• "sanatta maneviyata yaklaşmak için, gerçekliği mümkün olduğunca az kullanmak gerekir, çünkü gerçeklik maneviyata karşıdır." piet mondrian

    pablo picasso, boğa, 1945
  • bir metayı meydana getiren karmaşık oluşumları göz ardı ederek, o metanın işe yarayabilecek en öz haline inebilmektir soyutlama. diğer anlamda, temel özellikleri özetleyerek temel olmayan ayrıntıları dışarıda bırakmaktır. soyutlamanın temeli, az malzemeyle (bu nokta olur, çizgi olur, geometrik formlar olur) çok şey anlatmaya dayanır.

    örneğin soyutlama yapacak insan evladı, soğanı soyutlayacaksa, evvela o soğanı soğan yapan temel özellikleri düşünmesi ve bunu ikinci bir kişinin anlayabileceği şekilde anahatlarıyla aktarabilmesi gerekir. soğanın kabuğu, içindeki katmanlar, inceli kalınlı zarları, katmanlardaki damarları, yumuşaklığı, sertliği, alt saçakları... göz ardı edilmesi gereken ayrıntı özellikler olup, yapılacak soyutlamaya dahil edildiğinde karşı tarafta istenilen algı hareketlenmesini yaratamayabilir.
    peki argadaşım nası yapmalıyız biz bunu?
    bu tip ayrıntılar yerine soğanın yuvarlaklığını ve cücüğünü (evet cücük, öze inin dedik olm o kadar.) az ve öz çizgiler kullanarak anlatacak tarzda bir soyutlama yapmak yeterli olacaktır. hatta gayet şükela bir soyutlama olacaktır kendisi.

    ''peki bu bilgi gerçek hayatta ne işimize yarayacak?'' diyecek olursanız ağzınıza yüzünüze iki çarptıktan sonra şunu söylemek isterim ki neredeyse etrafımızdaki her şey birer soyutlama örneği oluşturmakta; uçaklar, haritalar, logolar, sayılar, matematik, bilgisayar programları, hatta babaannelerin torun sevme replikleri*... örnekler çoğaltılabilir, evet.

    ha şimdi aklıma geldi; bir de zork the grand inquisitor isimli fantastik adventure oyununda bu işin büyüsü vardır.
    (bkz: kendall)
  • düşünsel en büyük devrimdir. tasarım gerektirir. bir kütle üzerinde olmayan şeyi düşünerek yaratma ile gerçekleştirilir. el-göz becerisinin gelişmesiyle alt paleolitik dönemde gerçekleşmiştir.
  • gerçeklik içindeki bir ögeyi düşünce yöntemiyle yani zihinsel bir işlemle tüm bağlantılardan ayırmaktır. var olan tüm genel kavramların soyutlama sonucunda elde edilebilmesi mümkündür.
    soyutlama, her ögeyi aynı önemle ele alan "analiz" ile aynı değildir.
  • bir şeyin özüne ulaşma.
  • son birkaç gündür zihnimi meşgul eden meselelerden biri. insanı diğer canlılardan ayıran özelliği bulmaya çalışıyoruz sürekli, ben şu sıralar acaba insanı diğer canlılardan ayıran özellik soyutlama becerisi mi diye düşünürken ekşi sözlük'ten soyutlama kelimesinin ne anlamda kullanıldığına baktım ve evet, buraya yazabilirmişim.

    insan avcı toplayıcı olarak yaşarken doğayla tamamen iç içeydi, soyutlanacak bir şey yoktu, herkes kendi başına doğada hayatta kalacak vaziyetteydi. ilk soyutlama adımı, insanın tarıma geçişiyle oldu ve doğadan soyutlanmaya başladık. artık nasıl hayatta kalacağımıza kendimiz karar veriyorduk, kendi besinimizi kendimiz üretiyorduk. sonra yerleşik hayata geçtik ve kentleşme ilerledikçe insanlar arasında görev dağılımı oldu ve bir parça daha soyutlandık. git gide kendi kendimize yeteceğimiz yeteneklerden soyutlanıyorduk yani, soyutlanma kelimesini tekrar tekrar kullanma sebebim bu. daha kompleks bir yapı oluşuyordu insanın hayatta kalması için, her bireyin bir hücre olduğu bir canlı haline geliyordu toplum, görevlerse organlardı. insan git gide daha çok belirlemeye başlamıştı bu sırada kendi kaderini, doğadan bağımsızlaşmaya başlamıştık.

    sonra basit makineleri yaptık. böylelikle kendi yapacağımız bazı işlerden de soyutlamaya başladık kendimizi. makineleri kompleksleştirdik, kompleksleştikçe daha çok soyutlandık. şöyle açıklayayım. ilk makineler sadece kendi enerjimizden tasarruf sağlamamız içindi ve olayın içinde hala bizim iş gücümüz vardı. bir sonraki basamakta makineleri kendi kendilerine çalışacak hale getirerek kendimizi soyutladık, artık farklı bir katmandaydık, kontrol katmanında...

    heralde kontrol ettiğimiz makineler de bizi kesmedi ki elektrik denilen şeyin bilgisini edindiğimizde makinelerin kontrolünü yine makinenin kendisine bıraktık, biz makineye sadece görevini söylüyorduk, o da yapıyordu.

    sistem karmaşıklaştıkça elektrik sinyallerini takip edemez olduk. işlemcileri üretip makineleri programlamak için makinelere bir beyin atadık. artık elektriksel sinyalleri sinyal yokken 0 ve sinyal varken 1 ile ifade ederek kendimizi, kendi keşfimiz olan elektriğin bilgisinden bile soyutladık.

    sonra 0 ve 1'lere ayrı sinir olduk, bunların 4 veya 8 tanesi (byte) falan yan yana gelince anlamlı bir komut oluşturuyordu o zamanlar, bunları gruplayabilirdik. (atıyorum) 01010101 şeklinde oluşan elektrik sinyaline mov (move, hareket ettirmek) şeklinde isim verdik. assembly denilen, yazılım dili olup olmadığı bile tartışmalı olan ilk yazılım hedesini ortaya koyduk. 0 ve 1'lerden bile soyutlanmıştık, elektrik sinyallerini 0 ve 1 ile ifade ederken 0 ve 1'leri kelimelerle ifade etmeye başlamıştık.

    yazılım denilen şey ortaya çıkmışı. peki burada durduk mu? pembe g*tlülük baki efendim, durmadık. assembly denilen komut kümesi her işlemci için farklıydı. insan bundan soyutlamak istedi kendini, bir sistem kurulup her işlemci kendi komut kümesinde bu sistemi yorumlasın diye, programlama dili denilen dilleri çıkardık ortaya.

    makineler aynı anda birden çok işlem yapsın diye işletim sistemlerini tasarladık, yok ebesinin... daha fazla devam edemeyeceğim. entry'yi bitiriyorum. adamlar programlama dilinden programlama dili yapmış bile yapmış: python diye bir şey var mesela, programlama dili, müthiş kolay bir şey, gel gelelim c ile yazılmış. c ne? o da programlama dili. ohoo... c bir tık karmaşıktı, soyutladık python yaptık, durmayacağız belli ki...
  • bir tür genellemedir. bir nesnenin özelliklerinden veya özellikleri arsındaki ilişkilerden herhangi birini tek başına ele alan zihinsel işlem, gerçekte ayrılmaz olanı düşüncede ayırma ve bir çeşit tecrittir. öğrenilenlerin kavramsallaştırılmasını ve yaratıcı imgelemeyi ifade eder.
    geometrinin gerçek dünyadaki mesafeleri hesaplama ihtiyacının soyutlanmasıyla oluşması ya da istatistiğin şans oyunlarındaki oranların hesaplanmasından doğması gibi........
  • sanatın ve felsefenin temeli.
  • (bkz: abstraction)
  • (bkz: soyut dusunce)
hesabın var mı? giriş yap