• her şey çok güzel başladı buraya giderken. yolda doğal güzelliklerine ve manastırın heybetine hayran oldum ama yukarıda acı gerçekle karşılaştım.

    yukarıya manastıra vardığımda, içeriye girmek için sabırsızlanmaya başladım. manastırın girişinde de "türk sanatından izler taşımaktadır" yazısını görünce, merakım daha da katlandı. o değil de benimki de merak amk. ne yapacaktı, türkler? manastıra kat mı çıkacaktı? gene yapacağımızı yapmışız işte.

    neyse o "izler" için hangi küfrü etsem eksik kalır. o yüzden fotoğraflarını ekleyeyim, hep beraber küfür edelim.

    buyrun fotoğrafları :

    http://img707.imageshack.us/…707/7753/sdc12866k.jpg

    http://img710.imageshack.us/…710/5852/sdc12865c.jpg

    http://img337.imageshack.us/…mg337/954/sdc12868.jpg

    http://img801.imageshack.us/…g801/1668/sdc12869.jpg

    http://img299.imageshack.us/…mg299/153/sdc12893.jpg

    gene de ben edeyim küfürümü. nurten, nebiye, erol yakup ve metin başta olmak üzere, bu fresklere adını kazımış yerli ve yabancı herkesin allah bin türlü belasını versin, diyorum.
  • gişindeki yazıda (bkz: #8109339) "...türk sanatının etkileri de görülmektedir." diye bir ibare vardır. bu etkiler daha ziyade freskler üzerinde, oldukça derin etkilerdir ve murç, çakı, çekiç marifeti ile yapılmışlardır. özellikle mahmut kolukısa'nın etkisi çok uzaktan bile rahatlıkla okunabilecek kadar büyük ve derindir. ayrıca maçka'lı dursun, şafak 65, iremi seven tahsin ve adları buraya sığmayacak yüzlerce etkileyiciye buradan en derin teşekkürlerimizi sunmayı türk sanatı adına bir borç biliyoruz.
  • deyrulzarefan ve duyrülumur manastırlarını da gördüm onlar da müthişlerdi ama bu fiziki şartları düşününce sümela daha inanılmaz geldi bana.

    aşağıdan arabayla çıktığım son noktaya kadar ağzım açık izledim etrafı. çıkarken solda küçük bir şelale bile vardı.

    şapelden sonraki bölümlere ziyaretçi almıyorlar, neden acaba oralarda da bir sürü odalar vardı. taş fırın bile yapmış adamlar 4. yüzyılda. balkonlardaki manzara müthiş.

    hz.adem'in dünyaya gönderilmesi ve sonrasını anlatan resimli bölümlere adını kazıyan orospu çocuklarını kesmek istedim. kapadokya'ya git aynı bu insan ziyanları. resimlerin gözünü oyarlar, kendi batasıca adlarını kazırlar oraya buraya.

    su deposuyla rahip odası üstündeki yüksek bölmeye "metin ..." yazan amcık, bu azimle okuduysan şimdi profesör falan olmalısın. olduysan da olmadıysan da amına koyum senin. senin ve senin gibi diğerlerinin.
  • icindeki freskler halkımız ve turistlerce oyulmak suretiyle büyük ölcüde yokedilmis olup, kalanlar da 1 tane adam tarafından korunmaktadır.
    restorasyon calısmaları yapılıyor olsa da durumu cok kötüydü gecen yaz.
    ya insanlar manastırın o zamandan kalma tuvaletlerini kullanıyorlar, tabela konulmus lütfen kullanmayın diye, icerisi kokuyor, nerde görülmüs böyle birsey?
  • gitmeyin arkadaş. cidden gitmeyin. memlekete dair en son umutlarımı da orada bıraktım. resmen her tarafın anasını bellemişler. yazık lan o fresklere. bir de yurtdışından gelenler yaptı vs gibi geyikler dönüyor. yurtdışından gelen amkmun manyakları da zaten ayşe kalp ali, trabzonspor vs yazacaklar zaten. cidden kapatsınlar kimseyi de almasınlar. zaten şu saatten sonra düzeltmek mümkün değil bari daha da anası ağlatılmaz.

    yalnız yürüdüğünüz yol çok güzel. her taraf ormanlık. ne işim var istanbul'da diye hayıflanabilirsiniz.
  • avrupada da bu tarzda inşa edilmiş birçok yapı var. kimisi en ıssız koyakların dibine gömülmüş; kimisi en sarp dağların üzerine asılmış, ya da uçurumların kıyısına kondurulmuştur. insan her yerde sonsuzluğun şiirini, sessizliğin ulu ürküntüsünü aramış, her yerde yaratıcının en yakınına sokulmaya bakmıştır. o'nu doruklarda, uçurumların dibinde, yarların uçlarında aramış, her yerde bulmuştur. ama ruhu böylesine yükseltmek, en acı duygularını yatıştırmak, en canlılarını ılındırmak, hayatın acılarına derin bir yatak yapmak için birbirleriyle yarışa girmiş tatlılıklar bu yarı avrupalı, yarı trabzonlu manastırdan başka hiçbir yerde yoktur zannımca.. fotoğrafla, ya da sözcüklerle anlatmak mümkün değil; o mistik havayı solumak, o ambiyansı yaşamak gerek.
  • trabzon'da maçka taraflarinda ilk hristiyan kavimlerinin romali askerlerden kacmak icin yaptiklari tapinma mekanlarindan biri. oldukca dik yamaclar uzerine ve sadece bir tek noktadan gorulebilecek sekilde yapilmistir. cevre halki tarafindan meryem ana olarak tabir edilir.
  • şu hale getirmişler. allah hepinizin cezasını versin.

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1586982/default.htm
  • sümela manastırı tarihi bir yapı. içinde bulunduğu doğal ortam ile, mimari özellikleri ile, tarihi ile seyretmeye doyulamayacak, muazzam bir yapı.

    trabzon, bir şehir. çok ama çok küçük bir kısmı ortodoks olan, sınırları içerisinde bir ortodoks kilisesi bulunmayan ancak bir katolik kilisesini ve ayrıca sümela manastırını barındıran bir şehir.

    soru şu: bu yapının, bu şartlarda, ibadethane olması mı daha mantıklıdır, müze/ören yeri olması mı?

    eğer müze/ören yeri olacak ise, ikinci soru şu: müzede ayin düzenlenir mi?

    -hoşgörüsüz paranoyak dallama, sizin yüzünüzndedasd.......
    -bir dur kardeşim, bir sakin ol...

    ortodoksların ibadet özgürlüğü için, devlet, imkânlarını kullanmalıdır. trabzon'da bir katolik kilisesinin bulunması, buna mukabil bir ortodoks kilisesinin bulunmaması, kanımca saçmalıktır. ortodoksların böyle bir talebi varsa, trabzon'da bir kilise açmalarına müsaade edilmelidir. bunun için devletin yapabileceği bir şey varsa, devlet bunu yapmalıdır. trabzon'da ortodokslar da katolikler ve müslümanlar gibi bir ibadethaneye sahip olabilmelidir.

    bir ortodoks kilisesinin açılması fikri ortaya atıldığında buna birçok tepki gelebilir. sümela'nın ibadete açılmasına karşı çıkan bir kişi olarak, böyle bir durumda, bendeniz, bu tepkileri dile getiren insanlardan biri olmayacaktır.

    kısacası, ibadet etmek istiyorlarsa, ayin düzenlemek istiyorlarsa, bunu kendilerine sağlanacak bir ibadethanede yapabilirler ve buna karşı en azından benim bir tepkim olmaz.

    fakat geçmişte ibadethane idi, manastır idi diye bugün sümela manastırında ayin düzenlemek, kusura bakmayın, dini bir ritüeli yerine getirmekten çok, şov yapmaktır.

    sümela'nın ibadete açık olduğu zamanlarda, ayasofya da ibadete açıktı. sümela'da ayin düzenlenecekse, ayasofya'da da cuma namazı mı kılınmalı? ve neden? neden ayasofya, neden sümela?

    ama yine de tek arzu, tek amaç, ibadet etmek, tanrı'nın huzuruna çıkmak, öyle mi?

    ben bunu yemiyorum, özür dilerim.
  • girişi an itibarıyle 8 ytl dir, öğrenciden bile aynı ücreti alıyorlar. yarısından çoğu da kapalı durumda, restorasyon hala devam ediyor. her türlü olumsuzluğa rağmen elf diyarı gibi bir yer, görmeyen kalmamalı.
hesabın var mı? giriş yap