• roma imparatorluğunda hristiyanlığın izinli dinler arasına dahil edilmesiyle birlikte, paganizmin güç kaybetmeye başlaması aynı zamanda eski alışkanlıklarını bırakmak istemeyen yeni hristiyanlar sebebiyle hristiyanlığın içine de pagan adetlerinin sızmasına yol açmıştır. kilise, bu gelenekleri ortadan kaldıramayınca, çözümü onları hristiyanlaştırmakta buldu. hristiyan din adamları yeni dinin halk arasında yayılmasını kolaylaştırmak için zaten halkın benimsediği bazı adetleri içselleştirmişler ve bunları hristiyanlığın da değerleri haline getirmişlerdir. pagan geleneklerine göre her yıl aralık ayının 25. günü güneş bayramı olarak kutlanırdı (dies natalis solis invicti = fethedilemez güneşin doğumgünü), aslında bu tarih, kuzey yarım küre için, bugün 21 aralık olarak bilinen kış gündönümünden başka bir şey değildi. en uzun gecenin yaşandığı ve bu tarihten sonra gündüzlerin uzamaya başladığı gözönünde bulundurulursa, karanlıkların egemenliğinin "sol invictus / fethedilemez ya da yenilmez güneş"in geri dönüşüyle son bulması çok yerinde bir mitolojik ifadedir. birçok kadim uygarlığın inanışında güneş tanrısı'nın doğum günü olarak kutlanan 25 aralık'ın, klise tarafından isa'nın doğumgününe denk getirilmiş olması da tabii ki tesadüf değildir, hristiyanlık içerisinde re-enkarne olan sayısız pagan geleneklerinden yalnız biridir.
  • "ele gecirilemeyen gunes", ya da "unconquerable sun, unbeatable sun, invincible sun" olarak da soyleyebilecegimiz latince soz.

    ilk olarak roma imparatoru constantine, roma'ya hristiyanligi getirirken tanriyi bir roma tanrisi haline getirip insanlara oyle sunma maksadi ile soylemistir.
  • roma imparatorluğu'nun orta-geç dönemine damga vurmuş askerlerin koruyucusu güneş tanrısı.

    bilhassa m.s. 274 senesinde aurelianus'un imparatorluğu yeniden birleştirdiği askeri zaferlerini kendisine adamasıyla birlikte roma ordusu'nun ve emperyal kesimin baş tanrısı halini almıştır. bazı kaynaklar işi iyice ileri götürüp aurelianus'un roma'yı sol invictus'un arkasında birleştirerek tek tanrılı bir anlayışa geçirmek istediğini de iddia etse de bu pek gerçekçi görünmemektedir. en azından; aurelianus'un 1. constantinus ve hatta sonrasında theodosius gibi tek bir tanrıyı ve kültü/itikadı siyaseten ve sosyo-kültürel bağlamda birleştirici bir yapı olarak teşkil etmeye çalıştığına dair bir kanıt mevcut değildir. buna dair tek iddia da dönemin koyu hıristiyan tarihçilerinden lactantius'tan gelmiştir ve çağdaş tarihçiler tarafından büyük ölçüde çürütülmüştür.

    (bkz: lucius domitius aurelianus/@ncpzbsn)

    sol invictus'un orijini ise tartışmalıdır. kökenleri bir etrüsk tanrı ya da tanrıçası olan usil'e dayanan bir latin kültü olan sol'dan esinlenildiği kesin gibi olsa da romalılar'ın fethettikleri topraklarda yaşayan halkların tanrılarını da panteon içerisine dahil etmek gibi bağdaşımlı bir dinsel bakış açıları olduğu için, aurelianus'un ve askerlerin benimsediği ve ihtiram eylediği tanrının cermen kökenli tanrıça sunna ya da aurelianus'tan yaklaşık elli sene evvel imparatorluk yapmış marcus antoninus ya da bilinen adıyla elagabalus'un da lakabının esinlendiği ve bizzat kendisinin roma'ya getirdiği emesa* kentinin arap orijinli dağ ve güneş tanrısı ilah al-gabal da olabileceği söylenegelmiştir. çevre kültürlerden panteon bünyesine dahil edilen tanrıların sıklıkla roma'nın geleneksel tanrıları ile de harmanlanması roma paganizminin en mühim özelliklerinden birisidir. yani, bir diğer deyişle, sol invictus'un aslında etrüskler'den başlayan ve yüzyıllar süren bir gelişim, fetih ve inanış evriminin bir sonucu ve harmanı olduğunu da iddia edebiliriz.

    ayrıca, m.ö. 4'üncü ve 3'üncü yüzyıllarda sol indiges adıyla anılan bir roma tanrısı daha var ama onun aurelianus dönemine kalmış olma olasılığı bir hayli düşük gibi görünüyor.

    modern tarihçilerin önemli bir kısmı tarafından mitra kültü ile de kayda değer biçimde ilişkilendirilen sol invictus'un yükselişi gibi düşüşü de hızlı olmuş ve bilhassa theodosius dönemindeki pagan kıyımıyla birlikte izine pek az rastlanır bir hal almıştır.
  • yine bir aşırı övgü entrisi ile karşınıza gelmemi sağlayan taş ötesi faith no more albümü.

    sadece senenin değil , faith no more diskografisinin de en iyisi olabilir kesinlikle . son dönemlerde bomba gibi patlayan reunion veya uzun aradan sonra gelen (carcass , at the gates vs ) albümlerin hepsi taş gibi ama buna özel bir parantez açmak lazım . kesinlikle beklendiğine değen bir albüm olmuş .

    bottum başganın superhero'da ki piyano pasajından ümit besen tadı yakalayan bir ben miyim acaba , onu da merak etmiyor değilim ...

    şahane , dinleyiniz , dinletiniz ...
  • roma imparatorluğu‘nda resmi kabul görmüş güneş tanrısı.

    birçok uygarlıkta olduğu gibi, güneş, roma imparatorluğu’nda da kutsaldır. şehrin kurucusu ve isim kaynağı romulus ile birlikte devleti bir dönem yönetmiş titus tatius’un ilk olarak sol ile ay tanrıçası luna’yı şehre takdim ettiği düşünülmektedir.

    bu eski tanrıya inanlar, 25 aralık 274’te, aurelian döneminde resmi olarak kabul görmüştürler, ki bu da günümüzde hala devam eden christmas’ın aslında güneş tanrısına adanmış bir gün olup olmadığının tartışılmasının sebebidir.
  • yılın albümüdür.
  • neredeyse king for a day fool for a lifetime kadar iyi bir albüm. bu devirde inanılır gibi değil.
  • eski roma da devletin ve güneşin tanrısı. suriye orjinlidir.
  • christmas'in kokenidir ayni zamanda.
  • ilk dinlemede kendine hayran bırakan bir albümdür. allah belanı versin mike reyiz bi boku da becereme. * *
hesabın var mı? giriş yap