• son kullanım tarihi geçmiş olan salam sucuk peynir gibi tüketim malzemelerinin ne yapıldığını hiç düşündünüz mü? eğer marketlerden toplatılıp imha ediliyor demekte iseniz yanıldınız derim. çünkü son kullanım tarihi geçen bu tip yiyecek maddeleri pizzalarda kullanılmakta. yasal mevzuatta olan bir boşluk nedeni ile bir yiyecek maddesinin son kullanım tarihi, üretildiği andan itibaren başlamaktadır. ama yiyecek maddesinin içerdiği birleşenlerin son kullanım tarihleri ile ilgili olarak ilgili yasada herhangi bir tanımlama yoktur. yani tanınmış markalara ait hazır pizzalardan aldığımızda veya pizzacılarda yediğimiz pizzalarda ki bunlara yabancı hazır yemek zincirlerinin restoranları dahildir, son kullanım tarihi geçmiş yiyecek maddelerini afiyetle tüketmekteyiz. yoksa limitsiz pizzanın 6 ytl gibi bir fiyata nasıl satıldığını düşünüyordunuz? limitsiz yediğiniz pizzanın malzemesini (mozarella peyniri, salam sosis vb) dışarıdan aldığınızda bir de üzerine dükkan, işletme ve franchising giderlerini eklediğinizde bir işetmenin kar edebileceğini düşünmek pek mümkün görünmüyor bana. bu bilginin kaynağı işin içinde olan gıda mühendisleridir.
  • son kullanma tarihi, ilgili ürünün gerçekten bozulmaya başlayıp kullanılmaz hale geleceği tarihten en az 6 ay öncesi (kimi ülkelerde 12 ay) olarak yazılır.

    yani son kullanma tarihi 1 yıl yazan bir ürünün gerçek son kullanma tarihi en az 1.5 yıl kadardır.

    o nedenle, tarihi geçmiş bir ürün yediğinizde sağlığınız bozulmaz. aksi olsaydı, yani tarihler "tam" olarak yazılsaydı, çevresel şartlara bağlı olarak erken bozulan, yahut tarihi birkaç ay geçmiş ürünleri yiyen milyonlarca insan zehirlenirdi.

    önemli not:
    tüm ürünler, çevresel şartların etkisiyle erken veya geç bozulabilir. o nedenle "akıllıca" olan, tüketim tarihi geçmiş ürünü kesinlikle tüketmemektir. özellikle açık satılan ürünlerin, yoğurt, ayran ve sütlerin son kullanma tarihi çok kısadır ve üzerindeki tarih geçmişse hiçbir biçimde tüketilmemelidir.
  • askeriyede yemekhanedeyiz. ayran vermişler, yemeğin yanında içelim diye. vatan sağolsun bizi iyi besliyor. çocuğun teki 3 kasım 2010 da teskere alacaktır. ayranın son kullanma tarihiyse 7 kasım 2010 u göstermektedir. arkadaş son kulanma tarihine ciddiyetle bakar. hafif bir gülümser ve rakamı bize doğru göstererek;

    - "lan!? ayrana dört gün takarım var" der. e yemekhanede yarılır.
  • ben buna bakkalda bakamıyorum arkadaş ya.

    yılların mahalle bakkalı. ne zaman gitsek güleryüz, ufaktan hal hatır sormalar, 37 ekranlık tavana monte edilmiş televizyondaki saçma sapan haberlere ortaklaşa yorum yapmalar...

    bakamıyorum, sorgulayamıyorum. ben orada son kullanma tarihine bakarsam o bakkalı aldatırmışım gibi bi hisse kapılacağımı düşünüyorum.

    hatta bakkalın savunmasını bile kendi iç dünyamda hazırladım: "ulan 100 metre ötedeki bime rağmen yıllardır batmadan, kaliteli ürünlerle mahalleyi buluşturuyorum. bu mu karşılığı?"

    biraz önce sütle sigara aldım. sütün son kullanma tarihine bakmadım. şimdi eve gelince baktım daha 1 hafta varmış. nasıl rahatladım.

    "bakkalım aslanım
    dükkanda yatıyor..."

    dizeleriyle son veriyorum bu entry'me.
  • tuzların üzerinde de bulunması ironik. tuzun kimyası gereği bozulması mümkün değildir.* en fazla nemlenebilir, ki kurutunca eski formuna ulaşır.
    zannediyorum bal da bozulmayan bir madde. ne gariptir ki, onun da son kullanma tarihi mevcut. doğal olmayan balların içindeki şeker bile en fazla kristalize olup dibine çöker. onu da ısıtıp eski formuna sokabilirsin. kısaca, bozulmaz.

    şaraplar için ise konu biraz çetrefilli. piyasada son kullanma tarihi açısından bakarsak iki çeşit şarap var. sadece üzüm suyundan mamül, maya ve koruyucu madde kullanılmayanlar ile diğerleri.
    maya ve koruyucu madde kullanılmayanlar; yıllandırılmaya müsait bir üzümden yapılmışsa, mantarlı şişelerde yatık pozisyonda 15-18 dereceler arası yıllarca bekleyebilir. zaten buna yıllanmış şarap diyoruz.
    bu, son kullanma tarihinin net olarak belli olmadığı anlamına gelse de, yıllandırmanın da şarabın cinsine göre bir üst sınırı vardır.
  • leyleği havada görerek yurt dışına gidip gelenlerin dolapların bir köşesinde istifledikleri, sonra unutup gittikleri ve de hatırladıkları zaman da iş işten geçmiş olsa bile ambalajının şıklığı ve markaya güvenerek hediye olarak bir arkadaşa götürülmesinde sakınca görülmeyen gıda kutularının* altında yer alan ibare.

    tabi ev sahibi onca kalabalığın içinde ters çevirip de expiry date ya da best before kısmına bakmayacak kadar ince bir kişi. nezaket gereği kutu açılarak ikramda bulunulur ama görsel olarak da ikram edilen çikolatanın hafiften bir şakülünün kaymışlığı fark edilir. herkes gittikten sonra ilk iş bu ulvi görevi yerine getirmek olur. alt tarafı 2.5 aycık* geçmiştir önerilen son kullanma tarihinin üzerinden*. üstelik pişkin misafir bir de akıl vermiştir: ''bunu supangle falan yaptığında at içine karıştır, çok lezzetli oluyor...'' diye.

    emir her zaman baş üstünedir, arkadaş mı kırılacaktır? elbette iade-i ziyarete gidilirken eli boş gidilmeyeceğinden, güzel bir tatlı yapmak vardır akılda. sosun içine de; kutu baş aşağı çevrilerek komple silkelenecek ve '' kendi malın gibi ye cancazım'' denilerek verilecek olan çikolatalar katılacaktır. intikam**.
  • ingilizce'de expiry date ve best before olarak ifade edilen ve anlamca farklı olan iki kavramı türkçe'de tek çatı altında toplayan ifade.

    expiry date, ki anlamı "bu tarihten sonra tüketirseniz tehlike arzeder" olup, özellikle besin maddelerinde bulunması kritik önemi haizdir. bozulan sütün etkilerini anlatmaya gerek yok herhalde.

    best before ise, o tarihe kadar kullanımı önerilen ama sonrasında tüketildiğinde de sağlığa zararlı bir etkisi bulunmayan ürünler üzerinde bulunur. pek çok ilaç, yapı kimyasalları, vb.

    türkçe'de bu iki farklı kavramı karşılamak için neden sadece tek ibare bulunduğu ve yasal olarak her ikisinin yaptırımının ciddi şekilde farklı olması gereken bir sistemin neden varolmadığını cidden merak ediyorum.
  • bugün alınmış olan yoğurdun üzerinde 34/06/2008 olarak okuduğum tarih. yoğurt sağlam ama.
  • türkiye'de garip şekilde çok uzun olan son tüketim tarihidir. geçen hafta almanya'da bir süpermarkete gittim ve türkiye'ye getirmek üzere bolca domuz eti ve peynir almak istedim. et ve peynir reyonlarında en az 50 farklı çeşit ürüne bakıp son kullanma tarihi uzun olanlardan seçmek istedim ama garip bir şekilde en uzun raf ömrünün en fazla 3 ay sonrası olduğunu fark ettim, hatta çoğu ürünün raf ömrü sadece 1 aydı. akılma direkt şu geldi demek ki alman veya ab yasaları raf ömürünü uzatan sodyum nitrat gibi maddeler konusunda bir kısıtlama içeriyor ki ürünlerin ömrü kısa. ama bizim marketlerdeki salam, sucuk ve peynirlerin ömrüne bakın 6-12 ay arası. peynir alıyorsun 1 sene sonra tüketiyorsun, böyle doğal peynir olur mu? sonra kanser niye artıyor diye soruyorlar.
  • genelde normaline gore -6 ay olan surelerdir bunlar. ozellikle amerika'da -12 olabilir. cunku belli bir sure sonra dogal olarak bozulmaya baslayan urun, belirtilen tarihten sonra artik "ne zaman bozulacagini kestirmek zor" bir hal alir.

    ozellikle son kullanma tarihinden once bu urun nedeniyle zehirlenme yasandiginda, firma hemen mahkemeye verilebilir.

    ancak iste bunu onlemek icin biraz tarihi erkene cekerler, boylece riske girmemis olurlar.
hesabın var mı? giriş yap