• aralık ayı itibarı ile inin, cinin bile top oynamadığı bir şehir. öyle ki, sokaklarında gezerken, sanki dünyanın sonu gelmiş de bir tek ben hayatta kalmışım gibi bir hisse kapıldım.

    kaldığım otelin danışmasına "st. louis'de gezip görebileceğim ne var?" diye sorduğumda, 2-3 yer adı alabildim:

    1- gateway arch'ı gör ! - bu gateway arch dedikleri [alta fotosunu koyuyorum] gerçekten devâsa bir yapı. içinde ufak trenimsi şeyler var, sizi taa tepeye kadar taşıyor. tepeye çıkınca, en kuşbakışlısından, güzel bir st. louis manzarası sizi bekliyor. bu yapının altında aynı zamanda bir müze var. arch'ın nasıl yapıldığı hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz.

    metal şeylerden fazla haz etmediğim için, bu yapıdan da hoşlanmadım. tamam, dev gibi yapmışsınız koymuşsunuz da, nerede bunun estetiği ? ya da bir estetik var da, ben mi gözden kaçırıyorum ?

    her neyse siz inceleyin fotosunu..bu arada fotonun önünde göreceğiniz nehir mississippi nehri ve nehrin üzerinde ise red kit izlerken görmeye alıştığımız yandan çarklı teknelerden bir tane var.

    http://www.usdoj.gov/usao/moe/pictures/stlouis.jpg

    2- union station'a git ! - şehirde görmekten en keyif aldığım yapı, union station oldu. eskiden bir tren istasyonu olan bu yer, daha sonra büyük bir alışveriş merkezi haline getirilmiş. benim şansımın güzelliğinden olsa gerek, içerideki dükkanların çoğu kapalıydı. siz giderseniz, buraya uğramadan geçmeyin.

    http://www.fischersplace.com/…vac2003/stlouis21.jpg

    3- mississippi nehrine koş - çamur renginde upuzuuuuuuuun bir nehir bu. muddy waters'ın gruba neden bu ismi seçtiğini artık merak etmiyorum ben. [muddy mississippi waters] daha önce yukarıda da belirttiğim gibi, üzerinde nostaljik yandan çarklı teknelerden geziniyor. teknelerin içinde hamburger yeme gibi bir lüksünüz de var. eğer yolunuz düşerse mutlaka bu teknelere binin ve hamburgerinizin keyfini çıkartın.

    st louis, blues şehri olarak biliniyor. bu bilgiden faydalanıp bir gecemi blues dinlemeye ayırayım dedim. gittiğim blues barında, kimsecikler olmadığı gibi, blues müzisyenleri de blues'dan geçmiş, emprovize bir şekilde jazz çalmaktaydılar. içeri 2-3 insan girdiğini görünce sevinip, jazz'ı da, blues'u da bir kenara itip swing'e geçtiler. eğer bu şehir yaz-kış benim gördüğüm haldeyse, yazık günah bu müzisyenlere. ciddi ciddi harcanıyorlar.

    bunlar dışında anlatacak pek bir şey bulamıyorum ben st. louis ile ilgili. downtown olarak tabir edilen kısımda dev gibi gökdelenler var. beton-bina-beton şeklinde özetleyebiliriz downtown'ı. akdeniz'in sardunyalarla bezeli dar sokaklarına, ve minnacık evlerine aşık olan benim gibi birine, son derece ruhsuz geldi bu şehir. ama siz bir fırsatını bulursanız gene de gidin görün.

    dip not: kışlar deli gibi soğuk ve rüzgarlı geçiyormuş burada. 2 sn'de konkenci kadın saçına kavuşmak isteyenler, aralık ayında doğru st. louis'e koşsunlar.
  • su siralar ikamet ettigim sehirdir kendisi. kislari soguktur, guneyden ve kuzeyden gelen ruzgarlarin arasinda kalip bir gun 10 derece diger gun 0 derece olabilme ozelligini gosterir. arch, central west end-delmar barlari, mississippi nehri vb. gibi hos ozellikleri mevcuttur. mississippi'nin dogusuna arabasiz gecmeyin, basiniza bir sey gelir diye uyarildiginiz sehirdir. delmar street hos bir caddedir, amerika'nin en iyi 10 caddesinden biri secilmistir ama bu cadde bu kadarsa amerika'nin diger 9 caddesi ne haldedir diye dusundurur insani. birkac gun kalinabilir, bence daha fazlasi bunyeye iyi gelmez. yarisi missouri eyaletine diger yarisi illinois eyaletine baglidir, durum boyle olunca, nehrin batisinda barlarda sigara icilebilirken, dogusunda icilmez. gunbatimi guzeldir, amerika'nin ucuz eyaletlerinden birisinde olmasi da bir artidir tabii. suc orani yuksektir efendim, gidilmemesi gereken yerlerle ilgili yine uyarilirsiniz ama korku kulturunu de abartmamak gerekir mumkun mertebe. missouri'nin diger yerlerine nazaran obama'ci cikmistir. washu vardir (washington university in st louis diye gecirelim), ki boylece university city bolgesi ve tip ve benzeri bilimlerin yer aldigi kampusun oldugu central west end'de bir cok ogrenci yasar. bir de delmar'da drum circle'lar olur, eglencelidir izlemesi, oryantal yapmaya calisan kadinlarin da oldugu yerdir bu drum circle. unlu barlarindan biri olan blueberry hill'in ortaklarindan biri de chuck berrydir. st louis'in en guzel yani otobusle chicago'ya 5 saat uzaklikta olmasidir. (yahya kemal efekti)
  • botanic bahcesinde "osmanli bahcesi" vardir. hatta girisindeki tabela turkcedir sebebini bilemedigim bir sekilde.

    alakasiz olarak sanirim en ozledigim yerlerden biri left bank books adli kitapci.

    bir de supermarket zinciri var schnuks diye, az zamanimi gecirmedim.

    (bkz: washu)
    (bkz: washington university in st. louis)
  • hilter'in anti-semitizmden muzdarip ülkenin sadece almanya olmadığını, diğer ülkelerin de ne söylerse söylesinler, bu lanetli halka karşı berbat kötücül hisler taşıdığını göstermek amacıyla içine 936 yahudiyi koyup, küba'ya postaladığı geminin adı.

    gemi 13 mayıs 1939'da hamburg limanı'ndan havana'ya gitmek üzere yola çıkar. yahudilerin tüm varlıklarına el konulmuş ve yanlarına sadece 10 reichmark almalarına izin verilmiştir. küba göçmenlik işleri müdürü mültecilere küba'ya girişlerinde hiçbir güçlükle karşılaşmayacaklarının garanti edildiği izin belgeleri satarken, alman denizcilik şirketi de yolcuların hiçbirinin ömrübillah bir daha almanya'ya dönmeye niyetleri olmamasına rağmen gidiş-dönüş bileti alınmasını zorunlu kılmıştı.

    gemi 27 mayıs'ta 14 gün sonra havana limanı'na vardı ancak küba hükümeti bu 10 mark'tan başka birşeyleri olmayan yolcuların ülkeye adım atmaları için kişi başı 500 dolar olmak üzere toplam 453.500 dolar istedi. gemi daha sonra amerika karasularına yöneldi ancak oradan aldıkları cevap daha sonra dominik cumhuriyeti, arjantin, paraguay, venezuela ve diğer güney amerika ülkeleri'nden aldıkları cevaptan farklı olmadı, "hiçbiri, dünyanın utancını tek başına yüklenmeye yanaşmadı". gemi okyanus ortasında daireler çizerken, küba'dan gelen, eski bir ceza sömürge adası pinos'a çıkış izni ise sadece yalandı. daha sonra gemi yahudiler için cehenneme dönmek üzere olan avrupa'ya doğru yola çıktı. gemideki histerinin belirtileri olarak, gemideki gençler çaresizce gemiyi kaçırma teşebbüsünde bulundular, iki kişi intihara kalkıştı. sonuçta avrupa ülkeleri'nden belçika, hollanda, ingiltere ve fransa yahudileri paylaşmayı kabul ettiler.

    yahudilerin buralardaki yazgıları kamplar oldu ve kıta avrupa'sına yerleşen 620 yahudiden 87'si alman saldırılarından önce kaçmayı başardı, 254'ü ise toplama kamplarında öldürüldü. geri kalan 365'i ise kurtulmayı başardı.

    julian barnes 10 1 2 bölümde dünya tarihi kitabının bir bölümününde bu geminin trajik yolculuğunu anlatır.
  • archından değişik mimarideki evlerine ,golf sahalarından gece 12 den sonrası yusuf yusuf ettiren dowtownına kalbimin soğuk köşesi üniversite şehrim.

    buraya uğrayacaklar veya öğrenci olarak gideceklere mizunun incisi hakkında;

    st louis criminal bir şehir olarak tanıtılmış bazı entrylerde.bu bilgi yalnızca belirli bölgeler için geçerlidir.şehrin merkezi ve çevresi büyük oranda zencilerin ikamet ettiği yer olduğundan buralar özellikle gece vakti pek tekin olmayabilir. yinede bir detroit değil.şehrin ballwin chesterfield veya st charles bölgeleri hem doğa güzellikleri hemde insanlarıyla gayet tekin ve yaşanılır alanlardır.

    insanları alman originli olmasından mütevellit biraz soğuk olabilirler lakin tanıdıkça tanıştıkça harbi insanlar olduğuna tanık olabilirsiniz.ayrıca türk ve müslüman öğrenciler için belkide texasdan sonraki en yaşanılır ikinci bölge denebilir.gayet ucuz bir şehir,örneğin benzin fiyatı amerikadaki en düşük şehirlerden.ayrıca üniversite veya college fiyatları fix değildir iki veya 3 arkadaşınızla kayıt yaptıracaksanız uygun dealler alabilirsiniz.tabi önce dil sınavını geçme şartı.

    şehirde azımsanamayacak bir boşnak nüfusu var ve south county tarafında ise ahıska türkleri mevcut.ahıska türkleri rusyadan sürüldükten sonra buralara yerleştirilmiş ,boşnaklarda zaten 90 savaşlarında refuge olarak alınmış.ayrıca pakistanlı nüfusuda vardır ancak türk öğrencilere daha çok yardım eden bu iki grup millet.

    şehrin en zenginleri çiftçilerdir.eğerki çiftçi bir aileden geliyorsanız zengin gözüyle bakıyorlar,zıraat çok yaygın.zıraat yaygınsa bir yerde gideceksin aga.

    özetle mizudan yolunuz gecerse uğrayın sadece archı değil iki büyük nehir arasında kalmış bu şehrin orman çiftlik bölgelerini gezin.heleki kansasla bu şehir arasında ikileme düşersen aman diyeyim kansasın ismi var kendi yok.
  • amerika’daki bosna hersekli nüfusunun en yoğun olduğu şehir
  • missouri eyaletinin en doğusunda kalan, ulusal olarak suç oranlarının yüksek olduğu midwest şehri. midwest’teki en büyük şehirlerden birisidir aynı zamanda. bu kentte abd genelinde çok az şehrin sahip olduğu metro ağı mevcut. abd’deki pek çok şehirde toplu taşımanın neredeyse hiç olmadığı düşünüldüğünde metroya sahip olmak büyük bir artı. çok sayıda küresel markanın yanı sıra şehirde her türlü türk ve envai çeşit milletlerin yerel ürünlerini satın alabileceğiniz büyükçe bir global market var. bu anlamda alışveriş yapmak için güzel bir şehir st. louis. her ne kadar suç oranları yüksek olsa da midwest’teki çoğu şehir küçük ölçekli olduğu için bölgenin en yaşanabilir şehirlerinden birisi bana kalırsa.
  • gun batarken alev alir
  • budweiser'ın memleketi.
  • 2016 senesinde bir parkta 18 yaşından küçüklerin 22.00 den sonra sokağa çıkmalarının yasak olduğunu yazan bir tabela gördüğüm, ilk gittiğim günlerde şehri tanımak için gece sokaklarda dolaştığımı söylediğimde çalıştığım yerdeki amerikalıların "olm naptın sen iyi ölmedin bir daha asla yapma" diye şoka girdikleri şehir.
hesabın var mı? giriş yap