film bekleneni veriyor.. ben izlemeden önce bu kadar hızlı bir aksiyon filmi beklemiyordum.. açıkçası liam neeson'ın aksiyonda bu kadar başarılı olabileceğini de beklemezdim.. kısa olmasının da faydasıyla nasıl geçtiği anlaşılmayan bir film.. kesinlikle sıkmıyor ve kesinlikle boş zamanda izlenecek bir film değil.. bu filme özel vakit ayırıp izlemeniz gerek..

    son olarak unutmadan ekleyeyim.. en büyük eleştirim filmin sonunadır.. o kadar olaydan sonra bekledim kızın aklı başına gelirde havaalanında üvey babası "hadi gidiyoruz" dediğinde "ben bundan sonra babamla yaşamaya karar verdim" falan der.. sanki adam kızı mafyanın, psikopatların, kart sapıkların elinden değil de bozulan asansörden kurtardı.. ulan adama bir saygı gösterin, sevgi gösterin, bir şey yapın.. sağol sana da zahmet oldu deyip gittiler..

    --- spoiler ---
  • liam neeson'ın arnavutların mekanına baskın verdiği sahnede arkada kayseri menşe eski kasa itimat fırın var. imdb trivia'da falan bulamazsın bunu. sadece sözlükte.
  • bu filmi "yahu mahmut bu kurşunlar arabanın kapılarından nasıl da geçmiyor, nasıl da buram buram amerikan sineması saçmalığı kokuyor bu yapıt farkettin değil mi? farketmemek elde değil oysa..." deme kapasitesi bulunan insanların izledikten sonraki yorumları içimi kıydı arkadaş. cümle uzun ve devrik oldu. neyse üzmeyelim kendimizi.

    ben de bu film hakkında diyorum ki; çok sevdiğim bourne serisiyle kapışacak düzeyde bir aksiyon filmi olmuş. aksiyon filmlerinde insanı gaza getiren şey bol titreşimli sahnelerden ziyade ana karakterin karizması ve konunun işlenişidir. liam neeson abimiz de süper olmuş. biriniz çıkınız da cüneyt arkın'ın şu filminde şöyle gaza geldim diyiniz hadi, gülerek gaza geleniniz varsa öğrenmek istiyorum. istatistik olur.

    dediğim gibi gayet süper sürükleyici bir aksiyon filmi olmuş.

    boş zamanınızda izleyebileceğiniz bir film=)))... bir de böyle tanım yapanlar var. yahu... aramızda dolu dolu sıçarken film izleyen arkadaşlar mı var? veyahut kitap okurken veya spor yaparken film izleyen mi var arkadaşım? nedir bu aksiyon filmlerini ikinci plana itme sevdası. fight club izlerken kültürel aktivite yapıyoruz da luc besson senaryo yazınca "ımmfhh... boş zamandaağğmırmırmmmrr..." diyenleriniz oluyor. yazıktır.

    fight club'da hayatın anlamını arayan adamdaki akla ümit bağlayanda kabahat. anlam bulanda kabahat yok, o delirmiş zaten.

    not: not mot yok çok kızdım, geçer şimdi.
  • müthiş klişe sinopsisine rağmen izlenilesi film.

    --- spoiler ---
    çok bariz bir hata vardı filmde. kız, yatağın altından çekilip kaçırıldığı sahnede kaçıran adamları telefonla dinleyen babasına tanımlamak için;

    "beard. six feet. tattoo right hand, moon and star."*

    diye bağırıyordu. bunları kaydeden baba özel jetle paris e uçarkene bu kaydı dinliyor. kaçıran adamı tahayyül etmeye çalışıyordu. ancak zavallı kızceyiz bu kez;

    "mustache. six feet. tattoo right hand, moon and star."*

    diye bağırıyordu. ilerde bu tanımlama tekrar beard olarak geçiyor.*

    herhalde kayıt cihazı aklında kalanları söylüyor:
    -"sakalmış bıyıkmış çok farketmez. kıllı, uzun boylu, dövmeli bi adam işte."

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    - i don't know who you are. i don't know what you want. if you are looking for ransom, i can tell you i don't have money. but what i do have are a very particular set of skills; skills i have acquired over a very long career. skills that make me a nightmare for people like you. if you let my daughter go now, that'll be the end of it. i will not look for you, i will not pursue you. but if you don't, i will look for you, i will find you, and i will kill you.

    - good luck.

    --- spoiler ---
  • baslangictan itibaren her sahnesi tahmin edilebilen, buna ragmen sonuna kadar keyifle izlenen film...

    --- spoiler ---
    aslinda bu tip filmlerde adet oldugu uzere, en sonda dovustugu adamin, telefonda konustugu, kizini kaciran adam olmasi gerekirdi ama onu idareli kullanamayip daha basta harcadi. onun icin de final dovusunu, filme son dakikada dahil olmus biriyle -tabii ki arap- yapmak zorunda kaldi.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    ozel ucakla gidiyorsun. paris'in altini ustune getirdikten, onlarca adam oldurdukten, onemli bir vatandasinin karisini vurduktan, binlerce trafik kuralini ihlal ettikten sonra bildigin tarifeliyle donuyorsun. acik soruyor, yanit istiyorum: neden?
    --- spoiler ---

    olsun, guzel film. seyredilir yani....
  • u2'yu tüm turneleri boyunca takip etmenin iyi bir fikir olmadığı mesajını veren çok başarılı bir aksiyon filmi.
  • --- spoiler ---

    bu filmde arnavutlar yerine türkler olsaydı küçük çaplı bir skandal yaşanabilirdi. yönetmeninden tutun senaristine kadar hatta liam neeson'a kadar herkes topa tutulur türlü türlü kampanyalar düzenlenirdi. merak ettiğim şey acaba arnavutlar ne gibi bir tepki vermiş, hatta fransızlar. aslında arnavutlar yerine türkler düşünülmüş gibi duruyor. çete elemanlarının ellerindeki ay-yıldız dövmeler, arkadaki itimat fırın vs. herhalde türklerin arnavutlara göre daha çok sesi çıkar diye düşünüp vazgeçtiler.

    ayrıca böyle bi babadan nasıl böyle salak, embesil bi kız çıkmış insan düşünmeden edemiyor. kızın şımarıklılığı, yapmacıklığı, çocukluğu falan adamı hasta eder derecede. neredeyse bırakın satılsın salak diyecektim, o derece. bu kız lost'ta da böyleydi. dünyanın en pahalı bakiresi. ahahah.

    güzel film. hoşça vakit geçirebilirsiniz, izleyin efendim.

    ps: 96 saat ne lan. içip içip mi çeviriyorlar bu film isimlerini. haa aklıma geldi 96 deyince. filmin en başında smith abimizin arkadaşı olan kıvırcık, nasıl oluyor da 96 saatin var diyor. kızın bakire olduğuna mı bakmış. bak amanda 96 saate kalmadan öteki tarafa uçmuş. heyecan verecekler yaa... hala şu ucuz numaralarla senaryo yazıyorlar. pehh

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    - you don't remember me? we spoke on the phone two days ago. i told you i would find you.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap