• ‘tarihçilerin yazdığı onlarca kitap varken niye alınsın?’ denmiş.

    kaynakçasındaki yüzlerce tarih kitabından faydalanıp epik bir dil ve son derece akıcı bir üslupla yazıldığı için.

    tarih kitapları ekseriyetle tek bir konuyu veya vakayı inceler. özdil ise nefis bir dil ile o dönemin pek çok ayrıntısını araştırıp kaleme almış.

    dünyanın ilk kadın savaş pilotunu çıkaran milletin aynı zamanda dünyanın ilk siyahi savaş pilotuyla istiklal savaşı’nı verdiği, çocuk birliklerimize dair detaylar, gerilla mücadelesinin düzenli orduya evriliş serüveninde evvelce okumadığım olaylar, dünya savaş tarihinde ilk kez karadan top atışıyla deniz altı batırışımız, istiklal harbi madalyalı 10 ermeni kahramanımız, milli mücadeleye destek olan üçüncü dünyalı bağımsızlık savaşçılarının anadolu’da yaşadıkları, ihanetin ve korkaklığın binbir türü, işgalde yaşanan mezalimin tarih tarih - köy köy seceresi, hemen her iş kolundan kendini istiklale feda eden yurtseverlerimizin trajedileri, esir türkler’in yaşadığı kıyım, kahraman din adamlarımızın tarihe imza mahiyetindeki eylemlerinden evvelce bilmediğim pek çok detay vs bu kitapta okuduklarımdır.

    okumadan atıp tutanlar ne derse desin özdil bence müthiş bir kitaba imza atmış.
  • gece 10 gibi bakayım dedim sabah 8’de bitti. eline sağlık.
  • çok geç başladığım ama bir oturuşta 150 sayfasını bitirdiğim kitap. zira uçak yolculukları bunun için var, değil mi?

    okurken kafama en çok dank eden şey, günümüz türkiye'sinin tıpkı klasik bir romanın günümüz uyarlaması dizileri gibi sahnelerin, oyuncuların, zamanın, mekanların ve öykülerin değiştiği ama rollerin ve konunun hiç değişmediği bir durumda olması oldu. hatta bazen repliklerin bile... kitap milli mücadeleyi anlatıyor ama kitabın yazıldığı 2020 senesi ve benim kitabı okuduğum 2021 koşullarında değişen neredeyse hiçbir şey yok. ülkeyi yıkmak için her türlü iç ve dış mihrakla işbirlikçilik yapan, bokunu yiyim abey ayağı çeken, kendi milletine düşman ümmetçi bir yönetim; kendi halkına ateş açan kolluk kuvvetleri; hükümetin emrindeki hukuk; bir kısmı din kisvesiyle uyuşmuş ve bu uğurda dindaşı bile olmayan işgalci kuvvetlerden yana, bir kısmı canla başla işgale ve talana direnen bir toplum; kahraman kadınlar ve onların saçının bir teli göründü diye ortalığı ayağa kaldıran yobazlar; her bokun altından çıkan ingiltere, fransa, rusya ve abd; işgalci yunan; maşalık ve tamponluk yapmak için birbiriyle yarışan ama sorsan her daim mazlum ermeni çeteleri ve kürt aşiretleri; şerefsiz basın; kışkırtma, linç, arkadan vurma, her türlü vahşet ve kahpelik... ulan hain damat bile var.*

    ve tabii ki bütün bunlara karşı canla başla örgütlenmeye, halkı bilinçlendirmeye, kaynakları yeterince sınırlı değilmiş gibi bir de meşruluğunu git gide yitiren yerel yönetimle uğraşmak zorunda olan bir avuç halk çocuğu. en çok da bunu bilmek, okumak rahatlatıyor insanı. bizim sonumuz da milli mücadelemiz gibi biter mi acaba bir gün?

    okudukça editler gelebilir.
  • yılmaz özdil'e bayıldığımı söyleyemem, kitabın başlarında da hani kaynak falan diye notlar aldım. meğer kitabın sonunda 6-7 sayfa kaynak kitaplar varmış.
    sonrasında daha ciddiye alarak okudum ve çok beğendim.
    çocuğuma da okumasını tavsiye edeceğim, bir güncük olsun cep telefonundan kafasını kaldırıp tarihimizi öğrensin.
    kaynak kitapların hepsini okumak iddialı olur ama seçerek okumaya çalışacağım.
  • milli mücadele döneminin bu kadar akıcı bir şekilde anlatılması ülkedeki her vatandaşımızın bilinç kazanması için önemlidir. kitabın dili köşe yazılarında olduğu gibi akıcı. kitap okurken sıkılanlar bile rahatlıkla okuyabilir. hatta uzun süredir kitap okumaya ara verenler için dönüş kitabı olabilir.

    kitapta bazı bölümler çok etkiliyor. kitabı okuduktan sonra bazı olayları araştırmaya başladım. yazılmış bilimsel makalelere ulaştım. kitapta kısa geçen bazı mevzuları daha ayrıntılı okudum. tekrar tekrar okunabilecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim. sadece indeks kısmının olmayışı ilginç geldi. sonraki baskılarda kelimelerin geçtiği sayfaları eklerlerse kitap benim gibi sonradan aklına bir konu takıldığında bakmak isteyenler için kolaylık olur.

    kitabı eleştirenlere de saygım var. yine de kitabın araştırmacı bir gazetecilik ürünü olduğu arkasındaki sayfalarca kaynakçadan bellidir. yine de bazı konularda taraflı olduğunu düşünüyorsanız internette birçok kaynağa ulaşabilirsiniz.
  • yılmaz özdin’in son kitabı.

    tanıtım yazısından anladığım kadarıyla milli mücadele dönemini işliyor.

    yazıyı da paylaşayım.

    şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.
    gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.
    altı kişiydiler.
    üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

    talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.
    hayat onları hep mecbur bırakmıştı.
    bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, çanakkale’den trablus’a, yemen’den sina’ya, balkanlar’dan kafkaslar’a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.
    ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.

    uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.
    adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.
    ulusun kader anıydı.
    söylenecek ne varsa söylenmişti.
    söz bitmişti.
    o çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.
    “vakit tamam” dedi...

    “umutsuz olmayacağız.
    uçurumun kenarındayız.
    bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.
    son bir cüret
    belki kurtarabilir.
    anadolu’ya geçiyoruz!”

    https://www.kitapyurdu.com/…p/son-curet/556694.html
  • gözyaşlarımı tutamadığım yerler oldu.

    o kadar etkileyici ki tüylerim ürperdi.

    ne söylesek ne yapsak hakkınız ödenmez.

    tüm şehitlerimize saygı, sevgi, minnetle.
  • popülaritesini bazen farklı emelleri doğrultusunda kullandığı için yılmaz özdil’den şahıs olarak pek hoşlanmasam da, araştırmacı kimliğini ve lafı eveleyip gevelemeden pat diye söyleyiş tarzını beğeniyorum açıkçası..

    o yüzden, milli mücadele konusunda sağlam bir araştırmanın ürünü olarak ortaya çıkardığını bildiğim bu eseri, kendisiyle ilgili yargılarımı bir kenara bırakarak okudum, kitap bittiğinde de kendisine teşekkür ettim telepati yordamıyla..

    gerçekten de her türk evladının okuyup, muhtevasından hayat dersleri çıkarması; kitaplıklarda yıllanmaya bırakılmaması gereken, dolu dolu bir kitap, harikulade bir tarih kaynağı olmuş..

    evet, genel hatlarıyla biliyordum milli mücadele’ye dair bir şeyler, ancak bu kadar detayıyla tabii ki vakıf değildim.. işte o yüzden diyorum herkes okumalı, bilip öğrenmeli diye..

    antep’in gazi ünvanına layık görülmesinden kara fatma’nın lakabına; istanbul’a gelen gerçek james bond’dan saltanatın ihanetine; kahraman efelerden sahtekar çetelere... bir sürü taptaze bilgi, onlarca yepyeni tarihi karakterler sunulmuş kitapta çok güzel hikayelerle harmanlanarak..

    telepati çalışmamış olabilir, bir de buradan gönderelim.. bu kitabın sayesinde bilgi havuzumuza eklediğin her bir damla için, kitabının sayfası adet kadar teşekkürler özdil efendi..
  • milli mücadele ve kuvay-ı milliye ruhunu en iyi anlatan kitap kutsal isyan'dır.

    son cüret için değerlendirmemi okuduktan sonra belirteceğim. bu arada kırmızı kedi ile yollarını neden ayırdı merak konusudur?

    edit: kutsal isyan,şu çılgın türkler ve milli mücadele ile ilgili onlarca kitap okuyan biri olarak ilk 70 sayfayı vasat buldum.

    örnegin parti pehlivan'ı birkaç cümle ile geçiştirmek nedir yau !!
  • gerçekten bu kitabı çok beğendim bize asla anlatılmayan saklanan gerçekleri anlatıyor. herkesin okuması lazım
hesabın var mı? giriş yap