• "athos / a journey to the holy mountain" albümünün başında şöyle bir not düşülmüştü: "takip edebildiğimiz yol, gerçek yol değildir"!.. greek tarihinde athos dağı agion oros yani kutsal dağ olarak anılıyor. micus, müziğinin kutsal tınılarını isimlendirmek için daha iyi bir izlek bulamazdı sanırım. ve kutsal dağ'da geçirilen üçüncü geceye dikkat lütfen: "fakat seni bulduğumda, seni, en kutsal olanı, senin aşkın ve yaratılıcığın sayesinde arındım ben"...
  • dün gece ki konserinin aya irini'de olması müziğine ayrı bir hava katmıştır. dinlerken bir yandan da kiliseyi incelemek o kadar huzurlu ki.. ancak konserin kısa sürmesi sebebiyle hassas zihinlerde hasar yaratmıştır. konserin bitiminde stephan terliklerini giyip sahneden uzaklaşınca seyircilerin sanki deprem oluyormuşçasına alanı terk etme çabaları beni ayrıca hüsrana uğrattı. ancak hemen stephan amca geri döndü ve oturun yerlerinize son bir sözüm var dedi. müzik beni öyle etkilemiş olucak ki zaten yerimde oturmuş olayın şokunu atlatmaya çalışan ben yüzümde güller açarak dinlemeye devam ettim. ve her konserde olduğu gibi o konserde bitti. topkapı sarayından çıktığımda taksiciler 3 kuruş için birbirlerini yiyordu bense konserin bitmesine üzülüyordum. taksici mi kasap ben mi koyunum kararı siz verin artık.
  • müziğinde bilinmeyen bir dil kullanarak,
    insanların anlaşılması gerekmediğini vurgulayan,
    alman vatandaslığından terk,
    ispanya'da yasayan bir dünya vatandasıdır.

    yaptığı müzigi "primitif müzik" olarak da ele alabiliriz.
    farklı melodilerin tekrarlanarak birbirini ezmeden
    birlikteligi sanki flora ve fauna oluşturur.
    dogadan gelen tekrar ve olusumların birbiriyle uyumunu
    her dinleyisinizde hissedersiniz.
  • garip adamdır vesselam.

    micus dinleyebilmek için hislerin biraz kuvvetli olması gerekiyor galiba. doğru albümden başlanmadığı takdirde bu ne lan deyip kapatabilir kişi. ehh bu da koca bir servetten mahrum eder insanı. micus, dünyayı müziğe doğurmuş, sanrılaştırmış adamdır çünkü. doğru albümü de hislerinizle bulmanız gerekiyor elbette. şahsen the garden of mirrors albümüne tapınırım misal.
    rengarenktir micus. her albümünde baharın ayrı bir rengini alır üstüne. biraz zihin oyunu ve kalp gücüne bulayarak çıkarır insanın karşısına renklerini, kalbi sağlam, zihni kuvvetli olanın damarlarına giriverir hemen..

    tehlikelidir zira. erken yaşta dinlemeye başlamış insan için özellikle tehlikelidir. 16 yaşında evi terkedip gidesiniz gelir çünkü. micus yapınca siz de yapabilirsiniz, neyiniz eksiktir ki ondan? cesaret tabi ki..
    işte bu yüzden, yapabileceğiniz tek şey, hisleriniz dahilinde albümünüzü bulup, kendinizi micus'un şaman ayinlerine terketmek olacaktır..
  • yağmur manzaralı büyük camın önünde kadife, mümkünse bordo iki koltuk, koltukların arasında ne büyük, ne küçük soluk kahve rengi bir sehpa, onun üzerinde bir uyar, bir uyurkulak ve y'lerinden biri zayi bir süreya, irice bir kül tablası, tablada külü uzun iki dal sigara, kaldıysa hala, eski 216.
    böyle bir fotoğraf stephan micus. böyle allahın belası bir fotoğraf.
  • hüznünü ocean adlı albümünde yeterince tarif edebilmiş, lakin şimdi burada tarifin kifayetsiz kaldığı müzisyen cinsi..
  • evvelce, beyazı baskın renk olarak kullanarak boşluk imgesini besler iken, şimdilerde turuncularda dolaşıyor zat-ı evening child; güneşin kemiklerini ısıttığı hamaklar mı hayal ediyor nedir, bilmiyorum ki..
  • fırtınayı anlatan dingin sesler..hayal gücünüzün ulaşabileceği herşeyin enstrümanı olduğu, tanımsız kişi.
    listen to the rain
    ocean
    athos
    wings over water
    to the evening child
    the garden of mirrors
    darkness and light
    east of the night
    implosions
    twilight fields
    music of stones
  • 1953 almanya doğumlu, 16 yaşında doğu seyahati esnasında müziklerden etkilenmiş ve bir çok geleneksel enstrümanı çalmaya başlamış olan kültürler arası müzisyen .
    bu gelenksel çalgıları daha önce birbirleri ile olmadığı şekilde beraber çalmıştır.

    birçok enstrüman üzerinde çalışmıştır; gitar, flüt, sitar , flamenko gitar, shakuhachi (japon bambu flütü) ve sho (japon üflemeli orgu), suling (bali flütü) , uillean tulumu , sinding (afrika harpı), dondon (konuşan davul), doussn’ gouni (afrika harpı), duduki (gürcü obuası) , hné (burma obuası), duduk (ermeni obuası), bagana (etiyopya liri) gibi.

    eserleri/albümleri (sırasıyla ):
    on the wing
    life
    towards the wind
    desert poems
    the garden of mirrors
    athos
    to the evening child
    darkness and light
    the music of stones
    twilight fields
    ocean
    east of the night
    listen to the rain
    wings over water
    till the end of time
    koan
    implosions
  • modern zaman ozani stephan micus ile yapilmis guzel bir roportaj icin bkz:

    http://www.prensesemektuplar.com/…tephan-micus.html
hesabın var mı? giriş yap