• guiseppe tornatore'nin 1990 yapimi en az cinema paradiso kadar guzel filmi. ta$rada ya$ayan, butun cocuklari kendisini terketmi$ ya$li adam yillar sonra onlari teker teker ziyaret eder, bu arada hicbir$eyin gorundugu kadar iyi gitmedigini anlayacaktir.
  • filmden akılda kalan bazı satırbaşları

    *ıslık
    *saçlardaki beyazlıklara 5'er liret vermek
    *üzüm şaraptan yapılır (kuşlar ölürken,adam ölürken)
    *trenlerde bilet gösterirken düşen o ilginç fotoğraf,yaşlı adamın filmin sonunda sorulan soruya cevaben "evet ailem gösteri dünyasından" demesi
    *sırasıya napoli-roma-floransa,rimini,milano,torino....
    *yaşlı adamın çocuklarını yetiştirme tarzının sonuçları.
    *evlatların birdenbire çocukluk halleriyle görünmesi
    *telefon mesajı bırakırken donan insanlar..
    *filmin ana müziği
    *ilk tırnak kesişte çocuğa para vermek
    *dizi izleyen şirin bebeğin çamaşır makinesini tv sanması..
    *yalanlar,yalanlar,yalanlar..orkestrada davulcu olan oğul.
    *seçim günü doğan politikacı evlat..
    *romadaki ölen kuşlar
    *milano gecesi,yapay böcekler
    *yaşlı adamın fahişeye kendi bacağını göstermesi
    *3 çocuğum var diyerek para isteyen adama "allah bağışlasın,benimde 5 tane var" tarzı cevabı..(bkz: sicilyada hayattan kopmak)
    *tokadı yiyince korkan hırgız,ve kırılan fotoğraf makinasi..
    *otobüsün camlarına yaslanmış insanlar..o kadınla gitmesi gerekirken,çocuklarının peşine düşmesi..
    *bana 12 numarada niye kaldığımı sor?-ve film boyunca tekrarlanan bu tarz önermeler..
  • marcello mastroianni'nin kuskusuz en guzel ama en huzunlu filmlerinden biri. 1990 yapimidir. matteo scuro'nun esinin mezarini ziyaret ederken "stanno tutti bene" dedigi o son sahnede tuylerin diken diken olmamasi neredeyse imkansizdir. o sahneye kadar hep matteo icin uzulursunuz ama o sahnede bir an icin asil uzulmeniz gerekenin onun ve esinin disindaki herkes oldugunu anlarsiniz.
  • marcello mastroianni'ni ve cinema paradiso'nun toto'sunun oynadığı bir giuseppe tornatore filmi. sicilyalı matteo scuro italya'nın dört bir yanına dağılmış çocuklarını görmek için yola çıkar, olaylar gelişir. tüm tornatore filmleri gibi ağlamak ve gülmek konusunda sıkıntı çekilmez.
  • 'herkesin keyfi yerinde' ve 'everybody's fine' olarak da bilinen guzelim film. varligindan bile haberi olmadigi torununa, gitmisken bir gun boyunca bakmak zorunda kalan dedenin, torununu, cani sikilmasin diye, calisan camasir makinasinin karsisina oturtmasi ve camasir makinasinin 'ekran'ini buyuk bir hayret ve merakla izleyen torun sahnesi cok hostu.
  • çerçevelenip odaya asılacak olmadı capture edilip masaüstü arkaplanı yapılacak karelere sahip filmdir.gök-deniz-kumsal üçlüsü ve dev siyah denizanası ile beyaz at ikilisi favorilerdendir.ayrıca çoluk çocuk sayısıyla paralel italya turu atılır bu film sayesinde.her kentin turistik öğeleri kritiklerle beraber sunulur.napoli'nin pisliği,düzensizliği ve trafik sıkışıklığı içinde roma'nın ispanyol merdivenleri ancak bir bina duvarındaki resim kadar gerçekçi geliyor insana.milano'da duomo'nun görkemi karşısında dev bir şantiye alanı ve gaz maskeleriyle dolaşan insanlar da aynı şekilde.şehirlerin yıllar içerisinde nasıl değiştiğini göstermesi açısından belgesel bir özelliği olduğunu da söyleyebiliriz filmin saman altından.ayrıca roma'da paolo portoghesi'nin camisi de bonustur.
  • müzikleri de pek güzel bir filmdir. ne de olsa ennio morricone..
  • otobandaki geyik sahnesine takık olduğum film.
  • hollywood versiyonu icin bkz: everybody's fine
  • zamaninda cnbce'de izleyip cok begendigimi hatirliyorum. gecende rüyama girdi gözlüklü adam, nereden nereden diye düsününce aklima geldi tutti beneli filmden oldugu.

    filme dair su anda tek hatirladigim sey adamin cocuklarini trenle tek tek ziyaret ettigi senaryosu.

    analog dönemlerden kalma güzel seylerden biriydi bu tarz sansa kesfedilen filmler.
hesabın var mı? giriş yap