• "nedir 'süreklilik': hiç bitmemek mi? - öyle bir şey yok:
    her şey, bir gün, biter-
    ama şu var: bir şey, hiçbir zaman bitirilmeyeceği kararlılığıyla, istenebilir. hiç bitmesin diye, istenebilir..."*
  • sürekliye sürekliye diz üstünde tepinmektir. (bkz: suruklenmek)
  • bo$luğun olmaması durumudur. mekan ve zamanın kesintisiz ya da sürekli olduğu yerde bulunan $eylerin de bu özelliğe sahip olması beklenilebilir. ancak ya$am tıpkı sürekli olmayan niceliğin bilimi aritmetikle, sürekli olan ve büyüklüğü konu alan geometri arasındaki kar$ıtlığa benzeyen $eyleri de içerir.

    ya$am çe$itliliğin ev sahibidir.onda benzerler ve kar$ıtlar iç içedir. bu anlamda süreklilik ta$ıyan bir $eyin içinde süreksizliği barındırması da normaldir. ancak i$te insanoğlunun kabullenemediği de aslında budur. insan ölmeyecekmi$ gibi dü$ünür, öyle de ya$ar. tüm eylem ve planlarını bu temele oturtur. dü$üncesi ile örtü$meyen gerçekle kar$ıla$tığında da onun için, zamanın içindeki anlar, sonsuzluğun içindeki sonlu zamanlar ortaya çıkar. bu bir anlamda ya$amın orta yerinden kırılıvermesi ve insanın reddettiği süreksizliği tamamlayan bir dolgu haline gelmesidir*.
  • matematik ve topolojideki süreklilik, mantıksal çelişki içeriyor gibi geliyor bana. üstelik bu salt matematiksel bir varsayım değil, evrenimizde mekana (uzaya) ve zamanın akışına da uyguluyoruz zihnimizde, aynı zamanda varlığı algılama biçimi aslında.

    not: doldurulması gereken bakınız: (bkz: zamanın sürekliliği)

    epsilon delta tanımındaki süreklilik ne demek (veya ne gibi bir şeyi ima ediyor sağduyumuza):

    öyle sürekli akar ki zaman, herhangi bir anı en küçük parçacıkla ifade edemeyiz, her anın, her mesafenin daha küçük alt parçası, yarısı, küçüğü azı vardır diyoruz. yani herhangi bir mesafenin yarısının da yarısını alabiliriz. bu sonsuza kadar devam eder diyoruz. saniyenin 100 trilyonda birinin bile yarısı hatta onun da 100 trilyonda biri kadar kısa bi an vardır ve bu sonsuza kadar küçülür diyoruz. bu da aslında bir anın bittiği, başka bir anın başladığı, ya da mesafelerin veya sürelerin birbiri ile ardışık boşluk bırakmayan alt parçalara bölünememesi gibi bir imkansızlığı kabul etmemizi gerektiriyor. örneği zaman üzerinden verelim.

    mesela toplamda 5 saniye sürmüş bir olayı, arada zaman boşluğu olmayan [0, 5-a] ve (5-a, 5] şeklindeki iki zaman dilimi halinde kurgulamamız imkansız. konu bunu pratikte, fiziken ölçmek vs. değil, zihnen bunu kabul etmenin imkansızlığı. sürekli, en küçük alt birimi olmayan bir mesafe ve ya sürede, a diye bir boyutsuz bir nokta varsaymak gerekiyor. sürekliliği aklımız aldı diyelim bu boyutsuz noktayı da alsın. ancak o zaman bu "a" noktası "anı" bu 5 saniyelik sürenin ilk kısmına dahil ise ikinci kısım a'dan hemen sonraki bir "anda" başlamış olması ve 5. saniye anına noktasına kadar (o son an dahil) sürmüş olması gerekecek (bakınız yukarıda kapalı aralık vermişiz). sorun, bu ikinci kısmın başındaki "a" anından, noktasından, arada boşluk içermeyen, sonraki anı varsaymanın imkansızlığında başlıyor. a anından hemen sonraki en küçük "an" noktası ile bu "a" anı arasında başka bir anı, bunun ile a ile arasında da daha ara bir değeri bulmak bunu sonsuza kadar sürdürmek kaçınılmaz ve ikinci kısmın başlangıcını temsil eden bir anı zihnen tasarlamak imkansız hale geliyor. yani o zaman hiçbir zaman aralığını kesintisiz iki alt zaman aralığının toplamı olarak kurgulayamıyoruz, bu da zamanın sürekli olduğunu düşünmemiz kadar gerekli, zihnen ihtiyaç duyduğumuz bir şey. yani zihnimizin çalışmak ve evren içinde iş yapmak için ihtiyaç duyduğu varsayımlar aynı zamanda çelişik gibi. zaman sürekli ise, bir zaman aralığı, birbiri ile kesişmeyen alt zaman dilimlerinin toplamı olarak kurgulanamıyor.
  • sevginin tanımlarından biri - mimar marifeti: yapının sürekliliğinden soyutlamayla***
  • betonarme karkas sistemlerde olması gerekendir. mimarlara ve tüm insanlığa duyurulur. belki kutu kutu odalar, lego gibi evler çıkar ama sürekliliği kaybetmezsin. kaybedersen binanın kıçı ayrı başı ayrı oynar.
    (bkz: aks)
  • bir fonksyonun x0'da surekli olmasi, x x0'a giderken lim(f(x)) = f(lim(x)) olmasina e$ittir. heine abimiz bunu bulmu$tur.
  • soyle tanimlanilir. x noktasinin surekli olmasi icin, alinan herhangi bir epsilon sayisi icin bir x0 olmalidir ki |f(x+x0) - f(x)| < epsilon.
  • literatüre anne sürekliliği diye bir kavram geçmeli. yaptığı işten hiç bıkmamak nedir arkadaş üstüne bir de hiç gerek(!) yokken yazlık- kışlık yiyecek dondurma, salça yapma, kahvaltılık kaynatma bezilerce çorbalık hamur kesme... ya bu motivasyonu nereden buluyor bu anneler. ben sabah uyanmaya neden ararken hiç yoktan yere bişeyler yapma azmini akademiye vursak annemler ordinaryus olmuştu.
hesabın var mı? giriş yap